24 Temmuz 2015
Sayı: KB 2015/28

Suruç’ta katleden sermaye devletidir
IŞİD: Emperyalistlerle suç ortaklarının kanlı yüzü!
Suruç’ta katliam: 31 ölü, onlarca yaralı...
TKİP, katliamı lanetlemeye ve devrimci dayanışmayı büyütmeye çağırıyor
Toplumsal muhalefetten katliama tepki açıklamaları
Suruç katliamı ülke genelinde protesto edildi
Suruç şehitleri uğurlandı
Halkların birleşik devrimci direnişini büyütmeye!
Yolsuzluk pisliğini devrim temizler!
Polis cinayetlerine ‘tahrik’ teşviki
Katliamcılık bu devletin mayasında var - H. Fırat
Şanlı mücadelemiz 3. ayı geride bıraktı!
Direnişler karşısında devlet taarruzda!
“Türk Metal çetesinden hesap sor, istifa et!”
Karayollarında taşeron köleliği sürüyor!
DEV TEKSTİL Genel Kurulu gerçekleştirildi
Birleşik Metal-İş seçenek midir?
BYUAŞ işçilerinden Nihat Yurdakul’a sorular
Ağır ve uzun çalışma koşulları, düşük ücretler
Krize karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm
Avrupa’da Suruç katliamı lanetlendi!
Cudi yandı, devlet görmedi
Her şeye karşın hayatının son saatlerine kadar yazan şair: Vaptsarov
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yolsuzluk pisliğini devrim temizler!

 

Adı eski bakanlarla birlikte yaptığı yolsuzlukla anılan Rıza Sarraf’ın eski kuryesi, yolsuzluk çarkını ve devletin korumasını anlattı. Adem Karahan, bu konuda Cumhuriyet gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Adem Karahan yolsuzluk sarmalına ışık tuttu

Yurtdışına çıkardıkları altınlar konusunda itiraflarda bulunan Adem Karahan, “2012-2013 yılları arasında yurtdışına 200 ton altın çıkardık. O yıla kadar sadece para transferi yapılıyordu. 1 yılda eski para ile 18 katrilyonluk altını yurtdışına çıkardık. Bu 18 katrilyonun yüzde 4’ü siyasilere yüzde 4’ü ise Sarraf’a kalıyordu. Ama işin asıl arkasında kim var bilmiyoruz” dedi.

Rıza Sarraf’ın kuryesi Adem Karahan gümrüklerde kendilerine verilen desteği de ortaya koydu. Karahan bu konuda şunları söyledi “Altınların bulunduğu sandıkların üzerindeki mühürler sökülerek gümrük memurları tarafından yeni mühür vuruluyordu. Memurlar karşılığını da bizzat Sarraf’tan alıyordu. Hatta bir gümrük memurunun yakını bizim şirkette şofördü.”

2012-2013 yılları arasında yurtdışına altın taşımacılığını, 22’şer kişiden oluşan iki ayrı grubun yaptığını belirten Karahan “Bir grup akşam 19.30’da uçakla 500 kilo altın çıkarıyor, diğer grup da gece 24.00 ve sonrasında 500 kilo altın çıkarıyordu. Yani her gün toplamda 1 ton altın çıkışı yapılıyordu. Pazar günleri hariç hemen hemen her gün bu işler tekrarlanıyordu. 1 yıl içinde yurtdışına 200 ton altın çıkardık” dedi.

Rıza Sarraf’ın AKP iktidarının desteği ile gümrük memurlarını da satın aldığını belirten Adem Karahan açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Gümrük memurlarının olan bitenden haberi vardı. Havalimanı girişinde bizi karşılıyorlardı. Faturaları onlara gösteriyorduk ve onlar da altınları ilk aldığımız yerde sandıklara vurulan mühürleri söküp yeni mühür vurarak kontrollerini yapıp çıkışlarımızı gerçekleştiriyordu. Tabii gümrük memurları da verdikleri hizmetin karşılığını aldıkları için sıkıntı yapmıyorlardı. Bizzat Rıza Sarraf tarafından memurların avantaları ödeniyordu...”

