24 Kasım 2017
Sayı: KB 2017/45

Sermaye düzeni krizin faturasını emekçilere ödetmeye hazırlanıyor!
Kuklaların isyanı!
Ekim Devrimi’nin 100. yılı kutlamaları ve devrimci duruş
Kimin için “güvenlik”?
Sınıfın devrimci geleceği ve mesleki eğitim
Türkiye’de haklar kullanılmadığı sürece var!
MESS Grup Sözleşme sürecinde durum ve görevlerimiz
Posco Assan ve Birleşik Metal-İş gerçeği
İhraçlara karşı İstanbul’daki direniş 40. haftasında
Yeni Ekimler ve sosyalizm için ileri!
100. yıl etkinliğine mesajlar
Devrimci, coşkulu ve her bakımdan başarılı bir etkinlik
Ekim Devrimi’nin 100. yılı etkinlikleri ve iki yol!
Suriye’de “siyasi çözüm” mü?
Gericiliğe karşı mücadeleye!
Kadın hak ve özgürlüklerine kağıt üzerinde dahi tahammülleri yok!
Denizler ve Nazım bize aittir!
Mirabel kardeşler yol gösteriyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İhraçlara karşı İstanbul’daki direniş 40. haftasında

 

KHK’larla ihraç edilen Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi emekçilerin İstanbul’daki direnişi 39 haftayı geride bıraktı.

Direnişçi kamu emekçileri Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi günleri Bakırköy Özgürlük Meydanı ile Kadıköy Altıyol’da, Cuma günü de Kartal’da eylemlerini sürdürüyor. 17 Kasım günü Kartal’da, 18, 20 ve 22 Kasım günleri de Kadıköy ve Bakırköy’de eylemler devam etti.

Eylemlerde KHK eliyle hayata geçirilen ihraçların hukuksuzluğuna, muhalif kimliği olan emekçilerin kamudan tasfiyesinin amaçlandığına dikkat çekiliyor.İhraçların ardından kurum müdürlerine memuriyetten çıkarma ve açığa alma yetkisi verilerek iş güvencesinin ortadan kaldırıldığı ve gerici kadrolaşmaya gidildiğini belirten emekçiler, açlık grevinde 260’lı günlere giren direnişçiler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuna da dikkat çekiyorlar.

OHAL’in, iktidarın iddia ettiği gibi “FETÖ’yle mücadele” değil, AKP iktidarının yeni rejim inşası hedefi doğrultusunda sürdürüldüğünü ifade eden direnişçiler, baskı ve zorbalığın ancak mücadeleyle yıkılabileceğini vurguluyorlar.

 

 

 

 

Yüksel’de saldırılara karşın direniş iradesi

 

Nuriye Gülmen’in Selçuk Üniversitesi’ndeki işinden açığa alınmasına karşı 9 Kasım 2016’da Ankara’daki Yüksel Caddesi’nde başlattığı direniş, her gün gerçekleşen polis saldırılarına karşın 370’li günlerinde devam etti. Her gün saat 13.30 ile 18.00’de Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması yapmak isteyen emekçilere polis saldırıları gerçekleşiyor. Her gün yaşanan gözaltılara karşın tekrar alana çıkan emekçiler, 9 Mart’tan bu yana açlık grevinde olan Gülmen ve Özakça’nın “İşimizi geri istiyoruz” talebini haykırıyorlar. Eylemlerde, tutuklu Yüksel direnişçisi Nazife Onay ile, direnişçilerin HHB’li avukatlarının da serbest bırakılması talebi yükseltiliyor.

 

 

 

 

Ankara’da direniş birinci yılını doldurdu

 

Ulus Defterdarlığı’nda çalışan ve 677 No’lu KHK ile hukuksuzca işten atılan Cemal Yıldırım ve Zeynep Yerli’nin direnişlerinin birinci yılı, 22 Kasım günü yapılan eylemle geride kaldı. Eylemde iş cinayetlerine ve yaşanan intiharlara değinen Cemal Yıldırım; DHL, Kod-A, Akkim işçilerinin direnişlerini ve KHK karşıtı direnişleri selamladı.

Zeynep Yerli de direnen emekçileri selamlayarak başladığı konuşmasında “Bugün burada dimdik durup hakkımı arıyorum ve emek mücadelesi veren tüm direnişçileri sahipleniyorum” dedi.




 

Dosyasını doldurmak için dava açmışlar

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, KHK ile ihraç edildikleri işlerine geri dönmek için 9 Mart’tan beri açlık grevi yapan kamu emekçileri Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek “örgüt üyeliği” gerekçesiyle Mayıs ayında dava açmıştı. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı da, bunların yanı sıra, 12 Haziran 2017’de, Gülmen dahil 5 sanığa, Haziran Direnişi sırasında dövülerek katledilen Ali İsmail Korkmaz ile ilgili Eskişehir’de yapılan basın açıklaması ve etkinliklere katıldıkları gerekçesiyle “örgüt propagandası yapmak” gerekçesiyle dava açtı.

Gülmen’in avukatlarından Murat Yılmaz, “Ankara Savcılığı davayı açtıktan sonra boş olan dosyayı doldurmak için bu sefer Eskişehir Savcılığı, 4 sene önceki Ali İsmail Korkmaz ile ilgili etkinlikleri, basın açıklamalarını gerekçe göstererek davalar açmıştır. Amaç dosyayı doldurmaktır” dedi.

 

 

 

 

Savaşa değil emekliye bütçe!”

 

DİSK Emekli-Sen İstanbul Şubesi, 2018 bütçe görüşmelerinde açıklanan rakamların savaş ve rant için hazırlanmasını protesto ederek, bütçenin emekliye ve emekçiye ayrılmasını talep etti.

21 Kasım’da Galatasaray Meydanı’nda yapılan açıklamada “Savaşa ve ranta değil, emekliye, emekçiye bütçe! /DİSK Emekli-Sen” yazılı ozalit açıldı. Bütçeyi savaşa ve ranta ayıranlara göre işçi ve emekçilerin ülkeyi daha iyi yöneteceğine vurgu yapılan açılış konuşmasından sonra basın açıklaması yapıldı.

2017’de asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu ve 2018 bütçesinin de savaşa ve ranta ayrıldığı belirtilen açıklamada son olarak “Milyonlarca emekliyi mağdur eden savaş, rant ve yağma bütçesi yapılmaktan vazgeçilmeli. Gelir dağılımında eşitlik sağlayacak düzenlemeler içeren, emekten yana demokratik, eşitlikçi, halkçı bütçe yapılmalıdır” denildi.

Basın açıklamasında “Savaşa değil emekliye/emekçiye/sağlığa bütçe!”, “Sadaka değil toplu sözleşme!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!” sloganları atıldı.


 
§