15 Şubat 2019
Sayı: KB 2019/07

Gerici kutuplaşma toplumu zehirliyor
Neo-liberal yıkımın sorumlusu saray rejiminin kuyrukları
“Ekonominin lokomotifi” tekliyor, bedeli işçiler ödüyor!
“Arlı arlıyı, arsız arsızı savunur!”
“Sosyal demokrat” CHP
Küçükçekmece’den işçi kadınlar panel-foruma çağırıyorlar
Tekstilde TİS süreci ve görevlerimiz
Antep’te işçi eylemleri
Her şey biz işçilerin ellerinde!
9 Kasım 1918: Alman Devrimi’nin doğuşu - Ernst Thälmann
Alman Devrimi ve sosyal demokrat ihanet - William L. Shirer
ABD emperyalizmi Ortadoğu’da yeni hesaplar peşinde!
Sarı Yelekliler hareketi 3. ayını geride bırakıyor
8 Mart’ta mücadele alanlarına!
Kadınların özgürleşmesine dair iki ayrı tutum
Karanlığa karşı ‘geleceğiz’!
Metal Fırtına’dan öyküler
Yasak
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Liselilerin Sesi yükseliyor!

Karanlığa karşı ‘geleceğiz’!

 

Eğitim döneminin ikinci yarısına girdik. Aynı zamanda bu aylarda baharı karşılıyoruz. İçerisinden geçmekte olduğumuz bu dönemde her zamankinden daha koyu bir karanlık hakim. Okulda, sokakta, fabrikada, kısacası yaşamın her alanında kapitalizm insanlığı yıkıma götürüyor. Daha fazla açlık, daha fazla yoksulluk dayatıyor. Bir yanda dünyanın her karış toprağını kan ile sulayan, ayak bastıkları her yere yıkım getiren bir avuç asalak, diğer yanda dünyanın tüm güzelliklerini yaratan fakat, milyonlarcası yerlerinden yurtlarından göç ettirilmiş, katledilmiş, milyonlarcası da sefalet koşullarında yaşamaya mahkum edilmiş emekçiler…

Emperyalist kapitalist sistem insanlığın tüm değerlerine vahşice saldırıyor. Dünyanın her yerinde dayatılan karanlığa karşı kitleler meydanları dolduruyor. Fransa’da Sarı Yelekliler, Arnavutluk’ta, İsviçre’de, Belçika’da, Hollanda’da, Almanya’da gençlik, Hindistan’da tekstil işçileri, Meksika’da otomotiv işçileri eylemler, direnişler, grevlerle karanlığa karşı çıkıyorlar.

Liselilerin Sesi yükseliyor

Gençliğe dayatılan karanlık sistematik olarak yoğunlaştırılıyor. Eğitim sistemine yönelik sistematik müdahaleler oluyor. Yaklaşık 17 yıldan beri, okul açıldığında açıklanan müfredat okul kapanana kadar birçok kez değiştirildi. Bu demek oluyor ki, bir öğrenci okula başladığında açıklanan müfredatla sene sonunu bitiremiyor. Her değişen müfredat bir öncekinden daha gerici, daha anti-bilimsel oluyor. Çünkü bugün sermaye sınıfı, liseli gençliğin sorgulamasını, doğayı, dünyayı yorumlamasını istemiyor. Biliyor ki sorgulamaya başlayan herkes bu sistemin akıl dışı olduğunu görecektir.

AKP iktidara geldiğinden bu yana, “gençlik” hep onun hedefinde, dilinde. “Kindar ve dindar nesil” yetiştirme projesinden “biatçı ve itaatkar” gençliğe varana dek tüm hedefleri kendilerine uygun kuşaklar yetiştirmek.

Liselerimizde karanlık nasıl çoğalıyor, bir bakalım. Evrim konusunun müfredattan çıkarılması, eğitim sisteminin dinselleştirilmesi, konuları ve tarihleri yapboza dönen eğitim ve sınav sistemi, artan taciz ve tecavüz, bunlara karşı gelen liselilerin okullardan uzaklaştırılması, tacizcilerin korunması, baskı ve disiplin uygulamalarının artması, ucuz işgücü yetiştirmek için mesleki eğitime yönlendirme vb. olağan hale gelmiş bulunuyor.

