21 Ağustos 2020
Sayı: KB 2020/Özel-10

Sermaye iktidarı halkın sağlığını tehdit ediyor
Dinci-faşist iktidarın zor dönemi ve hesapları
AKP’nin Filistin riyakarlığında yeni halka
İstanbul Sözleşmesi tartışmaları üzerine
Okulların açılması ve paralı eğitim rantı
Üniversitelerin açılmasına dair “sözünü söyle”!
Faturayı kapitalistler ve saraylarda sefahat sürenler ödesin!
“Yan yana geleceğiz ve bu sisteme karşı çıkacağız!”
Ağır çalışma ve yaşam koşullarına karşı...
Renault işçisinden sendika ağalarına tepki
Doğu Akdeniz’deki gelişmeler üzerine
Birleşik Arap Emirlikleri-İsrail ittifakı
Emperyalistler arası çelişkiler keskinleşiyor
Belarus’ta sular durulmuyor
Dünyada grevler, protestolar yükseliyor
Kapitalizm, iklim krizi ve tarım
Gençlik ırkçılığa karşı Bielefeld’de sokaktaydı
AKP dönemi ve yükseköğrenimin iflası
Geleceğimiz için örgütlü mücadeleyi yükseltmeliyiz!
AKP şefleri kadınları aşağılamaktan geri durmuyor
Zafer direnen Kirazlıyayla kadınlarının!..
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Gençlik ırkçılığa karşı
Bielefeld’de sokaktaydı

 

ABD’de George Floyd’un polis tarafından katledilmesini protesto etmek için, Revolutionärer Jugendbund’un (RJ - Avrupa DGB) insiyatifiyle 6 ve 13 Haziran’da Bielefeld’de eylem gerçekleşmişti. İlkine 2 bin, ikincisine binin üzerinde kişinin katıldığı iki büyük yürüyüşün ardından RJ, ırkçılığa karşı daha geniş ve kolektif bir örgütlenme oluşturma çağrısı yapmıştı. Birkaç haftadır süren toplantılar ve hazırlıklardan sonra, gençlerle birlikte yaratılan yeni kitle örgütü, dün ırkçılık karşıtı ilk eylemini gerçekleştirdi.

Amerika’daki siyahların başlattığı Black Lives Matter hareketinin en tanınmış sloganlarından birisi “No justice, no peace!” (Adalet yoksa barış da yok) olmuştu. Adalet kavramının bu somut olaylardaki anlamı ırkçılığın ve polis şiddetinin olmadığı bir toplumdu. Böylece Bielefeld’deki gençler örgütün ismini “Rise Up For Justice“ (Adalet için ayaklan) koydular. Sunduklari ilkelerde ise şöyle yazdılar:

“Biz ırkçılık sorununu kökten çözmeyi hedefliyoruz. Zira ırkçılık salt bireylerin yarattığı bir şey değil, yaşadığımız toplumun ve sistemin ayrılmaz bir parçasıdır [...] İnsanların nefes alabildiği ve gerçekten eşit olduğu bir toplum için mücadele ediyoruz.”

Rise Up’in (RU) Almanya’daki çoğu diğer anti-faşist örgütlerden farkı, yeni, yabanci kökenli ve ilk defa örgütlenen genç insanları politik bir hedef için bir araya getirebilmesidir. Bugün hala anti-faşist örgütlenmelerin neredeyse tümü yerli solculardan oluşmakta. Bunun nedenlerinden birkaçı; Alman solcuların göçmen ailelerin yaşam alanına girememesi ve hatta onları ciddiye almaması, kullandıkları dilin kitlelere uzak olması ve en önemlisi, bugün Almanya’da ırkçılığa ve faşizme esas maruz kalan toplumsal kesimleri örgütlerinde önemli sorumluluk taşıyan özneler haline getirmemesidir.
RU aracılığıyla bu engel kaldırılmıştır. RU aynı zamanda, birçok yerde yeni oluşan “Migrantifa” gibi sadece yabancıların katılabildiği bir platform gibi değil, yerli veya yabancı tüm gençlerin ortak bir şekilde mücadele ettiği bir kitle örgütüdür.

Büyük bir heyecanla ve her bireyin yoğun emeğiyle, seferber olunarak yürütülen iki haftalık çalışmalardan sonra Bielefeld’de bir eylem gerçekleştirildi. Black Lives Matter’le başlayan ırkçılık karşıtı hareketin artık durulmuş olmasına ve 15 Ağustos Cumartesi için bildirilen fırtınaya rağmen, yüzlerce kişi eyleme katıldı. Başarının arkasında önemli olan başka bir faktör sosyal medyanın iyi kullanılması ve Bielefeld’in merkezinde yapılan yoğun afiş çalışmasıydı. Ayrıca göçmen ve işçi ailelerin oturduğu semtlerde afiş ve bildiri dağıtımı yapıldı.

