İçindekiler:

20 Aralık 2021
Sayı: KB 2021/Özel-45

Saptanan asgari ücret kavga çağrısıdır!
Asgari ücret defteri burada kapanmadı...
“Sefalet ücretini kabul etmeyelim!”
Asgari ücret ve DİSK
Kapitalistler “istikrar” istiyor
KESK’ten mitingler: “Geçinemiyoruz”
Sağlık hakkı için mücadeleye!
MESS dayatmaları kabul edilemez!
MİB: Şimdi harekete geçme zamanı!
Kürt hareketinde bir dönüm noktası - Baki Duman
Veysel Akgül yoldaş çalıştığı yerde anıldı!
Alman sermayesinin “yeşil yüzü”
AB Zirvesi: Rusya’ya “güçlü uyarı”
Çin-Amerika çatışması ve olimpiyatlar
“Asrın lideri” Körfez şeyhlerinin eteklerinde
Hapishanelerde saldırılar artıyor
19 Aralık Katliamı ve Direnişi 21. yılında...
DLB: Oy deposu değiliz
Gericilik yuvalarına karşı mücadeleye!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

AKP destekçisi kapitalistler
“istikrar” istiyor

 

TL’nin değeri her gün düşerken birkez daha faiz indirimi kararı alan saray rejimi, dünyanın şaşkın bakışları altında kaosu günden güne derinleştiriyor. Saraydan gelen emirle dün faiz indirimi kararı alan Merkez Bankası, dolar 17 liraya ulaşınca bugün “piyasalara müdahale etti.” Dün faiz indirerek TL’nin değer kaybını hızlandıranlar, bugün döviz satarak doların hızla yükselişini durdurmaya çalıştılar. Bunu geçen günlerde de yapmışlar ama değişen bir şey olmamıştı. Bugün de olmayacak. Nitekim müdahale yapılınca kısa süreliğine düşen dolar, tekrar yükselmeye başladı.

Tayyip Erdoğan’la avenelerinin yaptıkları artık ‘çılgınlık’ olarak tanımlanıyor. Bir iktidarın yönettiği ülkenin parasının değerini düşürüp halkı açlığa mahkum etmesi burjuva ekonomistleri de şaşkınlığa düşüyor. Faiz indirimine gitmenin yaratacağı sonucu AKP şefi de müritleri de çok iyi biliyor. Yani bile bile TL’nin değer kaybetmesi ve halkın açlığa sürüklenmesi için çalışıyorlar.

AKP-MHP rejiminin halen işbaşında olması toplumun ezici çoğunluğu için tam bir kabus haline gelmiştir. Ama öte yandan dolar milyarderi olan Tayyip Erdoğan’la müritlerinin serveti her gün artıyor. Köprüler, Tüneller, Havaalanları, Kent Hastaneleri için ‘beşli çeteye’ verilen güvenceler de TL’ye değil dolara endekslidir. Yani beşli çetenin ülkenin talanından aldığı pay son bir ay içinde neredeyse katlandı. Bu arada sarayın alacağı kararları önden bilen rejime yakın kapitalistler de büyük vurgunlar gerçekleştiriyor.

Doların 17 liraya ulaşması, Borsa’nın çakılması, akaryakıt fiyatlarına rekor zamların yapılması, kaosun günden güne derinleşmesi artık kapitalistleri de rahatsız etmeye başladı. Elbette onların derdi halkın açlığa sefalete mahkum edilmesi değil, gelinen yerde karlarının düşmeye başlaması, hatta bazılarının iflasın eşiğine gelmiş olmasıdır. Bunun yansıması AKP rejimine destek veren, kameralar önünde Tayyip Erdoğan’la cilveleşen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan geldi.

Bugün Twitter hesabından bir mesaj yayınlayan sarayın dalkavuklarından Hisarcıklıoğlu şu ifadeleri kullandı:

“Piyasalarda yaşanan çalkantı ve döviz kurlarının geldiği seviye bir çok firmamızı endişelendiriyor ve olumsuz etkiliyor. Piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınmasını ve öngörülebilirliğin temin edilmesini bekliyoruz.”

Halkın açlığı sefaleti elbette AKP şefiyle cilveleşen bu kapitalistin umurunda değil. Zira o ve onun gibiler her zaman rejimin sacayağı olmuştur. Sorun kaosun çok derinleştirilmesi ve bazı firmaların da iflasla karşı karşıya kalması gibi sorunlardan kaynaklanıyor. Bu arada Hisarcıklıoğlu’nun “Piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak ‘acil önlemler’” ifadesiyle neyi kastettiği belli değil. Rejim bu ‘istikrarı’ nasıl sağlayacak? Orası meçhul. Somut bir öneri sunmasa da, kastettiği ne pahasına olursa olsun kapitalistlerin kaygılarını giderecek adımların atılmasıdır.

