ARSIVANA SAYFA
 
12 Ağustos '00
SAYI: 29
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan...
Belediye işçileri de ortak mücadeleyi örmek zorundadırlar!
Sosyal yıkım programına "demokratikleş me" cilası ve tahkimatta yeni açılımlar
Devlet depremzede halkı ortada bıraktı
Aradan geçen bir yıl içinde depremzedelerin hiçbir sorunu çözülmedi
17 Ağustos depremi çürüyen düzen gerçeğini tüm çıplaklığıyla gosterdi
Deprem yıkımının sorumlularından hesap soralım!
Belediye işçilerinden grev kararlılığı
Sendikal bürokrasinin belediye işçilerine ördüğü kıskaç
Amerika'da onbinlerce haberleşme işçisi grevde!.
Hacıbektaş'ta Hızır Pasalardan hesap soralım!
"Enflasyona karşı mücadele" masalı
Adana TİS Bülteni ve dönemin sorumlulukları
Programda tarım ve köylü sorunu/4
Adalet Bakanlığı'nın F tipi kampanyası
F (hücre) tipine karşı mücadele ve sermayenin tuzakları
Sendikalardan hücre sistemine karşı eylem
Hücre saldırısını püskürtmenin sorunları ve sorumlulukları
Parti programı ışığında çevre ve kapitalizm
Çevre sorunu ve küçük-burjuva muhalefeti
Moğolistan seçimlerinin gösterdikleri
Ekim Gençliği'nden
Saygon zindanlarında mücadele
Sınıfı ve devrimi örgütlemede parti kadrosunun tayin edici rolü
Yazılı materyallerin etkisi üzerine fabrika gözlemleri
Mücadele Postası
 



 
 
İstanbul’da 7 bin işçi uyarı eylemi yaptı...

Belediye işçisinden grev kararlığı


TİS uyuşmazlığının ardından alınan grev kararını birçok belediyede eylemlerle ilan eden belediye işçileri, 9 Ağustos tarihinde Antalya ve İstanbul’da bir günlük iş bırakarak alanlara çıktılar.

İstanbul’da Belediye-İş Sendikası’nda örgütlü işçiler iş bırakmanın ardından, Aksaray Metro önünde sendika pankartları altında toplanarak, buradan Anakent Belediyesi’ne yürüdüler. Eyleme Bakırköy Sümerbank işçileri, Tamteks ve Kimya Teknik grevcileri, İGDAŞ’tan atılan işçiler ile Tes-İş’e bağlı Beyoğlu ve 1 No’lu şube pankartlarıyla katılırken, yine belediyelerde örgütlü ve grev aşamasındaki Genel-İş yöneticileri temsili destek verdi.

7 bin işçinin katıldığı eylemde, Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul işçilere hitaben yaptığı konuşmada, greve çıkmak istemediklerini; Şişli ve Avcılar Belediyesi’nde yapılan anlaşmayı örnek göstererek, diğer belediye yönetimlerinin de aynı koşullarda TİS’lere imza atmasını önerdi. Anlaşma sağlanamaması durumunda ise 15 Ağustos’ta greve çıkacaklarını ilan etti. Yapılan konuşma işçiler tarafından sloganlarla desteklendi. Eylem süresince “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Birlik-mücadele-zafer!” vb. sloganlar sıkça atıldı.

Coşku ve kararlılığın gözlendiği eylemde sınıf devrimcileri de, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” pankartı açarak işçi kortejlerinde yerlerini aldılar. Yine eylem sırasında “Asgari ücret” ve “İşsizlik sigortası” üzerine hazırlanmış yüzlerce propaganda broşürünün dağıtımı yapıldı. Toplanma ve yürüyüyüş güzergâhlarına da gündeme ilişkin kuşlamalar yapıldı.

Sendika yöneticileri 15 Ağustos’ta greve çıkacaklarını ilan ederken, diğer yandan ilçe belediyelerinde anlaşmaya gidiyorlar. Sendika yöneticileri, Genel-İş Sendikası’nda örgütlü Beykoz Belediyesi’ndeki anlaşmayı, Belediye-İş Sendikası’nda örgütlü Avcılar ve Şişli Belediyesi’nde yapılan anlaşmaları makul düzeyde göstererek, diğer belediyelerde de aynı şartlarda sözleşmenin bağıtlanmasını istiyorlar. Bağıtlanan sözleşmelerde işçinin eline geçecek aylık miktar 4 kişilik ailenin asgari geçim standartının çok altındadır. Oysa sendika yöneticileri geçim standartının altındaki hiçbir sözleşmeye imza atmayacaklarını belirtmişlerdi.

Yine işçilerin dikkati sürekli ücret sorununa çekilerek, esas önemli talepler geri plana atılıyor. Taşeronlaştırma, özelleştirme, işgüvencesi, kazanılmış hakların ortadan kaldırılmasına dönük saldırılar, belediye işçilerinin öne çıkartıp mücadele etmesi gereken sorunların başında geliyor.

İşçiler grev için oluşturdukları komitelerini işlevli hale getirmek zorundadırlar. Böylelikle inisiyatif sendikacıların denetimine bırakılmayacak, ortaya konulan kararlılık yaşanacak grev süresince de belirleyici olacaktır.

9 Ağustos eyleminde belediye işçileriyle yapılan röportajdan:

“Direne direne hakkımızı alacağız!”


1. işçi: Ekmek peşindeyiz, başka derdimiz yok. Paramızı alana kadar devam. Greve hazırız.

