20 Kasım 2015
Sayı: KB 2015/43

Fransa katliamı emperyalizmin kirli ve kanlı yüzüdür
Dinci iktidarın “Milli birlik ve beraberlik projesi” çökmeye mahkumdur
Kahrolsun sömürgecilik, Kürt halkına özgürlük!
Sıkıyönetimin ilk 5 günü: 2 ölü, 12 yaralı
Sahte gündemlerle gerçekleri karartmaya çalışıyorlar
“İstikrar” AKP ile gelemiyor!
Ekonomik ve sosyal yıkım programına karşı topyekûn mücadeleye!
İşsizlik kapitalizmin doğal ve kaçınılmaz bir sonucudur
MİB MYK Kasım Ayı Toplantısı
DEV TEKSTİL Kasım Ayı GMYK toplantısı gerçekleşti!
IFF Aroma’da direnişin 67. gününde eylem
Ekim Devrimi’nin öncesi ve sonrasında kadın çalışması deneyimleri
Kapitalizm öldürür; yaşamak için sosyalizm!
İşçi-emekçi kadın sorunu üzerine
Emekçi Kadın Komisyonları faaliyetlerinden...
Paris katliamı üzerine
AB’nin “Göçmen Krizi” ve kapitalizmin karanlık yüzü
Suriye’de “siyasi geçiş süreci”
Gençlik geleceği için kavgaya!
YÖK açıkladı: Gençler boş yere ümitlenmesin!
Kendi davan için dövüşmezsen, ölürsün başkalarının davası için
Yeni Greifler, yeni metal fırtınaları ile sınıfın Haziranları'na hazırlanmak
Zorbalığa karşı tek kurtuluş yolu devrimci sınıf mücadelesini yükseltmektir!
Alaattin'e...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

YÖK açıkladı: Gençler boş yere ümitlenmesin!

 

YÖK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman pedagojik formasyon kontenjanını %10 düşürdüklerini ve sadece 15 bin kontenjan açacaklarını duyurdu.

Üniversitelerde Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencileri bir süredir YÖK’ten gelecek olan pedagojik formasyon haberini bekliyorlardı. Üniversitelerin açılmasından bu yana neredeyse 2 ay geçmesine rağmen YÖK bu konuda henüz bir açıklama yapmamıştı. Düzenin en “istikrarlı” kurumlarından biri olan YÖK nihayet sessizliğini bozdu ve “gençlere gelecek yok” dedi.

NTV’nin sorularını yanıtlayan YÖK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman pedagojik formasyon kontenjanını %10 düşürdüklerini ve sadece 15 bin kontenjan açacaklarını duyurdu. “Gençleri boşuna ümitlendirmek istemiyoruz” derken hala öğretmen olabilmek için KPSS kapısında bekleyen ve atanamayan 400 bin öğretmen adayını hatırlatan Mehmet Şişman, gelecek dönemlerde eğitim fakültelerinin ikinci öğretim programlarını kapatacaklarını, ileriki yıllarda ise pedagojik formasyon alabilmek için lisans üstü eğitimi zorunlu tutacaklarını duyurdu.

Eğitimin niteliği düşüyor

Öte yandan, yüksek lisans eğitiminin niteliğini düşürerek istihdam edemediği on binlerce öğrencinin eğitim hayatını uzatma eğiliminde olan sermaye düzeni, bunun ilk adımlarını yüksek lisansta çoğu üniversitede yabancı dil sınavlarını kaldırarak atmıştı. Bugün “eğitimcilerin niteliğini arttırmak” bahanesi altında ise istihdam edemediği Fen-Edebiyat Fakültesi bölümündeki on binlerce öğrencinin eğitim hayatını uzatmayı amaçlıyor. Yüz binlerce öğretmen adayı atanmayı beklerken bu sorunu, adeta hasıraltı ederek eğitimin niteliğinin daha da düşmesi sorununa yol açma eğilimindeler.

Parlak” gelecek yalnızca “girişimci” gençlere, işçi-emekçi gençliğe değil!

Bunların ötesinde, işçi gençlerin zaten ağır sömrüye maruz kalmalarının yanında, üniversite sonrasında kamuda çalışacak gençleri de pek “parlak” bir gelecek beklemiyor. Son dönemde yeni bir kamu iş yasasını gündemine alan sermaye düzeni, kamu emekçilerinin iş güvencesini hedef alarak kadroları boşaltma derdinde. KESK’in açıkladığı son araştırmalara göre kamuda sözleşmeli personel sayısı son 3 yılda %67 oranında arttırılırken kadrolu personel sayısı hep yerinde sayıyor. Sermaye düzeni bütün iş alanlarında taşeronlaşma saldırısını sürdürürken kamuda bunu “sözleşmeli personel” adıyla yapıyor.

Kısacası işçi, emekçi gençliğin geleceğini hiç de bahsedildiği gibi parlak günler beklemiyor. O parlaklık yalnızca vaatlerinde yer bulduğu üzere “girişimci”, sermayenin çıkarlarını düşünen az sayıda genç için geçerli...

