28 Aralık 2018
Sayı: SYKB 2018/01 (49)

Düzenin açmazları, sınıf mücadelesinin olanakları
Burjuva hukukun dayanılmaz hafifliği!
Hak sokakta kazanılır, güç birlikten alınır!
Türkiye işgal ve “ABD’nin yerini doldurma” heveslisi
Asgari ücret açlık sınırının altında kaldı!
Asgari ücrete AGİ dahil edilir mi?
Kriz derinleşiyor, işsizlik büyüyor
2018’de işçi ve emekçiler eylemdeydi
2018 yılının siyasal tablosundan yansıyanlar
Avrupa Birliği: “Refah toplumları”ndan sefalete
2018’de dünya sınıf ve kitle hareketi
İşgalci Amerikan ordusunun Suriye’den çekilmesi üzerine
Kıdem tazminatı hakkımızı gasp ettirmeyelim!
Güvenli ve nitelikli barınma hakkı sağlansın!
Roboski Katliamı 8. yılında!
Gustave Courbet: Bir komünar, bir ressam!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Hak sokakta kazanılır, güç birlikten alınır!

 

Sınıflar mücadelesinin aldığı boyuta bağlı olarak mücadelenin yol ve yöntemleri de farklılaşır. En küçük bir hakkı korumak veya kazanmak için söylenecek sözün kendisi de, nasıl bir yerde ve nasıl söyleneceği de değişir. Fakat her durumda, şu veya bu düzeyde ortaya bir güç koymadan, sonuç almak mümkün değildir. Çünkü kârlarını büyütmek için sömürünün her türlüsünü uygulayan ve tüm hakları gasp etmeye kilitlenen egemenler, egemenliklerini sürdürmeye kararlılar.

Bunun için, patronları korumakla mükellef devlet erkanı, ne zaman işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin bir mücadelesi filiz verse, önüne geçmeye çalışır, korku salar, yasaklar, baskı kurar, gözaltına alır, tutuklar... Bir hamle mücadele edene karşı ise, bir hamle de mücadeleyi sahipleneceklerin algısı ile oynamaktır. Mücadele edeni “terörist” ilan etmektir. Herhangi bir örgüt ile bağ kurarak, toplumun milliyetçi, dinci, muhafazakâr yönlerini kaşıyarak, sahiplenici bağı koparmaktır.

Dinci-gerici AKP iktidarı döneminde sömürü politikaları ve hak gaspları katmerlenerek arttı. İşçi eylemlerine dönük engelleme ve saldırılar yoğunlaştı. AKP döneminde 15 grev yasaklandı. Sendikalaşma oranı % 55’lerden % 12’lere düştü. Birçok işçi eylemine saldırı gerçekleşti. İnsani çalışma ve yaşama koşulları isteyen işçiler tutuklandı. KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerinin işlerini geri istedikleri eylemlere İstanbul’da, Ankara’da ve daha birçok yerde saldırıldı. Ankara Yüksel’de ses yükseltmeye devam eden eylemciler her gün saldırının hedefinde. Barış imzacısı akademisyenler hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Greif işçilerine dört yıl aradan sonra dava açıldı. KHK mağdurlarının, 3. havalimanı işçilerinin, Greif işçilerinin terörist oldukları üzerine karalamalar yapılıyor. İşçilerin mücadelesi karşısında patronları saran korku hükümetin sözlerine de yansıyor.

Ne diyor devlet işçilere? Bir sorununuz varsa şikâyet hatlarını arayın, ne sorununuz varsa iletin, biz çözeriz! CİMER'i, ALO 170'i arayın, biz yetkilileri hemen işyerine gönderelim, denetim sonucunda işlem başlar!

Ama nice fabrika ve işyerinde şikayetlerin karşılık bulmadığını biliyoruz. Denetlemeye gelenlerin olana bitene gözlerini yumarak dolaştıklarını da... Sonuç alınan tekil örnekler olsa da, yaşanan sorunların sayısı karşısında hiçbir şey ifade etmiyor.

