17 Haziran 2016
Sayı: KB 2016/23

Sınıfa karşı sınıf!
İletişim alanına kirli savaş ayarı!
Katiller, tetikçiler devlet güvencesinde
Yaşam alanlarımız ranta kurban!
Açlık sınırındaki ücretle gelir vergisinde basamak atlamak!
“Dayanışmayı büyütmemiz ve birlik kurmamız gerekiyor”
Sahte güzellik algısı ve sömürü üzerinden büyüyen AVON!
"Metal Fırtınanın yolundan 2017’ye hazırlanıyoruz!"
15-16 Haziran etkinlikleri
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi'ne dair - 3
“Mücadelemize devam edeceğiz!”
LYS karşıtı şenlikler gerçekleştirildi
Karanlığa karşı geleceğiz ve değişecek dünya!
Liselerde protestolar sürüyor: “Hep birlikte sırtımızı dönelim”
Piyasacı eğitimi durduralım!
İngiltere’de Brexit Referandumu ve kapitalizmin korkusu
Venezuela’da Amerikancı sağın referandum hamlesi
Rakka-Menbiç operasyonu ve Kürt halkını bekleyen tehlikeler
14 Haziran’da Fransa’da milyonlar sokaklardaydı
“Karanlığın en zifiri olduğu an, aydınlığa en yakın olan anıdır!”
Clara Zetkin proleter kadınların devrim mücadelesinde yaşayacak
Enternasyonal proleter edebiyatın usta kalemi: Maksim Gorki
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi'ne dair - 3

Yeni 15-16 Haziran'lar için...

Z. Kaya

 

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi, tabandan gelen basıncın etkisiyle eylem kararları alan, ancak direnişin militan karakteri kendi bürokratik reformist ufkunu aştığı yerde gericileşerek direnişe ihanet eden sendikal bürokrasinin hamleleri ile bitirildi. Ardından ise işçi sınıfı bu ihanetin gücünü arkasına alarak saldırganlaşan burjuvazinin yeni hamleleri ile karşı karşıya kaldı.

Sıkıyönetim dönemi: tutuklamalar, işten atmalar…

Sıkıyönetimin ilan edilmesi ile beraber sendika binaları basılmaya, öncü işçiler tutuklanmaya başlandı. Yine TİP ve DİSK bürokratlarınca sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu yüksek sesle dillendirilse de burjuvazinin ihtiyacı neyi gerektiriyorsa o hayat bulmaya devam etti. Böylece tüm itirazlara karşın sıkıyönetim sayısız bildirgesi ile işçi sınıfını kontrol altına almaya çalıştı.

İşten atma saldırısı da aynı anda devreye konuldu. Kesin sayılar bilinmemekle beraber direnişe katılan fabrikalardan Sungurlar ve Haymak’tan 150, BMC ve Çelik Montaj’dan 300, Derby Lastik’ten 104, MAN’dan 546, Uzer Traktör’den 200 işçi, ayrıca direnişe kendi havzalarında destek veren İzmir Aliağa’dan 480, Adana Boss’tan 140 işçinin aralarında olduğu binlerce işçi işten atıldı. İşçi kıyımının yaşandığı ve işten atılan işçilerin “fiş”lenerek bir daha iş bulamadığı o günlerde DİSK yaşananlara sessiz kaldı.

Tutuklananlar arasında da işçiler bulunuyordu. Otosan’dan 45, Sungurlar’dan 25, Haymak’tan 19 işçinin aralarında bulunduğu onlarca işçi de askeri mahkemelere çıkarılarak askeri cezaevlerine konuldu. Açılan davalarda sendika yöneticileri, işçiler ve direnişe destek veren Dev-Genç üyesi öğrenciler yer aldı. Sıkıyönetimin kalkmasının ardından sivil mahkemelere taşınan davalarda “sanık” lardan çoğu beraat etti.

Direnişin ardından…

15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi Türkiye işçi sınıfının tarihine onurlu bir sayfa ekler ve burjuvazinin korkularını kabartırken aynı zamanda Türkiye sol hareketini de sarsmayı başardı. H. Fırat’ın satırlarında direniş sonrasında sol hareketin tablosu şöyle değerlendiriliyor:

15-16 Haziran Direnişi, yalnızca burjuvaziye değil -ki o gerçekte işçi sınıfını zaten yeterince ciddiye alıyordu-, fakat özellikle sosyalizm adına konuşan revizyonist akımlara da işçi sınıfının varlığını, gücünü, devrimci enerjisini, militan karakterini yeterli açıklıkta gösterdi. Bununla da kalmadı, sol adına bel bağlanan burjuva kurumların gerçek niteliğini de gözler önüne serdi. Hiçbir ideolojik çaba, parlamento ve ordu konusundaki gerici hayallere 15-16 Haziran Direnişi'nden daha kesin, etkili ve sonuç alıcı darbeler indiremezdi. Devrimci sınıf pratiğinin parlamenter ve darbeci gerici teoriler için çaldığı ölüm çanını, 12 Mart askeri darbesi kanlı icraatı ile kendi yönünden ayrıca tamamladı. Barışçıl geçişi savunanlar soluğu hapishanede aldılar. Sermaye ordusuna bel bağlayanlar onun ‘balyoz’unu yediler, zulmüne uğradılar.”

