4 Mart 2011
Sayı: SİKB 2011/09

 Kızıl Bayrak'tan
Bahar dönemi, olanaklar,
tehlikeler ve görevler
Erbakan: ABD’nin “Yeşil Kuşak
Projesi”nin “mücahidi”!
Diktatörlüğe karşı ayaklananlar emperyalist işgale de direnecektir!
Aleviler İzmir mitinginde buluşuyor
Emekçi kadınlar
8 Mart’a yürüyor.
Deride toplu sözleşme
süreci başladı
Kapitalistler servetlerini katlıyor
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Mart Ayı
Toplantısı Sonuçları
Mehmet Beşeli: 30 yıllık bir düzen çatırdamaya başladı
D.S.C işçilerine polis terörü
“Metal işçisi kazanırsa
hepimiz kazanırız”
Yaşasın Ontex / Canbebe direnişimiz!
Ontex işçileri boykota çağırıyor
Eğitim Sen şubelerinde
genel kurullar
Tuzla’da yaygın faaliyet
Tunus ve Mısır’da emekçilerin mücadelesi devam ediyor.
“Ankara elini yakamızdan çek!”
Ortadoğu’da emekçiler ayakta!
Gazi direnişi 16. yılında.
Uluslararası yağma kurultayı
AÜ’de eylemler
Üniversitelerde soruşturma ve
ceza terörü
İsyan ruhu fabrikalara, havzalara taşınıyor
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Aleviler İzmir mitinginde buluşuyor...

Alevi örgütlerinin 6 Mart günü İzmir’de gerçekleştirilecekleri miting üzerine Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Can’ın görüşlerini aldık.

“Alevilerin talepleri çok nettir. 2008 ve 2009’da söylediklerimizi tekrar ediyoruz. ‘Zorunlu din dersleri kaldırılsın’, ‘Hacı Bektaş sahipleri inanç merkezine verilsin ve orası müze olmaktan çıkartılsın’, ‘Cemevlerine yasal statü kazandırılsın’, ‘Eşit yurttaşlık hakkı’, ‘Madımak müze olsun’ taleplerini dile getiriyoruz” sözleriyle mitingin taleplerini aktaran Can, İzmir mitinginin önemini ve geçmiş yıllarda gerçekleştirilen Alevi mitinglerinden farkını şöyle açıklıyor:

“Bugün biraz daha farklı bir şey yapıyoruz. 2008 ve 2009’da yapılan mitingler Alevi ­. Alevilerin başını çektiği ve baştan sona kadar ‘Alevi kokan’ mitinglerdi. Bu mitingi ise, bu taleplerin (özellikle önümüzdeki genel seçimlerin ana gündeminin anayasa olacağını biliyoruz) bu ülkenin diğer ezilenlerinin, mağdurlarının taleplerinden farklı olmadığı tespitini yaparak toplumsal muhalefetle beraber yapmak için yola çıktık. Bu mitingin kurgusu da budur. Biz de çalışmalarımızı ve hazırlıklarımızı Türkiye’nin dört bir yanında bu şekilde yürütüyoruz.”

“Talebi karşılamakta zorlanıyoruz”

Can, mitinge yönelik hazırlıklara ilişkin bilgilendirme yaparak konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Özellikle İstanbul’da inanılmaz bir talep var. Örgütlü-örgütsüz bir sürü insan telefonuma ulaşarak başvuruda bulunuyor. Sadece benim değil, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Alevi Kültür Dernekleri ve diğer örgütlerimize de yoğun bir talep var. İzmir mitingine gitmek isteyenlerin taleplerine yanıt vermekte zorlanıyoruz. Araba tutmakta zorlanıyoruz. Çeşitli kurumlardan, demokratik kitle örgütlerinden ve belediyelerden araçlar talep ediyoruz. Bu yoğun ilgiyi karşılamaya çalışıyoruz”

“Toplumsal muhalefetle buluşulmalı”

Mitingin anlamına ve hedeflerine ilişkin vurgular da yapan Mustafa Can, Alevilerin taleplerinin Türkiye’deki toplumsal muhalefetin talepleriyle örtüşmesi gerektiğinin altını şöyle çiziyor:

“İyi bir şey yaptığımızın farkındayız çünkü Alevilerin talepleri tek başına Alevilere ait değildir. Alevilerin talepleri Türkiye’deki toplumsal muhalefetin talepleriyle örtüşen taleplerdir. Dolayısıyla biz taleplerimizi toplumsal muhalefetle örtüştüremezsek, buluşturamazsak, ortak bir mücadele hattı öremezsek yalnız kaldığımızda yenileceğiz. O yüzden bu mitingi, Türkiye’deki toplumsal muhalefetle Alevilerin taleplerinin buluştuğu, hedeflerinin çakıştığı bir miting olarak algılıyoruz”

“İzmir mitingi Ortadoğu halklarına selam çakacak”

ABF Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Can, mitinge yönelik yoğun ilginin nedenini ise Ortadoğu halklarının yaktığı isyan ateşiyle bağlantısını kurarak şöyle açıklıyor:

“ABD Ortadoğu’yu yeniden dizayn ediyor. Halkları küçük gören, halkları yok sayan anlayışlara Ortadoğu halkları yanıt veriyor. Bu halkların çok ciddi olarak bir siyasal önderliğe ihtiyaçları var. Eğer önlerine ekol koyamazsak emperyalizm bu halkları teslim alacak. Aslında Ortadoğu bize bir mesaj veriyor. “Bu halkları koyun gibi görmeyin, göbeğini kaşıyan adam gibi bakmayın” diyor. Bu halklar bıçak kemiğe dayandığı gün sokağa çıkmasını da bilir, ırkçı faşist yapıları derdest etmesini de bilir. Önemli olan bunlara önderlik etmek, önüne hedef koymaktır. Bugün için, Alevi Bektaşi Federasyonu’nun hedefi kesinlikle AKP değildir, olmamalıdır. AKP gitse yerine MHP veya başka bir parti gelir. ABF’nin karşıtlığının, sistemin kendisine yönelmesi gerekir. Böyle bütünlüklü bakmalıyız ve toplumsal muhalefetle bütünleşmeliyiz. Bizim şubelerimize, derneklerimize ve bize bağlı kuruluşlara her türden insan geliyor ve İzmir’e gitmek istediklerini söylüyorlar. Örgütlü-örgütsüz her kesimden gelen İzmir’e gitme talebinin bu kadar yoğun olmasının ana nedeninin, Ortadoğu halklarıyla ilintisi var. Bizim halklarımız Ortadoğu’ya bakarak etkilendiler. İzmir mitingi Ortadoğu halklarına selam çakacak bir miting olacaktır.”

“Herkesi mitinge davet ediyorum”

ABF Genel Başkan Yardımcısı, 6 Mart mitingi öncesinde tüm işçi ve emekçilere şu çağrıda bulunuyor:

“6 Mart İzmir mitingiyle ilgili halkımızdan şunu talep ediyorum. 6 Mart mitingi sadece Alevilerin mitingi değildir. Bu miting, aynı zamanda bir demokrasi mitingidir. Irkçı, faşist, gerici AKP ve bu düzeni böyle devam ettirmeye çalışanlara yanıt verme mitingidir. Kendisini nasıl adlandırırsa adlandırsın “ben insanım” diyen herkesi bu mitinge davet ediyorum. Tüm insanları İzmir’de meşale yakmaya davet ediyorum. Herkes kibritini çaksın gelsin”

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

“Barış Anneleri” AKP binalarını işgal etti

Barış Anneleri İnisiyatifi 2 Mart günü İstanbul ve İzmir’de birçok AKP il ve ilçe binasını işgal etti. KCK’nın 13 Ağustos 2010 tarihinden bu yana süren eylemsizlik kararını sona erdirmesinin ardından gerçekleştirilen eylemlerde, AKP hükümetinin izlediği inkar-imha politikalarına ve Kürt sorunundaki çözümsüzlüğe dikkat çekildi.

“Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollardan çözülmesi” için adım atılması çağrısında bulunan Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ve kayıp yakınları, İstanbul’un Esenler, Bağcılar, Gaziosmanpaşa, Avcılar, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Kartal ve Sultanbeyli ilçelerindeki AKP binalarını işgal ederek oturma eylemi başlattılar.

AKP hükümetinin Kürt hareketinin adımlarını görmezden gelerek çözüm için ısrarla adım atmamasına tepki duyan Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi Kürt emekçi kadınları işgal eylemlerini eş zamanlı olarak İzmir’de de gerçekleştirdiler. Anneler aynı taleplerle AKP İzmir İl binası ile Bornova, Karabağlar ve Buca ilçe binalarını işgal ettiler.

İşgal eylemleriyle birlikte AKP il ve ilçe binaları önleri yoğun polis ablukasına alındı. Yine bina önlerine gelen BDP’li üye ve yöneticiler de eylemlere destek verdi.

 

 

 

 

KCK: Eylemsizlik süreci sona erdi

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı 28 Şubat günü kamuoyuna bir açıklama yaparak 13 Ağustos 2010 tarihinden bugüne devam eden eylemsizlik sürecinin sona erdiğini duyurdu. Eylemsizlik sürecinin AKP hükümetinin izlediği inkar ve imha politikaları nedeniyle geçerliliğini yitirdiğine vurgu yapılan açıklamada, saldırılar karşısında gerilla güçlerinin kendisini daha etkili savunacağı ancak saldırmayacağı ifade edildi.

Ortaya konan çabaların AKP hükümeti tarafından boşa düşürüldüğüne değinilen açıklamada, “AKP geliştirdiği sistem içi ittifak ve oluşturduğu yeni gladyosuna dayalı siyasetiyle özgür Kürt iradesini marjinalleştirme ve tasfiye konseptindeki ısrarı neticesinde ateşkes süreci heba edilmiştir” denildi.

 

İnkar ve imhada ısrarlılar

Eylemsizlik sürecinin sona erdiğinin duyurulmasının ardından düzen cephesinden ilk açıklama Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’ten geldi. Kürt halkının haklı ve meşru istemleri karşısında inkar ve imha siyasetinden taviz vermeyen sermaye devletinin sözcülerinden Çiçek, “Kimseyle pazarlık yapacak halimiz yok” dedi.

 

BDP’den açıklama

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, süreci belirleyecek olanın hükümet olduğunu söyledi. Demirtaş şöyle konuştu: “Sadece kendi oyunu arttırabilecek, kendi egemenliğini güçlendirebilecek bir zemin yaratmak için kullanmıştır. Kürt halkı artık kendi çözümünü kendi elleriyle yaratacaktır. 20 yıldır meydanlarda sokaklarda her türlü baskıya, şiddete katliamlara rağmen mücadelesinden vazgeçmeyen halk, artık inisiyatifi tekrar ele alacaktır.”