22 Temmuz 2011
Sayı: SİKB 2011/28

 Kızıl Bayrak'tan
Eşitlik ve özgürlük iradesini kırmak için ırkçı-şoven saldırganlık…
Uşak etkin taşeronluğa hazırlanıyor! ..
Kürt halkına karşı topyekün
saldırıya geçtiler
DTK’dan ‘Demokratik Özerklik’ ilanı
Faşist güruhlar sokaklara salındı!.
Sermayenin saldırı stratejisi
ortaya çıktı!
Kıdem tazminatı hakkı gaspedilmek isteniyor
"Yalanlarla göz boyayıp dikensiz gül bahçesi yaratmayı hedefliyorlar”
Kamu TİS’leri ve
sendikal ihanet gerçeği!
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Temmuz Ayı Toplantısı Sonuçları!
GEA’da kanunsuz lokavt
Mas-Daf’ta engeller aşıldı
Tunus-Mısır
dersleri - H. Fırat
Mısır’da sınıfsal çizgiler netleşiyor, talepler farklılaşıyor
Yemen’de halk hareketinin
dinamikleri ve açmazları
Douwe Egberts’te direniş kazandı!
Şili’de öğrencilerden militan gösteri
Artık tek bir zayıf halka yok! - Volkan Yaraşır
Libya Temas Grubu İstanbul’da toplandı
Kıbrıs’tan kirli elinizi çekin!.
“Ben bölücü ve terörist
değilim, bir Kürdüm”
Parti değerlerini
özümsemenin önemi
“8. Mamak Kültür-Sanat
Festivali’nde buluşuyoruz!”.
Kapitalizm, yabancılaşma ve DÖNÜŞÜM
Cumartesi Anneleri’nden
sessiz protesto.
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Güney Kıbrıs’a tehdit, Kuzey Kıbrıs’a OHAL!

Kıbrıs’tan kirli elinizi çekin!

Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak “Kimse bizden iyi niyet beklemesin, artık taviz yok” diyerek üst perdeden konuşan Tayyip Erdoğan 20 Temmuz günü Kuzey Kıbrıs’a gitti. Bölgenin Türk ordusu tarafından işgalinin 34. yıldönümü dolayısıyla yapılan törenlere katılmak üzere adaya giden Erdoğan, benzer açıklamalarını sürdürdü. Çözüm yönünde artık kendilerinden bir şey beklenilmemesini, Rum tarafının adım atmaması halinde kendi yollarından yürüyeceklerini, hiçbir taviz vermeyeceklerini söyledi. “İki kesimli, eşit statüde ve iki devletli bir yapı” dışında başka bir çözümü kabul etmeyeceklerini söyledi.

Söylem değişikliğinin gerisinde ne var?

Erdoğan’ın bu tutumu, Türk devletinin eski tezlerine dönüş olarak değerlendirilirken nedenleri konusunda da çeşitli yorumlarda bulunuluyor. Bu yorumlara göre, AKP hükümeti Yunanistan’ın yaşadığı ekonomik iflas ile birlikte Güney Kıbrıs’ın yaşadığı ekonomik ve siyasal sorunları fırsata dönüştürmeye çalışıyor. Bununla birlikte ise asıl nedenin, adanın bölgede yaşanan son gelişmelerin ardından Doğu Akdeniz’deki jeopolitik öneminin hayati bir önem kazanması olduğu ifade ediliyor. Erdoğan da zaten Kıbrıs ile ilgili tutum değişikliğini “şartlar değişti” sözleriyle gerekçelendirmişti. Son dönemde ABD-İsrail ilişkilerindeki ısınmanın da bu tutumun arkasındaki temel dayanak olabileceği vurgulanıyor.

Kuzey Kıbrıs’ta OHAL uygulamaları

Erdoğan’ın Kıbrıs halkını “besleme” diye suçlamasını unutmayan Kuzey Kıbrıslı emekçiler ise Erdoğan’ı protesto ettiler ve gelecekleri hakkında söz hakkının kendilerine ait olduğunu söylediler. Fakat Kuzey Kıbrıs’ta bu muhalif sesleri boğmak için tam bir seferberlik ilan edildi.

Polis Tayyip Erdoğan Kuzey Kıbrıs’a gelmeden sendikalara baskınlar düzenledi. Polis önce KTAMS binasında pankart indirmek için bastı, ardından da KTÖS binasına baskın düzenledi. KTAMS’da bulunanları gözaltına alırken, olayları görüntülemek isteyen basın mensuplarını da darp etti. Kuzey Kıbrıs polisi, KTAMS’nın ardından adanın en büyük memur sendikası KTÖS’ün binasına da baskın düzenledi. Saldırıların Cumhurbaşkanı Derviş Erdoğlu’nun “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı bazı menfi hareketlerin yapılmasının affedilir şey olmadığı” yönündeki açıklamalarının ardından gelmesi dikkat çekti.

 

 

 

Hangi yüzle!

Son dönemde İsrail ile ilişkilerini “ısıtan” ve bunun için Mavi Marmara gemisinin Gazze Özgürlük Filosu’na katılmasına engel olacak kadar ileri giden dinci-gerici parti ve yandaşları, durumu kurtarmak için manevra üstüne manevra yapıyor. İşte bu amaçla yapılan manevralardan biri daha yandaş medya tarafından ortaya serildi.

