17 Şubat 2012
Sayı: SYKB 2012/07

 Kızıl Bayrak'tan
Dinci-gerici güçlerin iktidar kavgası
İktidar ve rant kavgası dinci-gerici odakları birbirine düşürdü
NATO Genel Sekreteri
Rasmussen’den açıklamalar
Faşist baskı ve teröre eylemli yanıt
“Saldırıları mücadeleyle aşacağız!”
İşsizlik oranları artıyor, işsizlik fonu yağmalanıyor
“Geleceğimizin iyice
kararmaması için...”.
DİSK’te ruhsuz genel kurul
Taşeron işçileri
Ankara’ya yürüyor!.
Sinter işçileri
mücadeleyi bırakmıyor
Devrimci sınıf çalışmalarından
Parti ve yeni döneme hazırlık!
Suriye üzerindeki
baskıyı arttırıyor
Dört kıtadan grev ve eylemler.
Yunanistan’da Troyka “darbesi”
ve sokakta politika -
Volkan Yaraşır
“Okullar hayat bulsun projesi” ve eğitimde son saldırılar
BDSP’den seminerler
8 Mart’ta alanlara!
Geleceğine sahip çık!.
ÇHD İstanbul Şube Sekreteri
Av. Güçlü Sevimli ile konuştuk.
Emekçi Kadın Platformu toplantısı
Ares’i kıskandıran askerler diyarında
acı olağandır!
Gazi’de çeteleşmeye ve yozlaşmaya karşı yürüyüş
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sinter işçileri mücadeleyi bırakmıyor

 

Sinter Metal davası yaklaşık bir ay önce sona erdi. Yargıtay sürecinin leyhlerine sonuçlanmasıyla beraber işçiler iş başvurusunda bulundu. Sinter Metal patronu ilk başta 63 işçiyi işe çağırdı. Fakat 7 Şubat Salı günü işe başlamak için fabrika önüne gelen işçilerden sadece 5’i işe başladı. Bu süreçte sendika yöneticilerinin ilgisizliği ve işçileri yalnız bıraktığı görüldü.

Serdaroğlu’ndan işçilere aldatmaca

8 Şubat Çarşamba günü, sendikalaşma sürecinde komitede yer alan ve direnişe öncülük eden işçiler Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Merkezi’ne giderek Adnan Serdaroğlu ile görüşmek istedi. Sinter işçileri tarafından binaya girdiği görülmüş olmasına rağmen Adnan Serdaroğlu’nun kendisi için “yok” dedirtmesi ile işçilere şehir dışında olduğu ve bu yüzden görüşme yapılamayacağı söylendi.

Sinter işçileri ise Adnan Serdaroğlu’nun odasına girerek davalarına neden sahip çıkmadıklarını sordular. Süreçten haberinin olmadığını söyleyen Serdaroğlu’na işçilerin yanıtı “Bu davanın sendika için bir onur davası olduğunu söylüyordunuz. Onurunuza böyle mi sahip çıkıyorsunuz” oldu.

Genel kurulda söz yok

Mücadelelerinin ve davalarının peşini bırakmayan öncü işçiler Perşembe günü bir toplantı yaparak bunun hesabının DİSK Genel Kurulu’nda sorulması gerektiği kararını aldılar. Cuma günü gerçekleşen Genel Kurul’a giden işçiler söz alarak süreci anlatmak istediler. Fakat işçilere ertesi gün konuşabilecekleri söylendi. İşçilerin ısrarına rağmen sendika bürokratlarına ve parti başkanlarına söz veren divan işçilerin kürsüye çıkmasına engel oldu. Söz hakkı isteyen işçilere net bir cevap verilmeyerek oyalamaya çalıştılar.

Öncü işçiler Cuma günü kendi aralarında toplandılar. Sürecin ve davalarının peşini bırakmayacaklarını söyleyerek içeri girme niyetinde olan işçilerle Pazar günü toplantı yaptılar.

Sinter patronu işçileri parça parça işe çağırıyor. Öncü işçiler, Pazartesi sabahı işe başlayan arkadaşlarına destek vermek için fabrika önüne gittiler. Daha sonra da direnişte olan Maltepe Belediyesi taşeron işçilerini ziyaret ettiler.

