24 Temmuz 2015
Sayı: KB 2015/28

Suruç’ta katleden sermaye devletidir
IŞİD: Emperyalistlerle suç ortaklarının kanlı yüzü!
Suruç’ta katliam: 31 ölü, onlarca yaralı...
TKİP, katliamı lanetlemeye ve devrimci dayanışmayı büyütmeye çağırıyor
Toplumsal muhalefetten katliama tepki açıklamaları
Suruç katliamı ülke genelinde protesto edildi
Suruç şehitleri uğurlandı
Halkların birleşik devrimci direnişini büyütmeye!
Yolsuzluk pisliğini devrim temizler!
Polis cinayetlerine ‘tahrik’ teşviki
Katliamcılık bu devletin mayasında var - H. Fırat
Şanlı mücadelemiz 3. ayı geride bıraktı!
Direnişler karşısında devlet taarruzda!
“Türk Metal çetesinden hesap sor, istifa et!”
Karayollarında taşeron köleliği sürüyor!
DEV TEKSTİL Genel Kurulu gerçekleştirildi
Birleşik Metal-İş seçenek midir?
BYUAŞ işçilerinden Nihat Yurdakul’a sorular
Ağır ve uzun çalışma koşulları, düşük ücretler
Krize karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm
Avrupa’da Suruç katliamı lanetlendi!
Cudi yandı, devlet görmedi
Her şeye karşın hayatının son saatlerine kadar yazan şair: Vaptsarov
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Suruç şehitleri uğurlandı

 

Suruç’ta IŞİD çetesinin SGDF’ye yönelik bombalı saldırısında yaşamını yitirenler, toprağa verildi. Türk sermaye devleti aileleri tehdit ederek bazı cenazeleri kaçırdı ve kitlesel katılımı engelledi. Ancak cenazelerin büyük kısmı on binlerin öfkeli sloganları ile toprağa verildi.

21 Mart günü, Murat Yurtgül ve Emrullah Akhamur’un cenazeleri, Mardin’in Kızıltepe ilçesine getirildi. Kızıltepe girişinde yüzlerce araçlık konvoyun karşıladığı cenazeler, önce ailelerin evlerine ardından da Atatürk Mahallesi Mezarlığı’na götürüldü.

Cenaze töreninin ardından konuşan Emrullah Akhamur’un annesi Zahra Akhamur, “Ben oğlumun cenazesini arıyordum onlar benim üzerime gaz atıyorlardı. Umuyorum ki Emine’nin de ciğeri yanar. Onlar ancak DAİŞ’i beslerler” dedi.

Nazlı Akyürek ile Veysel Özdemir’in cenazeleri, Diyarbakır’da Pirinçlik mevkiinde karşılanarak kent merkezine getirildi. Nazlı Akyürek, 450 Evler semtindeki mezarlıkta, Veysel Özdemir’in cenazesi ise “Kahrolsun IŞİD!” sloganları altında Yeniköy Mezarlığı’nda toprağa verildi. Törenlere on binlerce kişi katıldı.

SYKP üyesi Uğur Özkan’ın cenazesi memleketi Cizre’de on binlerce kişi tarafından karşılandı. “İntikam!”, “Şehit namirin!” ve “Uğur yoldaş ölümsüzdür!” sloganlarının atıldığı törende katliamda yaşamını yitirenlerin posterleri ile PKK, KCK ve SYKP bayrakları taşındı. Cenaze HDP-DBP Cizre İlçe Örgütü önünden Cizre Asri Mezarlığı’na götürülürken halk kendi güvenliğini kendi sağladı. Ayrıca ilçede gün boyu kepenkler kapatıldı.

Törende konuşan SYKP Eş Genel Başkanı Necla Kurul, “Gençlerimiz özgür bir dünya için mücadele ettiler ve yaşamlarını yitirdiler. Her ölümden bir umut, bir Kobanê, bir Cizre, bir Gezi çıkar” ifadelerini kullandı.

Kasım Deprem ve Osman Çiçek’in cenazeleri, otopsi işlemlerinin ardından Antep Adlı Tıp Kurumu’ndan alınarak memleketleri olan Suruç’a getirildi. Suruç Devlet Hastanesi’nde bir araya gelen binlerce kişi, cenazelerle birlikte Ziyaret Yolu üzerinde bulunan Kobanê Şehitliği’ne yürüdü. “Anaların gözyaşları Erdoğan’ı boğacak!”,”Katil Erdoğan!” sloganlarını haykıran kitle cenazelerin toprağa verilmesinin ardından saygı duruşunda bulundu.

