4 Mart 2011
Sayı: SİKB 2011/09

 Kızıl Bayrak'tan
Bahar dönemi, olanaklar,
tehlikeler ve görevler
Erbakan: ABD’nin “Yeşil Kuşak
Projesi”nin “mücahidi”!
Diktatörlüğe karşı ayaklananlar emperyalist işgale de direnecektir!
Aleviler İzmir mitinginde buluşuyor
Emekçi kadınlar
8 Mart’a yürüyor.
Deride toplu sözleşme
süreci başladı
Kapitalistler servetlerini katlıyor
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Mart Ayı
Toplantısı Sonuçları
Mehmet Beşeli: 30 yıllık bir düzen çatırdamaya başladı
D.S.C işçilerine polis terörü
“Metal işçisi kazanırsa
hepimiz kazanırız”
Yaşasın Ontex / Canbebe direnişimiz!
Ontex işçileri boykota çağırıyor
Eğitim Sen şubelerinde
genel kurullar
Tuzla’da yaygın faaliyet
Tunus ve Mısır’da emekçilerin mücadelesi devam ediyor.
“Ankara elini yakamızdan çek!”
Ortadoğu’da emekçiler ayakta!
Gazi direnişi 16. yılında.
Uluslararası yağma kurultayı
AÜ’de eylemler
Üniversitelerde soruşturma ve
ceza terörü
İsyan ruhu fabrikalara, havzalara taşınıyor
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Uluslararası yağma kurultayı

İstanbul TOKİ tarafından düzenlenen 2011 Konut Kurultayı’na ev sahipliği yapıyor. 4-5 Mart 2011 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan kurultaya 19’u yabancı olmak üzere toplam 70 konuşmacı katılacak. Bilbordlardan ve TOKİ’nin resmi sitesinden haftalardır reklamı yapılan bu organizasyon için TOKİ kesenin ağzını açmış durumda.

Kurultay katılımcıları “Konut Sorunu ve Çözüm Politikaları”, “Marka Kentler”, “Kentsel Dönüşümde Arayışlar” ve “Kentsel Dönüşüm Türkiye’de Neden Gerekli?” gibi can alıcı başlıklar altında düzenlenecek oturumlarda bu soruların yanıtlarını arayacaklar.

Konut sorununu bizzat kendisi oluşturan bir sistem içerisinde bu soruna ne gibi çözümler üretilebilir? Bu sorunun cevabını yıllar önce Engels vermişti zaten. Kapitalist sistem içerisinde çözüm üretilemez. 2 gün de tartışsalar 2 ay da tartışsalar, dünyanın bütün otoritelerini de buraya toplasalar bu sorulara bir yanıt, bu soruna bir çözüm getiremezler.

Zaten onların bu meseleyi çözmek gibi bir derdi de yok. Bütün dert yağmadan pay kapabilmek, ekmeğine yağ sürebilmek. Gerisi laf! Onların bu noktadaki samimiyetsizliklerini Ayazma’da gördük, Kartal’da gördük, İç-Dış Kumsal’da gördük. Tozkoparan’da gördük… Bu uluslararası etkinlik de gösteriyor ki bir süre daha göreceğiz.

Yine çıkıp konuşacaklar kürsülerden, “şu kadar konut yaptık, onu yaptık, bunu yaptık” diye. Kentin dışına zorla tehcir ettirdikleri insanlar için, onları ev sahibi yaptık diyecekler. Yine aynı utanmazlıkla övecekler kendilerini. Emekçilerin yıkılıp dökülen evleri üzerine methiyeler düzecekler. Marifetmiş gibi yaptıklarını alkışlayacaklar, çatısından su akıtan konutları… Oysa bakan gözler görüyor. Biliyor insanlar kuş uçmaz kervan geçmez Taşoluk sırtlarını ve pek meşhur “Kayabaşı Konakları”nı… Biliyor insanlar, biliyoruz!

 2011 Konut Kurultayı için hazırlanan internet sayfasında, TOKİ başkanı Erdoğan Bayraktar “Kentsel dönüşüm ile insanlarımız daha mutlu, huzurlu ve güvenli ortamlarda yaşayacaklar” diyor. Hangi insanlar? Yerlerinden sürdüğünüz insanlar mı daha mutlu şimdi? Üzerlerine gaz bombalarıyla, coplarla saldırdığınız insanlar ne kadar güvende hissediyor kendilerini?

Ama hiç şüphe yok ki onların yanında kendilerini çok daha güvenli çok daha güçlü hissedenler de az değil. Bakınız Ağaoğlu, Ayazma’da çekilen reklam filmlerinde gevrek gevrek gülüyor kameralara porselen dişleriyle, ne kadar da mutlu, ne kadar da huzurlu… “Tam burada bir havuz olacak” diyor, “ben yaptım olacak” diyor. Ve diğerleri, diğer beleşçiler, diğer leş kargaları… Bir akbaba misali uçuyorlar kentin üzerinde ve gözüne kestirdiklerini alıyorlar, çalıyorlar. Ormanlarımızı, suyumuzu, çocuklarımızın gittiği okulları, hastaneleri çalıyorlar. Birer birer çalıyorlar bu kenti, elimizde avucumuzda ne varsa alıyorlar.

Kentsel dönüşüm yılımız hayırlı olsun(!)

