|
Kıbrısta TCnin yıkım programına karşı genel grev
Yıkım paketine karşı birleşelim!
Türk devletinin dayattığı İMF patentli istikrar paketinin Derviş Eroğlu hükümetince kabul edilmesine, Kıbrıs emekçileri hayatı felç eden bir günlük uyarı genel greviyle yanıt verdiler.
Genel grev, kamuda örgütlü beş büyük sendika; Kamu-Sen, KTAMS, KTOEÖS, KTÖS ve Kamu-İş ile Türk-Sen, Hür-İş ve Dev-İş federasyonlarına bağlı sendikaların yanısıra herhangi bir federasyona bağlı olmayan birçok sendika tarafından birlikte örgütlendi. Katılımın yüzde 80lere ulaştığı genel greve, öğretmenler de katıldılar. Okullarda eğitim dururken, Basın-Senin greve katılmasıyla, resmi yayın organı Bayrak Radyo ve Televizyon Kurumu ile resmi haber ajansı Türk Ajansı-Kıbrıs çalışanları da greve gittiler. Bu kurumlarda da işler durma noktasına geldi. Ayrıca gemi ve uçak seferleri yapılamadı, arızalanan telefon hatları tamir edilemedi, hastaneler acil durumlar hariç hizmet vermedi.
Genel grev, salt işe gitmeme eylemiyle sınırlanmayarak miting alanlarına taştı. Lefkoşede yapılan mitinge binlerce emekçi katılırken, dayatma paket ve onun yerli uygulayıcısı kukla hükümet protesto edildi. Yıkım paketine karşı birleşelim! şiarı altında yapılan mitingte emekçiler, konuşmalar ve sloganlarla, yıkım paketini kabul etmeyeceklerini, bunun için mücadeleye devam edeceklerini ilan ettiler.
Denktaş öfkenin sokağa taşmasını engellemek için; grevin iş bırakmakla sınırlı tutulması, alana çıkılmasının Türkiye karşıtı bir provokasyon olacağı şeklinde tehditler savurdu. Ancak yıllardır adada Türkiyenin kılıcını sallayan bu uşağa aldırılmadı. Sendika konfederasyonlarından Hür-İş ve Kamu-İşin Denktaşın tehditleri üzerine üyelerini mitinge katılmamaya çağırmaları da boşa çıkarıldı. İşçi ve emekçiler miting alanına çıktılar ve verdikleri mücadelenin Kıbrısın özgürlüğü, yıkım programının ise Türkiyenin Kıbrısı ilhakı için olduğunu haykırdılar. Mitingte Ankara'nın dayatma paketine ve kuklalarına hayır! yazılı pankartlar taşındı, Denktaş, Eroğlu istifa! sloganları atıldı.
Genel grevden bir gün önce de, Bu memleket bizim platformu tarafından bir miting düzenlendi. Bu miting devyıkım paketini, Türkiyenin dayatmalarını ve kukla rejimi protesto gösterisine dönüştü, bağımsızlık ve özgürlük talepleri haykırıldı. Mitinge yaklaşık 15 bin kişi katıldı.
Türkiyenin adadaki kukla rejimi aracılığıyla yürürlüğe konulan yıkım paketiyle, memurlara her üç ayda bir enflasyon oranında verilen maaş artışları kaldırıldı. KDV dahil tüm vergiler artırılırken, kalkınma vergisi adıyla yeni bir vergi getirildi. Ek mesai ödenekleri sıfırlandı ve sosyal yardım ödenekleri kaldırıldı. KİTlerin özelleştirilmesi ve istihdamda indirim karara bağlandı. Kuzey Kıbrıs emekçilerinin yıllardır işgalin yarattığı yıkım altında ezilmeleri yetmiyor gibi, şimdi de kapitalist yağma ekonomisinin krizinin faturası dayatılıyor.
