İçindekiler:

11 Mayıs 2024
Sayı: KB 2024/08

Sendikal düzen ve sol hareketin turnusolu: 1 Mayıs
Bürokrat takımından Taksim açıklaması: "Pardon!"
1 Mayıs iradesi ve gösterdikleri
IMF'den ekonomik programa destek
Saldırılara karşı mücadeleye!
Sarayın gücü denklemi değiştirmeye yeter mi?
Eğitim emekçileri şiddete karşı meydanlarda
Özgür Özel ve Erdoğan görüşmesi
Yeni anayasa tartışmaları üzerine
Kayseri'de işçilerden 1 Mayıs gözlemleri
İstanbul 1 Mayıs gözlemi
Devrimci miras yaşatmak, daha ileriye taşımakla mümkündür!
Faşizmin yenilgiye uğratıldığı gün: 8 Mayıs
ABD üniversitelerinde soykırıma karşı büyük direniş
Gazze'de soykırım suçu işlemeye devam edeceğiz!
Öğrenci direnişi "demokrasi maskelerini" parçalıyor
Küresel güçlerin Afrika'ya artan "ilgisi"
Ortadoğu'da "tehlikeli misilleme döngüsü"
Filistinli gazetecilere UNESCO'dan ödül
Fukuşima zehir saçmaya devam ediyor!
İçerik aynı, yer aynı, tarihler farklı
SIPRI: Küresel askeri harcamalar 2,4 trilyon dolar
Öğrenci direnişini kırmak için "yasal kılıf" arayışı
ODTÜ'de mesele Devrim meselesi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

İstanbul 1 Mayıs’ı gözlemi

 

1 Mayıs’a giden süreçte devrimci grupların basıncından ve toplumdaki Taksim beklentisinden kaçamayan DİSK yöneticileri, Taksim’e çıkacaklarını ilan ettiler. Yer tercihi konusunda, emekçilere kefil olduğuna dair manasız açıklamalar yapan Özgür Özel ve CHP’ye yaslanan DİSK Saraçhane’yi işaret etmiş, KESK ise Beşiktaş’ta karar kılmıştı. Son güne gelindiğinde ise KESK yangından mal kaçırırcasına yaptığı açıklama ile Beşiktaş buluşmasını iptal ederek Saraçhane’ye çağrı yapmıştı. Beşiktaş’a çağrı yapan grupların bir kısmı KESK’in peşinden Saraçhane’ye gitti. Diğerleri ise Taksim’i zorlama iddiasında samimi olan ve tarihsel hafızanın da bulunduğu bazı noktalara çağrıda bulunarak Taksim iradesine sahip çıkmaya karar vermişti. 

1 Mayıs sabahında biz ise BDSP, DGB, TOMİS ve DEV TEKSTİL olarak Çağlayan Nazım Hikmet Kültür Merkezi önünden “Biji 1 Gulan, Yaşasın 1 Mayıs!” ve “1 Mayıs Kızıldır, Kızıl Kalacak!” sloganlarımızla Taksim’e doğru yürüyüşe geçtik. Devrimci irade karşısında hem nicelik hem de nitelik bakımdan yetersiz kalan polislerle dakikalarca süren bir arbedeye giriştik, her yoldaşımız için tam bir dayanışma örneği göstererek ve son gücümüze kadar direnerek mücadele ettik. Yoldaşlarımızın büyük çoğunluğu ancak takviye polis ekipleri geldikten sonra ters kelepçeyle, yere yatırılarak, ancak tüm bunlara rağmen başları dik bir şekilde gözaltına alındı. Bir yoldaşımız kelepçe takılacağı esnada adeta canına kastedilmek istenircesine karşıdan gelen bir aracın altına itilmek suretiyle yere atıldı. Yürüyüşle ilgisi olmayan, sadece o esnada yoldan geçen insanlar dahi gözaltına alınmaya çalışıldı.

Direnişimiz esnasında henüz gözaltına alamadıkları biz beş kadının önüne yaklaşık 40 polis kalkanlarıyla adeta bir duvar ördü. Kol kola girerek attığımız sloganlarla gözaltıların hukuksuzluğunu, korkmadığımızı ve Taksim’den vazgeçmeyeceğimizi haykırdık. Son olarak polis saldırısının çekimini yapmaya çalışan Kızıl Bayrak muhabiri ve biz gözaltına alındık.

Sağlık kontörlü için götürüldüğümüz Bağcılar Devlet Hastanesi’ndeki hekim tarafından usulüne uygun olmayan bir biçimde muayene edilmeye çalışıldık. Arkasından, Vatan’da bulunan Emniyet Müdürlüğü önündeki gözaltı araçlarında savcıdan talimat gelmemesi gerekçe edilerek yaklaşık 8 saat bekletildikten sonra ifadelerimiz alındı ve Seyrantepe Devlet Hastanesi’ndeki sağlık kontrolünün ardından serbest bırakıldık.  

