10 Ağustos 2012
Sayı: SYKB 2012/32

 Kızıl Bayrak'tan
Sermayenin vurucu gücü AKP iktidarı ‘tam kölelik’ dayatıyor
Devlet, Kürdistan’da kirli savaş yöntemlerini yaygınlaştırıyor
İşçi sınıfı ayağa kaldırılmalıdır!
Alevilere yönelik
saldırılar sürüyor
“Türk-Kürt çatışması değil!”
“Direnişleri ortaklaştırıp, mücadeleyi büyütmeliyiz!”
Öncü bir Bosch işçisi ile fabrikadaki gelişmeler ve 2012-2014 MESS Grup TİS süreci üzerine
Metal İşçileri Birliği
Merkezi Yürütme Kurulu
Ağustos ayı toplantısı
Direnişteki MICHA işçileriyle sınıf dayanışmasını yükseltelim!
“Eğitim ve sağlıkta neo-liberal dönüşümler”
TKİP, işçi sınıfı ve emekçileri emperyalist saldırganlığa ve
halkların boğazlanmasına karşı aktif mücadeleye çağırıyor!..
Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya:
Siyasal islamın iktidar hamleleri ve islamın “protestanlaştırılması”- V.Yaraşır
Emperyalist-gerici savaşı sadece
direnen halklar önleyebilir!
9. Mamak Kültür-Sanat Festivali
başarıyla gerçekleştirildi
Bertolt Brecht: Mücadelenin, dünyayı değiştirme ve
dönüştürme eyleminin sanatçısı
Sermaye hizmetkârı dinci rektörlerin atamaları yapıldı!
Sermaye devleti kürtaj politikasını adım adım hayata geçiriyor!
Tekellerin sponsorluğunda olimpiyat
Kanla yazılan tarih
silinmez / silemezsiniz!
Akan nehir
tarih kadar eski bir gerçeği taşıyor
İşçinin canı sermayeye emanet
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tekellerin sponsorluğunda olimpiyat

 

Antik çağda kökleri M.Ö. 776 yıllarına dayanan olimpiyatlar yumruk yumruğa dövüş, el ve at arabalarıyla sürat yarışı gibi müsabakaların yer aldığı gösterilerdi. 1892 yılında Fransız pedagog ve tarihçi Baron Pierre de Coubertin çeşitli ulusları birbirine yaklaştırıp kaynaştıracak, dünya gençliğini ırk, din ve politik kavramlar gözetmeksizin, spor ve sportmence yarışmalar yoluyla birleştirecek bir spor organizasyonunun düzenlenmesi fikrini dile getirmişti.

Olimpiyatlara damgasını vuran pazar ekonomisidir

Oysa günümüzde olimpiyatlara damgasını vuran pazar ekonomisidir. BP, Dow Chemical, Rio Tinto, Coca Cola, Mc Donald’s gibi insalığı tehdit eden, doğanın tahribatına yol açan tekellerin olimpiyatların milyonluk sponsorları olmaları da bunun bir göstergesidir.

Londra Olimpiyatları’nın ana sponsorlarından Dow Chemical – Union Carbide isimli dev kimya şirketi, 1984 yılında Hindistan’ın Bhopal kentinde yaşanan ve etkileri bugün bile devam eden endüstriyel atık faciasının sorumlusu.

Dow Chemical – Union Carbide tekelinin Bhopal şehrinde kurduğu fabrikadan 40 ton metil isosiyanat gazının dışarı atılmasının yol açtığı facia sonucu ilk üç gününde 8 bin kişi yaşamını kaybetmişti. Ölenlerin sayısı daha sonra 25 bine ulaştı. Faciada 500 binden fazla kişi de zehirlenmişti.

Amerikalı kimya devi şirketin “yan” faaliyetleri arasında Pentagon’la ortak silah üretimi de var. Üretilen kimyasal silahlar arasında hardal gazı, napalm bombası ve beyaz fosfor olduğu iddia ediliyor.

Zehir tüccarları: Dow Chemical – Union Carbide

Dow Chemical 1961–1971 yılları arasında Amerikan ordusunun Vietnam halkına karşı, Laos’un bir bölümünde ve Kamboçya’da kullandığı Dioxin içeren gazın da üreticisi. Bu gaz bölgede 3 milyon kişinin kansere yakalanmasına ve sakat doğmasına sebep oldu.

Hindistan’da Bhopal’da facianın sorumlusu Union Carbide’yi 2001’de satın alan Dow, Bhopal felaketi için hiçbir sorumlulukları bulunmadığını belirtmişti. Kaza sonrası bölgenin tamamen zehirli gazlardan arındırılması, zarar gören halkın tedavilerinin de tamamlanması için en az 8 trilyon dolar ödemesi gereken Dow Chemicals şirketi yetkilileri ise bu iddiaların gerçekleri yansıtmadığı iddiasında.

Aradan geçen 28 yıllık süreçte kazadan etkilendiği halde hayatta kalma şansına sahip 300 bin Bhopalli kanserden körlüğe kadar birçok hastalığa yakalandı ve halen kronik ve yaşamlarını kısaltan hastalıklarla boğuşmakta. Bölgede sakat doğum oranı çok yüksek düzeylerde seyrediyor. O günden bu güne binlerce bebek çeşitli anormallikler taşıyarak dünyaya geldi ve pek çoğu çocukluklarını bile yaşayamadan öldü. Yine bugünkü istatistiki verilere göre Bhopal’de her ay 30’u aşkın insan kazanın neden olduğu hastalıklar nedeniyle ölüyor.

