24 Nisan 2015
Sayı: KB 2015/16

Sınıfımız ve onurumuz için kavgaya, 1 Mayıs’a!
AKP’nin kozu devlet terörü!
“Haklarımız, avukatlık mesleği saldırı altında”
Soma Davası: Düzenin aynası
Katliam davasına karartma talebi
Metal işçisinin büyük isyanı
Metal işçisinin öfkesi mücadeleye dönüştü!
Türk Metal’in kaderi pamuk ipliğine bağlı
MİB’den Renault işçilerine: Yumruk gibi kenetleneceğiz!
Sendikal ihanete ve sermayeye karşı direnen metal işçilerini selamlıyoruz!
İlbeyli işçileri hakları için eylemde
DİSK/Tekstil’de yeni ihanetler için yola devam
‘Rüyalar’ sektöründe kabustan uyananlar
Seçimler, düzen partileri, HDP ve solda parlamentarizm
Düzen siyasetine sendikal bürokrasiden destek!
BDSP: Sınıfın kızıl bayrağı altında 1 Mayıs'ta alanlara!
Ümraniye'de çok yönlü 1 Mayıs hazırlığı
Mamak'ta coşkulu 1 Mayıs şenliği
İşçi bültenlerinde 1 Mayıs rüzgarı
Ankara’da coşkulu 1 Mayıs etkinliği
İzmir’de DGB-DLB’den 1 Mayıs pikniği
Ermeni soykırımı ve burjuva propagandanın iğrenç yüzü
Kapitalizm Akdeniz'i mezarlığa çevirdi
ICOG’dan 1 Mayıs çağrısı
Alman devleti bir polis devletidir!
İşçiler, emekçiler ve gençler ayakta!
Eğitimde özelleştirme saldırısı
Bozuk düzende sağlam çark olmaz
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kapitalizm Akdeniz'i mezarlığa çevirdi

 

Avrupa Birliği’nin ‘kurtaralım da besleyelim mi’ şeklindeki göçmen politikası nedeniyle açlık ve savaştan kaçan 1300 civarında mülteci bir hafta içerisinde hayatını kaybetti. 14 Nisan günü insan simsarları tarafından teknelere bindirilen 400 göçmenin sulara gömülmesinden sonra 19 Nisan günü 800 göçmen daha Akdeniz’de sulara gömüldü.

İtalyan makamlarından yapılan açıklamada teknenin alabora olduğu sırada güvertenin alt kısmında yüzlerce kişinin, bazılarının da kabinlerin içinde kilitli halde olduğu ifade edildi.

Uluslararası Af Örgütü, 2015 yılının başından bu yana Akdeniz’de hayatını kaybeden göçmen sayısının 1700 olduğunu açıkladı. Uluslararası Göç Örgütü ise bu yıl Akdeniz’deki ölümlerin 30 bini bulabileceği uyarısında bulundu.

Fişleme, geri dönüş ve ‘güvenlik’

Avrupa Birliği ise göçmen ölümlerini ‘güvenlik’ ile çözme arayışına girdi. AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini “insan ticareti ve insan kaçakçılığı şebekeleri ile mücadele etmek amacı ile ortak bir çalışma grubu oluşturulacak. Bu ekipler derhal harekete geçebilir” dedi. Mogherini, emperyalizmin ikiyüzlü tutumunu şu sözleriyle tekrar açığa vurdu: “Akdeniz bizim denizimiz, Avrupalılar olarak hep birlikte hareket etmeliyiz... Avrupa Birliği insan haklarının, insan onurunun ve insan hayatının korunması ilkesi üzerinde inşa edilmiştir. Bu konuda tutarlı olmalıyız.”

AB’nin göçmen önlemleri için yaptığı ‘acil’ önlemlerden Avrupa Sınır Polisi’nin (Frontex) güçlendirilmesinin yanı sıra göçmenlerin fişlenmesi ve ‘ikna’ ile geri döndürülmesi çıktı. Önlem paketinde Triton Akdeniz kurtarma hizmetini yürüten Frontex’in mali kaynaklarının arttırılabileceği belirtilirken paketin diğer maddelerinde ise “Tüm göçmenlerin parmak izi kaydının tutulması”, “Dönüş seyahat paketleri teklifi” bulunuyor

Mesele tekneleri önlemek”

AB ayrıca Akdeniz’de göçmenleri kurtarmak için kullanmadığı deniz gücünü insan kaçakçılarının teknelerini imha etmek için kullanmayı düşünüyor. İtalya Başbakanı Matteo Renzi, “Mesele tekneleri kurtarmak değil, bunların yola çıkmasını önlemek” dedi.

