9 Kasım 2012
Sayı: SİKB 2012/11 (44)

 Kızıl Bayrak'tan
Zorlu bir mücadele dönemine girerken
Açlık grevleri kritik aşamada, AKP “iyi polis-kötü polis” oynuyor!
Zindanda direniş, sokakta direniş!
Dışarda güçlü eylemlilikler olmadıkça ölümler engellenemez!
Açlık grevleri ölüm sınırında!
Güngören katliamının failinin kontrgerilla olduğu ortaya çıktı
"Ölüm haberi yapmak istemiyoruz!"
Sermaye hükümeti AKP 2013 yılı programını açıkladı
Direniş ve grevler
işçi sınıfı mücadelesine aittir!
Metal İşçileri Birliği (MİB) MYK Kasım ayı toplantısı
Sosyalizm bayrağı
Ege’de dalgalanıyor!
Volkan Yaraşır’ın
İzmir gecesine mesajı
Başarılı bir etkinlikliğin ardından
Ekim Devrimi üzerine
Yaygın birlik ve kardeşlik çağrısı
Stuttgart’ta coşkulu etkinlik
Açlık grevine Avrupa’dan destek
Gençlik YÖK’e karşı
alanlara çıktı!
Açlık grevi üniversitelerde selamlandı
Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin
Suriye açmazı büyüyor!
Yerel seçimler için
hazırlıklar başladı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gençlik YÖK’e karşı alanlara çıktı!

 

Yüksek Öğrenim Kurumu’nun (YÖK) kuruluş yıldönümü 6 Kasım, bir dizi üniversitede eylemlerle karşılandı. Özgürlük ve gelecek taleplerinin haykırıldığı eylemlerde polis terörü de öne çıktı.

İstanbul

6 Kasım günü yapılan YÖK karşıtı eylemlerin merkezi Beyazıt Meydanı oldu.

İlk eylem Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) tarafından gerçekleştirildi. DÖB eyleminde “Ezilen halklar ve tutsaklar özgürleşmeden öğrenciler özgürleşmez!” parkartı açılırken, açıklamada “kapitalizme, emperyalizme ve faşizme başkaldırıyoruz” denildi.

YÖK protestolarının ikncisini Devrimci Anarşist Faaliyet (DAF) gerçekleştirdi. “Sistemin cahilleri özgürleşiyor!” pankartı açılan eylemde DAF adına yapılan açıklamada“Evet bizler sistemin cahilleriyiz, çünkü onun bilgisini, sömürüsünü ve her türlü dayatmasını reddediyoruz. Bizler yaşamı savunuyoruz” denildi.

YÖK Karşıtı İnisiyatif, eyleme İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi önünde başladı. “YÖK’e reform değil, üniversitelere özgürlük! Savaş değil halkların kardeşliği için yürüyüoruz!/YÖK Karşıtı İnisiyatif” anapankartının arkasında “YÖK’e rake zanıngehe rızkarke!” pankartı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Öğrenciler imzalı “Başka bir üniversite mümkün! Kamusal üniversite!” pankartı taşındı.

Yürüyüş sırasında yapılan ajitasyonlarda ABD emperyalizminin Ortadoğu’daki savaş çığırtkanlığı teşhir edilirken gençlik olarak ölmek ve öldürmek istenmediği ifade edildi.

Eylem boyunca hapishanelerde süren süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri de temel bir gündem oldu.

Eylemi örgütleyen Ekim Gençliği, Emek Gençliği, Gençler Meydana İnisiyatifi, TÜM-İGD, SDG, DGH ve DİP Gençliği kendi dövizleriyle yürüdüler. Sınıf devrimcileri devrim ve sosyalizm vurgusu taşıyan dövizlerle parasız eğitim hakkını şiarlaştıran BDSP, Ekim Gençliği ve DLB dövizleri taşıdılar.

Yürüyüş kolu Beyazıt Meydanı’na ulaştığında İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüs’ten çıkacak öğrenciler beklemeye başlandı. Bekleyiş sırasında Beyazıt Marşı hep bir ağızdan söylendi. Marşın bitiminde “Beyazıt faşizme meza olacak!” sloganı atıldı. İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüs’ten öğrenciler Eğitim Sen 6 No’lu Şube ve “Asistan kıyımına son!” pankartıyla da İTÜ Araştırma Görevlileri üniversite içerisinden yaptıkları yürüyüşle ana kapı önünde kitleyle birleşti.

