30 Eylül 2011
Sayı: SİKB 2011/37

 Kızıl Bayrak'tan
Çok yönlü saldırılar ve 8 Ekim mitingine hazırlık
ABD’ye hizmette kusur etmeyenler bölge halklarına kabadayılık taslıyor
Hiçbir silah direnen bir halkı teslim alamaz!
8 Ekim’de Ankara’ya!
“Kıdem tazminatımızı vermeyeceğiz!”
Pazarlık değil mücadele!
Grev silahı Kor-Metal
işçilerinin elinde!
KMO İstanbul Şube YK üyesi Onur Gökulu ile işçi sağlığı ve iş güvenliği üzerine
Karadağ cinayeti davasında
5. duruşma
Duruşmaya damgasını vuran alaycı bir tebessümdür!
Çeber davasında karar bozuldu
“Emperyalizme ve siyonizme
kalkan olmayacağız!”
Yazar ve akademisyenlerle “Füze Kalkanı” üzerine.
Filistin devleti için tek yol direniştir!
Yemen’de isyan sürüyor
Yunanistan’da grevler sürüyo
"Sadece üniformalar değişecek”
Ulucanlar’ın on kızıl karanfili anıldı!.
BDSP etkinliklerinde
mücadele sözü!
Hopa’dan 7 kişiye beraat
“Har(a)çlara da zamma
da hayır!”
Ekim Gençliği’nden
mücadele çağrısı”
Kadın emeğinin sömürüsünde sınır yok!.
Mao Zedung: Çin Halkı ayağa kalktı!.
Rize sele teslim
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yemen’de isyan sürüyor

“Dış müdahalelere hayır,
zafere kadar direniş!”

Haziran ayında uğradığı suikastın ardından tedavi için Suudi Arabistan’a giden Yemen diktatörü Abdullah Salih’in ülkeye dönmesiyle, gerici güçler saldırıya geçti. Gözü dönmüş bir şekilde emekçilere kurşun sıkan diktatöre bağlı kolluk kuvvetlerinin son bir haftada 175 kişiyi katlettiği bildiriliyor. Sekiz aydan beri devam eden halk isyanı karşısında acze düşen Salih, sırtını emperyalistlere yaslayıp halkın kanını akıtarak saltanatını koruyabileceğini sanıyor.

Abdullah Salih ve onun yardakçı takımı devlet terörüyle emekçileri sindirme hesabı yaparken, ABD ile onun sadık uşağı Suudi Arabistan ise diktatörün kanlı planlarına destek sunuyorlar. Hem diktatöre hem onun hamiliğini yapan ABD-Suudi Arabistan koalisyonuna karşı direnen genç kuşaklarla emekçiler ise, sergilenen kanlı plana ve onun arkasındaki güçlere karşı mücadele etmeye kararlı olduklarını bir kez daha ilan ettiler.

ABD-Suudi desteği gerici
rejimin ömrünü uzatıyor

Yemen’de isyanın aylardan beri devam etmesine ve milyonlarca insanı harekete geçirmesine rağmen, diktatör Salih halen ayakta durabiliyor. Hükmettiği alanlar fazlasıyla daralmış olsa da, “devlet başkanı” sıfatını kullanarak açıklamalar yapıyor, vaatlerde bulunuyor, hatta tehditler savuruyor. Nitekim, Sana’ya döner dönmez katil sürülerini direnen halkın üzerine sürerek, toplu katliamlara başladı.

Milyonlar nezdinde gayr-ı meşru duruma düşen diktatör Salih’in bu kadar uzun süre ayakta durabilmesinde, ABD-Suudi koalisyonunun verdiği desteğin önemli bir rolü var. Libya’nın üzerine savaş aygıtı NATO’yu süren emperyalist güçlerle suç ortakları, gerçekleştirdiği tüm katliamlara rağmen Abdullah Salih’in arkasında duruyorlar. Suriye’yi diline dolayan ABD ile Türkiye ve Suudi Arabistan’daki yardakçıları, Yemen’e dair tek kelime etmiyorlar. Zira bu gerici rejimin ayakta kalmasını fazlasıyla önemsiyorlar.