Son gelişmelere tepki gösteren bir diğer kapitalist ise, İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan oldu. Bahçıvan Twitter hesabından şu mesajı yayınladı: “Merkez Bankası’nın, bugün elindeki kıymetli döviz kaynaklarını piyasaya sürmesini şaşkınlıkla izliyoruz.”

Muhtemelen bu tür tepkilerin arkası da gelecek. Dikkat çekici olan, bu kapitalistlerin halen saray rejimine söz söylemekten korkmaları ve ondan çözüm üretmesini beklemeleridir. Oluşan vahim tabloda suç ortaklığı olan TOBB, İSO gibi kapitalist örgütler, sömürü çarklarının “istikrarlı” bir şekilde dönmeye devam etmesi için saraya mesaj veriyorlar. Oysa öncesinde olduğu gibi şimdi de kapitalistlerin vurucu gücü olan saray rejimi yarattığı kaosun bedellerini emekçilere ödetmeye devam ediyor. Bu koşullarda kapitalistler için istikrar, emekçilerin kölelik ve sefalete mahkum edilmesiyle sağlanabilir. Bu gidişat ancak işçi sınıfının şalterleri indirmesi ve kitlelerin alanlara çıkıp iktidardan hesap sorması ile değiştirilebilir.

 

 

 

 

 

TÜSİAD da “istikrar” istiyor

 

Kapitalistler istikrar talep etmeye devam ediyor. AKP rejimine destek veren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ardından Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) kodamanlarından da açıklama geldi.

AKP-MHP rejiminin uyguladığı ekonomik modele ilişkin açıklama yapan TÜSİAD, “Son dönemde yaşadığımız istikrarsızlıklar sonucunda, denenmekte olan ekonomi programıyla amaçlanan sonuçlara erişilemeyeceği netleşmiştir” dedi.

TÜSİAD adına yapılan açıklamada şu ifadeler de yer aldı:

“TÜSİAD olarak, bu iktisadi çerçeve çizilmeden evvel de, süreç devam ederken de, erken faiz indirimi ile oluşan politikaların istikrarsızlık yaratacağına dair görüşlerimizi hem kamu kurumları hem de kamuoyuyla pek çok kez paylaştık. Bu sürecin TL’de şiddetli değer kaybı, enflasyonda hızlanma, yatırımları, büyümeyi, istihdamı baskılama ve en önemlisi ülke olarak fakirleşmemizle sonuçlanma riskini vurgulamıştık.

Nitekim yeni iktisadi tercihler kapsamında atılan adımların ardından güvensizlik ve istikrarsızlık ortamı oluşmuştur. Özellikle yurt içinde dövize olan talebin şiddetli ölçüde yükseldiğini, bunun da var olan tüm ekonomik dengeleri bozduğunu görmekteyiz…

İzlenen ekonomi politikası yalnızca iş dünyası için değil, tüm vatandaşlarımız için yeni ekonomik sorunlar yaratmaktadır. Uzun dönemde de çok daha büyük yapısal problemlere yol açma riski artmıştır…

Tüm bunların sonucunda, son dönemde ekonomide oluşan hasarın tespitini yapıp öncelikle serbest piyasa işleyişi çerçevesinde, tüm paydaşların desteğinin alındığı, genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmesinin gereği açıktır.

TÜSİAD olarak bu istikamette atılacak doğru adımlara katkı vermeye hazırız…”

TÜSİAD AKP-MHP rejiminin Türkiye halklarının başına bela edilmesinin önde gelen sorumlarından biridir. Bu rejimin uyguladığı emek düşmanı politikalardan büyük yararlar sağlamış, bu örgütün üyeleri servetlerine servet katmıştır. TÜSİAD kodamanları kendilerini rahatsız edenler de dahil, dinci-faşist rejimin hiçbir icraatına kayda değer bir itiraz göstermemiştir. TÜSİAD’ın Sabancı holding gibi etkin üyeleri ise, rejime açık destek verdiler.

Bu kodaman takımı, ancak ülke kaosa sürüklendikten ve genel olarak sermaye sınıfının çıkarlarını da etkileyecek gelişmeler yaşandıktan sonra böylesi ürkek bir açıklama yapabilmiştir.