Daha önceki toplu ölümlerde olduğu gibi İtalya ve Malta, Libya’da yaşanan iç savaşın durması gerektiğini belirttiler. Malta Başbakanı Joseph Muscat, şunları söyledi: “Avrupa’nın kapılarının eşiğinde, iflas etmiş bir devlet ve burada faaliyet gösteren çeteler var. Bence yapılması gereken, Libya’daki farklı grupları bir araya getirerek, ulusal birlik hükümeti kurmaya ikna etmek.”

Daha önce iki ülke de Libya’ya askeri bir saldırı yapılması gerektiğini söylemiş ve konuyu AB gündemine taşımışlardı.

Havaların ısınmasıyla birlikte Akdeniz üzerinden Avrupa’ya göçmen akınının daha da artması bekleniyor.

 

 

 

 

 

Yemen'e saldırıda yeni aşama

 

Suudi Arabistan öncülüğündeki gerici koalisyon Yemen’e yönelik “Kararlılık Fırtınası” adlı hava saldırılarının sona erdiğini açıkladı. Buna karşın saldırı da işbirlikçi güçlere karşı savaşan Husilerin ilerleyişi de sürdü. Husilerin ülkenin en büyük kentlerinden biri olan Taiz’de “35. Tugayı” ele geçirmesi üzerine ABD destekli koalisyon güçleri bu kente saldırı düzenledi.

Suudi Arabistan’ın Necran bölgesinde ise Husiler, işgal için hazırlanan işbirlikçi orduyu hedef alan saldırılar düzenledi. Hafta boyunca çeşitli kentlerde çıkan çatışmalarda Husi ve işbirlikçi taraftan çok sayıda kişi yaşamını yitirirken birçok sivil hava saldırıları ile katledildi. Halihazırda yoksulluk içinde olan ülkede milyonlarca insan gıdaya erişimde zorluklar yaşamaya başladı.

Halka gözdağı sürüyor

ABD destekli saldırının sözcülüğünü yapan Ahmed Asıri, “Kararlılık Fırtınası” adlı hava saldırılarının sona erdiğini açıkladı. Ancak açıklama saldırının sadece isminin değiştiğini gösterdi ve çeşitli kaynaklar karadan saldırı olabileceği iddialarına yer verdi. Suudi Kralı Selman, donanımlı Ulusal Muhafızlar Birimi’ni Yemen savaşında yer alması için görevlendirdi.

Husiler, hafta içinde yaptıkları açıklamalarda saldırının ABD projesi olduğuna bir kez daha dikkat çekti. Abdulmelik el-Husi, “Suudi Arabistan, biz ulusal diyalog ortamındayken harekete geçti ve Yemen’e saldırıya hazırlanmak için diyaloğu engelledi. Askeri operasyonun öncelikli mimarı ABD’dir. Uçakların bombardıman hedeflerini belirleyen de ABD’dir” dedi.

Taşlarla direneceğiz”

“Kararlılık Fırtınası”nın sona erdirilmesi ise tarafların siyasi anlaşma için görüşmeler yaptığını gösterdi. Husilerin Siyasi Büro Üyesi İcri, bu konuda “biz tarafların arasında siyasi anlaşmayı imzaladıktan sonra bir ateşkesin olmasını bekliyoruz. Anlaşma hemen hemen hazır durumda” ifadelerini kullandı. Operasyonun sona erdirilmesi bazı Husi liderleri tarafından “Suudiler stratejilerini değiştirmek zorunda kaldı” şeklinde yorumlandı.

Husilerden Fadıl El Mutaa da sınırda konuşlanmış Husilerin değil, sivillerin hedef alınmasına tepki göstererek direniş vurgusu yaptı: “Onların saldırılarına cevap vermedik çünkü bizim elimizde, onlarda olduğu gibi silahlar yok. Karşılarına, karadan saldırı gerçekleştirdiklerinde çıkacak ve sonlarını da, kalaşnikoflarla, taşlarla, elimizde ne varsa onunla getireceğiz. Topraklarımıza ayak bastıkları anda onlara gücümüzü kanıtlayacağız”

Öte yandan "siyasi çözüm" için çaba harcayan İran, savaş gemilerini Aden Körfezi’ne gönderdi. İran gemileri, körfeze ulaşırken bölgedeki gemilere ek yapmak isteyen ABD de iki savaş gemisinii daha Yemen’e doğru harekete geçirdi.

Yemen’de yakın zamanda masaya oturulması ihtimali gündeme gelse de gerilimin devam etmesi bekleniyor.

 
§