|
|
Kamu emekçileri sahte
sendika yasasına karşı alanlara çıktılar...
Kazanmak için 4 Martlardan da
ileriye!
Kamu emekçileri sahte sendika yasasının mecliste görüşülmeye başlaması
üzerine ülke çapında alanlara çıktılar. Sahte sendika yasasını geri çektirme
kararlılığını ilan eden emekçiler, yasanın geri çekilmemesi durumunda
eylemlerini ülkenin her yanında süresiz oturma eylemine dönüştürecekleri
uyarısında bulundular. Ardından işbırakma eylemleri akşam saatlerine kadar
sürecek bir oturma eylemine dönüştürüldü.
Sermaye devleti ise, saldırı programının önüne çıkan bu ilk ciddi engel
karşısında tam anlamıyla azgınlaşmış durumda. Yapılan eylemliliklere ilk
müdahale haberi Mersinden geldi. Kamu emekçileri Mersinde
vahşice coplandılar. Birçok ilde oturma eylemleri kararlılıkla sürerken,
ikinci saldırı akşam saatlerinde Ankarada gerçekleşti.
Devletin bombasına ve copuna
karşı militan direniş
Mersinde eylemin yapılacağı alana doğru yürüyen kamu emekçilerini
polis saldırı tehditiyle dağıtmaya çalıştı. Ancak kamu emekçilerinin yanıtı
direniş oldu. Bunun üzerine kamu emekçileri cop kullanılarak dağıtıldı.
Ancak bir süre sonra dağılan kitle sendikalarda yeniden toplanmaya başladı.
Bunun üzerine terör sendikalara kadar yaygınlaştırıldı. Kamu emekçileri
polis saldırısına karşı sendikalarındaki masa, sandalye vb. eşyaları kullanarak
direndiler. Uzun süren direniş sonrasında Mersindeki bilanço onlarca
yaralı ve gözaltı oldu.
Ankarada ise, yasa tasarısının birinci maddesinin onaylanması üzerine,
Ziya Gökalp Caddesinde oturma eylemini sürdüren binlerce kamu emekçisi
eylemi Kızılaya taşımak için polis barikatlarına yüklendi. Panzerlerle
güçlendirilmiş barikatlar kimi noktalarda yarıldı. Polis bu kez gaz bombaları
kullandı. Uzun süre polise direnerek barikatı zorlamaya devam eden kamu
emekçileri polisin vahşi terörü karşısında ara sokaklara doğru dağıldılar.
Çatışmalar uzun süre ara sokaklarda devam etti. Bu arada birçok kamu emekçisi
zor kullanılarak gözaltına alındı.
Devletin gaz bombaları ve cop kullanarak estirdiği terör kamu emekçileri
üzerinde yılgınlıktan ziyade kararlılığı arttıran bir rol oynadı. Eylemin
sürdüğü birçok alanda saldırıların duyulmasıyla beraber öfke ve kararlılık
üst düzeye çıktı. Eylem alanlarına çıkan kitle sayısı artış gösterdi.
Kazanmak için daha ileriye!
Kamu emekçileri direniş tarihlerine yeni bir halka daha eklemiş bulunuyorlar.
Eğer kamu emekçi hareketinde yaşanan iç zayıflıklar aşılabilirse, saldırıyı
püskürtmemek için hiçbir neden yok. Bu açıdan 4 Mart direnişi bir kez
daha kamu emekçilerinin mücadelesine ışık tutmaktadır. Bilindiği gibi,
4 Mart günü ortaya konulan görkemli direniş sonrasında KESKin reformist
yöneticileri çubuğu teslimiyete doğru kırmışlardı. 5 Mart günü artık hareketin
karşısında bir barikat olarak duruyorlardı. Hareket, mücadelenin gerektirdiği
yeni düzeyi kaldıracak bir önderlikten yoksunluk gibi temel bir zaafiyetle
yüzyüzeydi. Bu ihtiyacı ancak devrimci kamu emekçileri karşılayabilirlerdi.Ama
gerek örgütsüzlükleri, gerekse gereken iradenin sergilenememesi nedeniyle
4 Martın arkası getirilemedi. Böylece önemli bir olanak yitiridi.
Kamu emekçileri ancak 4 Martı aşacak bir mücadele düzeyi ile saldırıyı
püskürtebilirler. Ama Ankara direnişi sonrasında aldıkları tutumun da
gösterdiği gibi, KESK reformizmi böyle bir mücadeleyi omuzlayacak irade
ve güçten yoksundur. Eylem kararları meclis görüşmelerine endekslenmekte,
devlet terörü karşısında mücadele hattı bir adım öne taşınamamaktadır.
Şu unutulmamalıdır ki, KESK yönetimi bugün 4 Marttan daha geri bir
noktadadır. Onlar 4 Martta kazanmanın yolunu değil, devletin gücünü
görmektedirler. Devletin İMF programı üzerinden sergilediği kararlılık
gösterileri bu zayıflığı daha da derinleştirmektedir.
4 Martın izinden,
5 Martlara izin vermeden...
Bugün hareketin ortaya koyduğu güç ve olanaklar tablosu, önderlik ihtiyacına
yanıt vermeyi acil ve yakıcı kılmaktadır. Devrimci kamu emekçileri bu
sorumlulukla, 4 Martın izinde ama yeni bir 5 Martda izin vermemek
bilinciyle hareket etmelidirler. Zaferin gerektirdiği mücadele hattı ancak,
devrimci önderliğin mücadele alanlarında yaratılmasından geçmektedir.
Bugün süreç artık sarsılmayı ve öne çıkmayı gerektirmektedir.
Zafere ulaşmanın bir diğer belirleyeni ise, işçi sınıfının süreç karşısında
alacağı tutumdur. İşçi sınıfının ileri ve öncü unsurları kamu emekçilerinin
direnişini kendi direnişi bilerek mücadele saflarında yerlerini almalı,
sendikalarına harekete geçme yönünde basınç uygulamalıdırlar.
Kamu emekçilerinin direnişi, bugün sermayenin saldırıları karşısında bunalan
işçi sınıfı ve diğer ezilenler için tutulması gereken yolu gösteriyor.
Kamu emekçilerinin direnişine her düzeyde sahip çıkılmalı, ileriye taşımak
için gereken çaba gösterilmelidir.
|
|
|