Tüm bu karanlığa rağmen liselilerin sesi yükseliyor. İstanbul’da Kadıköy ve Kadriye Moroğlu Lisesi’nde liselilerin sesi yükseldi. Birinde gericiliğe karşı diğerinde taciz ve tecavüze karşı. Bizler devrimci liseliler olarak biliyoruz ki liselerimizde hiçbir arkadaşımız mevcut durumdan memnun değil ve sesini çıkarmadan önce öfke biriktiriyor. Nasıl ki eleme sınavlarında çıkan şifre skandalında, Berkin Elvan’ın öldürülmesinde, Özgecan’ın katledilmesinde, Soma’da madencilerin katledilmesinde sesimizi okul sıralarında ve meydanlarda yükselttiysek şimdi de öfke biriktiriyoruz. Okullarımızı, karanlığa teslim etmeyeceğiz ve karşı geleceğiz.

Paralı eğitime karşı Geleceğiz!

Ticarete dönen eğitim sistemi bizlere “paran kadar oku” diyor. Okulun başladığı ilk andan son anına kadar binlerce liralık masraf çıkıyor karşımıza. Okul müdürleri, öğretmenleri eğitmenlikten çok tüccarlığa soyunuyorlar. Okulda kullandığımız alet edevat için para gerekiyor. Ek kaynak kitapları, proje ödevleri, okuma kitapları, defter, kalem vb. her şey para. Hatta bazı okullarda sınav para, okuldan öğle arasında dışarı çıkmak için kart gerekiyor, o da para. Yemek büyük bir masraf, kantinden yemekhaneye kadar her şey daha fazla para. Okula gitmek için servis ya da toplu taşıma para...

Büyük reklamlarla üniforma zorunluluğunu kaldırdık diyen iktidar şimdi de tekrar üniforma zorunluluğu getirdi. Üstelik giyilmesi zorunlu olan okul kıyafetlerine her dönem zam yapılıyor. Kıyafetleri alamayan öğrenciler sabah tüm okula teşhir ediliyor, ya derse alınmıyor ya da disipline gönderiliyorlar. En büyük problemlerimizden biri bu.

Son 5 yılda okulu bırakan ve kaydını donduran öğrenci sayısı 1 milyon 115 bin 30 olarak açıklandı. Ekonomik krizin bir göstergesi olarak ağır sefalet koşullarında çalışan işçi-emekçi ailelerin çocukları da ya ekonomik zorlanmalardan kaynaklı okulu bırakıyor ya da okul ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak zorunda kalıyorlar.

Eleme sınavlarına karşı Geleceğiz!

Her yıl milyonlarca genç ortaöğretimden liseye, liseden üniversiteye geçerken eleme sınavlarına giriyor. Gençliğin “geleceğini” belirleyen sınavların ömrü bir yıldan fazla dayanmıyor. Yaklaşık son 3 yıldır sınav sistemi sürekli bir değişikliğe uğruyor. Sınavlardaki ders sayısı azalıyor-artıyor, açık uçlu soru geliyor, sınav süresi kısalıyor-artıyor. Kısacası eğitim sisteminin ortaya koyduğu her sınav sistemi birkaçı ayı bulmadan sınıfta kalıyor. Diğer yandan sınavlarda kötü puan alan onlarca arkadaşımız yaşadıkları stres sonrası intihar etti.

Gerici- piyasacı eğitime karşı Geleceğiz!

Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı her bir değişiklik haberi, eğitimin daha fazla gericileşeceğini “müjdeler” nitelikte. Eğitim sistemini gericiliğin kaleleri haline getirdiler. Karma eğitimi kaldırmak için atılan adımlar, bütün liseleri imam hatipleştirmek için her okula açılan mescitler bunun göstergesi. Ders kitaplarında evrim konusu kaldırılırken, din dersleri arttırılıyor. Derslerde gerici faşist öğretmenler “Müslümanlar cihat yapar” diyerek, bugün cihadı temsil eden IŞİD, El Nusra gibi kafa tasçı çeteleri övüyorlar.

Tacize-tecavüze karşı Geleceğiz!

