23 Ekim 2015
Sayı: KB 2015/40

Düzenin seçim oyununda son hafta
Sokağa, eyleme, direnişe!
Hep aynı eşgal!
Kriz mücadele dinamiklerini güçlendiriyor
Seçimler, HDP ve sol hareket
Devrim mi reform mu?
İşçi sınıfı “anda yaşayan geçmiş”in tortularını sırtından atmalıdır!
Genel kurulda eleştiriye tahammülsüzlük
Birleşik Metal-İş Gebze Şubesi Genel Kurulu
Gürmak Amortisör'de direniş ve kıyım
B/S/H işçilerinden adliye önünde eylem
Ereğli OSB’de ‘infial’ yaşanıyor
Yeni dönem, devrimci sınıf hareketi ve devrimci parti
Dünyadan eylemler
Avrupa DGB 1. Genel Kurulu gerçekleştirildi
DGB Türkiye Meclisi Ankara’da toplandı
Sandıklar değil, çare SİZsiniz!
Siyasal tablo üzerine söyleşiler
Ankara Katliamı’nda yitirilenler uğurlandı
Ankara’da katledilenler anıldı
Sosyal-şovenizmin günümüzdeki adı - D. Yusuf
Hapishaneler ve devrimci mücadele
Hapishaneler’de hasta tutsaklar katlediliyor!
"Kanlı Pazar"dan Kanlı Cumartesi’ye...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Katliamcı düzenin seçim aldatmacası devam ediyor!

Sandıklar değil, çare SİZsiniz!

 

Karşımıza yine yeni bir seçimle çıkıyorlar. 7 Haziran’da ortaya çıkan sonuçları beğenmeyen Kaçak Saray’ın efendileri o çokça övdükleri “milli iradeyi” yok saydılar. Kirli ve kanlı bir savaş ortamı yaratarak önümüze tekrar bir seçim koydular. 7 Haziran ve sonrasında yaşananlar bir kez daha gösterdi ki, Türkiye’de işler başka türlü yürüyor. Katliamcı devlet gerçek yüzünü Suruç’tan sonra Ankara’da da gösterdi.

Katliamcı bir düzen ve devlet gerçeğiyle karşı karşıyayız. Ortalama olarak her gün 5 kadının katledildiği bir ülkede yaşayan biz kadınlar bu gerçeği gayet iyi biliyoruz. Kürt halkı, en çok da kadınlar, son dönemde dozu giderek artan bu saldırılardan daha fazla etkilenmektedir. Sadece ülke içinde değil dışarıda da kirli savaş politikaları uygulanıyor. Suriye’ye yapılan emperyalist müdahalenin faturasını yine halklar ama en çok da kadınlar ödüyor.

Böylesi bir düzen gerçeğinde önümüze seçim sandıkları konuluyor. Soruyoruz; seçim sandıkları hangi sorunumuzu çözdü? Soruyoruz; meclis denilen yerde, başta biz kadınlar olmak üzere işçi ve emekçilerin hakları ile ilgili iyi bir yasa hiç çıktı mı? Emekçi kadınların çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirecek -örneğin kreş hakkı gibi- önlemler hiç gündeme geldi mi? Kadına yönelik şiddetin %1400 arttığı bu ülkede meclisten kadına yönelik şiddeti durduracak kararlar çıkıyor mu? Elimizde ancak dişe diş mücadele ederek kazanılan bir takım haklarımız var. Ama görüyoruz ki, meclis bunları geliştirmek, iyileştirmek için değil kısıtlamak için mesai yapıyor.

Onlara verilecek oyumuz yok,
sorulacak hesabımız var!

Yine gelip bizden oy isteyecekler. Daha fazla kan ve gözyaşı, daha fazla yoksulluk ve açlık olarak faturası bizlere kesilen bu kirli savaşı yürütmek için bizden oy isteyecekler. Onların sarayları zenginleşsin, lüks yaşamları sürsün, bizlerin sömürüsü ve yoksulluğu devam etsin diye mi oy vereceğiz? Ya da katliamlarını, yolsuzluklarını aklasınlar diye mi?

Düzen partilerine verilecek her oy ırkçılığın, ayrımcılığın daha fazla artmasıdır. Onlara verilecek her oy, son dönemde Cizre’de, Silopi’de, Suruç’ta, Ankara’da gördüğümüz gibi kurşun ve bomba demektir. Onlara verilecek her oy, bir köleden farksız olan yaşamlarımızın devamıdır. Kadın cinayetlerinin, taciz ve tecavüzlerin “iyi hal indirimi” ile ödüllendirilmesidir. Onlara verilecek her oy yeni Somalar, Ermenekler demektir. Onlara verilecek her oy sömürü üzerine kurulu bu düzene verilen onay demektir.

