İçindekiler:

2 Ocak 2023
Sayı: KB 2023/01

Emeğin kurtuluşu insanlığın kurtuluşudur!
Kokuşmuş rejimin "sahte müjdeleri" bitmiyor
Kriz: Açlık ve silah üretimini büyütüyor
AKP-MHP rejiminden şirketlere milyarlar
"Kaşıkla verdiğini kepçeyle almak"
Polis kurşunu kol geziyor!
Sarayın geri adımı: EYT
Sermayenin "küfe"si dolu!
İşçi sınıfı sefalete mahkum değildir!
Al birini vur ötekine...
Asgari ücret masasından ortalığa dökülenler
Bekaert grevi: Grev yasakları yok hükmündedir!
Sendikal mücadele ve Greif kriterleri
Dünyada 2023'e girerken, 2022'ye bakmak
İngiltere'de grev dalgası
Almanya'da TİS süreçleri
İsrail'de hükümet kuruldu
Paris'te 2. Kürt Katliamı
Moskova'daki üçlü görüşmeden neler çıkacak?
2022 yılı ve gençlik mücadelesi
Ücretsiz, nitelikli ulaşım haktır, alacağız!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Paris’te 2. Kürt Katliamı...

Faşistlerden hesabı işçi sınıfı soracak!

 

Paris’in göbeğinde yeni bir Kürt katliamı yaşandı. On yıl önce Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’i hedef alan suikasttan farklı olarak, bu sefer kişilerden çok yerler hedef alındı. Kürt politik yaşamının Paris’teki merkezi Ahmet Kaya Kültür Merkezi ve Kürtlere ait 2 işyerine yönelik saldırıda Kürt Kadın Hareketi’nin öncü kadrolarından Evin (Emine Kara), Kürt sanatçı Mîr Perver ve yurtsever Abdurrahman Kızıl katledildiler.

Bu alçak saldırının tetikçisi, Kürt ve Türkiyeli göçmenler tarafından durduruldu. Yoksa daha büyük kayıplar söz konusu olabilirdi. Polis de ambulans da olay yerine geç ulaştı.

Fransa emperyalizminin içişleri bakanı olayı hemen “münferit” göstermeye, özelde Kürt halkına yönelik olmayan “genel bir saldırı” olarak ilan etmeye çalıştı. Bu tutum, katilin arkasındaki muhtemel güçlerin korunmaya veya gizlenmeye çalışıldığını düşündürmektedir. Daha hapisten birkaç gün önce çıkan bir faşistin hangi işyerlerini seçtiğine bakmak bile, saldırının bir araştırma ve planlamaya dayandığını gösteriyor. Katıldığı bir eylem nedeniyle uzun süre hapis yatan, daha önce de göçmenlere saldıran bu faşistin kısa sürede şartlı tahliyesi, aslında ona katliam için verilen bir izin gibidir. Keza on yıl önceki cinayetlerin gerçek faillerini aramayan, katilin bağlantılarını ve ilişkilerini davayla birlikte hasıraltı eden Fransa devleti bu saldırının da dolaysız ortağıdır.

Devlet katından yapılan birçok açıklama gibi, Fransa adına konuşan Macron’un açıklaması da ikiyüzlüdür. Onlar artık çok daha açık biçimde yabancı düşmanı, ırkçı-faşist siyasetin önünü açıyorlar. Kürt halkı ve Türkiyeli devrimcilerin militan tutumu olmasa dernek önünde anma için bile yolları açmayan Fransız polisi de tıpkı katili ortaya çıkaran faşist politikaların ürünüdür.

Bu saldırının arkasında kim olduğu er ya da geç ortaya çıkacaktır. 10 yıl önce Sakine’ler katledildiğinde “iç hesaplaşma” yalanlarıyla PKK suçlanmış, yıllar sonra MİT yöneticilerinden gelen itiraflar ve delillerle suikastın arkasında Türk sermaye devletinin olduğu netleştirilmişti. Bu son saldırının arkasındaki güçlerin kim olduğundan bağımsız olarak, hedefin Kürt halkı olduğu, bir plana ve organizasyona dayandığı gerçeği değişmemektedir.

Emperyalist-kapitalist sistemin yaşadığı bunalım ve emekçilere ödettiği bedeller nedeniyle işçi sınıfı ve emekçi kitlelerden gelecek tepkilere karşı, egemenlerin faşistleri palazlandırıp sokağa saldığı bilinen bir gerçektir. Çok yönlü krizler içinde debelenen sistem adım adım kırıntı düzeyine düşürülen demokratik uygulamalardan kolayca vazgeçerken, faşist çetelerin saldırılarını seyretmekle yetiniyor. İzlediği politikalarla ise bu tür saldırıların yolunu düzlüyor.

Katil ister Türk olsun ister Fransız, sonuçta olay kişisel değil, faşist saldırıdır. Hedeflenen, halkların direnişinin ve emekçilerin mücadelesinin bastırılması, halklar arası kardeşliğin baltalanmasıdır.

Bu suikastları ve katliamları tanıyoruz. Bunlara yanıtımız kavgayı daha da büyütmek olacak. Daha güçlü örgütlenerek faşistlerden hesap sormak, artık biz emekçilerin vazgeçilme görevidir.

Emperyalistlerin adaleti sağlamayacakları aşikâr. Kendi sefil çıkarları için Türk sermaye devletinin tüm katliamlarına ortak olanlar, Fransa’daki saldırılarını da görmezden geliyorlar. Kendi sattıkları kimyasal silahları kullanmalarına göz yumdukları gibi bugün de katliamları normalleştiriyorlar.

