09 Nisan 2010
Sayı: SİKB 2010/15

 Kızıl Bayrak'tan
1 Mayıs’a etkin hazırlık
Direnen işçilerin yolundan
1 Mayıs’a!
Saldırılar meşru/militan bir direnişle karşılanmalıdır!
Polis “yakaladı”
boyalı basın yargıladı...
Devrimci sınıf mücadeledesini yükseltelim!
BDSP’ye yönelik
tutuklama terörü protesto edildi
Sermaye devleti 5 sınıf devrimcisini tutukladı...
Devrimci 1 Mayıs Platformu’ndan açıklama..
Taksim 1 Mayısları’nda
4. yıla doğru.
18 Nisan’da
Kayseri İşçi Kurultayı’na!
İşçi ve emekçi hareketinden
1 Mayıs’tan 26 Mayıs’a greve, direnişe yürümek için! / EKİM
1 Nisan eylemi ve gösterdikleri
Bir bürokratın ağzından
dökülen inciler
İTO YK Üyesi Dr. Nazmi Algan’la konuştuk..
Sınav (sömürü) sistemi can alıyor
Avrupa’nın en zayıf halkası:
Yunanistan - Volkan Yaraşır
Venezüella-Rusya ilişkilerinde
yeni dönem
Amerikan demokrasisi ile
katledilen siviller..
Anayasa değişiklik paketi ve demokratikleşme… - M. Can Yüce
Rakamlarla polis devleti
uygulamaları
Azadiya Welat gazetesi çalışanı katledildi!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sınav (sömürü) sistemi can alıyor

Daha fazla kar hırsı üzerine kurulu eğitim sistemi bir gencin daha ölümüne neden oldu. Muğla’nın Fethiye İlçesi’nde öğrenim gördüğü dershaneye olan 5 bin TL’lik borcu nedeniyle annesinin cezaevine girmesi üzerine bunalıma giren 18 yaşındaki Soner Semih Sipahi, evlerinin balkonundaki üzüm çardağına kendini asarak intihar etti.

Sipahi’nin ölümü öğrenci sömürü sınavlarının öğrenciler ve aileleri üzerindeki etkisine bir kez daha işaret etti. Öğrencileri yarış atı haline getiren ve okula adım attıkları ilk andan itibaren dershanelerle kuşatan eğitim sistemi Muğla’daki intihar olayıyla bir kez daha teşhir oldu.

Mevcut sınav sisteminde “gidilmesi zorunluluk” olarak gösterilen ve devlet tarafından desteklenen dershaneler, öğrenciler ve velileri sadece sömürmükle kalmıyor aynı zamanda yaşamlarına da kastediyor.

Soner Semih Sipahi’yi intihara götüren süreç şöyle gelişti:

Fethiye’de 48 yaşındaki Emine Sipahi, geçen Ağustos ayında oğlu Soner Semih Sipahi ile kızı Özlem Sipahi’yi dershaneye yazdırdı. Dershane parası ödenmeyince biriken borç yüzünden dershane yönetimi, senetlerde imzası bulunan anne Emine Sipahi’yi mahkemeye verdi.

Faiziyle birlikte yaklaşık 5 bin TL olan borcu ödeyemeyen Emine Sipahi, icra işlemleri sırasında ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen ödemediği için çıkarıldığı mahkeme tarafından 2 ay önce tutuklanarak Muğla Cezaevi’ne gönderildi.

Bunun üzerine annesinin kendisinin yüzünden cezaevine girdiği düşüncesiyle bir süredir psikolojik bunalıma girdiği belirtilen Soner Semih Sipahi, dün gece saat 22.30 sıralarında evlerinin balkonunda bulunan demir çardağa bağladığı iple kendini asarak intihar etti. Sipahi arkasında, “Herkes hakkını helal etsin. Bu duruma daha fazla dayanamayacağım” yazılı not bıraktı.


 

 

İÜ’de faşist saldırı

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi önünde 6 Nisan Salı günü yüzleri maskeli ve ellerinde satırlarla 6-7 kişilik faşist grup, yurtsever bir öğrenciyi bıçakla yaraladı. İletişim Fakültesi’nin bahçesinde bulunan camiden çıkan faşistler oradan geçmekte olan yurtsever öğrenciye pusu kurarak saldırdılar. Aldığımız bilgiye göre İletişim Fakültesi’nden bir faşist tarafından yönlendirilen faşistlerin bir kısmı saldırının ardından Süleymaniye’ye, bir kısmı ise Beyazıt Meydanı’na doğru kaçtılar.

Olayın ardından ÖKM’ye gelen yurtsever öğrenciye arkadaşları tarafından ilk müdahale yapıldı. Ardından gelen ambulansla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne götürülen öğrencinin durumunun iyi olduğu öğrenildi. Bunun üzerine İletişim Fakültesi’ne giden yurtsever öğrenciler fakültenin içinde teşhir konuşmaları ve sloganlar eşliğinde bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Devrimci, demokrat öğrencilerin de fakültenin bahçesine ulaşmasının ardından kapı önünde güvenlik şefleri, bazı öğretim üyeleri ve sivil polislerle gerginlik yaşandı. Açık bir şekilde saldırganları koruyan öğretim üyesi ve güvenlik görevlileri öğrencilerin tepkisini çekti. Olay sırasında kantine kilitlenen öğrenciler can güvenliklerinin olmadığı gerekçesiyle sınavları boykot ettiler.