İlk olarak öğrencilerin, öğretim görevlilerinin, asistanların burada olduğu fakat rektörlerin burada olmadığı ifade edilerek “Üniversitelerin gerçek bileşenleri burada” dendi. YÖK Karşıtı İnisiyatif adına yapılan açıklamada 12 Eylül askeri faşist darbesinin kurumu olarak YÖK’ün 31 yıldır görevini sürdürdüğü ifade edildi. YÖK’ün sermayeye hizmet uygulamalarına, soruşturma ve baskı terörüne değinilerek açıklamada geleceksizlik vurgusu yapıldı ve “Üniversiteleri YÖK düzeniyle; 4+4+4 politikasıyla da ilk ve ortaöğretimi baştan aşağı şekillendiren devlet, ‘kindar ve dindar’ olan dinci-gerici bir nesil yetiştirmek, çocuk yaşta ucuz ve kalifiye işgücü, çocuk gelinler yetiştirmek hedefindedir.” dendi. Açıklama anadilde eğitim hakkı ve Kürt halkına özgürlük talebi vurgulanarak devam etti.

Hapishanelerdeki açlık grevine de değinilen açıklamada “Savaş değil halkların kardeşliği için buradayız!” dendi. Üniversitelerde emperyalist silah projeleri şekillendirildiği ifade edilerek Suriye başta olmak üzere Ortadoğu coğrafyasındaki emperyalist savaş çığırtkanlığına karşı mücadele çağrısıyla açıklama bitirildi.

Eğitim Sen 6 No’lu Şube Başkanı İsmet Akça tarafından yapılan açıklamada ise Bologna süreciyle birlikte neoliberal dönüşümün hızlandığı ifade edildi. Orhan Hamzaoğlu, Beyza Üstün ve Büşra Ersanlı gibi akademisyenlere yönelik baskılara değinilerek YÖK’ün bilimsel ve özgür eğitime baskı uyguladığı belirtildi.

Son olarak, TKP Gençliği, Öğrenci Kolektifi, Gençlik Muhalefeti ve Genç Sen, AKP iktidarının politikalarına karşı Ankara’daki mitinge çağrı için bir eylem yaptı.

Ankara

2 Kasım günü Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan eylemde “YÖK’e, YÖK düzenine, Yeni YÖK Yasa Taslağı’na hayır!” şiarlı ve Eğitim Sen 5 No’lu Şube ve Üniversite Öğrencileri imzalı pankart açıldı.

Basın açıklamasında, kurulduğu ilk günden beri üniversitelerdeki mücadelenin ve bilimsel gelişmenin önündeki en büyük engel olan YÖK’ün teşhiri yapıldı. İktidara gelen her partinin YÖK’ü kaldıracağı sözünü verdiği, ancak hepsinin de bu kurumu sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden şekillendirdiği vurgulandı. Yeni YÖK Yasa Taslağı’nın maddeleri sıralanarak üniversiteleri bir saldırının beklediği söylendi. Emperyalist savaş ve saldırganlığın dozunun arttığı bir dönemde, Suriye’ye yönelik kirli savaş planlarına karşı üniversitelere düşen görevin halklar arasındaki kardeşlik ve dayanışmayı yükseltmek olduğu söylendi.

Ankara’nın tüm üniversitelerinden gelen öğrenciler, 6 Kasım günü Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde buluştu.

“YÖK’e, YÖK düzenine, Yeni YÖK Yasa Taslağı’na hayır!/Eğitim Sen 5 Nolu Şube ve Üniversite Öğrencileri” pankartının arkasında toplanan kitle Cemal Gürsel Caddesi’nde yolun bir şeridini trafiğe kapatarak Sakarya Meydanı’na kadar yürüdü.

Eylem boyunca yapılan ajitasyonlarda sermaye devletinin öğrencilere, akademisyenlere ve üniversitenin diğer bileşenlerine yönelik saldırı politikalarına değinildi ve mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı. Eylemde, zindanlarda süresiz-dönüşümsüz açlık grevi direnişini sürdüren Kürt siyasi tutsakların eylemi de selamlandı.

Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, YÖK kurulduğundan beri ona karşı mücadele ettiklerini belirterek üniversitelerin özgürleşmesinin önündeki en büyük engelin YÖK olduğunu söyledi. Yeni YÖK yasa taslağını eleştiren Yıldız, “Bu yasa taslağı da üniversitelerin 4+4+4’üdür” diyerek üniversitenin tüm bileşenlerini yasa taslağına karşı mücadeleye çağırdı. Ardından Eğitim Sen 3 No’lu Şube Başkanı, aynı zamanda KESK Ankara Dönem Sözcüsü Hüseyin Kaya da bir konuşma gerçekleştirdi.

