5 Temmuz'03
Sayı: 26 (116)


  Kızıl Bayrak'tan
  Yalana, demagojiye, devlet terörüne ve aldatmaya dayalı sahte çözümler çökmeye mahkumdur!..
  Ne pişmanlık yasası ne de af! Çözüm devrimde!
  İhanetin hesabını soralım!
  PETLAS grevi Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklandı...
  Yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet bu çürümüş düzenin karakteridir...
  Irak halkının direnişi işgalcileri açmaza sürüklüyor...
  Amerikan emperyalizmi "yol haritası" için bastırıyor
  Sivas katliamı protestolarından...
  Katliamların hesabını işçi ve emekçiler soracak!
  Sivas katliamının yıldönümünde katillere ödül gibi af projesi
  Hava-İş Örgütlenme Uzmanı Munzur Pekgüleç ile TİS süreci üzerine konuştuk...
  KESK'in evrimi: Fiili-meşru mücadeleden yasaların ardına/1
  Toplu görüşme oyunu değil, devrimci sınıf mücadelesi!
  Anadolu Yakası BDSP çalışmalarından...
  İşçi ve emekçi eylemlerinden...
  Irak'ın yeni bir Vietnam'a dönüşmesi savaş çetesinin de sonu olacak...
  İtalya'da yeni sosyal saldırı paketleri hazırlanıyor!
  Almanya'da metal grevi...
  "Topluma kazandırma..."
  Bültenlerden...
  Küçük sanayi siteleri
  İsrail ve BBC
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Siyonistler her an yeniden saldırmaya hazır...

Amerikan emperyalizmi
“yol haritası” için bastırıyor

Siyonist işgale karşı direnen Filistinli üç örgütün ateşkes ilan etmesi, bu kararın açıklanmasının hemen ardından İsrail ordusunun işgal ettiği bazı Filistin kentlerinden çekilmeye başlaması, “Ortadoğu’da barış umutları yeşeriyor” türünden yorumlara konu oluyor. Bu yorumları yapanlar, ABD’nin Ortadoğu’da “kalıcı barışı tesis etmek” için uğraştığı yanılsamasını yaymaya çalışıyorlar. Oysa emperyalist çıkarları için uzun süreli bir kanlı paylaşım savaşını başlatan Bush ve savaş çetesine böyle payeler biçmek, ancak gerçek barışa düşman olanların işi olabilir.

Abbas’la Şaron’u Akabe toplantısında biraraya getiren Bush’un bu girişiminin hemen ardından yaşanan kanlı gelişmeler, “yol haritası”nın sürece fiyaskoyla başladığı izlenimi yaratmıştı. Öyle ki siyonistlerin son katliamları Bush tarafından bile eleştirilmişti (elbette Filistinliler öldürüldüğü için değil, fakat ABD planını aksattığı için!).

Son gelişmelere bakıldığında Amerikan yönetimi tarafından yoğunlaştırılan baskıların en azından şimdilik sonuç verdiği görülüyor.

Ortadoğu barışı Bush’un güvenlik danışmanından sorulacak

Colin Powell ve Bush’tan sonra, Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice Ortadoğu turuna çıktı. Bush tarafından yol haritasının yaşama geçirilmesi sürecini takip etmeye memur edilen savaş çetesinin etkin isimlerinden Rice, başta Şaron olmak üzere siyonistlere derin hayranlık duymasıyla tanınıyor. Abbas ve Şaron’la görüşen Rice, tarafları ABD planını bozacak tavırlardan kaçınmaları yönünde uyardı. Bu görüşmelerde esas baskının Filistin tarafına yapıldığına kuşku yok. Zira Bush’un, İsrail’in yaptığı son katliamlarla ilgili yaptığı eleştiriyi bile “İsrail’e baskı” şeklinde değerlendiren Washington’daki siyonist lobi, Şaron yönetimine dönük değil baskıya, en hafif eleştiriye bile tahammül etmiyor. Yani Amerikan emperyalizmi Filistin tarafına tehditler içeren yoğun bir baskı uygularken, Şaron’u yol haritası iccedil;in ikna etmeye çalışıyor. Yol haritasının yaşama geçmesini takip etmek için Condoleezza Rice gibi birinin atanması bile ABD’nin soruna hangi pencereden baktığını göstermeye yeter.

Rice’nin bölgede bulunduğu günlerde Hamas, İslami Cihad ve El Fetih tarafından ateşkes kararı açıklandı. Hamas ve Cihad 3 ay, El Fetih ise 6 ay süreyle ateşkesi sürdüreceklerini bildirdiler. Ateşkesi olumlu bir adım olarak değerlendiren ABD yönetimi, asıl amaçlarının direnişi tamamen bitirmek olduğunu açıklamaktan da geri durmadı. Konuyla ilgili olarak konuşan Beyaz Saray sözcüsü Ashley Snee, “Şiddeti azaltan herşey doğru yönde atılmış bir adımdır. Taraflar yol haritası şartları uyarınca terörist altyapıları imha etmekle yükümlüdür. Yapılması gereken çok iş var” ifadelerini kullandı. Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere, Filistin direnişini “terör” şeklinde niteleyen Bush yönetimi, bu direnişin tamamen ezilmesini barışın şartıymış gibi yansıtıyor. Buna karşın İsrail tarafından yapılan katliamlara değinme gereği bile duyumuyor.

Mahmut Abbas yönetiminin Filistin direnişini bitirmesini isteyen ABD, bu çerçevede Abbas’a 1 milyar dolar yardım yapmayı planladığını açıkladı. İsrail ordusu tarafından enkaza çevrilen Filistin Özerk Yönetimi’ne herhangi bir destek sunmayan ABD, Filistin direnişinin, yine Filistinliler tarafından tasfiye edilmesi söz konusu olunca 1 milyar doları gözden çıkaracağını açıklıyor. Zira Bush-Şaron haydutlari ne pahasına olursa olsun siyonist işgal karşıtı direnişin silahsızlandırılıp, ezilmesini istiyorlar. Bu amaçla Filistin’de iç çatışma yaratmak dahil her yola başvurmaya hazırlar. Emperyalist “Yol haritası”nın asıl hedefi de budur.