Yemen’de halk isyanının zafere ulaşması, Suudi Arabistan başta olmak üzere, körfezdeki ABD kuklası petro-dolar krallarının taçlarının sokaklarda yuvarlanma saatinin geri sayıma başlaması anlamına gelecektir. Yemen diktatörüne gösterilen ihtimamın esas nedeni, bu Ortaçağ kalıntısı kralların taçlarını, aynı anlama gelmek üzere emperyalist/siyonist güçlerin çıkarlarını korumaktır. Aksi halde halk nezdinde gayr-ı meşru duruma düşmüş bu diktatör kimsenin umurunda olmazdı.

Bu ihtimamın farkında olan Salih, “ulusa seslenme” cesaretini de buradan alıyor. Amerikancı diktatör, milyonların harekete geçmesine, rejimin siyaset, bürokrasi, diplomasi, askeri ve diğer kurumlarında yaşanan parçalanmalara rağmen, tahtını terk etmiyor. Ancak, bu gerici dayanaklar Salih’in ömrünü uzatmaya yetse de, tarihin çöplüğünü boylamaktan kurtarmaya yetmeyecektir.

İsyancıların “ihtiyatı” diktatöre manevra yapma imkanı veriyor

Abdullah Salih’in ayakta kalabilmesini kolaylaştıran bir diğer önemli etken, isyan halindeki genç kuşaklarla emekçilerin ihtiyatı elden bırakmamalarıdır. Direniş meydanlarından rejimin temel kurumlarını kuşatmak için harekete geçmenin önemi üzerinde sıklıkla durulmasına rağmen, bazı girişimler dışında, direniş halen kent meydanlarında sürüyor. Bu ise, yasa/kural tanımayan, halk nezdinde gayr-ı meşru duruma düşen diktatörün tahttan inmemek için ayak diremesine fırsat veriyor.

Zorba diktatörü rejimiyle birlikte yıkana kadar direnişe devam edeceklerini defalarca kez ilan eden isyancılar, olayların fiili bir savaşa sıçramasını önlemek için çaba sarf ediyorlar. Zira, neredeyse herkesin silahlı olduğu Yemen’de, silahlı çatışmaların iç savaşa dönüşmesinden endişe eden isyanın liderleri, bu tehlikeyi önlemeye çalışıyorlar. Şu ana kadar rejimin yüzlerce kişiyi katletmesine rağmen, silahlı çatışmadan kaçınan isyancı güçler, bu tercihten dolayı sürecin uzamasını göze almış görünüyorlar. Nitekim Taiz kentinde bir dönem silahlı çatışmalar yaşansa da, bu kentin dışına pek taşmadı. Salih’e bağlı güçlerin başkent Sana’daki bir kabile ile çatışması da, yine belli sınırlarda tutuldu. Son bir haftada katliamları yoğunlaştıran diktatöre bağlı katil sürüleri ise, provokatif saldırılarını sürdürüyorlar. İsyancıların ihtiyatlı tutumu, diktatörün “son koz” olarak kullanacağı iç savaşı önlemeye yetmeyebilir.

İsyancıların bu ihtiyatı yersiz olmamakla birlikte, direnişin sonuç almasını zorlaştırıyor. Bu fırsatı kullanan diktatör ise, tahtına sımsıkı sarılıyor. Buna karşın direnişin aylara yayılması, isyancılarda bir yorgunluğa yol açmış görünmüyor. Özellikle sistemin geleceksizliğe mahkum ettiği genç kuşaklar, direnme kararlılığını koruduklarını, rejimiyle birlikte diktatör Salih’i yıkmadan alanlardan çekilmeyeceklerini, son olaylar vesilesiyle bir kez daha ilan ettiler.

