İçindekiler:

11 Mayıs 2024
Sayı: KB 2024/08

Sendikal düzen ve sol hareketin turnusolu: 1 Mayıs
Bürokrat takımından Taksim açıklaması: "Pardon!"
1 Mayıs iradesi ve gösterdikleri
IMF'den ekonomik programa destek
Saldırılara karşı mücadeleye!
Sarayın gücü denklemi değiştirmeye yeter mi?
Eğitim emekçileri şiddete karşı meydanlarda
Özgür Özel ve Erdoğan görüşmesi
Yeni anayasa tartışmaları üzerine
Kayseri'de işçilerden 1 Mayıs gözlemleri
İstanbul 1 Mayıs gözlemi
Devrimci miras yaşatmak, daha ileriye taşımakla mümkündür!
Faşizmin yenilgiye uğratıldığı gün: 8 Mayıs
ABD üniversitelerinde soykırıma karşı büyük direniş
Gazze'de soykırım suçu işlemeye devam edeceğiz!
Öğrenci direnişi "demokrasi maskelerini" parçalıyor
Küresel güçlerin Afrika'ya artan "ilgisi"
Ortadoğu'da "tehlikeli misilleme döngüsü"
Filistinli gazetecilere UNESCO'dan ödül
Fukuşima zehir saçmaya devam ediyor!
İçerik aynı, yer aynı, tarihler farklı
SIPRI: Küresel askeri harcamalar 2,4 trilyon dolar
Öğrenci direnişini kırmak için "yasal kılıf" arayışı
ODTÜ'de mesele Devrim meselesi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

SIPRI: Küresel askeri harcamalar 2,4 trilyon dolar

Z. Rosa

 

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü “SIPRI”, 2023 yılına ait küresel askeri harcamalar raporunu yayınladı. “Savunma” adı altında hesaplanan silahlanma ve savaş harcamaları neredeyse yüzde yedi artarak yeni bir rekora ulaştı. Hegemon güçler arasındaki çatışmanın bir numaralı cephesi ise halen Ukrayna savaşıdır. 

Uluslararası krizin tarafları olan ABD, Çin ve Rusya’nın askeri harcamalarını büyük oranda artırmaları sürpriz sayılmıyor. Savaş ve çatışmaların yayılması silahlanma yarışının da yayılmasına neden oluyor. Nitekim Afrika, Orta Doğu, Avrupa, Asya ve Okyanusya ile Kuzey ve Güney Amerika ülkeleri de askeri harcamaları arttırmaya başladı.

Rapora göre özellikle Latin Amerika, Afrika ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi ülkelerde de silahlara yapılan harcamalarda büyük artış oldu. Bazı ülkelerde, özellikle Meksika ve El Salvador’da hükümetler organize suç ve çete şiddetiyle mücadele adı altında iç işlerinde orduyu kullanıyor. Bu ise silahlanmaya daha fazla bütçe ayırmalarına gerekçe yapılıyor. Rapordaki öngörülere göre, silahlanma yarışının küresel bir eğilim olduğu dikkate alındığında, bu ülkelerde de silahlara yapılan harcamalarda artış devam edecek.

***

SIPRI araştırmasına göre ABD 916 Milyar dolar askeri harcamayla açık ara farkla dünyada birinci sırada yer alıyor. İkinci sırada yer alan Çin’in askeri bütçesi 296 milyar dolara ulaştı. Rusya ise 109 Milyar dolarlık bütçe ile üçüncü sırada yer alıyor. Sudi Arabistan, Hindistan ve İngiltere gibi devletler de silahlanmaya yüksek harcama yapan ülkeler arasında.

Savaş aygıtı NATO üyesi ülkelerden Almanya 66,8 milyar dolar, Fransa 61,3 Milyar dolar, İtalya 35,5 milyar dolar, Polonya 31,6 milyar dolarla öne çıkan diğer devletler. ABD saldırganlığında histerik bir rol oynayan Polonya’daki gerici rejim, savaş harcamalarını yüzde 75 artırarak bu alanda rekor kırdı.

