10 Ocak 2014
Sayi: KB 2014/02

Yıkalım bu köhne düzeni!
Çürümüş düzende iktidar ve rant savaşı
Korkularınızı büyüteceğiz!
Gerici kapışma ve TIR olayı
Zam furyası başladı
Hrant Dink davasında 3. duruşma
“Devrim ve sosyalizm mücadelesine dört elle sarılacağız!”
“Yasa geçti, ama mücadelemiz sürecek!”
AKP’yi kurtaran kaynak: Özelleştirme
Feniş işçileri Aloğlu’nun peşinde!
“Hırsız patron, işbirlikçi sendika!”
Limanda eylemli sınıf dayanışması!
Bakanın iftihar tablosu
Sınıf devrimcilerinden mücadele çağrısı
Devrimci temellerde yenilenme ihtiyacı ve KESK genel kurulları / 2
Cenevre-2 Konferansı yaklaşırken çatışmalar şiddetleniyor
Cihatçı tetikçiler savaşı Irak’a taşıdılar
“Tehlikeli Bölge” ilanı ve polis devleti
Düzene karşı devrim!
İzmir’de Ekim Gençliği okurlarına saldırı
Bu daha başlangıç...
Roboski’nin adaleti zamanın ellerinde!
Alevilere dönük yeni asimilasyon hamlesi: Kızılelma
İzmir Gezi Tutsak Aileleri Ankara’daydı!
Devrimci tutsaklardan yeni yıl mesajları...
Yolsuzluk yapanlara ve hırsızlara açık mektup...
Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Cenevre-2 Konferansı yaklaşırken
çatışmalar şiddetleniyor

 

Suriye’deki krizden çıkış yolu bulmak amacıyla gündeme gelen Cevere-2 Konferansı, özel bir engel çıkarılmazsa eğer, 22 Ocak’ta toplanacak. Konferansın teknik hazırlığını başlatan BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, sözcüsü aracılığıyla yaptığı açıklamada, katılımcılara davetiye dağıtımının başladığını duyurdu.

Konferansa hazırlık sürecinin başlamasıyla diplomatik alanda hareketlilik artarken, alandaki silahlı çatışmaların da şiddetlendiği gözleniyor. Suriye Arap ordusu ile cihatçı çeteler arasında birçok cephede çatışmalar devam ederken, cihatçılar arasında patlak veren şiddetli çatışmalar da birçok kente yayılmış durumda.

Cenevre-2 Konferansı’nın Suriye’deki yıkıcı savaşın bitirilmesi yönünde atılmış somut bir adım olup olmayacağı henüz belli değil. Ancak 22 Ocak tarihinin yaklaşmasına bağlı olarak çatışmaların şiddetlendiği, demek oluyor ki, ölüm ve yıkımın arttığı kesindir.

Konferansa hazırız…”

Konferansa hazır olduğunu açıklayan Esad liderliğindeki Suriye hükümeti, Cenevre’ye gidecek heyetin siyasilerden oluşacağını duyurdu. 8 Ocak Çarşamba günü Cenevre-2 Konferansı gündemiyle ilgili basın toplantısı düzenleyen Suriye Enformasyon Bakanı Omran el Zoubi, siyasi muhataplarla krizden çıkış yolunu tartışmaya hazır olduklarını belirtti.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan el Zoubi, kökten dinci silahlı çetelerin muhatap alınmasının söz konusu olmayacağını belirtti. Konferanstan çıkacak sonuçların Suriye halkı tarafından da onaylanması gerektiğini söyleyen el Zoubi, ABD, Fransa, Suudi Arabistan, Türkiye gibi devletlerin olası dayatmalarının kabul edilmeyeceğini ifade etti.

Bu arada bir gazetecinin Türkiye-İran yakınlaşması ve bunun Suriye-Türkiye ilişkilerine etkisi olup olmayacağına dair soruya verdiği yanıtta, Türkiye hükümetinin cihatçı teröristlere verdiği desteği kesmesi gerektiğini vurguladı. “Türk hükümeti tüm sınırlarını kontrol altına alıp teröristlerin geçişini engellemeli, askeri eğitim kamplarını kapatmalı, toprakları üzerinde bulunan tüm teröristleri kovmalı” şeklinde konuşan el Zoubi, iki ülke halkları arasındaki iyi ilişkilerin ise, hükümetin yanlış politikalarına rağmen devam ettiğini vurguladı.

