29 Mayıs 2015
Sayı: KB 2015/21

Kazanmak için birlik, dayanışma, örgütlü mücadele!
Halk isyanlarından proleter isyanlara doğru
Sendika bürokratlarının paçaları tutuştu!
Bursa’dan gözlemler...
Kimi yönleriyle metal direnişi
Sermayenin kalbine inen balyoz!
Metalde bitmeyen kavga!
Renault’ta mücadele sürecek!
Metal direnişi eylemlerle selamlandı
Dayanışma çağrısı her yerde!
MESS-Türk Metal-polis tezgahı çöktü!
Gebze, İzmir, Mersin ve Kayseri’de protesto
İşçi sınıfının gözü kulağı Bursa’da, Kocaeli’de, Ankara’da, Eskişehir’de! - Av. Zeycan Balcı Şimşek
Fomara’da bir direniş türküsü
"Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm!"
Kahrolsun sermaye iktidarı! Yaşasın işçi-emekçi iktidarı!
Kocaeli'de devrimci faaliyete saldırılar sökmedi
İsraf ve yolsuzluğa çerez parası diyenlerden hesap soralım!
Emperyalist çakalların dansı: Elmau Zirvesi
Dünyada grevler, işgaller, gösteriler sürüyor.
Almanya'da grevler
Nüfuz savaşında kritik günlere doğru
Bir dönem geride kalırken...
Tecavüzcü düzenin "iyi hal" karnesi
Bacasız fabrika; futbol
Onurlu kavgamızın namuslu kalem işçileri
Nurhak şehitlerini mücadelemizde yaşatıyoruz! - B. Bahar
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tecavüzcü düzenin "iyi hal" karnesi

 

Hemen hemen hergün basına düşen haberlerle taciz ve tecavüzün bu düzenin fıtratında olduğu ortaya çıkmaktadır. Kan donduran son haber, Elazığ’ın Karakoçan ilçesine bağlı bir köyde, 15 yaşındaki kız çocuğunun 8 yaşından itibaren tecavüze uğramasıyla ilgili olarak aralarında 70 yaşındaki bir kişinin ve de öz ağabeyinin de bulunduğu 9 sanık hakkında “Nitelikli cinsel istismar” suçundan dava açılmasıyla gündeme geldi.

Ne yazıktır ki hemen hemen her gün böylesi taciz, tecavüz ya da kadın cinayeti haberleri duymaktayız. Kadın bedenini cinsel bir meta haline getiren bu düzen öylesine yozlaşmış haldedir ki, böylesi durumlar ancak toplu tecavüz olduğunda haber niteliği taşıyabiliyor. Hatırlanırsa N.Ç. davası olarak geçen vakada da benzeri şekilde nasıl bir vahşet ve yozluk içinde yaşadığımızı görmüştük. Yargıtay Başsavcılığı, 13 yaşında, 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.’nin bu işi ‘rızasıyla yaptığı’ yolundaki karara itiraz etmemişti!

AKP gericiliği ile birlikte giderek artan yozlaşma ve çürüme kadına yönelik şiddettin katmerlenmesine neden olmaktadır. Kadın bedeni üzerinden estirilen gerici ifadeler adeta tacize ya da tecavüze uğrayan kadınları mağdurken suçlu hale getirmektedir. Kısa etekten, açık dekolteye gece dışarıda olmaktan kahkahaya kadar kadınların “edepli” olup olmadıklarına dair verilen vaazlar ise kadınları taciz ve tecavüzlerin hedefi haline getirmektedir.

AKP’nin yaygınlaştırmaya çalıştığı dinsel temalı söylemlerle de bu işin çözülmek bir yana artan baskıcı ortamda daha da vahimleştiği görülmektedir. Gerici ataerkil zihniyeti değiştirecek önlemler yerine kadınların eve, bedenlerini de örtüye kapatarak tecavüzlerin engellenemediği ise ortadadır.

Bunların yanında yargı eliyle de tecavüzcülerin iyi hal indirimi alması ya da çoğu durumda serbest bırakılması, taciz ve tecavüzcülerin devlet eliyle teşvikinden başka nedir ki? Bu açıdan son birkaç günün haberlerine bakmak bile fazlasıyla durumu özetlemektedir:

*Yargı, Bahçelievler’de 2007-2011 yılları arasında 6 ile 13 yaşları arasındaki 10 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan Doğan Dizdar’da “iyi hal” görebildi!

*Diyarbakır’da 3 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan ve evinde yapılan aramada çocuklara yönelik cinsel saldırılarını belgeleyen video kayıtları çıkan zanlının tutuksuz yargılandığı mahkemede savcı, “rıza var” diyerek 150 yıllık cezanın 10 yıla düşürülmesini isteyebildi.

*Diyarbakır’da yeğenine cinsel istismarda bulunan ve hakkında “çocuğun basit cinsel istismarı” ve “basit yaralama” gerekçesiyle 19 yıl hapis cezası talebiyle dava açılan B.S.’ye sadece 9 yıl hapis cezası verildi. 

*Diyarbakır’da sahte profille 14 yaşındaki 3 kızı taciz eden adamın cezası savcı tarafından 150 yıldan 3,5 yıla düşürüldü.

*Bingöl’de 4 kişinin tecavüzüne uğrayan Ç.Y. “tecavüzü kimseye anlatmadı, şikayetçi olmadı” denilerek mahkeme tarafından suçlandı. Tecavüzcüler iyi hal ve beraatle ödüllendirildi.

*Bingöl’de 15 yaşındaki kız çocuğunun 8 uzman çavuşun cinsel istismarına maruz kaldığı davada mahkeme, ‘rıza’ olduğuna kanaat getirdi.

