10 Ocak 2014
Sayi: KB 2014/02

Yıkalım bu köhne düzeni!
Çürümüş düzende iktidar ve rant savaşı
Korkularınızı büyüteceğiz!
Gerici kapışma ve TIR olayı
Zam furyası başladı
Hrant Dink davasında 3. duruşma
“Devrim ve sosyalizm mücadelesine dört elle sarılacağız!”
“Yasa geçti ama mücadelemiz sürecek!”
AKP’yi kurtaran kaynak: Özelleştirme
Feniş işçileri Aloğlu’nun peşinde!
“Hırsız patron, işbirlikçi sendika!”
Limanda eylemli sınıf dayanışması!
Bakanın iftihar tablosu
Sınıf devrimcilerinden mücadele çağrısı
Devrimci temellerde yenilenme ihtiyacı ve KESK genel kurulları / 2
Cenevre-2 Konferansı yaklaşırken çatışmalar şiddetleniyor
Cihatçı tetikçiler savaşı Irak’a taşıdılar
“Tehlikeli Bölge” ilanı ve polis devleti
Düzene karşı devrim!
İzmir’de Ekim Gençliği okurlarına saldırı
Bu daha başlangıç...
Roboski’nin adaleti zamanın ellerinde!
Alevilere dönük yeni asimilasyon hamlesi: Kızılelma
İzmir Gezi Tutsak Aileleri Ankara’daydı!
Devrimci tutsaklardan yeni yıl mesajları...
Yolsuzluk yapanlara ve hırsızlara açık mektup...
Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Devrim ve sosyalizm mücadelesine dört elle sarılacağız!”

 

Kayseri’de 1 Kasım 2013 günü Kayseri İşçilerin Birliği Derneği’ne ve evlere yapılan polis baskını sonucu gözaltına alınarak tutuklanan ve 2 Ocak 2014 tarihli ara tahliye kararı ile serbest bırakılan iki sınıf devrimcisi ile konuştuk...

- Polisin komplosuna ilişkin neler söylemek istersiniz?

Haydar Baran: Sermaye devleti gözaltı ve tutuklama saldırısını harcı yalanlarla karılmış bir yaklaşımla ortaya koydu. Sermaye medyası, polis haber ajansı gibi hareket etti. Örneğin polis beni “TKİP İç Anadolu Bölge Sorumlusu” olarak tanımladı. Sermaye medyası da aynı yaklaşımı sergiledi. Ölüm orucu nedeniyle tahliye olmamı da dillerine doladılar.

Oysa operasyonu yapan kolluğun operasyonla ilgili asıl muradı işçi sınıfı içinde güçlenen çalışmanın önünün kesilmesiydi. Kayseri Organize Sanayi cehenneminde beliren ışığın söndürülmesiydi. Zira bu ışık organize sanayi duraklarında, işçilerin zora düştüğü her anda işçi sınıfının daha fazla haklarına sahip çıkması yolunda işçilerin yolunu aydınlatıyordu.

Kayseri’de emeğin korunması mücadelesi son 25 yıldır büyük bir gerileme içindeydi. Bu zeminde organize sanayi patronları devasa kârlar elde ettiler. İşçiler ise sürekli olarak kaybettiler. İşçilerin yüzde 40 sigortasız çalışması, sendikalı işçi sayısının yüzde 2 olması, olduğu kadarıyla sendikalı işçilerin sendikal bürokrasinin ihanetine uğraması, kısacası işçilerin örgütsüzlüğün kıskacında olması, işçilerin yaşadığı kayıpların nedeniydi.

Özellikle son 5 yıl içinde işçiler ağır çalışma koşullarını, sefalet ücretlerini, iş cinayetlerini, sigortasız çalışmayı daha fazla sorgulamaya, haklarına ve geleceklerine daha fazla sahip çıkmaya başladılar. Öte yandan işçilerin birliği, halkların kardeşliği bilinci, en azından ileri işçiler arasında artmaya başladı. İşçilerin ortak sorunlarına, ortak çözümler arama konusunda bilinçleri gelişti.

Yaşanan değişimin özneleri olan biz sınıf devrimcilerinin emeğin korunması mücadelesini büyütme çabası patronların öfkesini de büyüttü. Saldırganlığın ifadesi olan tehditler almaya başladık. Kayseri İşçilerin Birliği Derneği’ni basıp dağıtma türünden tehditler almaya başladık. Kayseri İşçi Bülteni’ni okuyan, dağıtan işçiler de patronların hışmına uğradılar. Operasyon adıyla sahnelenen komplo bu tehditlerin son halkasıdır.