İşçi sınıfı ise aldığı darbelere karşın örgütlü ve militan gücünün etkisiyle izin vermediği yasal değişikliklerin moral gücüyle de örgütlenmeye devam etti.

15-16 Haziran, sendikalar ve sınıfın komünist partisi

Sendikalar mesleki dar görüşlülüğü ve salt gündelik çıkarlara dayalı mücadele sınırlılığını bir yana bırakarak, bir bütün olarak sınıf çıkarları ve hedefleri için de mücadele etmek, bunun için de politik yaşamın tümüyle ilgilenmek, politik sorunların tümü karşısında işçi sınıfının devrimci tavrını takınmak zorundadırlar. Ancak böylece sınıfın gündelik çıkarlarıyla birlikte temel sınıf çıkarlarını da savunan gerçek sınıf örgütleri haline gelebilirler.

Fakat sendikalar bu işlevi hiçbir durumda kendiliğinden ve kendi kendine değil, fakat her zaman ancak devrimci sınıf politikasının egemenliği koşullarında ve devrimci sınıf partisinin yol göstericiliği altında hareket ettikleri sürece yerine getirebilirler. Bu olmadığı takdirde ve hele de burjuva politikasının egemenliği koşullarında, sendikalar sınıfın kitlesel örgütleri olarak tam tersi bir rol oynarlar; işçi sınıfını burjuvazi adına denetim altında tutmanın, düzene sağlamca eklemlemenin ve böylece devrimci sınıf mücadelesinden ve devrimden alıkoymanın etkili araçlarına dönüşürler.”

Yukarıdaki iki paragraflık alıntı 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi'nin yaşadığı handikabı da özetlemektedir aynı zamanda. Ayağa kalkan militan bir sınıf gerçekliği karşısında onu kucaklayarak ileri taşıyacak, kitlesel örgütlü gücüne politik önderlik edecek bir komünist partinin yokluğu 15-16 Haziran Direnişi’nin sendikal bürokrasi barikatını aşamamasının da nedenidir.

Yeni 15-16 Haziranlar için…

46 yıl sonra bugün işçi sınıfı yine kendi maddi varlığını tehdit eden saldırılarla yüz yüze bulunmaktadır. Elbette ki 15-16 Haziran’ı yaratan toplumsal koşullar ve işçi hareketinin kabaran yükselişi sayesindedir ki sendikal bürokrasinin uğursuz rolüne ve sınıfın komünist partisinin eksikliğine karşın işçi sınıfı saldırıları göğüslemeyi başarmıştır. Ve 15-16 Haziran halihazırda Türkiye işçi sınıfının tarihinde militan ve kitlesel karakteri ile aşılmayı bekleyen bir eşik oluşturmuştur.

Bugün de Türkiye işçi sınıfı azımsanmayacak bir deneyim biriktirmektedir hanesinde. Fabrika önü direnişlerinden Tekel’e, Greif’ten Metal Fırtınası’na dek sınıf karşılaştığı saldırılar karşısında örgütlenmek ve direnmek yolunu tutmaktadır. 46 yıl sonra bugün, yeni 15-16 Haziranlar’ın yaşanmaması için hiçbir neden yoktur. Evet, sendikal bürokrasi büyük bir engel olarak sınıfın önünde yükselmekte, burjuvazinin ideolojik saldırıları sınıfın kendi bağımsız devrimci tutumunu geliştirmesini önlemektedir. Ancak bugün 46 yıl önce olmayan yegâne olgu vücut bulmuştur. O da sınıfın komünist partisidir.

Sınıf devrimcileri yeni 15-16 Haziran’ları yaratmak adına işte bu olgudan aldıkları güçle sınıfın örgütlenmesi ve siyasallaşması önünde bulunan engelleri aşması için sınıfın içinde mücadeleyi ilmek ilmek örmeye devam edecektir.

Kaynakça:

- 15-16 Haziran ve sol hareket,
H. Fırat, tkip.org

- Sendikalar ve sınıf mücadelesi,
H. Fırat, tkip.org

- İşçi Sınıfı Sendikalar 15-16 Haziran, Turgan Arınır-Sırrı Öztürk, Sorun Yayınları

 
§