23 Haziran 2017
Sayı: KB 2017/24

Katar krizi AKP iktidarını sıkıştırıyor
Referandumun ardından düzen siyasetine yeni dizayn
“Adalet Yürüyüşü” üzerine…
Kıvılcımları yangına dönüştürmek elimizde!
Kıdem tazminatının gaspına karşı örgütlü mücadeleyi büyütelim!
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun ertelenmesi ve ortalığa saçılan gerçekler
MEB’den Öğretmen Strateji Belgesi’ne güzelleme
Topyekûn saldırılara karşı topyekûn direniş!
İstanbul’da kamu emekçilerinin direnişi sürüyor
CT’de enjeksiyon bölümü bedellerle çay molasını kazandı
Türk Metal’in anket oyununa işçilerden tepki
Petkim işçileri üretimi durdurdu, giriş çıkışları kapattı
Diam Vitrin işçileri süreçlerini anlattı
Sendikal bürokrasi kadın işçiyi ve kadın sorununu görmüyor
Modern Nazi Kampı: Elsi Elektrik
DGB MYK Haziran Ayı Toplantı Sonuçları
İncirlik krizi ve arka planı
Londra yangını: Kapitalizm diri diri yakıyor!
Hollanda’da koalisyon yine kurulamadı
Yargısız infazlar ülkesi Türkiye
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İstanbul’da kamu emekçilerinin direnişi sürüyor

 

KHK ile ihraç edilen ve direnen kamu emekçileri İstanbul’da mücadelelerini sürdürüyor.

17 Haziran Cumartesi günü Kadıköy Altıyol ve Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda 14.00-16.00 saatleri arasında oturma eylemi yapan kamu emekçileri “İşimize geri döneceğiz” dedi. Eyleme Kadıköy’de BEKSAV, DGB ve SEP, Bakırköy’de ise BEKSAV ve DEV TEKSTİL destek verdi. KHK ihraçlarının teşhir edildiği konuşmalarda dünden bugüne bütün iktidarların işçi ve emekçilere düşman olduğu söylenerek bugün de isim değişse de aynı zihniyetin egemen olduğu belirtildi.

19 Haziran Pazartesi günü de direniş sürdü. Kadıköy Altıyol ve Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda 15.00-19.00 saatleri arasında oturma eylemi yapan kamu emekçileri direnişi büyütme çağrısı yaptılar. “Haksız hukuksuz ihraçlara hayır. İşimizi geri istiyoruz” şiarlı pankartlarını açan kamu emekçileri KHK ihraçlarını teşhir ettiler. Gülmen ve Özakça’nın serbest bırakılması ve taleplerinin kabul edilmesinin istendiği eylemde sıklıkla “AKP’nin memuru olmayacağız!” sloganı atıldı.

20 Haziran Salı günü direnişlerini Beşiktaş ve Maçka’ya taşıyan direnişçiler bildiri dağıtımı gerçekleştirdiler. Abbasağa Parkı’nda Gülmen ve Özakça’nın serbest bırakılması için oturma eylemi yapan Cemile Karakuş ve Vedat Ertan Demir’i ve Maçka Parkı’nda süren “Adalet Nöbeti”ni ziyaret ettiler. “Adalet Nöbeti”nde direnişçiler CHP’nin “eylemi çok uzatmayın” tutumu ile karşılaşırken direnişçilere kürsüden söz de verilmedi.

21 Haziran Çarşamba günü Kadıköy Altıyol ve Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda direniş sürdü. “Barışı savunduk, savunacağız”, “OHAL kaldırılsın” dövizleri taşıyan kamu emekçileri işlerini alın terleriyle kazandıklarını vurgulayarak “Bize bahşetmediğinizi bizden alamazsınız” dediler. “Mücadeleye devam” diyen kamu emekçilerinin Kadıköy’de süren eylemlerinde “KESK İstanbul direniş dersleri 7” başlığı ile Emre Kovankaya ve Caner Murat Doğançayır tarafından “Dönüşümün kent ve kırdaki görünümü ve mücadele olanakları” konusu işlendi.

 

 

 

 

Direnişlerle dayanışma gecesi

 

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevlerinin 100. gününde KESK direnişlerle dayanışma amacıyla 16 Haziran Cuma günü saat 19.00’da Bostancı Gösteri Merkezi’nde “Dayanışma için el ele” şiarıyla etkinlik yaptı. Etkinlik öncesinde Gösteri Merkezi’nin önünde basın açıklaması yapılarak Gülmen ve Özakça’nın açlık grevlerinin 100. gününde direnişçilerin taleplerinin kabul edilmesi istendi. Beyaz balonlar Gülmen ve Özakça için uçuruldu.

Eylemden sonra kitle etkinlik salonuna giriş yaparken sınıf devrimcileri Kızıl Bayrak gazetesinin satışını yaptı. Aynı zamanda Direnişlerle Dayanışma Platformu da “Direnişleri ve dayanışmayı büyütelim” şiarlı bildiri dağıtımı yaptı.

