2 Mayıs 2014
Sayi: KB 2014/18

Bir kez daha Taksim kararlılığı gösterildi ama...
2014 Taksim 1 Mayısı ve DİSK
Taksim için militan direniş!
Kızılay’da devrimci 1 Mayıs coşkusu!
İzmir’den Taksim’e,
Kızılay’a selam!
Bursa’da 1 Mayıs!
Adana’da 1 Mayıs!
Kayseri'de 1 Mayıs!
İllerde 1 Mayıs
Kürdistan’da 1 Mayıs eylemleri

Greif işçileri: Kral çıplak!

Greif direniş günlüğü
Devrimci mirası yaşatmak, daha ileriye taşımakla mümkündür!
Dünyada 1 Mayıs
Avrupa’da 1 Mayıs
Köln’de 1 Mayıs!
Wuppertal’da 1 Mayıs
Stuttgart’ta 1 Mayıs
Essen’de 1 Mayıs!
Basel’de 1 Mayıs kutlaması
Irkçı Apartheid rejiminin yıkılışının 20. yılında…
Ukrayna krizi farklı cephelerde sürüyor
Faşizme karşı görkemli zaferin 69. yılı…
DİSK/Tekstil’in
Adana Bossa işçisine ihaneti
Ermenilere yönelik taziye açıklaması
ve gerçekler! - H. Yağmur
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

DİSK/Tekstil’in
Adana Bossa işçisine ihaneti

 

Greif işçilerinin direnişi, işçi sınıfının karşı karşıya olduğu çok yönlü ablukayı yeniden ortaya çıkardı. Greif işçileri Greif kapitalistlerini karşılarına alırken, örgütlenmeyi seçtikleri DİSK Tekstil’i de karşılarında buldular.

DİSK Tekstil’in adını anan işçilerin aklına gelen “ihanet” olmaktadır. Özellikle Çukurova Bölgesi DİSK Tekstil için önemli bir aynadır. Bölge tekstil işkolunun yoğunluğuyla bilinmektedir. Tekstil işçilerinin örgütlendiği sendika ise DİSK Tekstil olmuştur. Keza sendikanın en çok üye potansiyelinin olduğu bölge Çukurova’dır. Elbette bir zamanlar… Şimdilerde Greif işçilerine ihanetlerini, 1500 işçi üzerinden yaptıkları “sorumluluk” çarpıtmasıyla aklamaya çalışanların, bölgedeki sorumsuzluklarını anlatmak için sayfalar yetmez.

İhanetin yeşerdiği topraklar: Çukurova!

Antep Çemen Tekstil işçileri bölgede yakın zamanda yaşanan bir ihanet belgesidir. Ancak bu sadece Çemen işçileriyle sınırlı değildir. Çukurova’da yaşamını tekstil işkolunda çalışarak sürdürmeye çalışan eski tekstil işçileri bilir ki Çukobirlik ve MENSA, DİSK Tekstil ile birlikte anılmaktadır. Ancak bu hatıralar “lanet olsun” beddualarıyla son bulmaktadır. Lanet okunan ise DİSK Tekstil’in başına çöreklenen “ağa”lardır. Rıdvan Budak ve Muzaffer Subaşı, Çukurova’da eski tekstil işçileri tarafından hak ettikleri gibi anılmaktadırlar.

Binlerce Bossa işçisinin değeri sadece aidatları

Elbette Adana ve tekstil denilince akla Bossa gelmektedir. 20 yıl boyunca binlerce Bossa işçisinden kestikleri aidatlarla sefa sürenlerin BOSSA işçileri için yaptığı taşeronlaştırma, düşük ücretler, güvencesiz çalışma olmuştur. BOSSA fabrikalarında güvencesiz çalışma o kadar yaygındır ki her ay beşer-onar işçi çıkarma olağan hale gelmiştir. İmzalanan TİS’lerde işçinin değil, sermayenin çıkarı belirleyici olmuştur. Bir zamanlar Sabancılar için sendikacılık yapanlar, BOSSA el değiştirince zor durumda kalmışlardır. Yeni BOSSA kapitalisti işçiyi daha kolay sömürmek için kendine başka bir “oyuncak” yaratmıştır.

2012 yılında BOSSA’daki saltanatını kaybeden DİSK Tekstil için bu beklenen bir son olmuştur. Bir zamanlar uyum içinde ihanet sözleşmelerine birlikte imza attıkları çıkar ortakları, DİSK Tekstil’in eski Adana şube yöneticileri, Budaklar’ın BOSSA saltanatına son vererek kendi saltanatlarını kurmuşlardır. Sermayenin yeni oyuncağının adı Öz İplik-İş’tir. Ancak esasında BOSSA işçileri için sadece sendikanın adı değişmiştir. Çizgisi aynı kaldığı gibi sendikacıları da değişmemiştir.

