Greif’te polis Ali İsmailler yaratmak için saldırdı!
Greif işgal fabrikasına polis 10 Nisan’da şafak baskınıyla saldırdı. Yüzlerce polisle gerçekleştirilen baskın Haziran Direnişi’ndeki saldırıları anımsattı. Taksim’e yapılan operasyon gibi en ufak detayı dahi düşünen polis iş makinaları, itfaiye, ambulanslarla geldi.
Saldırının ardından ikinci güne girdiğimizde polis şiddetinin boyutları da ortaya çıkıyor. Polis saldırısı karşısında 3. kata çıkan Greif işçileri, destekçiler ve devrimci basın çalışanları polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar 3. kattan polis otobüslerine kadar yerlerde sürüklenerek götürüldü. Polisin uyguladığı şiddet pervasızcaydı.
Saldırıdan sonra yapılan doktor kontrollerinde, eyleme destek veren Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu temsilcisi Murat Yıldırım’ın iki elmacık kemiğinin kırıldığı, vücudunda da kırıklar olduğu ortaya çıktı. Keza Kızıl Bayrak muharibi Mehmet Ali Karabulut fotoğraf çekerken gözaltına alınmış merdivenlerde sürüklenirken darp edilmiş ve burnu kırılmıştı. Haziran Direnişi’nde olduğu gibi, hayati tehlike yaratabilecek kafa bölgesine kemikleri kıracak kadar sert darbeler uygulanarak Greif işçileri ve destekçileri gözaltına alındı. Haziran’da Ali İsmail Korkmaz tam da böylesi bir şiddetin sonucunda kafasına aldığı darbeler nedeniyle hayatını kaybetmişti.
Polis pervasızlığını doktor muayenesinde de gösterdi. Murat Yıldırım için kafasına aldığı darbeler için 24 saat müşahede altında tutulması gerektiği söylenmesine rağmen, bir doktorun “gözaltına engel yok” ifadesini baz alınarak Yıldırım Vatan’daki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. İki elmacık kemiği kırılan, yine kafasında iki kırık olan ve hastaneye sedyede getirilen Yıldırım için gözaltında kalmasına sakınca olmadığını söylemek bile doktorlar arasında da polis işbirlikçilerinin olduğunu gösteriyor.
Yaşananların Ali İsmail’in katledilmesindeki sürece oldukça benzemesi tesadüf değil. Polis şiddetinin meşrulaştırıldığı, doktorların eylemcilere yönelik gerekli tedaviyi uygulamamasının cezasız kaldığı bir dönemde farklı birşey beklenemez. Greif’teki şiddet bilançosundan daha ağır sonuçlar çıkmamasıysa, bu sadece şans eseri oldu.
Bu arada şunu da hatırlatmak isteriz. İki aydır her türlü oyun, ihanet, işbirliği, teslimiyet, grev kırıcılığı ve son olarak polis zorbalığı ile Greif işgal fabrikasından çıkarılan işçilere ve dostlarına karşı uygulanan polis şiddeti karşısında seslerini çıkarmayan 44 “sendika uzmanı”, direnişin ilk gününden itibaren Greif patronları ile işbirliği yapan hain bürokratlara ve işbirlikçilerine işçilerin gösterdiği tepki üzerine yayınladıkları metin ile bugün nasıl bir vebalin altına girdiklerini de böylece kanıtlamış oldular.
Direnen Greif işçilerine destek mesajı
Saldırılara karşı devam eden direnişe destek mesajları geliyor. Greif direnişçilerinin avukatları ve yazar Volkan Yaraşır’dan gelen ortak mesajı sunuyoruz.
Greif bir ruhtur!
Selam olsun Greif işçilerine,
Selam olsun öfkeye, onura
Selam olsun direnişe, kavgaya, inada...!
Greif direnişi, bir işçi kolektifi olarak finans kapitale, sendikal bürokrasiye ve devletin kolluk güçlerine karşı bir ayağa kalkış, bir manifesto ve tarihsel bir semboldür.
Greif işgali, 1835’lerde başlayan “maceramızın”, o muhteşem, yaratıcı ve yıkıcı hikayemizin en aktüel biçimidir. Sınıflar mücadelesinde son derece önemli bir momenttir.
Greif bir ruhtur. Kolektif bir ruhtur. Davanın kızgın ateşiyle harlanmış,
Ekmek, özgürlük ve kardeşlik komünalitesinde şekillenmiş bir ruhtur.
Greif bir barikattır.
Tarih boyunca ezen ezilen kavgasında, sınıf kavgasında; kölelerin, yoksulların, açların, işçilerin kurduğu barikatlar yenilmedi. Barikatlar geleceğe saçılan tohumlar oldu. Greif’te geleceğe saçılan tohumdur. Anodolu ve Mezopotamya’nın bereketli topraklarında tohumlar çatlayacaktır.
Emile Zola’nın dediği gibi tohumlar çatlayınca, tarih başka türlü akar.
Tohumların çatlama mevsimine girdik.
Taksim ayaklanması, ayaklanmanın ikinci dalgası olan Berkin’nin cenazesi, Punto, Fen-İş ve Greif, Kürt Özgürlük hareketinin pratikleri ve Rojova deneyimi bunu gösteriyor.
Greif işçilerini, sizleri selamlıyor, alınlarınızdan öpüyoruz.
Kavganız kavgamız,
Öfkeniz öfkemiz, O büyük hülyalarınız hülyalarımızdır.
O muhteşem güne yürüyüşümüz, gökkuşağına koşuşumuz sürüyor.
İşçi sınıfından öğrenmeye devam edeceğiz.
Volkan Yaraşır
Araştırmacı - Yazar,
Tez. Koop.İş Sendikası Genel Eğitim Danışmanı
Greif İşçilerinin Avukatları
Av. Bülent Şimşek
Av. Gökmen Yeşil
Av. Zeycan Balcı Şimşek
|