Ve Bhopal canavarı, Dow Chemical-Union Carbide isimli şirket, dünyanın bir başka kentinde sportif olimpiyatların ana sponsoru oluyor.

Dow’un Olimpiyatları da zehirlemesine izin verme”

Bir seneye yakın bir süredir ilerici kişiler, kurum ve kuruluşlar, sporcular, Dow tekelinin sponsorluğunun olimpiyatın ruhuna aykırı olduğunu söyleyerek, İngiliz hükümetine Dow Chemicals’ın Londra Olimpiyatları’ndaki sponsorluk anlaşmasını iptal etmesi çağrısında bulunmuşlardı. Dow Chemicals sponsorluğunun “kurbanların mezarının üzerinde dans etmek” anlamına geldiğini, şirketin zehirli atığı temizlemeye yanaşmadığını döne döne dile getirmişlerdi.

Bhopal mağdurlarını desteklemek için dünya genelinde spor organizasyonları düzenlenirken, 25 bin insanın ölümü ve yüzbinlercesinin sakat kalması bu ülkede herhangi bir değişikliğe yol açmadı.

 

 

 

 

Arabistan ve Bahreyn’de eylemler!

 

Suudi Arabistan’da krallığa karşı 3 Ağustos cuma gecesi yapılan eyleme polis saldırısıyla büyüyen öfke, 18 yaşındaki gencin ölüm haberiyle sokaklara taştı.

Ölüm haberinden sonra başta Şiiler olmak üzere emekçi halk sokaklara döküldü. Hüseyin Yusuf el-Kallaf için yapılan eylemlerde de polis emekçilerin üzerine ateş açmaktan geri durmadı. Polis saldırısında iki kişi vuruldu. Temmuz ayında Suudi polisi iki göstericiyi daha öldürmüştü.

Suudi Arabistan’ın petrol kaynakları açısından zengin bölgesi Doğu Eyaleti’nde emekçiler, siyasi tutukluların serbest bırakılması, ifade ve eylem özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması ve sünni ayrımcılığına son verilmesini istiyor. Geçen yıl Ortadoğu’daki eylemlerin bir yansıması olarak şubat ayında başlayan protestolara Bahreyn ve Suudi krallığı şiddetle karşılık vermişti.

3 Ağustos cuma günü Suudi Arabistan’la eş zamanlı yapılan protestolara Bahreyn polisinin saldırısı sonucu çok sayıda yaralı ve tutuklunun olduğu belirtiliyor. Gaz bombası ve plastik mermi kullanılan saldırıların üç günlük bilançosu 45 yaralı ve 40 tutuklu.

Bahreyn ve Suudi Arabistan’da krallıkların saldırganlığı ortaklaştırılmış Suudi ordusu bizzat Bahreyn’deki eylemlere saldırmıştı. Suudi ordusunun binlerce askeri Bahreyn topraklarında bulunuyor. Arabistanlı eylemciler Arabistan ve Bahreyn emekçi halklarını eş zamanlı eylemler yapmaya davet ederek mücadeleyi ortaklaştırmaya çağırıyorlar.

 

 

 

 

İşgal, grev, direniş!

 

Dünyanın bir çok ülkesinden işçi ve emekçilerin hak arama mücadeleleri devam ediyor. “İşgal, grev, direniş!” şiarı dünyanın dört bir yanında hayat buluyor.

ABD’nin Houston eyaletinde temizlik iş kolunda çalışan 700 temizlik işçisinin insanca yaşayabilecek ücret talebi için başlattıkları grev 3. haftasında. 50 büronun temizliğini yapan temizlik işçileri 10 dolar saat ücreti talep ediyorlar. Temizlik işçilerinin şu anki ücreti 8,35 dolar. Geçtiğimiz hafta işçiler taleplerini dile getirmek ve patronun üzerinde basınç uygulamak için binaların önünde başlattıkları oturma eylemine polisin saldırması sonucu birçok işçi gözaltına alındı. Diğer şehirlerden temizlik işçilerinin de grevle dayanışma eylemleri sürüyor.

Kolombiya’da bir haftadan beri 300 Feneco demiryolu işçisi grevde. İşçiler yüzde 15 ücret artışı ve 2009 yılında greve giden ve işten atılan 30 arkadaşlarının tekrar işe alınmasını talep ediyorlar.

La Jagua’daki kömür ocaklarında çalışan maden işçilerinin de daha fazla ücret ve daha iyi çalışma koşulları için başlattıkları grev üçüncü haftasına giriyor.

Lübnan’da Électricité Du Liban (EDL) tekelinde çalışan elektrik işçilerinin üç ay önce başlattıkları grev sürüyor. İşçiler daha fazla ücret ve kadrolu çalışma talep ediyorlar. Greve sözleşmeli işçiler ve elektrik faturasını tahsil eden görevliler çıkmıştı. Grevci işçiler EDL merkez binası işgalini de sürdürüyorlar.

Afrika’nın güneydoğusundaki Malavi’de hükümet IMF diktası nedeniyle para birimi Kwacha’nın değerini yüzde 49 düşürmüştü. Ülkede enflasyon oranı halen yüzde 18,3’lerde seyrediyor.