***

Ukrayna ile Rusya arasında devam eden savaş çatışma ve silahlanma yarışının artışında önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Araştırmalara göre 2023 yılında Rusya’nın askeri harcamalarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

ABD-NATO-AB devletlerinin destek ve kışkırtmasıyla savaşı sürdüren Ukrayna’da da askeri harcamaları büyük oranda artırmış. Savaşa 64,8 milyar dolar harcayan Ukrayna’ya batılı emperyalistlerden sağlanan askeri destek ise SIPRI’nin tahminlerine göre 2023’te 35 milyar dolara ulaştı.

***

SIPRI istatistiklerine göre Çin, önceki yıla göre silahlanmaya yaptığı harcamaları yüzde altı arttırdı. ABD’nin Tayvan üzerinden geliştirdiği provokasyonlar ve Asya-Pasifik bölgesini sürekli militarize etmesi, Çin’in de silahlanma ve savaş hazırlığına daha çok pay ayırmasını pekiştiriyor. Çin›in büyüyen askeri bütçesinin çoğunu Halk Kurtuluş Ordusu›nun savaşa hazırlığını artırmak için kullanıyor. Çin 29 yıldan beri askeri harcamalarını arttırıyor.

 Bu arada ABD ile askeri işbirliği yapan Japonya ve Tayvan da silahlanma ve savaş harcamalarını yüksek oranda attırdılar. Askeri bütçelerini yüzde 11 artıran Japonya 50,2 milyar dolar, Tayvan ise 16,6 milyar dolar harcadı.

***

Gazze savaşı ve Orta Doğu’daki gerginlikler 2023 yılında bölgede son on yılın en büyük askeri harcama artışına neden oldu. Orta Doğu’daki tahmini askeri harcamalar yüzde dokuz artarak 200 milyar dolara yükseldi. Suudi Arabistan 75,8 Milyar dolarla başı çekerken, ikinci sıradaki İsrail ise savaş harcamalarını yüzde 24 artışla 27,5 milyar dolara çıkardı. Gazze’de soykırım yapan siyonist rejime batılı emperyalistlerin gönderdiği on milyarlarca dolar ise bu hesaba dahil edilmemiş.

Türkiye ise 15,8 milyar dolarlık harcamayla Orda Doğu’da üçüncü sırada yer alıyor. Askerî harcamaları 2023’te 2022’ye göre yüzde 37, 2014-2023 arası dönemde ise yüzde 59 arttıran saray rejimi de militarist histeriye kapılmış durumda. 10,3 milyar dolarlık harcama ile İran, Ortadoğu’da dördüncü sırada yer alıyor.

Saldırganlık çağı

“Askeri güvenlik” söyleminin yeniden öncelik kazandığı, diplomatik çözümlerin geri plana itildiği, saldırganlık ve savaş dilinin öne çıktığı, devletlerin toplumları militarizm ve savaşa razı etmeye çalıştığı bir dönemde yaşıyoruz. İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırım, batılı emperyalistler tarafından desteklenerek ‘normalleştiriliyor.’ SIPRI raporu, emperyalist kapitalist sistemin saldırganlık ve savaşa yaptığı devasa harcamaları sürekli arttırarak insan soyunun geleceği için ciddi bir tehdit haline geldiğini kanıtlayan veriler sunmaktadır. 

Dünya şu anda yeni bir dönemden geçiyor. Güç dengeleri değişirken kontrolsüz silahlanma çağına girmiş durumdayız. Hali hazırda çoğu silah kontrol anlaşması artık yürürlükte değil veya askıya alınmış. Bu da dünya genelinde emperyalist devletlerin giderek daha fazla silahlanmasına ve ekonomik siyasal, toplumsal istikrarsızlığı derinleştirmesine yol açıyor.

Hegemonya çatışmasında taraflar bir anlaşmaya varmadığı sürece silahlanma ve savaşa yapılan harcamaların azaltılması mümkün görünmüyor. Zira sistemdeki genel eğilim anlaşmadan çok çatışmaya odaklanmıştır. Bu ise, SIPRI raporunun da gösterdiği gibi halkların geleceğini tehdit eden tehlikeli bir yarıştır. Bu çılgınlığın yıkıcı bir savaşa varmasını önleyebilmek için emperyalist saldırganlığa karşı halkların birleşik, enternasyonal direnişinin örgütlenmesi gerekiyor.