29 Temmuz 2016
Sayı: KB 2016/28

Karanlığa son verecek yegâne güç işçi sınıfıdır!
Darbe girişiminin ardından AKP iktidarı
Demokrasi mi dediniz?
Devrimci-siyasi tutsaklar üzerindeki tecrit yoğunlaşıyor
Ne darbe ne de dinci-gerici AKP iktidarı
Darbe-demokrasi şarlatanlığına işçilerin yanıtı
Demokratik bir ortamda insanca yaşamak için talep ediyoruz!
“İşçi sınıfı olarak bizlere bu koşulları dayatan sisteme karşı savaşmalıyız!”
15 Temmuz’un ardından ekonomi sıkıştı, patronlar kolları sıvadı
7 Haziran seçimleri ve siyasal tablo
Reformist sol, burjuva solla kol kola!
Kadın işçiler safını seçmeli, bu düzene karşı örgütlenmelidir!
Yaşasın işçi sınıfı mücadelesi!
Avrupa burjuvazisi geleceğe hazırlık yapıyor
Asya-Pasifik’te hegemonya krizi “müzakereler” ile sürüyor
ABD ve Almanya Türkiye’deki darbenin başarısızlığına çok öfkeli
İşgalci İsrail, Filistinlilere saldırılarına devam ediyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Asya-Pasifik’te hegemonya krizi “müzakereler” ile sürüyor

 

Başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinde yürütülen kirli savaşlarla su yüzüne çıkan emperyalizmin hegemonya krizi, Asya-Pasifik’te de belli başlıklar üzerinden gözler önüne seriliyor.

ABD’nin saldırgan hamlelerinin “Çin ve Kuzey Kore tehdidi” gibi bahanelerle hayata geçirildiği bölgede, kurulan ittifaklar ve krizi şu an için bastırmak adına yapılan “müzakereler” de devam ediyor.

Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) 49. Dışişleri Bakanları Toplantısı da bu mücadelelerin bir alanı olarak gerçekleşti. Toplantıda “Güney Çin Denizi’nde egemenlik”, Kuzey Kore’nin hamleleri gibi konular gündem oldu.

Güney Çin Denizi’nde egemenlik sorunu

Geçtiğimiz haftalarda Birleşmiş Milletler’in (BM) Güney Çin Denizi’nde egemenlik sorununa dair ABD’nin ve işbirlikçilerinin lehine, Çin’in ise aleyhine almış olduğu kararın, toplantının sonuç metninde geçmesi talebi reddedildi. 24 Temmuz Pazar günü hazırlanan sonuç metninde yalnızca, Güney Çin Denizi’nde “devam eden ve son olarak yaşanan gelişmelerle ilgili ciddi endişe duyulduğu” ifadeleri yer aldı.

Hemen ardından 25 Temmuz Pazartesi günü ise ABD, Avustralya ve Japonya tarafından ortak bir bildiri yayınlanarak Çin ile egemenlik sorunu yaşayan Güneydoğu Asya ülkelerine “güçlü destek” verileceği belirtildi.

Bildiride Çin’in Güney Çin Denizi’nde egemenlik hakkı iddia etmeye ve askeri yapılar inşa etmeye son vermesi yönünde tehdit vari ifadelere yer verildi.

Bunun üzerine Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi açıklama yaparak bu üçlü ittifakın yayınladığı bildirinin “barışçıl” olmadığına, aksine bölge açısından “sorun yaratıcı” olduğuna vurgu yaptı.

Atılan karşılıklı adımların yanı sıra Güney Çin Denizi konusundaki anlaşmazlığa dair Yi’nin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’den sorunun müzakere edilmesi ve gerilimin tırmandırılmaması için destek talebinde bulunduğu ileri sürüldü.

ABD sözcüsü Kerry ise 27 Temmuz Çarşamba günü basın toplantısı düzenleyerek “müzakerelere destek” açıklamasında bulundu. Güney Çin Denizi’nde Çin ile karşı karşıya gelen Filipinler’e ziyaret gerçekleştiren Kerry, Çin’in talebine uyumlu gözükerek şu ifadeleri kullandı:

(Çin) dışişleri bakanı gerilimden uzaklaşıp yeni bir sayfa açmanın zamanının geldiğini söyledi. Biz de buna katılıyoruz... kimse provokatif veya gerilimi arttırıcı adım atmamalı.”