Konuştuğumuz birçok öğrenci polislerin “güvenliği” sağlamaya çalışmadığını ve faşistleri koruduklarını, olaydan sonra öğrencileri korumak için hiçbir şey yapılmadığını dile getirdi. Ardından İletişim Fakültesi’nden bir hoca sınavların iptal edildiğini söyledi ve okul boşaltıldı.

İstanbul Üniversitesi Ekim Gençliği


 

 

Ege Üniversitesi’nde
baskılara karşı eylem

2 Nisan günü İzmir Ege Üniversitesi’nde gerçekleştirilen eylemle Ekim Gençliği okurlarına ve yurtsever öğrencilere dönük devlet terörü kınandı. Üniversitelerde yaygınlık kazanan anti-demokratik uygulamalara, soruşturma ve ceza terörüne son verilmesi istendi.

Ekim Gençliği okurlarnın 31 Mart günü devlet terörüne maruz kalması ve yurtsever öğrencilerin gözaltına alınması üzerine gerçekleştirilen eylemde Edebiyat Fakültesi’nde toplanan yaklaşık 70 kişi alkış, zılgıt ve düdüklerle “Kışla değil, kampüs; özerk demokratik üniversite istiyoruz!” ozaliti ile öğrenci çarşısına yürüdü. Öğrenci çarşısı dolaşıldıktan sonra kampüsten çıkılarak Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne gidildi. Burada üç temsilci görüşme için içeri alınana kadar yaklaşık yarım saat söylenen marşlar eşliğinde oturma eylemi yapıldı.

Temsilciler rektör yardımcısıyla görüştüler. Görüşmede öğrencilerin talepleri iletilerek; kameraların ve ÖGB’lerin kaldırılması, soruşturmaların geri çekilmesi istendi. Okula polisin girmemesi, okuldaki devrimci herhangi bir çalışmaya müdahale edilmemesi bildirildi. Aksi takdirde yaşanacaklardan üniversite öğrencilerinin sorumlu olmayacağı açıklandı.

Temsilcilerin dışarı çıkmasıyla beraber 1 Nisan akşamı serbest bırakılan Ekim Gençliği okuru basın açıklamasını gerçekleştirdi. Açıklamada son dönemdeki saldırılar sıralandı ve saldırılara karşı birlikte mücadele etme çağrısı yapıldı. Ayrıca gözaltında olan 8 yurtsever öğrencinin derhal serbest bırakılması istendi. Basın açıklamasının ardından alkışlarla kampüse geri dönüldü.

Ege Üniversitesi / Ekim Gençliği


 

 

Adana’da liseli gençliğe polis terörü

11 Nisan’da gerçekleştirilecek eleme sınavına karşı Adana’da 4 Nisan günü liseli gençlik örgütleri tarafından gerçekleştirilen eyleme polis saldırdı. Saldırıda 5 kişi gözaltına alındı, çok sayıda genç ise çeşitli yerlerinden yaralandı.

Beş Ocak Meydanı’nda kortejlerin oluşturulması sırasında Adana polisi yürüyüşe izin vermeyeceğini, yol kapatıldığı takdirde müdahale edeceğini söyledi. Polis tehdidine rağmen başlayan yürüyüşün en önünde YGS’yi simgeleyen temsili bir tabut taşındı. Üzerinde “Ruhuna beddua ÖSYM ve YÖK’ü gömüyoruz / Lise ve dershane öğrencileri” yazılı tabutun arkasında “Ne müşteri ne yarış atı öğrenci olmak istiyoruz” şiarlı imzasız pankart taşındı. Ortak pankartın arkasında sırasıyla bileşenler kendi pankartlarını taşıdı.

Genç komünistler eyleme “ÖSS, YGS, LYS… eleme sınavlarınız sizin olsun gelecek bizimdir! / Devrimci Liseliler Birliği” şiarlı pankart arkasında kızıl bayraklarla katıldılar.

Çakmak Caddesi’nde yolun trafiğe kapatılmasının ardından İnönü Parkı önünde kurulan polis barikatıyla kitlenin önü kesildi. Polis, açıklamanın İnönü Parkı’nda yapılmasını aksi takdirde yürüyüşe izin vermeyeceğini söyledi. Polisin bu dayatmasını oturma eylemiyle protesto eden gençlik güçleri çevredeki insanlara dönük ajitasyon konuşmaları yaptılar. Çevredekilerin alkışlarla öğrencilere destek verdiği konuşmalarda eylemin amacı anlatılarak polisin tutumu teşhir edildi. Tartışmalardan net bir sonuç çıkmamamsı üzerine polis biber gazı ve coplarla kitleye saldırdı. Polisin azgınca saldırısı sonucunda çok sayıda öğrenci yaralanırken 5 kişi gözaltına alındı.

Adana’daki eylemde yaşanan polis terörü aynı gün İnönü Parkı’nda gerçekleştirilen eylemle protesto edildi. Gençliğin geleceğini ellerinden alan eleme sınavlarının adının değişmesine rağmen özünü koruduğu ve gençliğin bunu kabul etmediği için polisin saldırısına uğradığı ifade edildi.

Açıklamada gözaltına alınanların serbest bırakılması istendi.

Kızıl Bayrak / Adana