19 Nisan 2013
Sayı: KB 2013/16

 Kızıl Bayrak'tan
MESS Grup TİS sürecinde kritik gelişmeler ve görevler
Emperyalist barbarlığa ve kapitalist köleliğe karşı 1 Mayıs’ta alanlara!
Direniş, grev ve 1 Mayıs!
Sınıf devrimcileri
1 Mayıs’a hazırlanıyor
Anayasal hayallere karşı sınıfın devrimci programını yükseltelim!
Akil İnsanlar Heyeti
“ikna” turlarına başladı
Kıdem tazminatının gaspına, taşeronluğa karşı mücadeleye!
İş cinayetlerine karşı mücadeleye!
“Bu şiddet sona Ers!n!”
Demiryollarında grev!
“İnşaat işçileri örgütleniyor!”
Daiyang–SK Metal İşyeri Temsilcisi
Ali Rıza Köse’den açıklama

Kürt Sorunu Üzerine Konferanslar... /6
Stratejik zaaf içinde kısır döngü - H. Fırat

HDK ve “barış” süreci
Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayları’ndan mücadele çağrısı
Kuluçkaya yatmak, sınıfsal öfke ve kini biriktirmek ve büyütmek - Volkan Yaraşır
Venezuela’da sınıf çatışmaları sertleşiyor!
PYD’den gerici muhalefete katılma sinyalleri
Demiri büken ustalar Leydi’yi uğurlarken - T. Kor
Gerici-faşist çetelerin saldırıları boşunadır!
Faşist-gerici ablukaya kitlesel yanıt
Özgürlük ve gelecek için 1 Mayıs’a!
“Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda”
“Burjuvazi katletmekle devrimcileri yok etmeyi başaramadı!” - H. Eylül
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Bu şiddet sona Ers!n!”

Sağlık emekçileri, hastanelerde yaşanan şiddet olaylarına karşı, “Bu şiddet sona ersin!” şiarıyla 17 Nisan’da greve çıktılar. Gerçekleştirilen grev, bir yıl önce şiddet sonucu yaşamını yitiren Dr. Ersin Arslan için yapılan anma ile başladı.

İstanbul

İstanbul’da anmanın yapıldığı merkezlerden biri de Çapa Tıp Fakültesi oldu. İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Çapa Tıp Fakültesi amfisinde bir araya gelen hekimler ve sağlık çalışanları, anmayı saygı duruşu ile başlattılar. Anma sinevizyon ve konuşmalarla sürdü.

Etkinliğin ardından Çapa Tıp Fakültesi Temel Bilimler önünde bir araya gelen sağlık emekçileri, burada diğer hastaneden olacak katılımları beklerken, konuşmalar gerçekleştirdi.

Yapılan konuşmaların ardından “Bu şiddet sona ersin! Sağlıkta şiddete karşı g(ö)revdeyiz!” pankartı arkasında yürüyüşe geçildi. Hastane önünden başlayan yürüyüş, Millet Caddesi üzerinden, Cağaloğlu’nda bulunan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önüne kadar sürdürüldü.

Hekimlerin, sağlık emekçilerinin, tıp öğrencilerinin, taşeron işçilerin katıldığı yürüyüşte, öğrencilerin canlılığı önü çıktı.

Haseki Hastanesi önünde bekleyen diğer emekçilerle birleşen Çapa yürüyüş kolu, sloganlarla Beyazıt Meydanı’ndan geçerek devam etti. Ses aracından müzik yayını yapılan eylemde, sürekli olarak ajitasyonlarla eylemin amacı çevredeki anlatıldı.

Yürüyüşün ardından, Müdürlük önünde gerçekleştirilen anma programı Dr. Ersin Aslan’ın şahsında hayatını kaybeden hekimler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Ardıdan “Yiğidim aslanım burda yatıyor” ezgisi hep bir ağızdan seslendirildi.

Eylemi örgütleyenler adına basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu gerçekleştirdi. Açıklamanın ardından yapılan anonslarla eylemi bitirmeden önce Dr. Ersin Arslan coşkulu alkışlarla selamlandı ve grevin sürdüğü belirtildi.

İzmir

İzmir’de de tüm hastanelerde basın açıklamaları ile başlayan greve hastalar da yoğun destek verdi.

İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde toplanan sağlık çalışanları basın açıklaması yaparak greve başladı. Açıklamanın ardından tüm sağlık çalışanları grev alanı olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne gittiler.

12.30’da ise Ege Üniversitesi poliklinikler önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Her hastane kendi pankartıyla katıldığı eylemde, ortak basın metnini ise İTO Başkanı Mete Güzelanıt okudu. Eylemde diğer katılımcıların konuşmaları ile bitirildi. Eyleme KESK Şubeler Platformu, DİSK Ege Bölge Temsilciliği, Genel-İş Şubeleri, Belediye-İş 6 No’lu Şube Başkanı, TMMOB destek verdi.

Bursa

Sabah saat 09.00’da Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde toplanan Bursa Tabip Odası, SES ve Dev Sağlık üyeleri burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Sağlık emekçileri üstünde kan lekeleri olan beyaz önlükler giyerken “Bu şiddet sona Ersin” yazılı kokartlar taktılar.

Açıklamayı SES Bursa Şube Başkanı Ergin Uygun yaptı. Açıklamaların ardından metroya kadar yürüyen sağlık emekçileri, buradan Fomara Meydanı’na gittiler. Yol boyunca metroda yolculuk edenlere broşür dağıtarak sohbet ettiler. Fomara Meydanı’na gelindiğinde burada bir süre beklenildi. ASM’lerden ve farklı hastanelerden hekimler de buraya geldiler. Buradan da “Bu sağlık sistemi böyle olmaz – Bu şiddet sona Ersin – sağlıkta şiddete karşı grevdeyiz” pankartı arkasında Muradiye Devlet Hastanesi’ne yürüyüş gerçekleştirildi. Özellik Muradiye Devlet Hastanesi’nin çevresindeki emekçiler, sağlık çalışanlarına alkışlarla destek verdiler.

