2 Haziran 2017
Sayı: KB 2017/21

AKP dikta rejimini tahkim ediyor
Kıdem tazminatında solan “kırmızı çizgi”ler
Fiili yasaklara karşı, fiili grev!
İş davaları sermayenin lehine değiştiriliyor!
Grev yasaklarına ve kölelik dayatmalarına karşı mücadele sürüyor
Direniş sonuç getirdi, Klisom işçisi kazandı
İşçi sınıfı ve görevlerimiz
Eğitim Sen Genel Kurulu üzerine
Sermaye devletinin yalan makinesi çalışıyor
Tutuklama ve gözaltı saldırılarına rağmen Yüksel’de direniş sürüyor
KESK ve sendikalar ne yapmalı?
Kıdem hakkımıza sahip çıkmak için avuçlarımızı sıkalım ve yukarı kaldıralım!
Kadın işçilerin sesi nasıl daha güçlü çıkacak?
AKP’den “kandırıldık” demagojisine devam!
OHAL, eski ortak “FETÖ”ye karşı değil, ilerici-devrimci muhalefete karşı sürdürülüyor
Brezilya’da sosyal yıkım ve rüşvete karşı mücadele
İnsani yardımın emperyalist yorumu
NATO’nun Brüksel zirvesi ve büyüyen emperyalist savaş tehlikesi
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Yönetmeliği’ne AKP müdahalesi
Haziran’da ölmek zor
Genel grev, genel direniş!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Yönetmeliği’ne AKP müdahalesi

 

Dinci gerici AKP iktidarı hileli referandum sonrasında kadrolaşmaya hız verdi. Bu durum öyle pervasız bir şekilde gerçekleşiyor ki, gizleme, kılıf bulma girişiminde bile bulunulmuyor. Geçtiğimiz günlerde hâkim atamaları gerçekleşmiş, AKP’nin eski yol arkadaşı Fethullahçı çeteden boşalan yargıçlık koltuklarına AKP ve AKP’ye yakın gerici vakıfların üyesi, yöneticisi isimler yerleştirilmişti.

Şimdi ise okullarda rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetinde bulunan öğretmenlerle ilgili bir düzenleme gerçekleştirildi. Bu düzenlemenin kendisi bir yanıyla öğretmenlerin iş yükünü arttırmayı, alan dışı çalıştırmayı hedeflerken, diğer bir yandan da dinci gerici kadrolaşmaya alan açmaktadır.

Düzenlemeyle beraber okullardaki rehber öğretmenlerin çalışma süreleri 30 saatten 40 saate çıkartılıyor. Rehber öğretmenlere nöbetçi öğretmenlik getiriliyor. Rehber öğretmenler boş derslere girecek joker öğretmen olarak tanımlanıyor. Çoğu okul 8.30-15.30 arası eğitim verirken çalışma süresinin uzatılmasıyla rehber öğretmenler 8.00-17.00 arası okulda olmak zorunda kalacak. Öğrencilere psikolojik danışmanlık yapması gereken rehber öğretmenler öğrencilerin en çok kapısını çaldığı saatte, yani teneffüslerde nöbetçi öğretmen olarak koridor, bahçe nöbeti tutacak. Belki bu nöbeti tutarken bir öğrenciyi disipline vermesi gerekecek. Disipline verdiği öğrencinin disiplin işlemleri sürecine rehber öğretmeni olarak müdahil olmak zorunda kalacak. Joker öğretmen olarak boş geçen derslere girecek. Bu derslerin işleyişine katılacak, öğretmen olarak otorite sağlayacak, not verme süreçlerine dâhil olacak. Sonra da kapısını çalan öğrenciye rehberlik etmesi beklenecek.

Yeni düzenlemenin en dikkat çeken yanı ise rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmeti olarak tanımlanan bu alandan “psikolojik danışmanlık” bölümünün çıkartılarak sadece rehberlik hizmeti olarak sunulmasıdır. Bu adımla alan dışı atamaların önü açılmıştır. Bugün bu alanda öğretmen olabilmek için PDR (psikolojik danışmanlık ve rehberlik) bölümü mezunu olmak ya da psikoloji bölümü gibi bu alandan formasyon alınabilecek bir bölümden diploma almak gerekmektedir. Yeni düzenlemeyle beraber bu zorunluluk ortadan kalkıyor. Yani ilahiyat mezunu biri de rehber öğretmeni olarak atanabilir. Temel amaç da bu zaten, dinci gericiliğe hizmet edecek kadroları daha yaygın bir şekilde okullara yerleştirmek.

Tecavüzcü Ensar Vakfı’nın davetine katılıp “Siyasi olarak iktidar olmak başka bir şeydir. Sosyal ve kültürel iktidar ise başka bir şeydir. Biz 14 yıldır kesintisiz iktidarız. Ama hâlâ sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var” diyen Erdoğan, dinci-gerici ideolojik saldırının arttırılacağına işaret etmişti. Rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinde yapılan bu değişiklik de bu saldırının bir parçasıdır.