Bu yıl kentsel dönüşümün yılı olacak diyor Bayraktar. İşte bu kurultayın amacı da budur. Dönüşüme giden yolların taşlarını birer birer döşemek. TOKİ kendisine ayrıcalıklı olarak çıkartılan yasaları bir zırh gibi kuşanıp taarruza geçmişti çoktan. Ama daha ne kadar saldırabilir, sınırlarını nasıl zorlayabilir? İşte size kurultayın asıl tartışma başlıkları…

toplumcueksen.net

 

 

Sağlık emekçilerinden çağrı

Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Kongresi

Sağlık emekçilerinin sağlığının tehdit altında olduğunu dile getiren sağlık emek örgütleri, yaşananların görünür hale getirilmesi, nedenleriyle birlikte çözüm önerilerinin saptanması amacıyla, 11-13 Kasım 2011 tarihinde Sağlık Çalışanlarının Sağlığı 3. Ulusal Kongresi’ni gerçekleştirecekler.

Dev Sağlık İş, SES, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Türk Ebeler Derneği (TED), Türk Eczacıları Birliği (TEB), Türk Hemşireler Derneği (THD), Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT-DER), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türkiye Diyetisyenler Derneği (TDD), Türkiye Fizyoterapistler Derneği (TFD) bütün sağlık emekçilerini, örgütlü yapıların çatısı altında kongreye katılmaya, kongre sürecinde yukarıda tanımlanmış kararları hayata geçirmek için kolektif üretme inisiyatifinde bulunmaya ve tüm sağlık çalışanlarını birlikte sürdürülecek olan mücadeleye katılmaya davet ettiler.

 

Medicana’da ücret eylemi

Ankara Tabip Odası, Medicana International Ankara Hastanesi’nde hekimlerin ücretlerinin yarıya düşürülmesini protesto etti. 24 Şubat günü hastane önünde yapılan basın açıklamasında “sağlıkta dönüşüm programı” ile hekimlerin güvencesizleştirildiğine dikkat çekildi.

Açıklamada, sektörün uluslararası sermayeye açılarak zincir hastanelerle tekelleşmenin yaratıldığı belirtildi. 

ATO’nun Medicana International’da mevcut sözleşmelere uyulmayarak sabit ücretleri düşürülen hekimlerinin yanında olduğu vurgulanırken bu grubun son iki yılda sektöre 500 milyon dolar yatırım yaptığı, bu dönemde çalışan sayısını 1500’den 3500’e çıkardığı dile getirildi.

Puan şampiyonu VIP hastanesinin hekimlerin güvenceli ücretlerini yarıya düşürdüğü, belirsiz çalışma saatleri dayattığı ifade edildi. Açıklamanın sonunda, işten çıkarılan hekimlerin geri alınması, ücretlerin geçen yılki düzeye çıkarılması istendi.

 

 

 

Hekimlerden eylemler

Üniversite hastanelerinde performans uygulamasına karşı hekimler çeşitli illerde yürüyüş ve basın açıklamaları gerçekleştirdi.

Ankara’da, üniversite hastanelerinde performans uygulamasına geçilmesini 25 Şubat günü iş bırakarak protesto eden asistan hekimler “puanları Mario toplasın” dedi.

Hacettepe, Ankara ve Gazi Üniversitesi tıp fakülteleri asistan hekimleri iş bıraktı. Eyleme, Dışkapı, Numune ve Sami Ulus Hastaneleri ve Ankara Rehabilitasyon Merkezi’nden hekimlerin yanı sıra, SES Ankara Şube’si ile Eczacılık ve Dişhekimleri Fakülteleri de destek verdi.

Eyleme destek veren öğretim üyeleri adına konuşan Prof. Dr. Murat Akova, performans sisteminin üniversite hastanelerinde uygulanamaz olduğunu belirtti.

Daha sonra, Hacettepe Üniversitesi önünden Sağlık Bakanlığı’na yürüyüşe geçen hekimler, Sağlık Bakanlığı önünde de bir basın açıklaması yaptı. Asistan hekimler, performans sistemine yönelik olarak yazılan sembolik reçeteleri Sağlık Bakanlığı önüne bıraktılar.

Tıp Fakülteleri Öğretim Üyeleri Girişimi performans sistemini protesto etmek amacıyla 28 Şubat günü cübbeleriyle Laleli’deki İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi önünde bir araya geldi. “Tıp fakültelerinin yok edilmesine karşı çok ses tek yürek” pankartı taşıyan hekimler İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü Merkez giriş kapısı önüne yürüdüler.

Burada açıklama yapan Prof. Dr. Raşit Tükel, Sağlık Bakanlığı’nın ve YÖK’ün uygulamalarının tıp fakülteleri ve üniversite hastanelerini çöküşün eşiğine getirdiğini belirtti.

Dr. Tükel konuşmasında “Getirilen performans sistemi ile eğitim ve araştırmayla ilgilenmemiz değil, kısa sürelerle çok sayıda hastaya bakarak puan kazanmamızdır, ağır ve zor hastalarla ilgilenmemiz değil, kısa sürelerle çok sayıda hastaya bakarak puan kazanmamızdır, hastalarımıza hastalığının gerektirdiği zamanı ayırmamız değil, kısa sürelerle çok sayıda hastaya bakarak puan kazanmamızdır” dedi. Bu koşullarda nitelikli tıp eğitimi ve uzmanlık eğitiminin verilmesinin imkânsız olduğunu belirten Tükel, yapılan düzenlemelerle hekimlerin özlük haklarının ellerinden alınmasına, hastaları müşteri olarak gören performans sistemine ve tıp fakültelerinin yok edilmesine karşı çıktıklarını ve bu düzenlemelerin hızla geri alınmasını talep ettiklerini belirtti.

Yapılan açıklamanın ardından öğretim üyeleri, 13 Mart Ankara mitingine katılım çağrısında bulundular.