2000’li yılların başından beri BOSSA’ya zaten Öz İplik-İş getirilmek istenmiştir. Ancak şartlar olgunlaşmadığından BOSSA’nın yeni kapitalisti tarafından bu hayata geçirilememiştir. 2012’de koşullar uygun hale gelince düğmeye basılmıştır. DİSK Tekstil patronu Rıdvan Budak’ın yöntemi ise sorunun çözümünü eski efendisinden beklemek olmuştur. Sabancıları BOSSA’yı geri almaya çağıran Budak, böylece bir sendikacının düşeceği rezil durumu da göstermiştir. Budak’a göre “BOSSA işçilerinin geleceğinin kararmaması” Sabancılar’a bağlıdır. Vaktiyle BOSSA işçisinin hiçbir sorunuyla ilgilenmeyenlerin, BOSSA işçilerinin geleceğiyle ilgileri de bu kadardır.

Aynı dönemde Budak’ın şu sözleri kendisini fazlasıyla anlatmaktadır: “Sendikacı satın alarak sanayicilik yapmak etik değildir. Daha açık ifade ile ahlaksızlıktır. Bu yaşanan olaylardan en büyük zararı ise ne yazık ki BOSSA çalışanları görecektir. İşverenin hedefi, kısa vadede üyelerimizi istedikleri gibi yönlendirebilecekleri taşeron sendikaya götürmektir.”

Şube yönetim, denetim, disiplin kurulu ve temsilcilerin DİSK Tekstil’den istifa ederek Öz İplik-İş’e geçmelerinin ardından, DİSK Tekstil kendilerinin de parçası oldukları bataklığı itiraf etmek zorunda kaldı. BOSSA’da 1700 işçinin aidatından mahrum kalan DİSK Tekstil adına Genel Sekreter Muzaffer Subaşı, konu ile ilgili sendika binasında 2012’nin 28 Şubat’ında yaptığı açıklamada eski yönetimi “bir avuç çıkar çetesi” olarak suçlamıştı. Muzaffer Subaşı’ya göre bu çetenin başında Recep Türkyılmaz (eski DİSK Tekstil Genel Sekreteri), Sedat Çetin (Adana Şube Sekreteri) ve Muzaffer Özbulut (BOSSA Şube Başkanı) ile bir grup arkadaşları vardı. O gün Subaşı, istifa dilekçelerinin işçilere zorla imzalatıldığını söyleyerek, bu yolla dün “DİSK bizim namusumuzdur” diyenlerin şimdi bir ihanet içinde olduğunu söylemişti. Bugün bir kez daha Greif vesilesiyle anlaşılmıştır ki aslında hepsi ihanet içindedirler.

Yine dağıtılan basın metninde ve DİSK/Tekstil Haber özel sayısında, “çıkar çetesi” olarak adlandırılan eski DİSK Tekstil BOSSA yöneticilerinin icraatlarına dair belgeler de paylaşılmıştı. “Taşeron patronu sendikacı” olarak suçlanan eski yönetimin girmiş olduğu çarpık çıkar ilişkileri teşhir edilmişti. Bugün değişen neyin olduğunu görmek için DİSK Tekstil’e bakılacak olursa her şeyin aynı yerde durduğu görülecektir.

Ne kirli ilişkiler değişmiştir ne de sendikacılık anlayışı. DİSK Tekstil’e hakim olan anlayış öyle bir bataklıktır ki bir taraftan ihanet, diğer taraftan her türlü dalavere ve kirli işler üretmektedir. Bu çizgi arkasında, örgütlenmek için DİSK Tekstil’e üye olarak işten çıkarılmayı göze alan, adına güvenerek onunla yola çıkan, her TİS ile aldatılan, taşeronlara mahkum edilen on binlerce tekstil işçisinin ahını bırakmıştır. DİSK Tekstil’de sendikacılık, her defasında işten çıkarılan arkadaşlarını işçilere sessizce izlettirip, sıranın kendilerine gelmesini beklettirmektir. İnisiyatifleri, sendikanın gücü onlar için, BOSSA’da yaptıkları gibi çıkarılacak işçilerin gizlice listesini tutmaktır.

Şanlı işgal eylemi karşısında kendi sorumluluklarını yerine getirmeyip, direnişçileri suçluyanlar BOSSA işçilerini DİSK’ten koparanın da kendi yarattıkları ve beslendikleri bataklık olduğunu fazlasıyla bilmektedirler.


 
§