Uğur Candar: Kurultay ve sempozyumlar birbirini izliyordu. Bundan ötürü işçilerin bilinci gelişiyor, örgütlenme ve mücadele isteği artıyordu. Sınıfa yönelik olarak yürüttüğümüz faaliyetin baskıyla karşılanmaması düşünülemezdi. Baskılara rağmen çalışmamızın hız kazanması, her gün daha fazla işçinin haklarına sahip çıkması, emeğin korunması mücadelesinin yeni katılımlarla büyümesi, işçilerin hak arama, geleceğine sahip çıkma bilincinin gelişmesi sınıf devrimcilerinin yürüttüğü çalışmanın dolaysız sonuçlarıydı. “Operasyon” adıyla pazarlanan komplonun gerçek nedeni buydu.

- Komployu boşa çıkarma konusunda neler söylemek istersiniz?

Haydar Baran: Biliyorsunuz ara tahliye ile serbest bırakıldık. Burjuva hukukunun sınırları içinde bile tutuklu kalmamızın gereksiz olduğu, bu kararla tescillendi. Emeğin korunması mücadelesinin öncülerine, yani bizlere saldırıp, arkadakileri işçileri durdurmak istediler. Ama asıl önemli olan yaşanan komplonun gerçek nedeni olan emeğin korunması mücadelesini, devrim ve sosyalizm davasını güçlendiren bir tarzda devrimci sınıf mücadelesini tahkim etmektir. İşçi sınıfına yönelik saldırılar konusunda işçileri aydınlatmak, işçileri örgütlü mücadele saflarında birleştirme çabasını daha da büyütmektir. Yârin yanağından gayrı her şeyin paylaşıldığı sosyalizm için devrimci sınıf mücadelesini büyütmek için attığımız her adım, elde ettiğimiz her kazanım komplonun panzehiridir.

Uğur Candar: Kayseri’de “Sigortasız işçi kalmayacak!” demeye devam edeceğiz. İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret mücadelesini büyüteceğiz. Sınıf devrimcileri olan bizleri durdurmak için harekete geçen kapitalistlerin ve sermaye devletinin gerçek niteliğini sınıf kitleleri içinde teşhir edeceğiz. Bizler emeğin korunması mücadelesinin, işçi sınıfının kurtuluş mücadelesinin öznesi olma onurunu taşımaya devam edeceğiz.

- Son olarak neler söylemek istersiniz?

Haydar Baran: Bizler devrim ve sosyalizm mücadelesine dört elle sarılacağız. Bedel ödememiz gerekiyorsa, tereddütsüzce bedel ödeyeceğiz. İşçi sınıfının onurlu evlatları olma misyonunu layıkıyla taşımayı sürdüreceğiz. Kayseri’de işçilerin hakları ve geleceklerine sahip çıkan örgütlü mücadelesini büyütmek için çabalarımızı yoğunlaştıracağız.

Uğur Candar: Devirmeyen darbe güçlendirir. İşçi sınıfının kurtuluş mücadelesini daha da büyütür. Şimdi bir yandan kazanımlarımıza sahip çıkacak, bir yandan da komplonun yol açtığı sınıf çalışmamızdaki zayıflıkları hızla gidermek için daha büyük bir enerjiyle çalışacağız.

 

 

 

 

İki sınıf devrimcisine tahliye!

 

1 Kasım günü Kayseri İşçilerin Birliği Derneği’ne ve evlere yapılan baskınlarda 5 sınıf devrimcisi gözaltına alınmıştı. Polis baskınları “Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP) operasyonu” diye sunulmuştu. Dosyada sınıf devrimcilerinin Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ndeki örgütlenme faaliyetleri, hak arama mücadeleleri, düzenlenen işçi kurultayı ve taşeron işçi kurultayı hedef gösteriliyordu. Üç günlük gözaltının ardından çıkarıldıkları mahkemede iki devrimci tutuklanmıştı.

Tutuklanan sınıf devrimcileri Haydar Baran ve Uğur Candar, Sincan F Tipi Hapishanesi’ne sevk edilmişti. 2 Ocak’ta mahkeme ara kararıyla iki sınıf devrimcisi tahliye edildi.

 
§