Hastaneye gelindiğinde burada çalışan sağlık emekçileri de eyleme katıldı. SES ve Bursa Tabip Odası adına konuşmalar yapıldı. Eylemin sonunda sağlık emekçileri kanlı önlüklerini yere atarak sağlıkta şiddeti protesto etti.

Adana

Greve çıkan sağlık çalışanları Çukurova Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Poliklinikleri’nde eylem gerçekleştirdiler. Yapılan eylemde TTB, SES ve Dev Sağlık-İş adına açıklamayı Adana Tabip Odası başkanı Ali İhsan Öktem okudu. Açıklamada sağlık sisteminin yarattığı sorunlara işaret edilerek, sonuçlarının kabu ledilemez olduğu vurgulandı.

Hasta yakınlarının da destek verdiği eylemde KESK MYK üyesi Baki Çınar da söz alarak sağlık alanında yaşanan şiddete ve piyasalaştırmaya karşı KESK olarak mücadele edeceklerini söyledi

Kızıl Bayrak / İstanbul-İzmir-Adana-Bursa

 

 

 

 

Sağlık emekçilerden şiddete tepki...

 

Sağlık Meslek Lisesi öğrencisi: Doktorların artık ölmesini istemiyoruz. Ölümler bizi yürekten üzüyor. Yapılan şiddet doğru değil. Ücretler, muayene için verilen süre hakkı, ek çalışmalar gibi uygulamalarda haksızlıklar var. Ek ödemeler arttırılarak maaşa eklensin ve emekliliğe yansıtılsın. Taşeronlaştırma kapatılmalı. Burada yapılan hatalar hastanenin veya sağlıkçının değil, devletin çıkardığı yasalar nedeniyle oluşuyor. Çünkü buradaki koşulları belirleyen devlet ve kanunlardır. Ben de ilerde sağlık çalışanı olacağım, bu nedenle buradayım. Bu koşullarla ilerde ben de karşılaşacağım, koşulların iyi olması için ben de eyleme destek oluyorum. Mümkün olmayan bir şey değil, devletin gayet rahat yapabileceği bir şey. Sesimizi devlete duyurmak için buradayız. Burada verilen kararlar bizleri de etkileyecek, bu nedenle biz öğrenciler olarak da katılmalıyız. Ben sabah haberlerden duydum ve geldim. Daha önce haberim olsaydı, arkadaşlarımı alıp gelirdim. Tüm öğrenciler de bu tür eylemlere katılmalı, destek olmalı.

Tolgahan Sevimli (Doktor): Çalıştığım süre içerisinde fiziki bir saldırı ile karşılaşmadım ama, sürekli tehditlerle karşılaştım. Ben Kars Digor’da çalışmıştım. Biz insanları iyi etmek için bu eğitimi alıyoruz. Hiçbir doktor hastasına zarar vermek, öldürmek istemez. Biz tanrı değiliz ki. Elimizden ne geleni yapıyoruz. Bunun karşısında, hastasıyla ilgilenilmediğini bir an düşünen insanlar şiddete, tehdite, küfre her şeye başvurabiliyorlar.

Sorunların sebebi biz değiliz. Hangi doktor sebep olabilir. Bizim içimizden bir bakan çıkıyor ve her şeyi alt ediyor. Tepkilerin oraya yöneltilmesi gerekiyor. Bu hastanelerin bu hale gelmesi, halkın özel hastanelerin eline bırakılması, bunun nedeni bizler değiliz. Halk sıra beklemiyorum diye her yerde geziyor ama, özel hastaneler insanları kazıklıyor. Bu bir gerçek. Şimdi Dr. Ersin Arslan, Melike Erdem kime ne yaptı ki, hayatlarından oldular. Tepkilerin bize değil doğru yerlere yöneltilmesi gerekir.

Burhan Çabuk (Sağlık teknisyeni): AKP geldiği günden bu yana sağlığı ticarileştirmek için önce katkı paylarıyla, sağlık hizmetini meta haline dönüştürdü. İnsanlara paran kadar sağlık hizmeti sistemini getirdiler. Sağlık Bakanlığı’nın çıkartmış olduğu kararlar doğrultusunda, sağlık hizmeti niteliksizleştirildi. Bunun sonucunda sağlık çalışanları ile hastaları karşı karşıya getiriyorlar. Temel sorun sağlık sistemidir. Hastalarında yaşadıkları sorunların kaynağını bilmeleri, sağlık sistemini öğrenmeleri gerekiyor. İnsanlar ilk gördükleri kişiler olarak tepkilerini bize yöneltiyorlar. Hastalar hem parasal olarak soyuluyorlar hem de aldıkları sağlık hizmetlerindeki aksaklıklar nedeni ile bize yöneltiyorlar tepkilerini. Tepkilerini biz, değil hükümete yöneltmeleri gerektiğini bilmeliler. Onlarda bu eylemlere katılmalı, bunu sadece biz kendimiz için yapmıyoruz. Bize de bu sisteme karşı, ek ödemelerin ücretlerimize yansıtılmasını istiyoruz, katkı paylarının kaldırılmasını istiyoruz. Sağlıkta ki şiddetin sona erdirilmesini istiyoruz. Özellikle sağlığın ticarileşmesine son verilmesini istiyoruz. Bu sağlık sistemi tüm halkı soyuyor. Sağlık çalışanları ve halk birlik olursa ancak bu sorunları aşabiliriz. Onları da yanımızda görmek istiyoruz.

Kızıl Bayrak / İstanbul