DTK Eş Genel Başkanı Selma Irmak, “DAİŞ, tüm yandaşları ve destekçileri, devlet güçleri ne kadar üstümüze gelirse gelsin bugün ve daha önce toprağa verdiğimiz binlerce yoldaşımızın mutlaka hesabını soracağız” dedi.

Erdal Bozkurt, Ağrı’nın Tutak ilçesi Surgöuçlü (Kanidrêj) Köyü’nde binlerce kişinin katılımıyla toprağa verildi. PKK, YPG bayrakları ve Bozkurt’un posterlerini taşıyan kitle “Bijî berxwedana YPG!”, “Katil DAİŞ işbirlikçi AKP!”, “PKK intikam!” sloganlarını attı.

HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir, şöyle konuştu: “Madem devlet halkımızın güvenliğini sağlamıyor o zaman biz kendi güvenliğimizi sağlayacağız. Yoksa DAİŞ çetesi elini kolunu sallayarak katliam yapmaktadır.”

22 Temmuz günü ise Cemil Yıldız, İsmail Şeker ve Duygu Tuna’nın cenazeleri, Gazi Mahallesi’nde kitlesel bir cenaze töreniyle uğurlandı. “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!” ve “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganlarını atan binlerce kişi, Gazi Cemevi’nden Eski Karakol’a yürüdü. Eski Karakol’da Duygu Tuna’nın cenazesinin getirilmesini bekleyen kitlenin sayısı on binleri bulurken cenazenin gelmesi ile birlikte yürüyüş başlatıldı. Gazi Cemevi’nden Cemil Yıldız, İsmail Şeker ve Duygu Tuna’nın cenazelerini alan on binlerce kişi, buradan Gazi Mezarlığı’na doğru yola çıktı. Yürüyüşte BDSP’nin de aralarında bulunduğu birçok ilerici ve devrimci kurum kendi flamaları ile yerlerini aldı.

Kitleyi mezarlık girişinde karşılayan MLKP milisleri, katliamın hesabının sorulacağını vurguladı ve tabutları devraldı. Yapılan son dini tören ve devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşunun ardından cenazeler, ağıtlar ve gözyaşları eşliğinde toprağa verildi. Cenazelerin toprağa verilmesinin ardından da konuşmalar yapılarak anma sona erdirildi.

Ece Dinç’in cenazesi için Haydarpaşa Numune Hastanesi’nin arka tarafında toplanıldı. “Suruç’un hesabı sorulacak!” sloganını haykıran kitle Karacaahmet Mezarlığı’na yürüdü. Şakirun Camisi’nde yapılan dini törenin ardından cenazenin toprağa verileceği yere gidildi.

Dinç’in mezarı başında yapılan anmada konuşan ESP Genel Başkanı Sultan Ulusoy, SGDF’lilerin Kobanê’ye Gezi’nin ruhunu götürmek istediklerine vurgu yaptı ve halkların kardeşliğinin en önünde yürüdüklerini söyledi.

Konuşmaların ardından anma sonlandırıldı. Yürüyüş ve anmaya BDSP ve DGB’liler de flamalarıyla katıldı.

Kitle içinde fark edilen bir sivil polis, uzaklaştırıldığı sırada çevik kuvvet saldırıya geçti ve kitleye plastik mermilerle saldırdı.

Ezgi Sadet ve Polen Ünlü’nün cenazeleri, Ümraniye’deki Ihlamurkuyu Cemevi’ne getirildi ve burada dini tören yapıldı. Cemevindeki dini törenin ardından Ihlamurkuyu’daki Çırçır Mezarlığı'na doğru sloganlarla yürüyüşe geçildi. Kortejin en önünde ise üzerinde karanfiller olan siyah bir pankart taşındı ve AKP’yi teşhir eden sloganlar atıldı. Sadet’in cansız bedeni daha sonra toprağa verildi.

Polen Ünlü’nün cenazesi ise Ensar Camisi’nde düzenlenen törenin ardından son kez ailesinin evine götürüldü. Anne Şennur Ünlü, burada yaptığı konuşmada “Dik durun. Şehit oldu kızım, herkes alkışlarla karşılıyor. Kim ne derse desin yavrumun arkasındayım. Gelen bütün gençler benim Polen’im” dedi.

Daha sonra Çırçır Mezarlığı’na görütürülen cenaze Sadet’in yanına gömüldü. SGD’li Şengül Bali, “Ezgi ve Polen her yerde gülüşünü gördüğümüz, her standda karşılaştığımız, her işe koşturan insanlardı” dedi.