Mevcut sömürü ve baskı düzeni sürdükçe bu katliamlar sona ermez. Gerçek barışı her milletten işçi ve emekçilerin mücadelesi yaratacaktır. Bugün işçi sınıfını bölen göçmen düşmanı politikaların karşısında halkların kardeşliğini ise yine işçilerin birliği yaratacaktır. İşçi sınıfı örgütlü gücüyle ayağa kalktığı zaman faşist çeteleri dağıtacağı gibi, onları besleyen kapitalist sistemi de yıkma şansı yakalayacaktır. Bu çerçevede tüm işçi ve emekçileri faşist saldırılara karşı enternasyonal mücadele bayrağını yükseltmeye çağırıyoruz.

Faşizme karşı omuz omuza!

Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!

Paris BİR-KAR

 

Paris'te adalet nöbeti sürüyor... 

 

CDK-F’nin çağrısıyla Paris katliamı için adalet nöbeti Ahmet Kaya Kültür Merkezi’nde devam ediyor. Nöbeti ACTİT, AGEB, PDD ve BİR-KAR ziyaret etti. 5. gün nöbeti Fransız Adalet Bakanlığı yakınlarındaki eylemle başladı. İzin başvurusu kabul edilmediği için bakanlık önü yerine Opera Meydanı’nda eylem gerçekleştirildi. 

Saat: 14.00’te “9 Ocak’tan 10 yıl sonra Türk devleti bir kez daha Paris’te üç arkadaşımızı katletti!” pankartının açıldığı eylemde, 23 Aralık katliamının “terörist ve siyasi saldırı” olduğu vurgulandı. Eylemde Adalet Bakanlığı’ndan cinayet soruşturmasını terör soruşturmasına dönüştürülmesi talep edildi.

Fransa Demokratik Kürt Konseyi adına Berivan Fırat, Fransızca yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Paris’in orta yerinde arkadaşlarımız katledildi. Hemen yanımızda adalet bakanlığı var. Bundan 10 yıl önce Sara, Rojbin, Ronahi katledildi. Defalarca söyledik, bu katliamın üzerindeki perdeyi açmadığınız müddetçe Kürtler güvende olmayacak. İşte yeniden Kürtler katledildi. Şimdi bize diyorlar ki bu ırkçı bir saldırıdır. Bu ırkçı bir saldırı değil terörist bir saldırıdır. Bizi buna inandırmaya çalışıyorsunuz ama biz buna inanmıyoruz. Bu terörist bir saldırıdır ve Kürtleri hedef almıştır.”

Eyleme Kürt sanatçılar da enstrümanlarıyla katıldılar. Eylem sonrası Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne dönüldü. Gün boyu Kültür Merkezi’ne ziyaretler gerçekleşti. Kültür Merkezi tarafından saat: 16.00’da bir açıklama yapılarak Kürt sanatçıların başta katledilen Mir Perwer olmak üzere üç şehit için adalet mücadelesini sürdüreceği vurgulandı. Kültür Bakanlığı önünde eylem için çağrı yapıldı.

Kürt sanatçılardan eylem

29 Aralık günü saat: 14.00’te ise TEV-ÇAND bünyesindeki Kürt sanatçılar eylemdeydi. Enstrümanları ile eyleme katılan sanatçılar, Kürtçe ve Fransızca “Özgür ezki, ülkesine aşık Mir Perwer!” yazılı pankart açtı ve bakanlık önüne gül bıraktı. Eylem açıklamasını Deza Amed okudu. Amed, Mir Perwer şahsında Türkiye’de Kürt sanatçıların maruz kaldığı faşist baskıları dikkat çekerek “Şarkılarımızı söylediğimiz için katlediliyoruz, cezaevlerine konuluyoruz” dedi.

Bundan dolayı birçok sanatçının Avrupa’ya geldiğini ifade eden Deza Amed, “Mir Perwer de bunlardan biri ama faşist terör Avrupa’da gelip kendisini vurdu” diye ekledi. Sanatçılar, katliamın tüm yönleri ile aydınlatılmasını istedi. Sanatçılar ayrıca bakanlığı Kürt sanatçılar ve Kürt halkının güvenliğini sağlamaya çağrısı yaptı. Açıklamanın ardından eylem bitirilerek kültür merkezine dönüldü.

BİR-KAR nöbeti devraldı

İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu da 28 Aralık günü nöbete katıldı. İlk günden beri hem eylemlerde hem de her gün kültür merkezinde olan BİR-KAR taraftarları 28 Aralık günkü nöbet ekibinde yer aldı. Sabah saat: 11.00›de nöbeti devralan BİR-KAR taraftarlarından gece saatlerinde de sorumluluk alanlar kültür merkezinde kaldı. Gece yarısından sonra nöbetçiler kendi aralarında süreç üzerine sohbetler gerçekleştirdi. Yapılan sohbetlerde katliamın tetikçisinin kim olduğuna takılmadan ardındaki sorumluların teşhir edilmesine yoğunlaşılması gerektiği vurgulandı. Gece nöbetlerinde soğuğa rağmen kapı nöbetçileri yalnız bırakılmadı. Sabah da kolektif olarak hep beraber kahvaltı hazırlandı. Avrupa’nı birçok kentinden, uzak mesafeden gelenler sabahın ilk saatleriyle kültür merkezine ziyaret için gelmeye devam etti. Gelenlerle birlikte kahvaltı yapılıp nöbet yeni gün ekibine devredildi.

Kızıl Bayrak / Paris