Kerry-Lavrov buluşuyor

Cenevre-2 Konferansı, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ABD Dışişleri Bakanı John Kerry arasında varılan anlaşmaya bağlı olarak toplanacak. ABD aylarca işi sürüncemede bıraktıktan sonra, Rusya’nın basıncıyla, anlaşmaya varmak durumunda kalmıştı. Özellikle Suriye’ye savaş tehdidi savurup geri adım attıktan sonra, Cenevre-2 Konferansı’nı kabul etmesi kaçınılmaz oldu.

BM adına yapılan açıklamaya göre 13 Ocak’ta bir kez daha görüşmeye hazırlanan Lavrov-Kerry ikilisi, Cenevre-2 katılımcılarının netleştirilmesini de sonuca bağlayacaklar. Katılımı tartışma konusu olan ülke ise İran’dır. Rusya, İran’ın katılması gerektiğini savunurken, ABD ile bölgedeki işbirlikçileri bunu engellemeye çalışıyorlardı. Görünen o ki, Rusya ağırlığını koyarak, İran’ın konferansa katılmasını sağlayabilecek.

Cihatçı çeteler birbirine düştü

Cihatçı çeteler arasında yaşanan çatışmalar yeni sayılmaz. Ancak son dönemde daha kapsamlı ve daha şiddetli daha yaygın bir hal aldı. Suudi Arabistan desteğine yaslanan dört cihatçı grubun Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı çeteye birlikte saldırmaları, bu defa hesaplaşmanın önceki boyutunun çok ötesine geçtiğine işaret ediyor.

Başkent Şam’ın çevresi dahil, birçok kentte şiddetli çatışmalara giren cihatçı çeteler, ideolojik olarak hemen hemen aynı noktada bulunuyorlar; şeriatla yönetilen bir İslam emirliği kurmak ve oradan etrafa saldırıp bu hayali devletin topraklarını genişletmek…

Ortaçağ kalıntısı zihniyetlerini halklara dayatmak için hiçbir vahşetten kaçınmayan cihatçı çetelerin birine karşı kıran kırana bir savaşa tutuşmaları, emperyalistler veya gerici bölge devletlerinin güdümünde olmalarından kaynaklanıyor. Zira çeteleri güden gerici güçlerin çıkarları bazen çatışıyor; bu da cihatçılar arasındaki şiddetli çatışmaların kaynağına işaret ediyor.

Suudi rejimi savaşı kışkırtıyor

Milyarlarca dolar akıtarak cihatçı katilleri besleyen Suudi krallığı, Cenevre-2 Konferansı’nı engellemek istiyor. Bundan dolayı mümkün olduğunca çatışmaların yaygınlaştırılması için imkanlarını sefer ediyor.

Bu arada Suriye’deki süreci etkileyebilmek için, cihatçı tetikçileri Suriye’nin yanı sıra Lübnan ve Irak’ta da harekete geçiren Suudililer, sefil çıkarları uğruna, ortalığı kan gölüne çevirmekten geri durmuyorlar. Öyle ki, cihatçı tetikçiler, Rusya’da bile intihar saldırılarına başladılar. Bölge üzerindeki etkisini yaygınlaştırabilmek için petro-doların olanaklarını kullanan Suudi Arabistan, Türkiye-Katar ikilisiyle birlikte, cihatçı katilleri besliyorlar.

Türk devleti pasif oyuncu”

Gırtlağına kadar yolsuzluk ve rüşvet bataklığına saplanan AKP iktidarı, Cenevre-2 Konferansı’nda “etkili bir güç” olmaya pek hevesliydi. Ancak artık koşullar değişti ve Türk devletinin konferansta etkili bir “bölge gücü” olma hayalleri yerle bir oldu.

Hatay’da yakalanan silah dolu TIR, Türk devletinin halen cihatçı katillere tam destek verdiğini gözler önüne serdi. Cenevre-2 Konferansı’nın toplanmasına az bir süre kala gerçekleşen bu olay, AKP şeflerinin fiyakasını yerle bir etti; artık Cenevre’ye, “Suriye’deki savaşı kışkırtan bir devlet” sıfatıyla katılacaktır.

22 Ocak tarihi yaklaştıkça, cihatçıların daha da saldırganlaşmaları olasıdır. Ancak ne kadar vahşi olurlarsa olsunlar, güçlerinin bir sınırı var ve bu halleriyle Suriye’deki güçler dengesini değiştirebilecek durumda değiller. Cevere-2 başarılı olursa, -Göründüğü kadarıyla bu ihtimal çok güçlü değil- Rusya-ABD ikilisinin baskısıyla, Suudi Arabistan’ın cihatçı katillere verdiği destek sınırlanacak. Bu da yıkıcı savaşın bitirilmesi yönünde atılmış bir adım olabilir.

 
§