Nazegül Boyraz’ın cenazesi için Gülsuyu Mahallesi’nde toplanan kitle Suruç şehitlerinin fotoğraflarının olduğu pankartla Gülsuyu Cemevi’ne yürüdü. Cemevi’nde yapılan törenin ardından Boyraz’ın cenazesi önce evinin önüne, ardından da Küçükyalı Mezarlığı’na götürüldü.

Cenazenin toprağa verilmesinin ardından söz alan ESP PM Üyesi Hacer Elçin, “Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak” dedi.

İngilizce Öğretmeni Süleyman Aksu’nun cenazesi, memleketi Yüksekova’ya getirildi. Sarı, kırmızı, yeşil bayrağa sarılan Aksu’nun naaşı, dini törenin ardından Orman Mahallesi’ndeki mezarlıkta toprağa verildi. Saygı duruşunun ardından konuşmalarla AKP gericiliğinin IŞİD çeteleriyle işbirliği ve katliamdaki rolü teşhir edildi.

Cebrail Günebakan’ın cenazesi Karakoçan’da binlerce kişi tarafından sloganlarla karşılandı. “Katil devlet hesap verecek!”, “Biji berxwedana Kobanê!” sloganları arasında HDP ilçe binası önüne getirildi.

Buradan da araçlarla konvoy oluşturularak Günebakan’ın köyü olan Kolukan Köyü’ne geçildi. Günebakan’ın naaşı sloganlarla defnedilerek anma sonlandırıldı.

Yunus Emre Şen’in cenazesi Van Büyükşehir Belediyesi garajından araçlarla konvoy oluşturularak Yenimahalle'deki Mahalle Meclis Derneği'ne getirildi. Burada binlerce kişi tarafından Şenðin cenazesi karşılanarak sloganlarla mezarlığa yüründü. Defin işleminin ardından katledilenler için saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşunun ardından yapılan konuşmalarla katliamın hesabının sorulacağı vurgulanarak anma sonlandırıldı.

Dersim’de Çağdaş Aydın’ı uğurlamak için binlerce kişi cemevi önünde toplandı. Aydın’ın kızıl beze sarılı tabutu, dedesi tarafından Zazaca dua okunmasının ardından omuzlara alındı. Üzerinde Suruç’ta katledilenlerin resimlerinin olduğu Dersim Halk Meclisi pankartının açıldığı yürüyüşte kızıl bayraklar taşındı.

Seyit Rıza Meydanı’nda yapılan anmanın ardından yüzlerce araçlık konvoyla cenaze Ovacık’a götürüldü. Aydın’ın cenazesi Ovacık’ın Çaxperi Köyü'nde toprağa verildi.

Ferdane Kılıç ve oğlu Nartan Kılıç, Bursa’da Şeyh Edebadi Camii’ne yapılan dini törenin ardından yüzlerce kişi tarafından Hamidiye Kent Mezarlığı’na götürüldü. Ferdane Kılıç’ın tabutu SKM ve Kafkasya bayrağına, Nartan Kılıç ise SGDF ve Kafkasya bayrağına sarıldı. Anne ve oğul Kılıç’ın toprağa verilmesinin ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Ferdane ve Nartan kardeşlerim de yoksulluk olmasın diye yaşamlarını mücadeleye adamıştı” dedi.

BDSP, HDP, Halkevi, ÖDP, Partizan ve DHF de anmada yerini aldı.

Kafkas Dernekleri Federasyonu Başkanı Yaşar Aslankaya ise cenazeyi sahiplenenlere Çerkes halkı adına teşekkürlerini sundu ve “Onlar onurlu bir şekilde mücadelelerini sürdürdüler” ifadelerini kullandı.

Cenazeler kaçırıldı

Büşra Mete, Nuray Koçak ve Aydan Ezgi Şalcı'nın cenazeleri ise polis baskısı altındaki aileler tarafından kaçırıldı. Nuray Koçak’ın ailesinin önce cenaze töreniyle ilgili olumsuz bir yaklaşımı olmazken daha sonra ise polis baskısı devreye girdi. Cenazenin Adli Tıp Kurumu’nun arka kapısından polisler tarafından çıkarıldığı ve Bursa’nın Mudanya ilçesine götürüleceği belirtildi.

SGDF’li Aydan Ezgi Şalcı’nın cenazesi de 21 Temmuz’da polis baskısı nedeniyle ailesi tarafından kaçırıldı. Şalcı’nın cenazesinin Ordu’nun Mesudiye ilçesinde toprağa verildiği bildirildi.

Büşra Mete’nin cenazesi de polisin aileye yaptığı baskıyla 21 Temmuz gecesi kaçırıldı. Mete’nin cenazesinin Pendik Yenişeyhli Mezarlığı’na defnedildiği belirtildi.