Her gün yeni bir taciz-tecavüz haberiyle uyanıyoruz. 7 aylık bebekten ortaokul-lise öğrencisi çocuklara yönelik taciz-tecavüz gün geçtikçe artıyor. Okullarda öğretmeni, arkadaşı vb. tarafından onlarca, belki de yüzlerce liseli taciz ediliyor, tecavüze uğruyor. Eğer bunu yapan iktidara yakın veya yönetimle arası iyi öğretmen ise okul yönetimi olayın üstünü örtmek için elinden geleni yapıyor. Kadriye Moroğlu Lisesi’nde yaşananlar bunun en somut örneği. Rezaletin üstünü örtmekle kalmayan yönetim ses çıkaran öğrencilere yönelik soruşturmalar açıyor, uzaklaştırma cezaları yağdırıyor.

Emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı Geleceğiz!

Bugün başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı yeniden paylaşmak ve pastadan daha fazla kapmak için emperyalistler arasında kıyasıya bir savaş sürüyor. Bu savaş milyonlarca emekçinin katledilmesine, şehirlerin yerle bir edilmesine, ölmekten kurtulan “şanslı” milyonların ise başka ülkelere mülteci olarak sürüklenmelerine neden oldu ve oluyor. Emperyalist savaşlarda binlerce çocuk katledilirken, diğer yandan da “çocuk askerler” olarak savaşın en ön cephesine sürülüyorlar. UNICEF’in raporuna göre dünya çapında 20 ülke tarafından yaklaşık olarak 250 bin çocuk, asker olarak kullanılıyor. Çocuklar savaştırılmak dışında keşfe gönderiliyor, yemek yaptırılıyor, kız çocukları tacize-tecavüze uğruyor.

Karanlığa karşı Geleceğiz!

Emperyalist savaşlardan krizlere, açlığa, yoksulluğa, gericiliğe insanlık koyu bir karanlığa sürükleniyor. İnsana, hayvana, doğaya düşman olan kapitalizm yıkılmayı bekliyor. Bugün önümüzde iki seçenek var. Ya bu koyu karanlığa hapsolmak ya da karanlığı yırtmak için birlik olmak.

Bizler, liseliler olarak liselilerin kendi gelecekleri üzerine söz söyledikleri lise meclislerinde liselilerin sesini yükselteceğiz. Bunu yaparken elimizde iki önemli aracımız bulunuyor. Biri Liselilerin Sesi dergimiz, ikincisi bu eksende oluşturacağımız yerel meclislerimiz.

***

Liseli gençliğin devrimci soluğu olan Liselilerin Sesi 2005 yılında şu sözlerle yayın hayatına başlamıştı: “Elinizde ilk sayısı bulunan Liselilerin Sesi dergisi sıradan bir lise dergisi değil. Burjuva düzen tarafından lise dergisi diye piyasaya sürülen magazin dergilerinden hiç değil. Aksine bu dergi, liselilerin düzen karşısındaki konumlanışlarını ifade eden, liselileri mücadeleye çağıran bir dergidir. Bu dergi bugün liselileri hedef alan kapsamlı saldırılar karşısında liselilerin sesinin daha gür ve kararlı bir biçimde çıkabilmesini sağlamak ve liseli gençlik mücadelesinde bir mevzi olmak için çıkmaktadır.” Yaklaşık 14 yıl önce ilk kez çıkardığımız dergimizin, bugün 90. sayısının hazırlıklarını yapıyoruz. Yayın hayatına başlarken ortaya koyduğu iddia ekseninde bugün mücadele etmek noktasında samimi olan herkesin Liselilerin Sesi’ni yükseltmesi temel bir hedefimizdir.

Liselilerin Sesi yükselecek ve karanlığa karşı ‘geleceğiz’!

Devrimci Liseliler Birliği

Şubat 2019

 

 

 

 

Eğitimde yeni model…

Sömürüde esneklik, fırsat eşitsizliğinde derinleşme!


AKP’nin 17 yıllık iktidarı boyunca eğitim alanında tam bir kaos hâkim hale gelmiştir. Milli Eğitim Bakanı görüntüde bu kaostan birinci derecede sorumlu tutulmuş ve sürekli değiştirilmiştir. Her değişen bakanın müfredata, eğitime, sınav sistemine ilişkin “yenilikleri” ise övgülerin konusu olmuştur.