“Dış müdahalelere hayır,
zafere kadar direniş!”

Yemen’de direnişi sürdüren genç kuşaklar, ABD-Suudi Arabistan kaynaklı dış müdahalelere karşı net bir tutum alıyorlar. Örneğin emperyalistlerle bölgesel gericiliğin, “Yemen devrimini boğmak için çalıştığını” ifade eden “Değişim Devrimi Gençliği” temsilcileri, bu müdahalelere karşı olduklarını her fırsatta dile getiriyorlar. Salih’e muhalif burjuva partilerin ABD-Suudi koalisyonu ile pazarlık yapmasına da karşı çıkan bazı isyancılar, sadece Abdullah Salih’i değil, rejimini de yıkmak istediklerini ve bu hedeflerine ulaşana kadar direnişin devam edeceğini vurguluyorlar.

Diktatör Salih’le suç çetesinin halk nezdinde hiçbir meşruluğunun kalmadığı konusunda hemen tüm taraflar mutabıktır. Burada sorun diktatöre nihai darbeyi vurup yeni yönetimi inşa edecek siyasi bir iradenin belirginleşmesi planında çıkmaktadır. Yazık ki, direniş kararlılığına rağmen, isyanın bu konuda halen zayıf olduğu görülüyor. Oysa bu kitlesellikte bir isyan kararlı bir önderliğe kavuşmuş olsaydı, sonuçlar çok farklı olurdu. O koşullarda kitleleri meydanlardan rejimin sembolü olan kurumlara doğru karalı bir şekilde yürütüp diktatörle suç ortaklarını kovmak zor olmazdı. Emekçilerin iktidarı ele geçirmesine olanak sağlayacak gerçek bir devrim için ise, devrimci sınıf partisinin isyana önderlik etmesi şarttır.

Önderlik boşluğunun doldurulması veya “Değişim Devrimi Gençliği”nin bu misyonu yüklenmesi, Salih rejimine nihai bir darbe indirmenin yollarını açıp düşkün diktatörün sonunu getirecektir.

 

 

Yüzbinler sokakta

Eğitim alanındaki ticarileştirme saldırısına karşı aylardır sokaklarda olan Şilili öğrenciler ve öğretmenler, parasız ve kaliteli eğitim talebiyle tekrar alanlara çıktılar. Ülkenin önemli caddelerinde ve Şili Öğrenci Konfederasyonu’nun toplandığı Santiago Almagra Parkı gibi büyük meydanlarda toplanan öğretmen ve öğrencilere Devlet Bakır Madeni İşletlemeri’nde (CODELCO) çalışan işçiler de destek verdi.

Şili’deki gösterilere iki yüz bine yakın öğrenci ve öğretmenin katıldığı belirtilirken yürüyüşe katılımın, 1990’da diktatörlüğün sona ermesinden bu yana ulaşılan en yüksek rakam olduğu tahmin ediliyor. Gösteriler sırasında polisle bir grup gösterici arasında yaşanan çatışma sırasında birçok eylemci gözaltına alındı.

 

 

Wall Street’te saldırı

ABD’nin New York kentinde düzenlenen anti Wall Street yürüyüşüne yüzlerce kişi katılırken, 80 gösterici gözaltına alındı.

“Wall Street İşgal” kampanyasının 2. haftasında eylemler devam etti. Bu kapsamda gerçekleştirilen gösteriye ağırlıklı olarak gençler katıldı. Polis bölgeyi ablukaya alırken göstericilerin Wall Street’e yürümelerine izin verilmedi. Polis terörünün devreye girdiği gösteride 80 anti-kapitalist gözaltına alındı. Birçok yola barikatlar kuran polis, göstericileri “trafiği engellemek”, “polise hakaret” suçlamayarıyla gözaltına aldı.

Göstericiler talepleri karşılanıncaya kadar Zuccotti Parkı’nda kamp kurmaya devam edeceklerini belirttiler.