Etkinlik salonunda sahnede “KHK’lar gidecek biz kalacağız” şiarlı pankartın yanı sıra Gülmen ve Özkaça’nın fotoğrafının olduğu bir pankart ile 10 Ekim Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının olduğu bir pankart yer aldı. Sahneye İstanbul’da direnen kamu emekçilerinin eylemlerinden kareler yansıtıldı.

“Emek ve özgürlük” mücadelesinde ölümsüzleşenler adına saygı duruşu ile başlayan etkinlikte direniş alanından çekilen videolardan oluşan sinevizyon gösterimi yapıldı. Gülmen ve Özakça’yla dayanışmanın yükseltildiği etkinlikte direnişçiler adına yapılan konuşmada “Biz işimize geri döndüğümüzde iktidarın duvarı yıkılmış olacak. Onurumuz ve geleceğimiz dimdik ayakta dururken onların yalan ve kan üzerine kurulu iktidarı yerle bir olacak. Devletin bütün şiddetine rağmen Nuriye ve Semih’i yaşatacağız. Sadece umut etmiyoruz inat da ediyoruz. Zafer direnen emekçinin olacak” denildi. Direnişlerle Dayanışma Platformu’nun sloganlarla salona giriş yaptığı etkinlik boyunca KESK İstanbul Şubeleri adına Ata Esen ve Dursun Doğan, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin ve HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da birer konuşma yaptılar. Etkinlikte sahne sırasıyla Erdal Bayrakoğlu, Rojda, Abdal Haluk Tolga İlhan, Hilmi Yarayıcı, Bandista ve Burhan Berken’e bırakıldı. Etkinlik direnişçilerin hep birlikte sahneye çıkarak Çav Bella’yı söylemesi ile sonlandırıldı.

 

 

 

 

Yüksel’de azgın polis terörüne rağmen direniş iradesi

 

Yüksel Caddesi’nde tırmanan polis terörüne rağmen emekçilerin direnişi kararlılıkla devam ediyor. Biber gazı, plastik mermilerle emekçilere her gün saldıran polis, direnişin yanında yer alan Konur Sokak esnafını da direnişçilerle karşı karşıya getirmeye çalışıyor.

Bütün saldırılara rağmen emekçiler 13.30 ve 18.00’de basın açıklaması yaparak direniş iradesini sürdürüyor.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevinin 100, direnişin 220. gününde (16 Haziran), İnsan Hakları Anıtı’na çiçek bırakmak isteyen emekçiler polis saldırısıyla karşılaştı.

Kamu emekçilerini kollarından tutup yerlerde sürükleyerek işkence yapan polis, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!” sloganıyla protesto edildi. Yüksel Caddesi’nden Konur Sokak’a sürüklenen direnişçiler burada da eylemlerini sürdürdü.

İnsan Hakları Derneği de saat 18.00’de Konur Sokak’ta polis barikatı önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada Semih’in eşinin ve annesinin de açlık grevine başladıkları hatırlatılarak tek taleplerinin işlerine geri dönmek olduğu belirtildi. Nuriye ve Semih'in sağlık durumlarının giderk kötüleştiği ve bunun üzerinden yaşam hakkının savunulduğu ifade edildi.

Açıklamanın ardından direnişçi kamu emekçileri polis barikatına yüklenerek eylemlerine başladılar. Bunun üzerine polis kitleye azgınca saldırdı. Fakat kitle direne direne Konur Sokak üzerinden Meşrutiyet Caddesi’ne doğru çekildi. Direnişi kıramayan polis şiddetini artırarak plastik mermiler ve biber gazı kullandı. Bunlar da kitleyi dağıtamayınca saldırıyı yoğunlaştırdı. Saldırı sırasında Ömer Kök ve Mahmut Konuk’un da aralarında bulunduğu birkaç kişi gözaltına alındı.

Sakarya Caddesi’nde bir araya gelen avukatlar da basın açıklaması yaptılar. “Nuriye ve Semih’in işe iade talepleri kabul edilsin / Nuriye ve Semih’in avukatları” ozalitinin açıldığı açıklamada “Nuriye ve Semih başta olmak üzere direnen tüm kamu emekçilerinin talepleri kabul edilsin” dendi. Nuriye’nin ve Semih’in avukatlar aracılığı ile gönderdikleri 100. gün mesajı okundu. Ardından Mehmet Özer direnişi selamlayan bir şiir okudu.

Emekçiler 18, 19, 20 ve 21 Haziran’da da öğlen ve akşam açıklamaları için direniş alanına çıkarken azgın polis terörünün hedefi olmaya devam ettiler. Biber gazı ve plastik mermilerle emekçilere saldıran polis sokağı da gaza boğdu. Ancak emekçiler sloganlarla direniş iradelerini sürdürdü.

 
§