Konuşmaların ardından Eğitim Sen 5 No’lu Şube ve Üniveriste Öğrencileri adına yapılan basın açıklamasında, YÖK eliyle üniversitelerin sermayenin çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirildiği ve Yeni YÖK Yasa Taslağı’nın bu amaca hizmet ettiği söylendi. İTÜ’de yaşanan asistan kıyımına değinilen açıklamada asistanların direnişi selamlanırken yeni taslağın bilimsel ve akademik özgürlüğün önündeki engelleri katmerleştirdiği ve iş güvencesini ortadan kaldırdığı belirtildi. Üniversitelerin sermayedarların hizmetinde birer kurum haline getirilmek istendiği ve en kârlı sektörlerden bir tanesi olan savaş sanayinin üniversitelerin asli üretim alanı haline getirilmek istendiği vurgulandı. Halklar arasındaki kardeşlik ve dayanışmayı büyütmesi gereken üniversitelerin emperyalist çıkarlar doğrultusunda kirli savaş politikalarına hizmet edemeyeceği ve kardeş halkların katline ortak olamayacağı söylendi.

Genç komünistler eyleme “Savaşa değil eğitime bütçe!”, “Sermaye defol üniversiteler bizimdir!”, “YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak!” dövizleri ile katıldılar. Ayrıca Öğrenci Dayanışması, Emek Gençliği, Gençlik Muhalefeti, DGH, YDG, SDH, SÖZ Dergisi, SYK, Genç Eğitimciler, TÜM-İGD, DP, DPG, BDSP, Siyah Pembe Üçgen katılım gösterdi.

Bunun yanı sıra Eğitim Sen 1, 2, ve 3 No’lu şube yöneticileri, ESM yönetim kurulu üyeleri, BES 1 No’lu Şube yöneticileri, İHD Ankara Şube, SES Ankara Şube yöneticileri de eyleme destek verdiler.

İzmir

5 Kasım günü DEÜ Dokuzçeşmeler Kampüsü’nde yapılan YÖK Karşıtı Öğrenciler imzalı eylem, oldukça politik bir atmosferde gerçekleştirildi. Hukuk Fakültesi’nin önünden başlayan eylem Hazırlık Binası’nın önünde sonlandırıldı.

Hukuk Fakültesi’nin önünde toplanan kitle, yapılan ajitasyon konuşması ve atılan sloganların ardından yürüyüşe başladı. Öğrenci kitlesine yönelik gerçekleştirilen ajitasyon, birlikte mücadele etme çağrıları ile sonlandırıldı.

Öğrenci gençliğin temel yaşamsal sorunlarının teşhir edilerek mücadele çağrısı yapıldığı basın açıklaması “Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim” sözleriyle sonlandırıldı.

Basın açıklamasının okunduğu sırada görüntü almaya çalışan kolluk güçlerine, eylem komitesince müdahale edilmesinin ardından tartışma çıktı.

Eylem, Hareket Tiyatrosu’nun sergilediği bir skeç ile devam etti.

6 Kasım günü Ege Üniversitesi’nde yapılan YÖK protestosu ise polis terörünün hedefi oldu. Üniversite içerisinde yürüyüş yapmaları engellenmek isteyen devrimci ve ilerici öğrencilerin önü ÖGB ve polis barikatlarıyla kesildi. Defalarca barikata yüklenen öğrenciler polisin tazyikli su, biber gazı ve plastik mermi kullandığı saldırılara maruz kaldılar. Öğrencilere destek olan akademisyenlerin girişimleri de boşa çıkarken, polis üniversite içinde öğrenci avına başladı. Aralarında sınıf devrimcilerinin de olduğu 34 kişi gözaltına alındı. Saldırıların ardından KESK ve İHD de okula gelerek polis terörüne engel olmaya çalıştı. Edebiyat Fakültesi hocaları da polis terörüne karşı hazırladıkları ve altında 30 imza bulunan bir metin ile rektörü göreve çağırdılar.

Barikata yüklenmeler sırasında yoğun biber gazı saldırısına maruz kalan genç komünistlerden bir tanesinin tüm gün sağ gözü açılmazken, bir tanesine de hedef gözetilerek plastik mermi ile ateş edildi ve sağ kolundan vuruldu.

Kampüs içerisindeki eylemler, Edebiyat Fakültesi içerisinde ki devrimci- demokrat-yurtsever öğrencilerin dışarı çıkması ile sonlandırıldı.

Aynı günün akşamı Basmane Meydanı’nda YÖK protestosu gerçekleştirildi.

Basmane Meydanı’nda bir araya gelen öğrenciler KESK’in zindanlarda süren açlık grevleri için Eski Sümerbank önünde yapacağı basın açıklaması için oraya yürüdüler.

KESK adına yapılan basın açıklamasından sonra YÖK Karşıtı Öğrenciler adına bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasında, son dönem öğrenci gençliğe yapılan saldırılar ile olası bir Suriye savaşından söz edildi. Ayrıca aynı gün Ege Üniversitesi’nde polislerin yaptığı saldırıya da değinildi.

