İçindekiler:

15 Kasım 2021
Sayı: KB 2021/Özel-40

Sınıfsal müdahale ve sınıf mücadelesi
2022 Bütçesi
Sermayeye hizmet, emekçilere riyakarlık!
Mafyatik iktidara karşı mücadeleye!
Çetecilere tahliye, tutsaklara Nazi kampı!
Yılgınlık yok, direniş var!
MİB: Birliğini kur, inisiyatif al, harekete geç!
Düzenin açmazları ve işçi sınıfının birliği
Birleşik mücadele ve İşçi-Emekçi Mitingi
Cumhuriyetçi hurafe ve işçi sınıfı - H. Fırat
Emperyalist haydutların demokrasi zirvesi
“Kapitalizm gezegeni ve insanlığı öldürüyor!”
Dünyanın ikinci büyük buzulu hızla eriyor
Açlık ve yoksulluğun kaynağı kapitalizm
İEKK: Şiddet üreten sömürü düzenine karşı mücadeleye!
DGB: 25 Kasım’da mücadeleye!
Eğitim hakkı aleni bir şekilde gasp ediliyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Haklarına, özgürlüğüne, geleceğine sahip çık!

Kadına yönelik şiddete, baskıya ve
sömürüye karşı 25 Kasım’da mücadeleye!

 

Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadelenin simgesi olan Mirabal Kardeşler (Kelebekler) 25 Kasım 1960 tarihinde diktatörlük tarafından katledildiler. Kelebekler’in anısına atfen 25 Kasım tarihi, uzun yıllardır tüm dünyada Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü olarak anılıyor. Kadına yönelik şiddeti döne döne yaratan kapitalist sisteme karşı her sene 25 Kasımlar, tüm dünyada çeşitli eylemlerle karşılanıyor.

Kadınlar bu sistemde ikincil cins olarak görülüyor, toplumsal yaşamın her alanında haksızlık ve zorbalıkla karşılaşıyorlar. Yaşadığımız topraklarda da kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve çifte sömürü her geçen gün artıyor. Pandemi ile birlikte bu vahim tablonun gittikçe katlandığına, neredeyse her gün bir kadının şiddetin çeşitli biçimlerine maruz kaldığına, katledildiğine tanık olduk. Sadece bu senenin Ekim ayı içerisinde 18 kadın katledildi, 19 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.

AKP-MHP iktidarı böylesi bir dönemde zaten uygulanmayan İstanbul Sözleşmesi’ni feshediyor, yargı eliyle katilleri-tecavüzcüleri aklıyor, cezai indirimler sağlıyor. Af yasaları çıkararak tacizcileri, tecavüzcüleri ve şiddet faillerini serbest bırakıyor. AKP-MHP iktidarı adeta katilleri-tecavüzcüleri korumakta, kadına yönelik şiddetin önünü açmaktadır.

Kadınlar yalnızca evde, sokakta değil, işyerlerinde de şiddetin türlü biçimlerine maruz bırakılıyor. İşyerlerinde taciz ve mobbing kadın işçiler üzerinde bir yıldırma politikası olarak hayata geçiriliyor.

Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde en büyük fatura da işçi ve emekçi kadınlara kesiliyor. İşyerlerinde kapı önüne konulanlar ilk önce kadın işçiler oluyor.

Kapitalizmde kadınlar çifte sömürüye maruz kalıyorlar. Kirli savaşların en ağır bedeli de kadınlara ödettiriliyor. Kadınlar köle pazarlarında satılıyor, göç yollarında katlediliyorlar.

İşçi-emekçi kadınlar elbette tüm bu saldırılar karşısında susmuyor, sokakları, meydanları boş bırakmıyor, her türlü saldırı karşısında eylemler gerçekleştiriyorlar. Artan şiddete, çocuk istismarına, kadın cinayetlerine karşı sokaklara çıkıyorlar.

İşçi-emekçi kadınlar hayatın her alanında direnişin simgesi haline geliyorlar. İşçi-emekçi kadınlar bugünlerde Alba Plastik’te tacize ve mobbinge karşı, Sinbo’da Kod-29’a karşı, CarrefourSa’da işten atmalara karşı, İndomie Adkoturk’te ve SML Etiket’te sendikalaşma hakları için direniş ateşini harlıyorlar.

 Kadın sorununu döne döne yaratan kapitalizm, yıkılmayı beklemektedir. Kadının kurtuluş yolu kadın-erkek el ele verilecek mücadeleden geçmektedir. Devrimci Gençlik Birliği olarak, tüm gençleri; kadına yönelik şiddete, sömürüye, baskıya karşı 25 Kasımlarda alanlarda olmaya, kapitalizme karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.

Kadınların kurtuluşu devrimde, sosyalizmde!

Devrimci Gençlik Birliği

 

 

 

 

 

İEKK’den 25 Kasım etkinliği

 

Kadına yönelik şiddetin arttığı, kadın katliamlarının yaşandığı, fabrikalarda tacizin ve mobbingin sıkça yaşandığı bir dönemde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken Gebze’de İşçi Emekçi Kadın Komisyonları (İEKK) bir etkinlik düzenledi.

Etkinlik, kadına yönelik şiddet ve Mirabel Kardeşler’in mücadelesini anlatan bir sunuş ile başladı.

Sunuşun ardından sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyonda 25 Kasım’ın tarihçesi, Mirabel Kardeşler’in diktatörlüğe karşı verdiği mücadele ve katledilmeleri; kapitalizmde kadınların yaşadığı sorunlar, yaşamın her yerinde kadınların yaşadığı şiddet; güncel grev ve direnişteki kadın işçilerin tacize, mobbinge ve sömürüye karşı mücadele çağrısı yer aldı.

İEKK adına yapılan konuşmada, pandemi ve kriz ile geçen son iki yılda kadın işçi ve emekçilerin katmerlenen sorunları aktarıldı; tek adam rejiminde artan kadına yönelik şiddet, kadın katliamları, baskı ve gericilik ifade edildi. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasından, 6284 sayılı yasadan, ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinden bahsedilen konuşmada kadına yönelik şiddeti önlemeye dönük olan yasaların yetersizliği ve olanların da işler olmadığı vurgulandı.

Yasaların, sözleşmelerin uygulanmasını, hakların genişlemesini, önleyici tedbirlerin alınmasını sağlayacak olanın örgütlü mücadele olduğu belirtildi. Alba’da, Sinbo’ya, Adkotürk’te tacize karşı verilen mücadeleden bahsedilen konuşmada; kadınların son yıllarda süreklileşen eylemlerinden deneyimler çıkartma ve “Hayatlarımızdan, haklarımızdan, geleceğimizden vazgeçmiyoruz” şiarıyla örgütlü gücü büyütme çağrısı yapıldı.

Etkinlik programı şiir ve müzik dinletisi ile sona erdi. Verilen aranın ardından söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide güncel sorunlardan; yoksulluk, kadın katliamları, kadının ikincil cins olarak görülmesi, iktidarın kadına yönelik politikaları üzerine örnekler verildi. Direniş ve eylemleri görünür kılma, toplumun farklı kesimlerinin eylemlerinin birleşik bir hatta yürüyebilmesi, kadın hareketinin düzen karşıtı bir eksene sahip olması gerektiği, kadın ve erkek ortak mücadele, sermaye iktidarının devrilmesiyle eşit ve özgür bir toplum kurma üzerine vurgular yapıldı.

Kızıl Bayrak / Gebze