Habere göre Tayyip Erdoğan önümüzdeki günlerde Gazze’ye ziyaret edecekmiş, İsrail ise bu ziyareti engellemek için girişimlerde bulunuyormuş vs. vs.

Kurmaca ve zorlama olduğu her halinden belli olan habere göre, Erdoğan Mısır Askeri Konseyi’ne Gazze’ye gitme talebini iletti ve bu isteği kabul gördü. Filistin Haber Ajansı Maan’dan alındığı ifade edilen bilgi ise İsrail’de yayınlanan Maariv gazetesinin bir haberine dayandırılıyor. Habere göre Erdoğan’ın 25 Temmuz’da Gazze’ye gideceği söyleniyor.

Fakat aynı haberde İsrail’in tepkisini çeken bu ziyaretten Gazzeli yetkililerin hiçbir bilgisinin olmadığı da kabul ediliyor.

Her halinden bir dezenformasyon kampanyasının parçası olduğu belli olan bu haberler gerçek olsa dahi, ABD-İsrail mihverindeki yerini pekiştiren dinci-gerici partinin yüzsüz şefine sormak gerekiyor: Hangi yüzle!


 

Ordu ‘profesyonel’ çalışacak

Bir süredir devam eden profesyonel orduya geçiş sürecinde son halka, “sözleşmeli er dönemi”nin başlaması oldu. Böylece sermaye devleti “paralı askerliğe” doğru büyük bir adım attı.

“Profesyonel ordu” ihtiyacı çerçevesinde devreye sokulan sözleşmeli er uygulamasına ilişkin Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada bu yıl içerisinde 5 bin 103 sözleşmeli er alınacağı belirtildi. Sözleşmeli olarak görev yapacak askerler 1634 lira maaş alacak.

Adayların sağlık muayenesi, spor testi ve mülakattan sonra 10 hafta eğitimden geçirileceği bildirildi. Açıklamada sözleşmeli erlerin, hudut birliklerinde görevlendirilecekleri, kışlalarda iskân edilecekleri, hizmet süreleri sonunda ikramiye alabilecekleri ifade edildi.

Rejimin ve onun ordusunun şimdilik en büyük iç ve dış tehdidinin Kürt halkı olduğu bilindiğine göre, sözleşmeli askerlerin özel olarak savaş bölgelerinde cepheye sürüleceğinin ve kirli savaş konseptinin bir parçası olarak kullanılacağını öngörmek zor olmasa gerek.


 

Hopa artçıları sürüyor

31 Mayıs günü Metin Lokumcu’nun katledilmesiyle sonuçlanan Hopa’daki devlet terörünü protesto edenlere yönelik gözaltı ve tutuklama furyası devam ediyor.


Hopa’da 3 gözaltı

20 Temmuz günü Hopa’da sabah saatlerinde gözaltılar yapıldı. Halkevleri Hopa Şubesi yöneticisi ve Derelerin Kardeşliği Platformu Yürütme Kurulu üyesi Kamil Ustabaş, Hopa Halkevi üyesi Bülent Ustabaş, Halkevleri Doğu Karadeniz Bölge Temsilcisi, Derelerin Kardeşliği Platformu Yürütme Kurulu üyesi Taylan Kaya sabah saatlerinde gözaltına alındı.

Hopa davasında haklarında arama kararı olan gözaltıların 2911 Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten suçlandıkları belirtiliyor.


BirGün muhabirine gözaltı 

16 Temmuz günü BirGün Gazetesi muhabiri Metin Demir polis tarafından gözaltına alındı. Polis, Demir’in Hopa’daki polis terörüne yönelik protestolar sırasında olayları “provoke” ettiğini iddia etti. Zaman gazetesinin polis kaynaklı haberinde Demir, “taş atarak olayları başlatan provokatör” olarak ilan edilerek hedef gösterildi.

Aynı gazetenin haberine göre polis, Okmeydanı’nda yaşanan protestoda olaylar yaşanması ardından kamera görüntülerini inceleyerek Metin Demir’in polise taş attığını belirlerken, Demir’in basın kartı olduğu için gözaltına alınmadığı iddialarına yer verildi.

Ev baskınları

Hopa protestosu gerekçesiyle İstanbul polisi 14 Temmuz günü çok sayıda eve baskın düzenleyip 2 kişiyi gözaltına aldı. Polisin elinde bir gözaltı listesi olduğu ve gözaltıların süreceği bilgisi verildi.

2 Haziran günü İstanbul’da İstanbul Tabip Odası, KESK İstanbul Şubeler Platformu, DİSK İstanbul Merkez Temsilciliği ve TMMOB İl Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen eylem gerekçesiyle sabah saatlerinden itibaren ev baskınları yapıldı. İstanbul’un çeşitli semtlerinde yapılan ev baskınlarında ÖDP üyesi iki kişi gözaltına alındı.

Avukatlardan alınan bilgiye göre soruşturmanın genişletilmesine yönelik savcılık kararı nedeniyle dosyaya ek bir gözaltı listesi dosyaya konuldu.