Koray Çapoğlu’nun cenazesine de katılım engellendi. Çapoğlu’nun cenazesi ailesi ve yakın akrabalarından oluşan yaklaşık 30 kişinin katılımıyla Trabzon’un Of ilçesindeki Yakıntaş Mahallesi’ndeki mezarlığa defnedildi.

 

 

 

 

Katliam üniversitelerde de lanetlendi

 

IŞİD çetesinin Türk sermaye devletiyle işbirliği içerisinde Suruç’ta gerçekleştirdiği katliam üniversitelerde de lanetlendi. Üniversitelerde eğitim-öğretim yaz döneminde devam ederken ODTÜ’den, Boğaziçi Üniversitesi’ne çeşitli üniversitelerde öğrenciler katliamı lanetleyen eylemler gerçekleştirdiler. Kocaeli Üniversitesi’nde ise katliamda yaşamını yitiren Hukuk Fakültesi öğrencileri Nuray Koçak ve Nazlı Akyürek şahsında tüm şehitler için 22 Temmuz günü bir eylem yapıldı.

Yapılan basın açıklamasına, ÖDP İl Başkanı Osman Bahçeci, EMEP İl Başkanı Arzu Erkan, Halkevleri Şube Başkanı Yaşar Seğmen, BES Şube Başkanı Gülizar Ateş, Yapı Yol-Sen Şube Başkanı Ethem Kartal, Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Erdal Karakuş, Kocaeli Üniversitesi öğrencileri ve bazı akademisyenler katıldı.

Yaklaşık 80 kişi, katliamda yaşamını yitiren KOÜ Hukuk Fakültesi öğrencileri Nuray Koçak ve Nazlı Akyürek’in fotoğrafının bulunduğu “Unutmayacağız hesap soracağız” yazılı pankartı yerleşkenin kapısına astı. Pankartın önüne katliamda yaşamını yitirenleri temsilen karanfil ve oyuncak bırakıldı.

Kocaeli Üniversitesi öğrencileri adına Çağan Yazıcı’nın yaptığı konuşmada ise ölenlerin sorumlusunun dinci terör örgütü IŞİD ve onu destekleyenler olduğu vurgulandı. Konuşmada “Arkadaşlarımız orada öldürülmeselerdi şimdi burada bizimle olacaklardı. Bizimle birlikte slogan atacaklardı. Hukuk Fakültesi’nin kütüphanesi kapatılmasın diye fakültenin önünde kitap okuma eylemi yapmışlardı. Hep bizimle birliktelerdi” ifadeleri kullanıldı.

 

 

 

 

DGB’liler hesap sormaya çağırdı

 

Suruç’ta SGDF üyelerine yönelik gerçekleştirilen kanlı saldırı sonrası Devrimci Gençlik Birliği (DGB), 20 Temmuz günü Ankara’da devrimci dayanışmayı büyütmeye, sokağa, eyleme, hesap sormaya çağırdı. “SGDF yalnız değildir!” diyen DGB’liler, hızla dayanışmayı örgütlemek için Kızılay’da afiş faaliyeti gerçekleştirdi. Akşam gerçekleşen eyleme de katılan DGB’liler, ertesi gün de Konur Sokak’ta açılan taziye çadırına ziyaret gerçekleştirdi. 22 Temmuz günü ise DGB ve DLB’liler farklı illerde katledilenlerin cenazelerinin uğurlandığı saatlerde Ankara’da Yüksel Caddesi’nde açtıkları standla devrimci dayanışmayı örgütledi. Genç devrimciler stand faaliyeti sırasında devrimci dayanışma çağrısını yükseltti. Ayrıca dağıtılan DGB bildirileriyle de Denizler’in ruhuyla mücadeleyi büyütme, başta Suruç olmak üzere Soma’dan Roboski’ye tüm katliamların hesabını sorma çağrısı yapıldı.

DGB’liler İzmir’de katliamın ardından yapılan eylemlere etkin bir şekilde katıldı. 22 Temmuz günü ise “Katilleri Tanıyoruz, Hesabını Soracağız!!!” şiarlı ozalitleri Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne ve Karşıyaka çarşıda belli noktalara asarak Suruç’taki katliamın hesabını sorma çağrısı yaptı. Ayrıca DGB’liler aynı şiarlı bildirileri de Karşıyaka iskeleden başlayarak ajitasyonlar eşliğinde İzban durağına kadar dağıtarak mücadele çağrılarını yükseltti.

İstanbul DGB ise 21 Temmuz günü Kadıköy’deki eyleme destek verirken 22 Temmuz günü İstanbul’un çeşitli semtlerindeki cenaze törenlerine katıldı.

 
§