Kızıl Bayrak'tan...
Katil devlet kendi zindanlarını iş makinalarıyla delik deşik etmeyi göze aldı. Onlarca ölü, yüzlerce yaralıyı göze aldı. Her bir cezaevine adeta ordu yığınağı yaptı. Ecevit sonuca işaret ediyor. Direniş ve saldırı sürdüğüne göre, olayda henüz sonuca ulaşılmış da değildir. Öyleyse nedir Ecevitin sonucu?
Devrimci tutsaklar oluk oluk kan pahasına F tipi hapishanelerin hücrelerine kapatılmıştır.
Ancak bunun asla bir sonuç olmadığı/olamayacağını onlar da çok iyi biliyor. Bu nedenle rahat değiller, saldırıları devam ediyor. Hem içeride, hem dışarıda.
İddia ettikleri gibi devrimci tutsakları teslim alamadılar.
Umdukları gibi devrimci-demokratik kamuoyunu da teslim alamadılar.
Faşist bakanlar Ölüm Orucunu inkar ediyor. Çünkü devrimciler tedaviyi, hekimler zoraki müdahaleyi reddederek faşist zulme boyun eğilmeyeceğini bir kez daha kanıtladılar.
Şimdi devrimci tutsaklar hücrelerde, işçi sınıfı ve emekçi halkın onurunu temsil eden tüm devrimci-demokratik muhalefet de dışarıda direnişi sürdürüyor.
Halk düşmanı devlet de saldırılarını.
Sadece katliam saldırısının sürdüğü 3-4 gün içerisinde ve sadece İstanbul ve Ankarada gözaltına alınanların sayısı binin üzerinde. İstanbulda 26, Ankarada 20 kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında TSİP Genel Başkanı ve iki yöneticisi ile, Enerji Yapı Yol-Sen İstanbul Şubesinin bir yöneticisi de bulunuyor.
Yani henüz hiçbir sonuca ulaşılmış değil.
Yarın hücrelerden de tabutlar çıkmaya ve Hücreleri parçala tutsaklara sahip çık devrimci şiarının ne anlama geldiği daha geniş kitlelerce de anlaşılmaya başladığında güç dengeleri bir kez daha sarsılacak, kavga daha da alevlenecektir.
Henüz hiçbir sonuca ulaşılmış değil.
Çünkü henüz hücreleri parçalamış değiliz.
Çünkü ödediğimiz bedellerin karşılığını almış, bedel ödetme aşamasına geçmiş değiliz...