 

 

 

 

Mersin Üniversitesi’nde
mücadele büyüyor

 

13 Kasım günü Mersin Üniversitesi’nde, Silvan’da yaşanan sermaye devleti terörü ile ilgili eylem gerçekleştirildi. Saat 11.00’den 12.00’ye kadar alkışlar ve sloganlarla toplanılmasının ardından kitle ilerici, devrimci kurum ve öğrencilerin de katılımıyla yürüyüşe geçti.

Uğur Oral Kültür Salonu’nun önünde çevik kuvvet ekipleri tarafından kitlenin önüne barikat kuruldu. Polis barikatı öğrenciler tarafından iki taraflı kuşatılarak, sloganlarla polisin üniversitede olmasına tepki gösterildi. Yapılan tartışmalar sonucunda polis geri çekilmek zorunda kaldı ve kitle rektörlük binasının önündeki Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Devrim şehitleri için saygı duruşu gerçekleştirilerek basın açıklaması yapıldı. 5 dakikalık oturma eyleminin ardından eylem sonlandırıldı.

16 Kasım günü YÖK’ün formasyona dair “Gençler ümitlenmesin” açıklaması Mersin DGB’nin afişlerle yürüttüğü çalışma sonrasında yürüyüş yapılarak protesto edildi. Saat 11.30’dan 12.00’ye kadar sloganlar ve ajitasyonlar ile öğrencilere çağrı yapıldı. Ardından, yüz kişiye yakın bir katılımla öğrencilerin yoğun olduğu kafelerden ve merkezi yemekhaneden ajitasyonlarla rektörlük önüne yürünerek basın açıklaması yapıldı.

Ertesi gün de, Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğrencileri başlattıkları eylem ve etkinliklerine devam ettiler. Sabah üniversitenin bir çok alanını yazılama ve afişlerle donatan DGB’liler saat 11.30’da Fen Edebiyat Fakültesi’nin önünde toplanılmasını beklediler. Ardından fakülteler ve yemekhaneler dolaşılarak rektörlük önüne yüründü.

DGB bütün eylemlere katılarak aktif rol oynadı.

Kızıl Bayrak / Mersin

 

 

 

 

İstanbul Üniversitesi'nde
devlet terörü sürüyor

 

İstanbul Üniversitesi’nde siyasal faaliyete yönelik polis terörü devam ediyor. 12 Kasım günü Genç Sen tarafından G20 ile ilgili olarak asılan afişleri bahane eden polis üniversite yönetiminin ‘afiş yasağı’nı saldırılarına dayanak yaparak 3 öğrenciyi gözaltına aldı.

16 Kasım günü Merkez Kampüs’te afiş yapılmasının ardından saldırıya geçen polis, buradaki afişleri söktü. Saldırı üzerine devrimci ve ilerici öğrenciler Edebiyat Fakültesi’ne geçerek buraya afiş yaptılar.

Edebiyat Fakültesi’ne giderek saldırısını sürdüren polis, fakültedeki afişleri söktü. Ancak gözaltı yapmak isteyen polisler öğrencilerin direnişi karşısında kimseyi gözaltına alamadan çekilmek zorunda kaldı.

Diğer yandan Hukuk Fakültesi'nde yapılacak “özyönetim” konulu panele polisin izin vermeyerek saldırı gerçekleştirdiği belirtildi. HDK Sözcüsü Sebahat Tuncel ve DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in de katılacağı panele saldıran polisin gözaltı yaptığı bildirildi.

Ertesi gün afiş yasaklarına ve saldırılara karşı yapılan ortak afişleri bahane eden ve afiş yasağını gerekçe gösteren polis öğrencilere saldırdı.

Yasaklara ve saldırılara karşı toplanan dilekçelere öğrenciler tarafından ilgi yoğun olurken birçok öğrencinin saldırılara tepki gösterdiği gözlendi.

18 Kasım günü polis Edebiyat Fakültesi'ndeki ortabahçede DGB, Gençlik Muhalefeti ve BirGün standına saldırarak en az 4 kişiyi gözaltına aldı. Saldırının ardından toplanan devrimci ve ilerici öğrenciler dekanla görüşmek için Dekanlık’a gittiklerinde, “dekanın derse girdiği” ve “komisyon toplantısına katıldığı” yönünde çelişik yanıtlar aldılar.

DGB’den afiş ve yazılama

“Afiş yasağı” ve polis terörüne karşı devrimci faaliyeti ısrarla sürdüren DGB ise afiş yapmaya devam etti. Afişlerin tutkalla yapıştırılması nedeniyle, ÖGB’ler elle sökemeyince kazımak zorunda kaldılar. Aynı zamanda, DGB tarafından üniversite içine yapılan “Katil polis” ve “işbirlikçi ÖGB” yazılamaları sivil polisler tarafından kapatıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 
§