 

 

 

 

Direnişi büyütelim!

 

İşçi sınıfına dönük saldırılara her gün bir yenisi ekleniyor. 15 Temmuz darbe girişimini “Allah’ın bir lütfu” diyerek hileli referandum sonuçlarıyla hukuksal bir dayanağa dönüştüren dinci milliyetçi AKP iktidarı ve Erdoğan, sermayenin demir yumruğu rolünü üstlendi. Hileli referandumdan sonra leş görmüş akbabalar gibi ilk işleri kıdem tazminatı hakkına saldırmak oldu. En son bakanlar kuruluna taşınan kıdem tazminatı gaspı yasası şu an AKP kulislerinde pişiriliyor. Yakın bir zamanda işçi sınıfının önüne konulacak.

24 Mayıs tarihinde 9 fabrikada greve çıkacak olan Kristal-İş üyesi cam işçilerinin grevi, sermayenin demir yumruğu Erdoğan ve bakanlar kurulunun kararıyla yasaklandı. Yakın zamanda TÜPRAŞ işçilerinin ve EMİS kapsamındaki metal işçilerinin grevi yasaklandı. Tüm bunların ardından, işçi sınıfına dönük saldırıların parçası olarak Ankara OSTİM’de kurulu Klisom metal fabrikasında patron tarafından toplu işten atma saldırısına girişilmiştir. Amaç Klisom fabrikasındaki sendikal örgütlülüğü, ondan da önemlisi birliği dağıtmaktır. Fabrikanın kapısına kilit vuran patron önce bütün işçileri işten çıkarttığını söyledi. İşçilerin örgütlü tutumu karşısında ucuz blöfü boşa düştü. Daha sonra 13 işçiyi işten çıkartacağını duyurdu, birlik olan işçiler karşısında bu sayı 5’e düştü. Ancak Klisom işçisinin tek bir işçi kardeşini bile bırakmayacağı görüldü. Patron “tamam kimseyi çıkarmıyorum” diyerek 1 günlük ücretli izin verildiğini duyurdu. Birlik olan Klisom işçisi patronun sözüne güvenmedi. Patronun olası ayak oyunlarına karşı hazırlıklarını yaptı. Öte yandan bu saldırı, Klisom işçisinin birliğini güçlendirmek, onun moral gücünü yükseltmek dışında hiçbir sonuç doğurmadı.

Dün Greif işgali ve Metal Fırtına işçi sınıfının yolunun fiili-meşru mücadele yolu olduğunu göstermişti. Bugün ise Klisom işçisi, her türlü düzen saldırısına karşı nasıl bir yol izlenmesi gerektiğinin canlı örneğidir.

İşçi sınıfından gençliğe, kamuya ve daha birçok alana kadar dinci milliyetçi sermaye düzeni her yere pervasızca saldırıyor. Bu saldırılara karşı herkese çağrımızdır. Greif Direnişi’nin militanlığından, Metal Fırtına’nın gücünden, Klisom işçisinin birliğinden, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın iradesinden ilham alalım. Haziran Direnişi’nin dördüncü yılına vardığımız bugünlerde, direniş ateşini harlayalım!

Devrimci Gençlik Birliği

 

 

 

 

Meslek liselilere mücadele çağrısı sürüyor

 

Meslek Liseliler Birliği (MLB), mücadele çağrısını İstanbul Kartal’daki liselilere taşımaya devam ediyor.

MLB’liler 3 Haziran’daki “Geleceğin işçileri, işçi sınıfının şairleriyle buluşuyor!” pikniğinin çağrısını 29 ve 30 Mayıs’ta Kartal’daki meslek liselerine ulaştırarak liselileri pikniğe çağırdı.

30 Mayıs’taki dağıtımın ardından yolda yürüyen iki MLB’li polis ekibi tarafından durduruldu. MLB’lilerden kimliklerini isteyen polisler, dağıtım yapılan okulun ihbarı üzerine geldiklerini ve OHAL döneminde okul önünde dağıtım yapmanın yasak olduğunu iddia ederek MLB’lileri gözaltına almaya çalıştı.

MLB’liler polisin keyfi dayatmalarına direnirken, çevredeki sivil faşistlerin saldırısına uğradılar ve onların polise sağladığı yardımla işkence edilerek zorla gözaltına alındılar.

Karakolda yaklaşık iki saat alıkonulan MLB’liler sonra serbest bırakıldılar.

Ayrıca 29 Mayıs’ta bir meslek lisesinin çıkış saatinde liselilere kıdem tazminatının fona devredilmesi ile ilgili düzenlemeyi anlatan bildirilerin dağıtımı gerçekleştirildi. Aynı zamanda anket çalışması da yapıldı. Yapılan sohbetlerde anne ve babası işçi olan öğrencilerin kıdem tazminatının ne olduğu ve fona devredilmesi ile ne olacağı hakkında bilgisi olduğu gözlemlendi. Liseliler yapılacak düzenlemenin kendi gelecekleri için güvencesiz iş yaşamı olduğunu belirttiler.

 
§