10 Mayıs 2013
Sayı: KB 2013/19

 Kızıl Bayrak'tan
İmralı sürecinde “ikinci aşama”
başlayacak mı?
Dinci-Amerikancı iktidarın saldırganlığı artıyor
Asıl marjinaller bir avuç sömürücünün
çıkarlarını koruyanlardır!
Dersim katliamı ve gerçekler!
Örtülü ödenek, aleni savaş!
DİHA muhabirleri
polis terörünü anlattı
Alevilere gerici kuşatma raporda
Sosyalist Kamu Emekçileri’nden
çağrı
İş güvencesine yeni bir darbe!
Sınıf hareketinden
Türk Metal’den
zoraki grev kararı
MİB MYK Mayıs Ayı Toplantısı
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ile 1 Mayıs üzerine konuştuk
2013 1 Mayısı’ndan yansıyanlar ve
sınıf hareketine sunduğu imkânlar
Kırşehir’de 1 Mayıs’ta
yaşananlar üzerine
Her yer Taksim, her yer direniş
Taksim’de Deniz anmalarına polis terörü
Komünistler Denizler’i mezarları
başında andı
İzmir BDSP’den Denizler anması
Denizler mücadele sloganlarıyla anıldı!
İsrail saldırısının ardından
Lavrov-Kerry görüşmesi
Neo-nazileri “yargılama tiyatrosu” başladı
İstanbul’a 3. havalimanı ihalesi sonuçlandı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Dersim katliamı ve gerçekler!

 

Bundan 76 yıl önce sermaye devleti Dersim’de egemenliğini pekiştirmek için harekete geçti. Yıllar süren hazırlığın ardından düğmeye bastı. Katliamın adresi Dersim’di… Katliamda savaş uçakları kullanıldı ve Dersim’in üzerine bombalar yağdırıldı. Mağaralara sığınan Kürt halkı, vahşice katledilirken, mücadelenin önderi Seyit Rıza ve yoldaşları da alçakça yöntemlerle yakalanıp idam edilmişlerdi. Oluk oluk insan kanının akıtıldığı katliamın sonunda çoğu kadın ve çocuk 10 bini aşkın Dersimli yaşamını yitirdi.

Mustafa Kemal’in katliamdaki rolü gayet belirgindi. İddia edildiği gibi devletin başı konumunda olan Mustafa Kemal katliamdan habersiz ya da hasta olduğu için ilgisiz değildi. Katliam, bugün çeşitli belgelerle ispatlandığı gibi, yıllar öncesinden planlanmıştı ve Mustafa Kemal de çeşitli konuşmalarıyla katliamı sahiplendiğini tüm çıplaklığı ile ortaya koymuştu.

Mustafa Kemal’in katliamı sahiplendiğinin açık kanıtı yaptığı açıklamalardı. Bu açıklamaların birinde Mustafa Kemal Dersim katliamından duyduğu sevinci şu sözlerle dile getirmişti: “Ulusumuzun layık olduğu yüksek uygarlık ve refah düzeyine ulaşmasının engellenmesinin düşünülmesine yer bırakılmadığı ve bırakılmayacağını huzurunuzda söylemekle mutluyum. Tunceli’nde yapılan uygulamaların sonuçları bu gerçeğin belirtileridir.

Dersim isyanını haydutluk olarak tanımlayan Mustafa Kemal katliama açıkça sahip çıkmıştı: “Uzun yıllardan beri süregelen ve zaman zaman gergin bir şekil alan Tunceli’ndeki toplu haydutluk olayları belli bir program içindeki çalışmaları kısa bir sürede ortadan kaldırmış, bölgedeki bu gibi olaylar bir daha tekrarlanmamak üzere tarihe aktarılmıştır.

Dersim katliamının hedeflerinden biri Dersim’i Türkleştirmek, yani asimile etmekti. Dersim katliamı Kürt halkına yönelik inkar ve imha siyasetinin bir yansımasıydı. Tam da bu siyasetin sonucu olarak Dersim katliamı sonrasında on binlerce Dersimli baskıyla sürgüne gönderilmiş, Türkleştirilmeye çalışılmıştı.

Türk devletinin entrikaları konusunda bilinç açıklığı yaratmadan Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan katliamları anlayamayız. Yaşı küçültülerek katledilen Seyit Rıza, “Senin hile ve yalanlarınla baş edemedim, bu bana dert oldu; önünde diz çökmedim ya, bu da sana dert olsun!” diyerek Türk devletinin ve onun önde gelenleri Atatürk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak’ın hile ve entrikalarını dile getirmişti.

AKP iktidarının Dersim katliamını
istismar siyaseti sürüyor

Son birkaç yıldır sermaye basını Dersim katliamına ilişkin belge ve bilgileri, süren tartışmaları yansıtmaya başladı. Tartışmalarla birlikte soykırıma ilişkin bazı belgelerde ortalığa saçıldı. Tüm bu belgeler büyük bir yenilik ve Dersim katliamı ile yüzleşmek gibi sunulmaya çalışıldı. Ama bu belgeler Dersim halkının acılarını azaltmadı. Zira ortaya çıkan bu belgeler katliamı yaşamış Dersim halkının bildiği gerçeklerlerden ibaretti. Dersim katliamının hesabının sorulması için değil, dinci-gerici partinin siyasal rant elde etmesi çerçevesinde gündeme getirilmişti. Dinci parti yaptığı açıklamalarla Dersim katliamını siyasal ranta çevirmeye odaklandı.