2. işçi: Geri dönmek yok burada. Biz bekledik bekledik, hakkımızı vermediler, mesailerimize el koydular, biz de greve çıkıyoruz. Hakkımızı alana kadar devam edeceğiz.

3. işçi: Mevcut durumda 180 milyonla ne yaparsınız? Hakkımızı arıyoruz, alacağız. Söylenecek fazla bir şey yok. Greve hazırız, direne direne hakkımızı alacağız.

4. işçi: Greve çıkacağız. Yapılan sözleşmenin üstünde zam alacağız. Şu an yapılan sözleşmenin üstünde, 1-2 milyon daha fazla alacağız. Zaten idari maddelerimiz kalmadı, hepsi bitti. Sadece parasal maddeler kaldı. Greve hazırız. İşçiler burada hazır olduğuklarını gösteriyorlar.

5. işçi: Şu an eylemlerimiz devam ediyor. Ayın 15’ine kadar anlaşma yapılmazsa greve çıkacağız. Grevde mücadelemizi devam ettireceğiz. Vermezseler yine direnişlerle, alanlarda kamuoyuna haklı olduğumuzu göstereceğiz. Her türlü çalışmamızı yapacağız. 4 kişilik geçim endeksini istiyoruz. Fazla bir şey istemiyoruz. Bu endeksi hükümet kendisi açıkladı, 450 milyon civarında diyorlar. Bizim istediğimiz budur. Patronlar, yani belediye başkanları 1,5 milyar civarında alıyorlar. Taşeronlara, müteahhitlere dağıtıyorlar, ancak bize gelince yok diyorlar. Onlar diretiyor vermeyeceğiz, biz diretiyoruz alacağız. İnşallah alacağız.

İşçi eşi: Okullar açılıyor, kış geliyor. Herkesin kendisine göre sorunları var. Biz de insan gibi yaşamak istiyoruz. Bu bizim de hakkımız. Onun için eşlerimizin yanındayız. Greve hazırız. Ölmek var, dönmek yok!

6. işçi: Grev bizim en doğal hakkımız. Bizi bu hale getirenler utansın. Bizler greve çıkmayı istemedik, ancak 180 milyon maaş karşısında başka çaremiz yok. 6 aydır toplusözleşme sürecinde hiçbir şeye yanaşmayan, sosyal haklarımızı ve geçim şartlarımızı yerine getirmeyen belediye istedi greve gitmemizi. Bu saatten sonra artık geri dönüşümüz yok. 15’inde greve çıkacağız.

Grevde her türlü koşula hazırız. İşyerimizdeki araç-gereçleri şantiyelerde toplayıp, nöbetlerimizi tutacağız.

7. işçi: Emeğimizin hakkını almak için her ne gerekiyorsa onu yapacağız. Biz hazırlıklarımızı yaptık. Grevse grev, direnişse direniş. İşyerlerinde örgütlü olarak çalışıyoruz, şu anda da meydanlardayız, yapılması gereken neyse herşeyi yapacağız. Çünkü ekmek mücadelesi bu mücadele. Başka yapacak işimiz de olmadığı için ne gerekiyorsa yapılacak. Yılgınlık hiçbir zaman düşüncemiz değil. Çünkü 1998’de yapılan toplusözleşme eridi gitti. 186 milyon net maaş alınıyor. Okulların açılma dönemine girdik. Bir ailenin iki çocuğu okuldaysa, bir de kiracıysa, o işçinin başka çaresi yoktur. 800 milyon maaş aldığımız söyleniyor; bırakın 800 milyonu, biz şu anda 400-450 milyona imza atacağız. Ne gerekiyorsa yapacağız. Alanlardaysa alanlarda, işyerindeyse işyerinde... İşveren herşeyi düşünüyordur şu sıra. Kırıcılık yapacak. Ona göre önlemlerimizi aldık, diğer hazırlıklarımızı yaptık. Herşey hazır şu anda. Ayın 15’inde greve çıkıyoruz.


Kızıl Bayrak/İstanbul






Karşıyaka Belediye işçisinden son ikaz


Mart ayının başından itibaren Karşıyaka Belediyesi ile Belediye-İş Sendikası arasında süren TİS görüşmelerinde hala anlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine Karşıyaka Belediye işçisi yasal sürenin tamamlanacağı ve grevin başlangıç tarihi olacak 15 Ağustos’a kadar son eylemini yaptı.

4 Ağustos günü yaklaşık 200 işçinin katıldığı eylem, Karşıyaka vapur iskelesi önünde saat 17:00’de başladı. İşçilerin taleplerini içeren önlükler giydiği eylemde, çıplak ayakla yapılan yürüyüş Belediye binası önünde son buldu. Belediye-İş Basın Sözcüsü Talat Özdemir’in sözlü açıklama yaptığı eylemde şu sloganlar atıldı: “Grev hakkımız, söke söke alırız!”, “İş-ekmek yoksa barış da yok!”, “Geliyor, geliyor, genel grev geliyor!”

Hatırlanacağı gibi, Narlıdere ve Bornova Belediyeleri’nde yapılan grev oylamasında “greve hayır” çıkmış ve bu belediyelerde sözleşme imzalanmıştı. Ayrıca 9 Ağustos’ta, İstanbul ve Antalya Belediye işçilerinin yanısıra İzmir Belediye işçileri de iş bırakacak.

Kızıl Bayrak/İzmir