Yolsuzluk düzenini korumaya alan AKP iktidarı

Yolsuzluk operasyonu AKP iktidarını sarstı. Zira operasyonun ipi Bakanlar Kurulu’na kadar uzanıyordu. Zira üç bakanın oğlu yolsuzluk operasyonu çerçevesinde gözaltına alınmıştı. Tutuklananlar arasında iki bakanın oğlu da vardı. Ayrıca devletin bütçe açığını giderdiğini söyleyen, bakanları ve oğullarını rüşvete boğan Rıza Sarraf’ın etrafındaki çember de daralmıştı. Rıza Sarraf’ın konuşması durumunda yolsuzluk sarmalı Recep Tayyip Erdoğan’a ve ailesine kadar uzanacaktı.

AKP tehlikeyi gördü. Rıza Sarraf ve yolsuzluk düzenini koruma altına aldı. AKP iktidarı, operasyona yönelik önlemleri hızla almaya başladı. Önce soruşturmayı yürüten savcının yanına yeni iki savcı verdi. Ardından Gülen cemaati ile ilişkili olduğu düşünülen soruşturmaya nezaret eden kolluk amirleri başka görevlere atandı ya da kızağa çekildi. Boşalan yerlere de yeni atamalar yapıldı.

AKP ve ebedi şefi Tayyip Erdoğan, rüşvet ve yolsuzluk düzeninin Rıza Sarraf türünden temsilcileriyle ilgili olarak sorulan soruları cevaplamak yerine, ne denli önemli yatırımlar yaptıklarını ve ekonominin büyüdüğünü anlatmayı tercih etti. Oysa yolsuzluğun engeli, ya da panzehiri ne yatırımlardı, ne de ekonominin büyümesiydi.

AKP iktidarı döneminde ekonomi neredeyse aralıksız büyüdü. Bu büyüme sonucunda burjuvazi palazlandı. İşçi ve emekçilerin ise yoksulluğu ve sefaleti ayyuka çıktı. Ekonominin büyümesiyle doğru orantılı olarak rüşvet ve yolsuzluk ayyuka çıktı.

Ekonomik büyüme ile yolsuzluk ve rüşvetin katlanarak artması arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Yolsuzluk ve hırsızlık yapan Sarraflara verilen destek AKP ile sınırlı değildir. Zira kapitalizm yolsuzluktan beslenir.

Yolsuzluğun kaynağı kapitalizm!

Rıza Sarraf’ın kuryesi Adem Karahan’ın yaptığı açıklamalar yolsuzluğun, hırsızlığın kaynağı olan sermaye düzeni gerçekliğine bir kez daha ışık tutmuştur. Emekçiler yolsuzluğun, hırsızlığın üretim merkezi olan kapitalist düzenle hesaplaştığı oranda yolsuzluk-hırsızlık düzeninin baronlarının yüreğindeki korku büyür.

Emperyalizme bağımlı olan kapitalist Türkiye’de dünden bugüne hükümet olan tüm siyasi partiler gırtlaklarına kadar yolsuzluk batağına battılar. Hükümetler yolsuzluk ekonomisi ile hem hizmetinde oldukları burjuvazinin serpilmesine, hem de düzen siyasetçileri ve bürokratlarının zenginleşmesine çanak tuttular. Düzen partileri yolsuzluk düzenini güçlendirdikleri oranda sermayedarlar tarafından desteklendiler.

Eşitsizliği, adaletsizliği, yolsuzluğu, hırsızlığı üreten toplumsal sistemin adı kapitalizmdir. Kapitalizm sömürü, eşitsizlik, yolsuzluk, hırsızlık zemininde güçlenir. Bir taraftan işçi sınıfının emeği gasp edilir, öte yandan eşitsizlik ve adaletsizlik derinleştirilir. Bir yanda bir elleri yağda, bir elleri balda kapitalistler; öte yanda sefaletin kör kuyusunda yaşayan emekçiler! İşçiler, emekçiler hırsızlık-yolsuzluk düzenine, sermaye düzenine karşı mücadeleyi büyütmedikleri sürece, düzen içi çatışmanın bedelini ödemek zorunda kalırlar.

Ülkemizin, dünyanın yeraltı ve yerüstü tüm zenginliklerini yağmalayan, hırsızlığı, yolsuzluğu, talanı meşrulaştıran kapitalizme ve kapitalist çarkın icracısı Rıza Sarraflar'a karşı emekçilerin mücadelesi büyüdükçe yolsuzluk, hırsızlık, talan yapanlar korkulu rüyalar görmeye başlarlar. Ancak emekçilerin mücadelesi ile yolsuzlukların faillerinden hesap sorulabilir. Yolsuzluk ve hırsızlık pisliğini, yolsuzluk ve hırsızlık düzeni olan kapitalizmi kalıcı olarak devrim temizler.

 
§