Bu yıkım paketinin yürürlüğe konulması için Türk devleti aylar boyunca Kuzey Kıbrısa adı konulmamış bir ekonomik ambargo uygulamış, baskı ve şantaja başvurmuştu. Çeşitli iç hesaplar nedeniyle paketi kabul etmeyen Eroğlu hükümetine sonunda yıkım saldırısı kabul ettirildi. Paket tüm yıkıcı etkileriyle beraber uygulamaya sokuldu. Kıbrısı yıllardır askeri işgali altında tutan Türk devleti, yarattığı ekonomik yıkımın faturasını böylelikle Kıbrıs emekçi halkının üzerine yıkacak ve gaspettiği kaynakların akışını güvenceye alacaktır.
Ancak Kıbrıs halkının sokağa taşan öfkesi, işgal karşıtı mücadele dinamiklerinin giderek büyüdüğünü göstermektedir.
Kuzey Kıbrıslı ilerici güçlerin ortak açıklaması:
HALKIMIZA;
BU MEMLEKET BİZİM BİZ YÖNETECEĞİZ!
DAYATMALARA BOYUN EĞMEYECEĞİZ!
Kıbrısın kuzeyinde dağ gibi yığılan sorunların temeli siyasidir.
Kıbrıs Türkünün kendi ülkesini yönetmesi engellenmektedir.
Polisi ve askeri biz yönetmiyoruz.
Merkez Bankası, Kıbrıs Türk Hava Yolları, Kıbrıs Türk Petrolleri gibi kurumlar bizim kontrolümüzde değildir.
Bütün yatırımlar TC Lefkoşa Büyükelçiliği tarafından yürütülmektedir.
Siyasi kararlar koordinasyon kurulunda alınmaktadır.
Kısacası Kıbrıs Türkü kendi ülkesinde iktidar değildir.
Türkiye Cumhuriyeti yöneticileri tarafından dayatılan ve yerli işbirlikçileri sayesinde hayata geçirilmeye çalışılan Ekonomik Paket, Kıbrıs Türkünü ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel olarak tüketmeyi hedeflemektedir.
Bu paketin siyasal anlamı;
Kuzey Kıbrısın TCye ilhakıdır.
Kıbrıs Türk Halkının varlığının tümüyle bu adadan silinmesi demektir.
Göç demektir.
Kıbrıs Türkü bu yok oluşu kabul etmeyecektir.
Bizler kendi ülkemizi yönetecek bilgi, yetenek ve güçteyiz.
Kıbrısta Bağımsızlık, Demokrasi ve Barış Mücadelesini hep birlikte verecek, kendi ülkemizde inadına özgür ve onurla yaşayacağız.
Bu çerçevede düzenlenecek her türlü eyleme destek verecek, halkımızın Bağımsızlık ve Özgürlük mücadelesinin yanında olacağız.
CTP, YBH, KTÖS, KTOEÖS, DEV-İŞ, DEVRİMCİ GENEL İŞ, EMEK-İŞ, BES, TÜRK-SEN, KTAMS, KTMMOB, EL-SEN, TEL-SEN, BASIN-SEN, BEL-SEN, TIP-İŞ, YÖN-SEN, KOOP-SEN, GÜÇ-SEN, DAÜ-SEN, PEY-SEN, Mağusa Türk Genel-İş Sendikası, K.T. Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, K.T.Hayvan Üreticileri Birliği, YKB, Kıbrıs Türk Sanatçı ve Yazarlar Birliği, Haklar ve Özgürlükler derneği, Girne Halk Sanatları Derneği, Kıbrısta Sosyalist Gerçek, EKİM Kültür-Sanat Derneği, Kıbrıs Sanat Derneği, Barış Derneği, Barış ve Demokrasi İnsiyatifi, KIB-YAY, Naci Talat Vakfı, Kutlu Adalı Vakfı, Barış ve Federal Çözüm İçin Kadın Hareketi, Kadın Araştırmaları Merkezi, Kıbrıslılar Bilim, Eğitim, Sağlık ve Dayünışma Derneği (KIBES), Gençlik Merkezi, Çağ-Sen
17/10/2000
(17 Ekim tarihinde yapılan mitingde halka dağıtılan bildiri)
|
|