Gençlerin ön hazırlık çalışmalarındaki heyecanı ve dinamizmi yürüyüşte de belirgindi. Yine Merkez Tren Garı’nda açılış mitingi yapıldıktan sonra belediye binasına yüründü. Yol boyunca sloganlar durmadı. En kalabalık alanlarda sunucular ajitasyon konuşmalarıyla eylemin anlamını vurguladılar. Belediye binasının karşısında yapılan ara mitingde, ırkçı şiddet ve saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün insanlar için George Floyd’un katledilişine atıfla yapılan saygı duruşu 8 dakika 46 saniye sürdü. Saygı duruşu “No justice, no peace!” sloganıyla sonlandırıldı. Ardından kapanış mitingi için Kesselbrink alanına yüründü. 

Eylemdeki konuşmalarda sistem karşıtı tutum yine güçlüydü. Rise Up’tan gençlerin yanı sıra RJ, BİR-KAR, EGR ve Fla Fla da mikrofondan söz aldı. RJ, kapitalist sistemle ırkçılık arasındaki ilişkiye dikkat çekerken, BİR-KAR, Alman devletinin faşist çeteleri nasıl koruduğunu anlattı. Konuşmalarda ayrıca Hanau katliamının 6. ayda olduğu hatırlatıldı. Bu vesileyle 22 Ağustos’ta Hanau’da düzenlenecek eyleme çağrıda bulunuldu. 

Yürüyüşten hemen sonra tekrar toplanıp günün değerlendirmesini yapan gençler, eylemi büyük bir başarı olarak nitelendirdiler. Planlanmasından uygulanmasına kadar tamamen kolektif bir çalışmanın ürünü olan eylem, örgütteki gençlere büyük deneyimler kazandırdı. İş bölümüyle herkes önemli sorumluluklar üstlendi ve görevlerini ciddiyetle hayata geçirdi. Çalışma gruplarının projelerinde, sosyal medyada, basın ve başka örgütlerle temasta, yürüyüşün başvurusu, konuşmalar ve sunuculukta da yeni yeni gençler öne çıktı. Bunun sayesinde gelecekteki faaliyetler için daha fazla kişi tecrübe kazandı. Rise Up’ın sıradaki hedefi ise, Bielefeld’deki gençleri çağırabileceği geniş bir eğitim programı. Bunun için sunumlar, tartışmalar ve belgesel geceleri düzenlenecek.

Revolutionärer Jugendbund Bielefeld

 

 

 

 

 

Hanau’da katledilenler için
Stuttgart’ta anma

 

Almanya’nın Hessen eyaletine bağlı Hanau kentinde, 19 Şubat’ta Tobias Rathjen adlı ırkçı tarafından 9 kişinin katledildiği katliamın üzerinde 6 ay geçti. Alman devletinin bizzat önünü açtığı polis şiddeti ve ırkçı sağ terör hala devam ederken, ırkçı saldırılara karşı eylemler de sürüyor.

19 Ağustos günü de Stuttgart’ta Hanau katliamının 6. ayı dolayısıyla bir miting ve anma gerçekleştirildi.

Schlossplatz’ta saat 18.00’de başlayan mitinge, Alman sol gençlik örgütleri ve bazı enternasyonal sol çevrelerin içinde olduğu kurum ve örgütler katıldı.

Yüzlerce kişi, Hanau’da katledilenlerin resimlerinin etrafında birbirlerine kenetlenerek geniş bir halka oluşturdu. Ardından “Hepimiz insanız, ırkçı faşist saldırılara hayır” denilerek Hanau’daki saldırıda ölenler şahsında dünya çapında ırkçı faşist saldırılarda katledilenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşundan sonra konuşmalara geçildi.

Konuşmalarda, insanlığı her an ırkçı saldırıların hedefi durumunda olduğu belirtildi. Irk, renk, cinsiyet ayrımının insanlık aleminde olmaması gerektiğinin altı çizilen konuşmalarda “Dayanışmaya, birliğe, mücadelemizin sürekliliğine ihtiyacımız var” vurgusu yapıldı. 

Almanya’da devam eden ırkçılığın Amerikan ırkçılığından az olmadığına değinilen konuşmalarda, “AFD faşist partisi derhal kapatılmalı” denilerek faşist partinin önünün açılması teşhir edildi.

Konuşmalarda kapitalizmin girdiği krizin sonuçlarına dikkat çekilerek böyle giderse önümüzdeki günlerin insanlığa daha çok felaketler getireceğine işaret edildi.

Konuşmalardan sonra müzik eşliğinde sloganlar atıldı. “Yaşasın enternasyonal dayanışma!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Hanau katliamını unutmayacağız!” sloganlarıyla eylem sonlandırıldı.

Stuttgart’tan Kızıl Bayrak okuru