ABD’nin bir yandan Çin’i kuşatmaya çalışıp, diğer yandan da “gerilim artmasın” söylemleri ise hem ikiyüzlülük, hem de kendi elini güçlendirmek için “diplomasi” yürütmeye devam edeceği anlamına geliyor. Öyle ki BM’nin kararından aldığı güce yaslanan Kerry, “karar bağlayıcı bir karar fakat karşı karşıya gelme çabası içerisinde değiliz” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Çin’e karşı hamlelerinden vazgeçmeyen ABD bu konuda da ısrarını sürdürüyor. 26 Temmuz Salı günü Amerikan donanmasından amiral Mark Richardson Güney Çin Denizi’ndeki askeri varlıklarını ve harekatlarını sürdüreceklerini açıkladı. Richardson ABD’nin bu hamlelerini Çin’e kabul ettirdiğini öne sürdü.

Güney Kore’nin THAAD füzelerini yerleştirme planı

ABD ile işbirliği içerisinde Güney Kore’nin topraklarına THAAD füze sistemleri yerleştirmesi doğrultusunda adımlar atması da Asya-Pasifik bölgesindeki gerilimleri bir kez daha su yüzüne çıkardı.

Güney Kore’nin THAAD sistemini yerleştirmesine karşı çıkan Çin, sistemin kendi “güvenliği”ni tehdit edeceğini savunuyor. ABD ve işbirliği içerisinde olduğu ülkeler ise bölgedeki hegemonyalarını korumak adına hiçbir fırsatı kaçırmamaya özen gösteriyor. Aynı zamanda da kendilerini meşrulaştırmak adına türlü kılıflarla adımlarına bahane yaratıyor. “Kuzey Kore tehdidi” de bu açıdan öne çıkarken, THAAD sisteminin bahanesi olarak da bu konu ileri sürülüyor. Güney Kore, sistemin Kuzey Kore’ye karşı “önlem” olduğunu iddia ediyor.

Güney Kore’de THAAD’a karşı eylemler

Diğer yandan Güney Kore’de emekçiler THAAD’ı protesto etmek için eylemler gerçekleştiriyor. Füze sisteminin kurulacağı yer olarak Kuzey Gyeongsang iline bağlı Seongju kasabasının belirlendiği 13 Temmuz’dan bu yana eylemler devam ediyor. 13 Temmuz günü binlerce kişinin toplandığı başkent Seoul’deki eylemin ardından özellikle Seongju’da eylemler aralıksız sürdü.

Son olarak yapılan eylemde hükümet binasına yürüyüş gerçekleştirildi. “THAAD konuşlandırılmasına kesinlikle karşıyız” yazılı flamalar taşıyan emekçilerin, füze sisteminin çevrede ve kendi sağlıklarında yaratacağı tahribata karşı çıktıkları belirtildi.

 

 

 

 

Bu yıl Akdeniz’de 3 bin göçmen boğuldu

 

Uluslararası Göç Örgütü (IOM), 2016’nın başından bu yana 3 binden fazla göçmenin Avrupa’ya deniz yoluyla girmek isterken yaşamını yitirdiğini duyurdu.

26 Temmuz’da BM Cenevre Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan IOM Sözcüsü Leonard Doyle, 2016’nın başından bu yana 383’ü Ege Denizi’nde olmak üzere 3 binden fazla göçmenin Akdeniz’i geçerek Avrupa’ya deniz yoluyla girmek isterken boğulduğunu, 249 bin 854 göçmenin ise Avrupa’ya girmeyi başardığını söyledi.

IOM’nin verilerine göre, 2016 başından 24 Temmuz’a kadar geçen sürede Avrupa’da deniz yoluyla en fazla göçmenin giriş yaptığı ülke Yunanistan oldu. Yunanistan’a bu yıl 159 bin 657, İtalya’ya 88 bin 351 sığınmacı girdi.

Verilerde, Avrupa’ya girmeyi başaran göçmenlerin üçte birinin Suriyeli olduğu, 78 bin 779 Suriyeli göçmenin Avrupa’ya girdiği belirtildi. Suriyelileri 40 bin 878 kişi ile Afganistan, 25 bin 607 kişi ile Irak’tan gelenler takip etti.





Bangladeş’te çocuk işçi işkenceyle öldürüldüü

 

Tekstil işçileri için cehennem olarak anılan Bangladeş’in başkenti Dakka’da yer alan bir tekstil fabrikasında, 9 yaşındaki çocuk işçinin işkenceyle öldürüldüğü ortaya çıktı.

İsveç Haber Ajansı TT’nin haberine göre, bazı çalışanlar yüksek hava basınçlı kompresörü küçük çocuğun makatına sokarak iç organlarının parçalanmasına neden oldu. Çocuk işçi, iç organlarında meydana gelen kanama nedeniyle yaşamını yitirdi.

Olayın ardından bir kişi gözaltına alınırken, çocuk işçi çalıştıran patronun da polis tarafından arandığı bildirildi.

 
§