İç çatışmayı engelleme kaygısı

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) dışında kalan belli başlı üç örgüt olan Hamas, İslami Cihad ve El Fetih ateşkes kararlarını aynı gün ilan ettiler. Açıklanan ateşkes belli koşulların yerine getirilmesine bağlı olacak. Bu kısa vadeli beklentiler şöyle sıralanıyor: Direnişçi örgütleri hedef alan İsrail saldırılarının durdurulması, Filistinli tutukluların serbest bırakılması, sadece Gazze ve Beytüllahim’den değil İsrail’in işgal ettiği tüm bölgelerden çekilmesi, “güvenlik duvarı” inşaatının durdurulması, yasadışı yerleşim yerlerinin boşaltılması...

Mahmut Abbas da, İsrail ordusunun 1-1.5 ay içinde Eylül 2000 öncesindeki sınırlarına çekilmesini beklediğini açıkladı.

Direnişçi örgütlerin ateşkes kararı almalarında olası bir iç savaşı önlemek, Filistinliler’in birliğini korumak gibi kaygıların etken olduğu açık. Ancak ABD ile bölgedeki işbirlikçileri -özellikle Mısır- tarafından yapılan baskının da bu tutumda önemli bir payı var. Filistinli direnişçilerin İsrail devleti tarafından atılmasını istedikleri adımların tümünün yerine getirilmesi pek olası görünmüyor. Şaron yönetimi ancak bazı adımları geçici olarak atacağının işaretlerini veriyor. Kısa vadede yerine getirilmesi istenen talepler, Filistin sorununun temelini oluşturan sorunları kapsamadığı halde bu böyledir. Bağımsız Filistin devletinin kurulması, 4 milyon Filistinli mültecinin durumu, Kudüs’ün statüsü vb. hayati önem taşıyan meseleler henüz gündemde bile değilken “yol haritası” bu derece sallantılı bir urumda bulunuyor. Bu koşullarda ateşkesin, Bush’un yol haritasına kısa süreli bir soluk aldırmaktan öte bir sonuç doğurması beklenemez.

Siyonistler her an yeniden saldırmaya hazır

Şaron hükümeti Filistinliler’in bazı taleplerini yerine getirecek. Atılan ilk adım, siyonist ordunun Gazze ve Beytüllahim’den çekilmesi oldu. Bir diğer adım, Filistinli tutukluların bir kısmının serbest bırakılması olacak. Bu tutukluların çoğu zaten keyfi baskılar sonucu İsrail zindanlarına doldurulmuştu. Yani bu adımların gerçekte fazla bir anlamı yok. Pervasız ve vahşi icraatlarıyla tanınan siyonist ordunun boşalttığı yerleri yeniden işgal etmesi, birer zulüm kampı olan İsrail zindanlarını Filistinlilerle yeniden doldurması her an yeniden gündeme gelebilir. Zira siyonistlerin şimdiye kadar altına imza attıkları herhangi bir anlaşmaya uydukları görülmemiştir.

Bu arada yerleşim yerlerinin yıkıldığına dair verilen haberlerin de gerçekle bir ilgisi bulunmuyor. Zira boşaltılan yerler yerleşim alanı değil, yıkık dökük barakalardan ibaret. Yıkılan barakalar zaten yerleşim için kurulmamış. İsrail bu barakaları yıkıp asıl yerleşimlere dokunmuyor. Yani göstermelik yıkım yapıyor. Ayrıca “yasadışı yerleşimler” ifadesi de Filistin ve İsrail hükümetleri için farklı anlamlar taşıyor. Filistinliler, Oslo sürecinden sonra kurulan tüm yerleşimlerin yasadışı (çünkü Oslo anlaşmasında yeni yerleşim yerlerinin kurulmayacağı karara bağlanmıştı) olduğunu savunurken, Şaron yönetimi, İsrail devletinin izni olmadan kurulan yerleşimleri yasadışı sayıyor. Yani Şaron’un gündeminde yerleşim yerlerini boşaltmak yer almıyor.

Direnişçi örgütlerin ateşkes kararını taktik olarak niteleyen İsrail, Abbas’a bir aylık süre tanıdı. Filistin yönetimi bu süre içinde Şaron nezdinde rüştünü ispatlamak durumundadır. Aksi halde siyonist ordu yeniden azgın saldırılarına kaldığı yerden devam edecek. İsrail Dişişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı Gideon Meir de ateşkes kararını, “üç aylık ateşkes açıklamaları, kuvvet muhafazası ve yeniden örgütlenmeyle İsraillilere karşı yeni saldırılar düzenlemeyi amaçlamaktadır” şeklinde değerlendirdi. Açık ki İsrail devleti Bush’un isteğine uyarak saldırılarını geçici bir süre için durdurmuş ama her an yeniden başlayabilir.

Görüldüğü üzere emperyalist/siyonist gerici ittifak Filistin halkının sorununa çözüm üretmekten uzaktır. Bu sorunu çözmek onların derdi olmadığı gibi, hadlerine de düşmemiş. Asıl dertleri Filistin halkını köleliğe razı etmek, bu sayede İsrail siyonizmini güvence altına almaktır.

Filistin halkının gerçek kurtuluşu ise, emperyalist/siyonist zorbalara, onların işbirlikçilerine karşı kararlı bir direnişin zafere ulaşmasıyla mümkün olabilir ancak!