Taciz ve tecavüzlerin her geçen gün artması, yargının ise tecavüzcüleri adeta ödüllendiren “cezalarla” geçiştirmesi, kadın cinayetlerinin “sıradanlaşması”, devletin en yetkili ağızlarından kadına yönelik aşağılayıcı ve gerici söylemleri dillendirilmesi, burjuva medyada kadın bedeninin reklam malzemesine dönüştürülmesi vb. çürümüş, yozlaşmış kapitalist düzen gerçeğini net olarak göstermektedir.

Öyle ki, bu düzende kadınlar artan şiddetin sonucunda ya doğrudan öldürülmekte ya da kadınların yaşamları sömürünün, şiddetin ve gericiliğin etkisiyle “ölümden beter” hale getirilmektedir. Oysa ki çaresiz ve çözümsüz değiliz! Ne şiddetin kurbanı olarak ölmek ne de yaşayan ölülere dönmek kaderimizdir. Çözüm bu düzene karşı örgütlenip mücadele etmek, yaşamak için sosyalizmi seçmektir!

 

 

 

 

Tecavüzcü yasalar aklanmıyor

 

“Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi, mağdurenin, ‘Bağırmamam için ağzımı bağladı’ dediği davada, tecavüzün yaşandığı evin sahibinin, ‘Bağırsaydı alt kattakiler duyardı’ şeklindeki ifadesini ve mağdurenin sanıkla telefonda görüştüğüne ilişkin kayıtları gerekçe göstererek sanığa beraat kararı verdi. Yargıtay 14. Ceza Dairesi ise mağdurenin fiziksel ve bedensel olarak uğradığı zararları gösteren adli tıp raporlarına işaret ederek mahkeme kararını bozdu.” (T24 - 26.05.15)

Yargıtay’ın yerel mahkemenin TCK’ya uygun uğursuz kararını bozması adaletin yerine gelmesi gibi iyimser düşüncelere yol açabilir. Buradan yola çıkarak tecavüzcü Yargıtay’a rüşvet verdi de tahliye oldu gibisinden bir iddiada dahi bulunabiliriz. Nedeni ne olursa olsun, tecavüzcü, TCK yasalarına göre tahliye edildi. Muş’ta 15 yaşında 6 kişinin tecavüzüne uğrayan bir çocuğu suçlu durumuna koyan da aynı TCK yasaları. Tecavüzcünün neredeyse mağdur pozisyonuna sokulduğu sayısız örnek var TCK yasalarında.

Bu durumda TCK yasalarına “tecavüzcü” sıfatını koymak hiç de abartı olmayacak. Türk filmlerinde bu tür rollerde oynadığı için bir sanatçı “Tecavüzcü Coşkun” diye anılıyorken, “Tecavüzcü Coşkun”u aklayan yasalara da tecavüzcü demek yanlış olmayacak. Yargıtay’ın yukarıda bahsi geçen davayı bozması, bu gerçekliği hiç mi hiç değiştirmiyor.

Bu durumda yasalar çerçevesinde kadının cinsel istismarına karşı mücadele etmek bile yasadışı bir davranış oluyor. Kendine yönelik cinsel saldırıya etkin bir biçimde karşı koyduğu için ceza alan kadın sayısı belli değil. Demek oluyor ki, kadın “yasa dışı davranmayayım” kaygısıyla hareket ederse, tecavüze rıza gösterecek. Bunu yaparken de insan kimliğinden uzaklaşacak.

M. Kurşun

 

 

 

 

Sermaye düzeni kadınları katlediyor

 

Sermaye devletinin ve dinci-gerici AKP iktidarının alenen teşvik ettiği kadın cinayetlerine her geçen gün yenileri ekleniyor. Geride kalan hafta boyunca da kadınlar erkekler tarafından katledildi.

Denizli’de Erkan Duran adlı kişi, 24 Mayıs’ta, 33 yaşındaki eşi Elif Duran’a saldırdı. Erkan Duran’ın tüfeğini alması üzerine kaçmaya çalışan tekstil işçisi kadın evinden 100 metre uzaklıkta sırtından vuruldu. Katil, yerde yatan kadına bir el daha ateş ettikten sonra intihar etti.

Elif Duran’ın cansız bedeni Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Morgu’na kaldırıldı.

26 Mayıs gecesi, Elazığ Yenimahalle'de, Hüseyin Yıldırım 65 yaşındaki eşi Güler Yıldırım’ı bıçaklayarak katletti.

Katil Hüseyin Yıldırım’ın olay sonrası karakola giderek teslim olduğu belirtilirken, Güler Yıldırım’ın cenazesi otopsi için Fırat Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. 

Muğla’nın Milas İlçesi’nde boşandığı eski eşiyle barışan ancak aynı sorunlar tekrar etmeye devam edince ayrılmak isteyen Ayfer Gökmen 27 Mayıs’ta katledildi.

39 yaşındaki Gökmen evi terk ederek uzaklaşınca eski eşi Hasan Şahin Demir peşinden giderek Gökmen’i ikna etmeye çalıştı. Ancak Gökmen’in geri dönmeyi kabul etmemesi karşısında Hasan Şahin Demir arabasının bagajından çıkardığı av tüfeğiyle 3 el ateş ederek Gökmen’i katletti.

75’inci Yıl Milas Devlet Hastanesi yakınlarında gerçekleştirdiği cinayetin ardından kaçan Demir, daha sonra polislere teslim oldu.

Olay yerine giden sağlık ekipleri Ayfer Gökmen’in cansız bedenini 75’inci Yıl Milas Devlet Hastanesi morguna kaldırdı.

 
§