Dersim katliamı AKP iktidarı ve CHP tarafından birbirlerine karşı siyasi argüman olarak kullanıldı ve istismar edildi. AKP iktidarı istismar siyasetini göstermelik olarak ‘özür’ dileme manevrasıyla bir üst noktaya taşıdı. Bu özrün istismar siyasetinin yansıması olduğu çok geçmeden anlaşıldı. Zira özürler dileyen AKP iktidarı baraj projeleri ile Dersim’i sular altında bırakmaya, yani Dersim’i haritadan silmeye soyundu. Baraj projelerinin 38 Dersim katliamının devamı, daha doğrusu ikinci Dersim katliamı olduğunu bile bile sürdürüyor.

Dersim katliamı üzerinden CHP’yi yıpratmak için AKP sözcüleri açıklama üstüne açıklamalar yapıyorlar. Dersim’de uçaklardan atılan bombalarla bir katliam yapıldığını söyleyen Arınç, CHP’ye Dersim katliamı ile yüzleşme çağrısında bulundu. Aynı minvalde konuşan Tayyip Erdoğan daha da ileri giderek, devlet adına Dersim halkından özür dilediklerini söyledi.

Dinci partinin şefinin bu sözleri arsızlıktan başka bir şey değildir. Çünkü Dersim üzerine ahkam kesen Erdoğan’ın partisinin yönetiminde Kürt halkına yönelik estirilen terörün Dersim katliamından aşağı kalır yanı yoktur. AKP hükümeti 11 yıldır Kürt halkına yönelik kirli savaş politikalarını kesintisiz olarak sürdürüyor. Kazan Vadisi’nde yaşanan katliam bunun en açık örneğidir. Bu katliamda uçak ve helikopterlerle kimyasal silahlar kullanılmıştır. Katillerin sırtını sıvazlayan ilk kişi de AKP’nin şefi Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Ayrıca AKP’nin üzerinde yükseldiği dinsel gerici akım, sermaye devletinin tarihi boyunca gerçekleştirdiği birçok katliamda kullanılmıştır. 1978 Maraş ve Malatya, 1980 Çorum, 1993 Sivas gibi birçok katliamda dinsel gericilik aktif bir rol üstlenmiştir.

CHP’nin Dersim katliamını inkar ve
savunma siyaseti sürüyor!

Dersim katliamında büyük rolü olan CHP, ­katliamla ilgili tam bir bilinç açıklığına sahipti. Kürt halkına yönelik kirli savaş politikasında ısrarcı olunması gerektiğini dile getiren CHP’li Onur Öymen’in Atatürk’ün Dersim katliamına ilişkin tutumundan övünçle bahsetmesi ve Ataürk’ün Dersim’de “analar ağlamasın” dememesiyle övünmesi CHP’nin Dersim katliamına ilişkin tutumunun özü özeti idi. Bu nedenle Dersimli CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Onur Öymen’in Dersim katliamına atıfta bulunarak kirli savaşı savunan cümlelerini alkışlarken, CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün’ün CHP’nin katliamdaki rolünü ortaya koyan sözlerine ise tepki göstermişti.

Yavuz Sultan Selim’den bu yana yüz yıllardır Sünni gericiliğin her türlü baskılarına maruz kalan Aleviler, din esasına dayanmadıklarını düşündükleri CHP’ye ve CHP’nin önder kadroları olan Kemalistlere kurtarıcı gözüyle sarılmışlardır. Oysa CHP her dönemde Türkleştirme, Sünnileştirme politikalarına ve tekçi devlet anlayışının dümenine su taşımıştır. CHP’nin hükümet olduğu veya hükümet ortağı olduğu dönemlerde Dersim, Maraş, Sivas vb. katliamlarda oluk oluk Aleviler’in ve Kürtler’in kanı akıtılmıştır. Dersim katliamı ile ilgili olarak CHP’de son birkaç yıldır süren tartışmalar CHP’nin katliamcı yüzünü ortaya çıkarmıştır.

Dersim katliamının hesabını sormak için…

Sömürgeci sermaye devleti Dersim katliamı dahil tüm katliamlarına sahip çıkmıştır. Katliamların uygulayıcısı olan faşistleri ve gericileri aklamış, korumuş, beslemiş ve kahraman olarak tanımlamıştır. Dersim katliamına ilişkin olarak bir tek kişinin yargılanmamış olması bu durumun en açık kanıtıdır. Katilleri aklayan Türk devleti Alevileri, Kürtleri, ilerici ve devrimci olan siyasi yapıları, komünistleri saldırıların hedefine çakmıştır. Buna rağmen ilericiler, devrimciler ve komünistler katliamları lanetlemeye, katillerden hesap sorma iradesini ortaya koymaya devam ediyorlar.

Dersim katliamının 76. yılında katiller ve onların arkasındaki faşist sermaye devletinden hesap sormak güncel ve yakıcı bir görevdir. Dersim’de, Koçgiri’de, Çorum’da Maraş’ta, Sivas’ta katliamın hedefi olan, kana bulanan Krüt ve Alevi emekçiler dostu düşmandan ayırmalıdırlar. Sermaye düzeninden, katliamcı politikaların sadık uygulayıcısı AKP iktidarından ve düzen solunun temsilcisi olan CHP’den katliamların hesabını sormak için birleşmelidirler. Özelde Dersim ve genelde tüm katliamların bir daha yaşanmaması için devrimci sınıf mücadelesinde yerini almalı, tüm sorunların kalıcı çözümü ve katliamların kökünün kurutulması için devrim ve sosyalizm mücadelesine omuz vermelidirler.