29 Mayıs 2015
Sayı: KB 2015/21

Kazanmak için birlik, dayanışma, örgütlü mücadele!
Halk isyanlarından proleter isyanlara doğru
Sendika bürokratlarının paçaları tutuştu!
Bursa’dan gözlemler...
Kimi yönleriyle metal direnişi
Sermayenin kalbine inen balyoz!
Metalde bitmeyen kavga!
Renault’ta mücadele sürecek!
Metal direnişi eylemlerle selamlandı
Dayanışma çağrısı her yerde!
MESS-Türk Metal-polis tezgahı çöktü!
Gebze, İzmir, Mersin ve Kayseri’de protesto
İşçi sınıfının gözü kulağı Bursa’da, Kocaeli’de, Ankara’da, Eskişehir’de! - Av. Zeycan Balcı Şimşek
Fomara’da bir direniş türküsü
"Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm!"
Kahrolsun sermaye iktidarı! Yaşasın işçi-emekçi iktidarı!
Kocaeli'de devrimci faaliyete saldırılar sökmedi
İsraf ve yolsuzluğa çerez parası diyenlerden hesap soralım!
Emperyalist çakalların dansı: Elmau Zirvesi
Dünyada grevler, işgaller, gösteriler sürüyor.
Almanya'da grevler
Nüfuz savaşında kritik günlere doğru
Bir dönem geride kalırken...
Tecavüzcü düzenin "iyi hal" karnesi
Bacasız fabrika; futbol
Onurlu kavgamızın namuslu kalem işçileri
Nurhak şehitlerini mücadelemizde yaşatıyoruz! - B. Bahar
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Emperyalist çakalların dansı:
Elmau Zirvesi

 

Kapitalist-emperyalist sistemin akbabalarını bir araya getirecek olan G7 zirvesi 7-8 Haziran günlerinde Almanya’nın Bayern eyaletinin küçük ve doğal zenginliğiyle göz kamaştıran Garmisch-Panterkirchen’in yakınlarında bulunan Elmau Sarayı’nda yapılacak. Kapitalist toplumun tezat halini, doğa güzelliğine sahip olan bir bölgenin savaş suçlularının toplantısına ev sahipliği yapmak zorunda bırakılmasında da görüyoruz. Normal olarak yerleri en iyi durumda çalışma kampları olması gereken bu zevat, iki gün sürecek olan toplantıda dünyanın yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin nasıl paylaşılıp yağmalanacağının pazarlığını yapacaklar.

Silahların gölgesinde zirve

İnsanlığa ve doğaya karşı işledikleri suçlarının büyüklüğünün farkında olan finanskapitalin eli kanlı şefleri zirvelerini ancak silahların ve tankların koruması altında yapabiliyorlar. Savaş suçlularının buluşmasının yapılacağı bölge 26 Mayıs’tan itibaren karantina alanına dönüştürüldü. Alman emperyalizminin açıktan sevk ettiği 17 bin polise ek olarak 2 binden fazla Avusturya polisi de savaş suçlularının korunması için canlı kalkan olarak görevlendirildiler. Alınan olağanüstü önlemler bile, asalaklar sürüsünün korkularını yatıştırmaya yetmiyor. Zirveye katılacak olan suçlular topluğunun güvenliği için her yol mübah sayılıyor, özgürlükler askıya alınıp burjuvazinin çokça övündüğü seyahat özgürlüğü ayaklar altında çiğneniyor. Almanya 26 Mayıs‘tan 15 Haziran’a kadar komşu ülkelerle olan Schengen Sınırlar Kanunu’nu askıya alarak ülkeye giriş yapanları sınırlarda kontrol edeceğini açıkladı.

İki gün için 140 milyon Avro çöpe atılacak

Alman emperyalist devleti emekçilerin ödediği vergilerden iki gün sürecek olan kanlı buluşma için sınırsız harcamalarda bulunacak. Baş savaş suçlusu ABD emperyalizminin elebaşı Obama’nın helikopteri için ayrı, özel bir helikopter pisti yapıldı. G7’ler dönem başkanlığını devralan Almanya, Dünya Gıda Programı kapsamında açlığı dünya çapında 2030’a kadar sonlandırmayı hedeflediği yalan propagandasıyla iç ve dış kamuoyunu aldatmaya çalışsa da; dünyada açlık ve temiz suya ulaşamayan insan sayısının milyarları bulduğu bir dünyada, iki günlük kanlı buluşma için Elmau Sarayı’na herhangi bir su sorunu ihtimaline karşı ikinci bir su tesisatı kurdurdu. Almanya içerisinde bile yoksulluk oranı çifte haneli rakamlarda seyrederken, iki gün sürecek olan emperyalist zirve için 140 milyon avro harcanacak.

Hükümet sözcüsünün diplomatik itirafı: “Kaynakları paylaşacağız”

Federal Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert diplomatik bir “incelikle” zirvenin amacını itiraf etti. Zira zirvede dünyadaki yeraltı ve yerüstü kaynaklarının kullanımının ağırlıklı konu olacağı biliniyor. Bu haydutlara göre dünyanın herhangi bir köşesindeki yeraltı ve yerüstü kaynaklarının kullanımına karar verme hakkı bu emperyalist akbabalara aitt.