Son Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, tam bir vizyonsuzluk örneği olan 2023 eğitim vizyon belgesini açıklamıştı. Lise öğretimi üzerine yeni model çalışmaların ise Mart ayında açıklanacağı söyleniyor. Mart ayına günler kala basına servis edilen haberlerde bu modele ilişkin bazı bilgiler yer alıyor. Liselerde ders saatlerinin azalacağı, öğrencilerin üniversite hedefleri doğrultusunda alanlarında “derinleşeceği” ve değişen hedefler durumunda da “esnek” koşullara sahip olunacağı iddia ediliyor.

Mesleki eğitim egemenlerin can simidi durumundadır. MEB üniversite sınav sonuçlarında açıkta kalan öğrenciler için mesleki eğitime yönlendirilme yapacağını açıklamıştı. Beş yıllık strateji planı kapsamında bir kez daha sarıldıkları proje mesleki eğitim oldu. Bu, sermaye için ucuz işgücü, işgücünün eğitim masraflarının devlet tarafından karşılanması anlamına gelmektedir. Öğrencinin yetenek ve ilgi alanlarının ayrılması demek, kapitalizmde ancak işçi olacak çocukların en başından elenmesi anlamına gelmektedir. Modele ilişkin trafik metaforu kullanan MEB, “Yani hızlı gitmek, ortadan gitmek, kenardan gitmek gibi, çocuğun her an şerit değiştireceği esnek bir model” tarifi ile modeli açıklıyor. Arabayı kullanan sermaye olduğu içindir ki, öğrenci için esneklik ancak sömürünün esnekliği anlamına gelmektedir.

Sömürüde esnekliğin yansıdığı bir diğer alan ise temel liselerin bu yıl sonunda kapatılması ile açığa çıkacak. 215 bin öğrenci ve 25 bin öğretmenin geleceği de kapanan temel liselerle birlikte belirsizleşecek. Sınavla öğrenci alan
liselerin doluluğu ve kontenjan problemi düşünüldüğünde, yapılan değişikliklerin fırsat eşitsizliğini derinleştirdiği ortadadır.

Eğitim alanında yaşanan kaosu çözme adına gündeme gelen değişiklikler yalnızca sorunun daha da ağırlaşmasına yol açacaktır. AKP iktidarının hedeflediği değişiklikler, sömürüde esneklik ve fırsat eşitsizliğinin derinleşmesi dışında bir sonuç yaratmayacaktır.

 

 

 

 

DLB İstanbul İl Meclisi toplandı

 

İstanbul’da Devrimci Liseliler Birliği (DLB) İl Meclisi 9 Şubat’ta toplandı.

İl meclisi öncesi bir araya gelen DLB’lilerin gezisinde, ilk olarak 1915 yılında Paramaz ve yoldaşlarının idam edildiği Beyazıt Meydanı’nda Ermenilere yönelik yapılan katliamın tarihi anlatıldı. Daha sonrasında Şeyh Bedreddin’in mezarına gidilerek Bedreddin ve yoldaşlarının yaşamı üzerine sohbet edildi. Son olarak Gülhane Parkı’nda Nazım Hikmet anıldı.

Liselilerin sesi yükseliyor. Karanlığa karşı geleceğiz!”

İl meclisinde DLB’liler yeni dönemin yol ve yöntemleri üzerine tartışmalar gerçekleştirdi. Liselilerin geçmiş meclislerde üzerinde durulan başlıca sorunlarını bir kampanya ekseninde gündemleştirme kararı alındı.

Liselerde artan gerici-paralı eğitime karşı, tacize-tecavüze karşı, “Liselilerin sesi yükseliyor. Karanlığa karşı geleceğiz” şiarıyla yeni döneme yüklenmeye karar verildi. Bahar döneminde Liselilerin Sesi dergisini daha yaygın bir şekilde gençliğe ulaştırma ve sahiplendirme kararlaştırıldı. Bu eksende birtakım planlamalar yapıldı. Yaklaşan 8 Mart üzerine planlamalarla il meclisi sonlandırıldı.