Sandıklar değil, çare SİZsiniz!

Seçimler bir aldatmacadır. Seçim sandığı diye önümüze konulan, bu düzende sömürücülerin geçim sandığıdır. İşte bu nedenle seçim sandıklarından bizlere iyi bir gelecek çıkmayacak. Güzel, güvenceli bir gelecek ancak bizlerin mücadelesiyle mümkündür. Sahte vaatlere değil, kendi örgütlü gücümüze güvenelim. Tıpkı Gezi Parkı vesilesiyle başlayan Haziran Direnişi’nde olduğu gibi… Tıpkı Greif işçilerinin, tıpkı metal işçilerinin verdiği direnişteki gibi… Tıpkı gerici IŞİD çetelerinin karşısında direnen Kürt kadınları gibi...

Onlar çare diye önümüze seçim sandıkları koyuyorlar. Emperyalist savaşlara, şiddete, sömürüye, yoksulluğa, her türden gericiliğe karşı tek çare seçim değil, DEVRİM’dir. Sırtımızdan geçinen, emeğimizi, bedenimizi sömüren bu düzen ancak böyle yıkılır. Gerçek ve kalıcı çözümün yolu ise sosyalist işçi-emekçi cumhuriyetinden geçmektedir. Emekçi Kadın Komisyonları olarak çağrımız şudur: Katliamcı düzenin seçim aldatmacasını değil, yaşamak için sosyalizmi seçin!

Emekçi Kadın Komisyonları

 

 

 

 

Sınıf devrimcileri emekçileri mücadeleye çağırıyor

 

Sınıf devrimcileri, İstanbul’un Esenyurt, Kartal ve Küçükçekmece bölgelerinde yürüttükleri faaliyetlerle işçi ve emekçiler ile gençliği mücadeleye çağırdılar.

Kartal

16 Ekim Cuma gününden itibaren her gün Kartal’ın yoğun geçiş noktası olan Bankalar Caddesi’nde stand açılarak Kızıl Bayrak gazetesinin son sayısı emekçilere ulaştırıldı. Ankara’da yaşanan katliam teşhir edildi.

19 Ekim Pazartesi günü Kartal merkezde, “Ne seçim ne meclis çözüm devrimde kurtuluş sosyalizmde!” ve “Haramilerin saltanatını yıkacağız! sosyalizmi kuracağız!” şiarlı BDSP afişleri yapıldı. Kartal merkezdeki çeşitli noktalara “Ankara’nın hesabı sorulacak!”, “Ankara’yı unutma unutturma!”, “Haramilerin saltanatını yıkacağız, sosyalizmi kuracağız!” şiarlı BDSP yazılamaları yapıldı. Ayrıca Liselilerin Sesi dergisininin tanıtımını yapan ve liseli gençliği Devrimci Liseliler Birliği saflarına çağıran afişler yapıldı. “Bir tek kurtuluş var; Devrim!”, “Yolumuz işçi sınıfının yoludur!” şiarlarının olduğu afiş çalışmasında, Haziran Direnişi’nde ölümsüzleşenlerin ve staj eğitimi aldığı sırada Filli Boya’da elektrik akımına kapılarak can veren meslek lisesi öğrencisi Oğuzhan Çalışkan’ın fotoğrafları asıldı. Soma’da yaşanan işçi katliamıyla ilgili fotoğraflar da afiş çalışmasında yer aldı.

Esenyurt

18 Ekim günü sınıf devrimcileri, Esenyurt Köyiçi, Balıkyolu, Yeşilkent Mahallesi güzergahlarına BDSP'nin seçim afişlerini astı. Aynı güzergaha BDSP imzasıyla “Reyhanlı, Roboski, Diyarbakır, Suruç, Ankara katliamlarının hesabı sorulacak”, “Katil devlet hesap verecek”, “Çözüm devrimde barış sosyalizmde”, “Eşitlik, kardeşlik, gönüllü birlik! Kürt halkına özgürlük” yazılamaları yapıldı.

Afiş ve yazılamalar sırasında işçi ve emekçilere Kızıl Bayrak gazetesinin son sayısı da ulaştırıldı.

Küçükçekmece

19 Ekim günü Sefaköy metrobüs çıkışında “Çözüm ne seçimde ne sermaye diktatörlüğünün parlamentosunda! Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!” başlıklı BDSP bildirileri dağıtıldı. Ayrıca Kızıl Bayrak’ın son sayısı da işçi ve emekçilere ulaştırıldı.

Kızıl Bayrak / Kartal-Esenyurt-Küçükçekmece

 
§