1998 yılında G7’nin Rusya’nın katılmasıyla G8’e dönüşmesi, dünyamızda “ebedi barışın” sağlanacağına dair liberal hayallerin, kapitalist sistemin çelişkilerinin yumuşadığı ve sınıf mücadelelerinin miladını doldurduğuna dair sosyal oportünist gerici safsataların bir anda ortalığı kaplamasına yol açmıştı. Burjuvazinin uşağı sosyal oportünist ve liberallerin balayıları uzun sürmedi. Kapitalizm hakkında ileri sürdükleri hayaller sefil bir beklenti olmaktan öteye geçemedi. 2014 Soçi zirvesi bu budalaların başına yıkıldı. Emperyalist paylaşım savaşında geri adım atmayan Rusya, emperyalist batı tarafından aforoz edildi. Dünya “barışının” yeni projesi olan AB’nin egemen emperyalist haydudu, Alman tekellerinin başı Merkel “G-8’in bu şekilde varlığını sürdüremeyeceğini” söyleyerek noktayı koydu.

Avrupa’nın egemeni olarak, gericiliğin ve emperyalist saldırganlığın kalesi olarak yükselişini sürdüren Alman emperyalistlerinin ev sahipliğinde, Rusya olmadan G7‘ler haydutlar zirvesinin yapılmasına karar verdiler. Dünya nasıl da hızlı dönüyor! Liberal uşakların ve sosyal oportünist zavallıların kapitalizm hakkında uydurdukları “yeni” bestenin nağmeleri kulaklarımızdan silinmeden kılıçlar çekildi, barış yalanı emperyalist işgal ve savaşlar gerçeğine yerini bırakarak tuzla buz oldu…

Sosyal oportünizmin çöküşü

Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert lafı dolandırmadan, liberal-sosyal oportünist uşaklarına acımadan açıkça konuşuyor; dünyadaki yeraltı ve yer üstü kaynaklarının kullanımının ağırlıklı konu olacağını, bunun dışında Ortadoğu’daki gelişmelerin, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin ve gündemdeki ekonomik konuların da ele alınacağını söylüyor. Rusya ve Çin olmadan, onlara rağmen, kapitalist tekeller için ölüm kalım sorunu olan yeraltı ve yerüstü kaynaklarının kullanımını barışçıl bir şekilde paylaşacaklar. Dünyamızın kanlı emperyalist savaşlarla vaftiz edildiği bir zamanda buna kargalar bile güler! Buna ancak emperyalist barbarlıktan ödü kopan, sermayenin diktatörlüğüne karşı komünizm programı etrafında devrim savaşı yürütme cesareti olmayan, sosyal oportünistler ve reformist alçaklar inanırlar. Emperyalist efendilerinden ‘toplumsal barış’ın sürmesi adına adil davranmalarını dilenerek, proletaryanın bağımsız siyasal programının üzerini külleyip (ve elbette devrimden de vazgeçmeden!) emperyalist haydutları ‘kışkırtmadan’ tedricen ‘barış, adalet ve toplumsal huzurun’ korunacağına bizleri de inandırmak istiyorlar. Burada vaaz edilen burjuva mülkiyet hakkına dokunmadan burjuvazinin toplumun efendisi olma ayrıcalığına dokunmadan kölelik koşullarının bir nebze de olsa düzeltilmesidir. Toplumsal mücadeleler tarihinden hiçbir şey anlamayan veya bildiklerini de gericilik yıllarında unutanların gizledikleri tarihsel bir gerçeklik vardır; kapitalist barbarlık taviz vererek önlenemiyor. Eğer böyle olsaydı, işimiz kolay olurdu! Kapitalist barbarlık on yıllardır elde ettiği sonsuz taviz ve oluşturduğu dizginsiz sömürü cennetinde silahlanma ve savaşlara başvurma ihtiyacı duymazdı. Çakalların leşi kapışma kavgasına tanıklık eden emperyalist zirveler, kapitalist özel mülkiyet sistemi hakkındaki gerici reformist hayalleri yerle bir ediyor.

Emperyalist savaşlara karşı devrim ve sosyalizm savaşlarını yükseltmeliyiz

G7’ler zirvesi dünya halklarına karşı açılmış bir savaşın derinleştirilmesidir. Zirve, dünyamızın emperyalist amaçlar uğruna yağmalanmasını amaçlıyor. Bugün Rusya ve Çin’e karşı bir araya gelen emperyalist haydutların birliğinin ne kadar ve hangi biçimler altında süreceğini güç dengeleri belirleyecektir. Kesin olan bir şey varsa, kanlı zirveler dünyamızda barışın egemen kılınmasından daha çok savaşların yayılmasına, açlık ve yoksulluğun katlanarak artmasına yol açacaktır.

Emperyalist haydutların güvenliği için milyon dolarları harcamaktan geri durmayanlar, kirli pazarlık zirvesini protesto etmek isteyen barış savunucusu güçlere karşı da savaş açıyorlar. Sınırları kapatıp, kapitalist sistemin ruhuna ters olarak serbest ticari anlaşmaları bile ayaklar altına alıyorlar. Barış güçlerinin “G-7 Elmau’u durdur!” kampı için kiraladıkları, 7 bin metrekarelik alanın sahibini anlaşmayı tek taraflı olarak iptal etmeye zorladılar. En basit protesto hakkına bile tahammül edemeyenler, ellerindeki bütün güç ve imkanları halklara karşı azgın bir savaşta kullanmaktan geri durmayacaklarını da böylece ibraz ettiler.

Halkların cevabı da aynı karalılıkta ve bilinç açıklığında olmak zorundadır. İşçi sınıfı ve emekçiler emperyalist savaşlara karşı verdiği mücadeleyi, gerici savaşların kaynağı olan kapitalizme karşı proletaryanın iktidarı uğruna verdiği savaşla birleştirmelidir. Ara yol kalmamıştır.


 
§