Hak gasplarının önüne geçildiği, hakların kazanıldığı, sömürünün sınırlandırıldığı, fabrikalarda sözleşmelerin kazanımla sonuçlandığı örneklere bakıldığında, gördüğümüz nedir? Birlik, kararlılık ve üretimden gelen güçtür. Ancak ve ancak, işçi sınıfının ve emekçilerin sokağa taşan sesi, sokakta büyüyen ve fiili-meşru çizgide gelişen mücadeleler sermaye sınıfını geriletebilir.

Z. İnanç

 

 

 

 

AKP, Sarı Yelekliler’in “FETÖ” bağlantısını buldu(!)

 

AKP iktidarı, işçi ve emekçilerin, kadınların ve gençlerin hak arama, demokrasi ve özgürlük mücadelelerini “terör”le ilişkilendirmesinde aklı başında herhangi bir insanın yanlışlığından şüphe edemeyeceği söylemleri devreye sokmayı sürdürüyor. İliklerine kadar Ortaçağ gericiliğine batmış iktidar dünyanın neresinde olursa olsun hak arama mücadelesine düşmanlığını gösteriyor. AKP’nin yayın organı Anadolu Ajansı’nda 24 Aralık günü yayınlanan bir haberde, Sarı Yelekliler ve “FETÖ” ilişkilendirilmeye, hak aramanın “terör örgütlerinin planlaması ve düğmeye basmasıyla gerçekleşen terör eylemleri olduğu” algısı yaratılmaya çalışıldı.

Haberde Bursa’da “’FETÖ’nün hücre evleri olarak bilinen gaybubet evlerine polis tarafından baskın yapıldığı, 22 kişinin gözaltına alındığı, birtakım dijital malzemelerin yanı sıra 19 sarı ve 9 kırmızı yelek ‘ele geçirildiği’” söyleniyor.

Haberde yeleklere ilişkin “Adreslerden birinde yapılan aramalarda Avrupa’da yapılan sokak eylemlerinde kullanılanlara benzer 19 sarı ve 9 kırmızı yelek ele geçirildi. Bu yeleklerin yeni alınmış olduğu belirlendi” ifadeleri kullanıldı.

 

 

 

 

Halk TV ve FOX TV’ye rekor cezalar

 

Halk TV’de katıldıkları program nedeniyle Erdoğan’ın talimatıyla Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in savcılığa çekilmesinin ardından şimdi de talimatı alan RTÜK iki kanala ceza yağdırdı. Gezen ve Akpınar’ın Halk TV’de katıldıkları Halk Arenası programına 5 hafta yayın durdurma, Halk TV’ye 80 bin TL para cezası verilirken Fatih Portakal’ın sözleri nedeniyle de FOX TV’ye 3 gün haber durdurma ve 1 milyon TL’ye yakın para cezası verildi.

RTÜK İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanı Yaşar Uğurlu’nun imzasıyla jet hızıyla verilen cezanın “Tekrarı halinde lisans iptali” maddesi kapsamında verildiği belirtildi.

RTÜK raporunda her iki kanal için “Halkı kin ve düşmanlığa sürüklüyor” değerlendirmesi yapıldı.

***

Erdoğan, Fatih Portakal için “Birileri çıkmış portakal mıdır mandalina mıdır sokağa çağırıyor. Haddini bil. Bilmezsen haddini, bu millet patlatır enseni. Bu ülkede benim milletimle, onuruyla oynanmaz. Hesabı ağır olur” demişti.

Metin Akpınar “askeri itaatsizliğe teşvik” ve “cumhurbaşkanına hakaret”, Müjdat Gezen de “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla ifadeye çağrılmıştı.






Dışarıda vurulan pranga

 

AKP iktidarının tırmandırdığı tutuklama terörü denetimli serbestlik uygulamasını da yaygınlaştırmış durumda. Hapishanelerin işkence merkezlerine dönüştürüldüğü koşullarda, denetimli serbestlik hapishaneye konulmadan, bir tür esaret prangası takılması niteliğine büründü.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı’nın 2018 Kasım sonu verilerine göre denetimli serbestlik uygulananların sayısı 19 bin 979’u çocuk olmak üzere 632 bin 885’e yükseldi.

Bunların 422 bin 331’i “adli kontrol” biçiminde uygulanırken, 484 kişi hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verildi. 290 kişiye “erteleme süresinde denetimli serbestlik” uygulandı.