Kızıl Bayrak / Ümraniye

 

 

 

 


Hey Tekstil’de direniş!

İstanbul Mahmutbey’de kurulu bulunan Hey Tekstil’de ücretleri verilmeden işten atılan işçiler direnişe başladı.

13 Şubat günü avukatlar direniş yerine gelerek işçilerin mücadelesine hukuksal açıdan her türlü desteği vereceklerini ve her zaman işçilerin yanında olacaklarını ifade ettiler. Bir grup işçi Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne gitti ve daha önce verdikleri dilekçelerin aynısını tekrar verdi. Daha önceki dilekçeyle ilgilenmeyen müdürlük bu dilekçe üzerine işçilerle konuşma yaptı. Hey Tekstil’in bölge müdürlüğüne herhangi bir kapanma ya da işçi çıkarma bildirmediği öğrenildi. En yakın zamanda teftiş kurulunu firmaya göndereceklerini ifade eden yetkililer işçilerin tam sayı orada beklemelerini söylediler. Dilekçe vermek için gelen işçiler, Hey Tekstil yetkililerinin, işçilerin dilekçelerini yırtmaya kalktıklarını ifade ettiler.

Daha önceden kurulmuş olan 6 kişilik komitenin görev ve sorumlulukları düzenlendi. Sendika ve kitle örgütlerinden sorumlu, basından sorumlu kişiler belirlendi ve işçilere maddi destek amaçlı bir fon oluşturuldu. Bununla ilgilenecek komiteler belirlendi.

İşçileri kitle örgütleri ve sendikalar da yalnız bırakmadılar. Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Seyit Aslan bir konuşma yaparak maddi manevi her zaman işçilerin yanında olacaklarını ifade etti. Cam Keramik-İş Sendikası ve EMEP ilçe başkanları birer konuşma yaparak işçilerin her zaman yanlarında olduklarını, her türlü desteği vereceklerini ve işçilere destek toplayacaklarını ifade ettiler.

Gün boyu işçilerin yanında olan BDSP ve Emekçinin Gündemi çalışanları, işçilerle sohbetler gerçekleştirerek Emekçinin Gündemi dağıtımını yaptılar. Hey Tekstil fabrikasının etrafına işçilerle dayanışmak için “Hey tekstil işçisi yalnız değildir! / BDSP” yazılamaları yapıldı.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece

 

 

 

 

Tersanelerde bir cinayet daha

Tuzla tersaneler cehenneminde 4 Şubat günü meydana gelen patlamada ­­­ hastaneye kaldırılan 4 işçiden biri olan Damgacı, tedavi gördüğü Darıca Farabi Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.
Damgacı’nın ölümüyle birlikte tersanelerde yaşamını yitiren işçilerin sayısının 147’ye yükseldiğini belirten Tersane İşçileri Birliği Derneği’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

Patronların keyfiyetine devletin verdiği destek ise gecikmemektedir. İş cinayetinin hemen ardından ‘İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Koşullarının İyileştirilmesi’ konferansında konuşma yapan Çalışma Bakanı Faruk Çelik Türkiye’de her gün 172 iş kazası, 4 ölüm ve 6 sürekli iş göremezlik durumu meydana geldiğini söyledi. Bu rakama kayıtdışının dahil olmadığını ifade eden Bakan Çelik, Türkiye’de 2002 yılında iş kazası sayısının 72 bin, meslek hastalığı sayısının 601 iken bu rakamın 2010 yılında 62 bin iş kazası ve 544 meslek hastalığı olarak gerçekleştiğini söyleyerek durumu normal göstermeye çalıştı. Geçmişte gizlenmeye çalışılan iş cinayetleri ve kazalar yoğun mücadeleler sonucu kamuoyuna duyurulmuştu. Bugün artık gizleyemedikleri cinayetleri normalmiş gibi göstererek kamuoyuna kanıksatmaya çalışmaktadırlar. Tersane İşçileri Birliği Derneği olarak tersaneler cehenneminde yaşanan kuralsızlıklara ve kölelik dayatmalarına karşı kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz.”