Gözaltından çıktıktan sonra bizden önce alınan yoldaşlarımızın durumunu öğrenmek ve diğer alanlardaki gelişmeleri takip etmek için telefonlarımızı kontrol ettiğimizde bütün yoldaşlarımızın bırakılmış olması bizi sevindirdi. Ancak gözaltı süreleri uzatılan Gençlik Komiteleri ve Partizan’dan arkadaşlarımızın olduğunu duymak oldukça üzdü ve öfkelendirdi.

Daha sonra Saraçhane’de biz devrimcilerin öngördüğü üzere CHP’nin ve DİSK’in alanı terk ettiğini ve diğer sol-sosyalist grupların Bozdoğan su kemerinin önündeki barikatı aşamadığını okuduk. Tüm bu yaşananlardan en rahatsız edici olanı, Saraçhane’de İbrahim Kaypakkaya’nın görselinin basılı olduğu flamalar bahane edilerek polis saldırısına uğrayan Partizan okurlarıyla alanda bulunan siyasi çevrelerin neredeyse hiçbirinin dayanışma göstermemesidir.

Maalesef ki gözaltılar bizimle sınırlı kalmadı, iktidar sadece ideolojik değil, baskı aygıtlarını da kullanmaya devam ederek 3 Mayıs sabahı Saraçhane’de meşru bir biçimde 1 Mayıs kutlamalarına katılma hakkını kullanan onlarca kişinin evine polis baskınları yaptırttı. 

Nihayetinde gururla söyleyebiliriz ki biz devrimciler olarak ne sendikal bürokrasinin ne de düzen partilerinin çizdiği sınırlarda kalarak Taksim iradesinden vazgeçmedik ve sermaye düzeninin bekçileri karşısında sonuna kadar direndik! Gözaltına alınan tüm dostlarımızla dayanışıyor ve onlar ile direnmeye devam ediyoruz!

Biji 1 Gulan, Yaşasın 1 Mayıs!

Gebze’den genç bir devrimci

 

 

 

Şiddetli yağmura rağmen 1 Mayıs coşkusu

 

Ankara’da dün geceden beri yağan şiddetli yağmura rağmen işçi ve emekçiler 1 Mayıs coşkusuyla alanlara çıktı. Ekonomik krize, hayat pahalılığına, yoksulluğa, faşist baskılara ve Filistin’de devam eden Siyonist işgale karşı tutum ve taleplerin öne çıktığı Ankara 1 Mayıs’ında, sendika kortejlerinin son yıllarda yaşadığı zayıflamanın devam etmesi dikkat çekti.

Ankara’da 1 Mayıs geleneksel olarak yapılan yerel kutlamalarla başladı. Batıkent, Sincan ve Tuzluçayır’da yapılan yerel kutlamaların ardından saat 12.00’den itibaren binlerce işçi ve emekçi AKM önünde kortejlerini oluşturarak “Her yer Taksim, her yer 1 Mayıs!” sloganları ile 1 Mayıs mitinginin yapılacağı Tandoğan Meydanı’na yürüdü.

Emekçiler hazırladıkları özgün dövizlerle yürüyüşe katılırken, son dönemde taban maaş talebi ile mücadelesini sürdüren Özel Öğretmenler Sendikası canlı korteji ile dikkat çekti. “ODTÜ burada, sınıfının yanında!” sloganları ile alana yürüyen ODTÜ öğrencileri, her yıl Devrim Stadyumu’nda gerçekleştirilen şenliğin kayyım rektör tarafından yasaklanmaya çalışılmasına tepkilerini gösterdiler. Mülkiye öğrencileri ise Mülkiyeliler Birliği ile alana gelirken onlar da bu hafta sonu gerçekleştirilmesi gereken İnek Bayramı’nın içini boşaltma girişimlerine karşı seslerini yükselttiler.

1 Mayıs sürecinde sendika ve odaların 1 Mayıs’ı oldubittiye getirmeye çalışan tutumlarına karşı bir araya gelen ve ortak tutum alan Ankara 1 Mayıs Platformu bileşenleri ise mitinge ortak pankartın arkasında oluşturdukları kortejler ile katıldılar.

Sınıf devrimcileri de Ankara 1 Mayıs Platformu ile birlikte “Savaşa, baskıya, sosyal yıkıma geçit yok!” pankartı ile alandaki yerini aldı. Ankara İşçi Meclisi ise mitinge “Emeğin kurtuluşu insanlığın kurtuluşudur!” pankartı, flamaları ve dövizleri ile katıldı. Ayrıca sendikal bürokrasiye karşı mücadelelerini sürdüren belediye işçileri de Ankara İşçi Meclisi ile birlikte ve “Belediye işçisi köle değildir!” pankartı ile 1 Mayıs alanında yerini aldı.

Yağmura rağmen coşkulu sloganlarla yapılan yürüyüşün ardından miting programı “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiiri eşliğinde gerçekleştirilen saygı duruşu ve 1 Mayıs Marşı ile başladı.

Saygı duruşunun ardından Tertip Komitesi tarafından hazırlanan ortak metin Arapça, Kürtçe ve Türkçe olarak okundu.

Kürsüde yapılan konuşmaların ardından miting, Bandista konseri ile sona erdi.

Kızıl Bayrak / Ankara