Sabahki çatışmaya öfkeli olan genç komünistler ise canlı korteji ve susmayan sloganları ile dikkat çekti. Genç komünistler ayrıca “Parti, sınıf, devrim!”, “Gençlik partiye, devrime, sosyalizme!” ve “Öğrenci, işçi, gençlik alanlarda birleştik!” sloganlarını attı.

Kocaeli

6 Kasım günü Sosyal Tesisler’in önünde toplanan öğrenciler sloganlarla rektörlük önüne yürüyerek basın açıklaması yapmak istedi. Okulun aldığı keyfi karar ile öğrencilerin rektörlüğe yürümesine engel olmaya çalışan ÖGB ise çember oluşturarak kitlenin burada basın açıklaması yapıp dağılmasını söyledi.

Ajitasyonlar çekilerek eyleme bir süre daha destek istendikten sonra kurulan çembere defalarca yüklenildi. Yaklaşık iki saat süren bu direnişten sonra, rektörlüğün önünde 20 kişilik bir grup ile basın metni okundu.

Basın metnini okuyan grup tekrar Sosyal Tesisler’in önüne geldi ve üniversitenin baskıcı tutumunu teşhir eden konuşma ve ajitasyonlara devam etti. Kurulan barikata defalarca yüklenen öğrenciler Eğitim Fakültesi’ne kadar sloganlarla yürüdü.

Bu geçiş yerine bu kez de okula getirilen çevik kuvvet polisleri ile barikat kurduruldu. Eylemin başından itibaren kitleyi “sakinleştirici” ve kitlenin tutumunu geri düşürücü bir tutum sergileyen bazı siyasetlerden kaynaklı ortak bir direnme kararı çıkmayınca eylem sloganlarla sona erdirildi.

Eyleme Ekim Gençliği, DGH, Öğrenci Kolektifleri, YDG, Emek Gençliği ve SGD katıldı.

Çanakkale

Çanakkale Ekim Gençliği, 6 Kasım gündemini, bir okur toplantısı yaparak işledi. Toplantıda ‘80’lerden günümüze, tarihsel gelişimi içerisinde YÖK anlatıldı.

Eğitimin ticarileştirilmesi süreci ana başlığında birçok konu ele alındı. Yeni YÖK Yasa Tasarısı üzerine bir takım tartışmalar yapıldı ve son olarak Suriye’ye yönelik saldırganlıkla bağ kurularak üniversitelerin emperyalist savaşlar için de kullanıldığı söylendi.

Toplantının sonunda güncel politik gelişmeler de ele alındı.

Ekim Gençliği / İstanbul-Ankara-
İzmir-Kocaeli-Çanakkale

 

 

 

 

DTCF’de faşist saldırı

 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi’nde günler süren faşist saldırılar yaşandı. 1 Kasım’da yaşanan faşist saldırının ardından 2 Kasım günü devrimci, ilerici, yurtsever ve anarşist öğrenciler yemekhaneye girdikleri anda faşistler küfür ederek yemekhanedeki afişleri yırtmaya başladı. Bunun üzerine faşistlere müdahale edildi. Bir grup faşist kaçarken bir grup ise yemekhanenin içerisinde sıkıştı. Yaklaşık 10 dakika sonra dışarı çıkıldığında ise dışarı kaçan faşistler bu sefer satırlarla saldırdı. Buna karşı kendilerini koruyan devrimci ve ilerici öğrenciler yaklaşık 30 dakika boyunca çatışmayı sürdürdü. Kitleye de ajitasyonla durumun teşhiri yapıldı. Faşistlerden yaralananlar olurken okula polisin girmesi ile olaylar son buldu.

6 Kasım günü, faşistler bir Kürt öğrenciye pusu kurdu. Bunun üzerine Kürt öğrenciler arkadaşlarına sahip çıkmak için faşistlerin bulunduğu kantine topluca giderek burada 3 faşisti cezalandırdılar. Bu olayın ardından fakülteye polis girdi. Aynı saatlerde fakülte dışında toplanan faşist güruha engel “olamayan” polis, bir kısmını gözaltına aldı. Bunun yanı sıra, bölgeyi ablukaya alan polisler fakülte giriş ve çıkışlarını engellediler. 6 Kasım eyleminde olan üniversite öğrencileri de arkadaşlarına sahip çıkmak için fakülteye gittiler ancak içeri alınmadılar.

Toplu çıkış esnasında ise ‘tekbir çeken’ faşistlerle kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Yüksel Caddesi’ne gerçekleştirilen yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında faşist saldırıların gençliğin mücadelesini engelleyemeyeceği vurgulandı.

Ekim Gençliği / Ankara