21 Mart 2014
Sayi: KB 2014/12

Düzenin krizine devrimci yanıt
Greif işçileri saldırılara karşı saldırıyla yanıt verdi
DİSK’in seçim taktiği ve örgütlenme seferberliği üzerine
Düzenin korkusunu büyütmek için!
Düzenin seçim oyununu bozalım!
Sömürü ve kölelik düzenine oy ve onay vermiyoruz!
Devrimci sınıf çalışmalarından...
Gençlik 16 Mart’ı unutturmadı
Liseliler Berkin’in sapanını devraldı!
Halepçe katliamını
protesto eylemleri
İllerde KESK eylemleri
“Hakları kazanmanın yolu direniş!”
Bosch’un ikinci yılında çıkarılacak en büyük ders...
DİSK Greif’tir! DİSK’in fiili-meşru mücadele değerlerine işçiler sahip çıkmalıdır!
Greif işçileri göreve çağırıyor!
Ya Greif işçisi kazanacak her yer Greif olacak ya da...
İhanetin ve işbirlikçiliğin belgesi!
DİSK/Tekstil’de inisiyatif Greif işçilerinde!
Tekel’den Greif’e direniş sürüyor,
sendikal bürokrasi ise engelliyor!
Greif direniş günlüğü
Çanakkale, sosyal şovenizm ve enternasyonalizm - M. Yılmaz
Suriye krizi 4. yılında… - M. Dağlı
Batılı emperyalistlerde “Kırım hezeyanı”
Gezi’den Greif’e Greif’ten 1 Mayıs’a...
Çocuklar alacak dünyayı ellerimizden!*
30 Mart'ta seçiminiz Kızıldere olsun!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Greif işçilerinden açıklama...

DİSK Greif’tir! DİSK’in fiili-meşru mücadele değerlerine işçiler sahip çıkmalıdır!

 

Onurlu mücadelemizi kırmak için Greif yönetimi ve uşakları kirli oyunlarını sergilemeye devam ediyor. Direnişimizin 33. gününde Greif yönetiminin ve DİSK Tekstil yönetiminin kirli hesapları ve saldırısı ile karşı karşıya kaldık. Örgütlü gücümüzle bu saldırıyı da boşa düşürdük. Fakat şunu biliyoruz ki, haklı ve onurlu direnişimizi kırmak için bu tarz oyunlar va saldırılar son bulmayacaktır. Sınıf düşmanlarımız her geldiğinde aynı cevabı alacaktır.

Direnişimizin 33. günündeki saldırıya dair açıklığa kavuşturulması gereken bazı yanlar olduğu ortadadır. Özellikle Greif’in 45 taşeron firmasından biri gibi davranan DİSK Tekstil yönetiminin yaptığı yazılı açıklamayla kamuoyunda yaratılmaya çalışılan bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak için bu bir zorunluluk haline gelmiştir.

Aslında “Greif İşgal Grev Direniş” adlı facebook adresimize bakıldığında bile bu saldırının iç yüzü, yayınladığımız fotolardan, videolardan, açıklamalardan görülecektir.

Bizim burada yapacağımız bu kanıtları daha derli toplu ifade etmek olacaktır.

Saldırıya dair ön bilgi

Kirli provokasyondan bir önceki akşam, Greif yönetimi ve Greif taşeron patronlarının direnişimize karşı kirli bir saldırı içerisinde olduğu haberine ulaştık. Durum hakkında DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nu arayarak bilgi verdik. Böyle bir saldırıda DİSK’in yanımızda olması gerektiğini ifade ettik ve görüşmeyi sonlandırdık.

Aynı gün Greif yönetimi, DİSK Tekstil İstanbul Şube Başkanı ile “fabrikaya gelerek işçilerle toplantı yapmak istiyoruz” haberini gönderdi. Cuma sabahı Hadımköy Fabrika Komitesi olarak, Greif yönetiminin görüşme teklifini konuşurken taşeron patronlarının öncülüğünde silahlı ve sopalı bir grubun fabrikaya 200 metre yakında bulunan benzin istasyonunda toplandığı haberini aldık. Bunun üzerine hızla görev dağılımı yaparak fabrikamızı korumak için hazırlandık. Aynı zamanda DİSK Tekstil yöneticilerini ve DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nu aradık. Durum hakkında bilgi verdik. Saldırı karşısında direnişimizin sahiplenilmesini istedik.

DİSK Tekstil yönetimi sürecin başından beri direnişimiz karşısında takındığı direniş kırıcı rolünü sürdürdü.

DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ise kendisini aradığımızda Greif yönetimi ile görüşme halinde olduklarını, Süleyman Çelebi’nin fabrikaya gelmek üzere olduğunu, kendilerinin de toplantı sonrası yola çıkarak fabrikaya geleceğini ifade etti.

Bu arada Süleyman Çelebi geldi. Fakat DİSK yönetimi adına hiç kimseyi direniş alanımızda görmedik. Bilgi almak için dahi aramadılar. Greif yönetiminin (DİSK Tekstil yönetiminin bilgisi ve desteği ile olduğuna dair sayısızca kanıtın ortada olduğu) saldırı girişimi, örgütlü gücümüzle boşa düşürüldüğünde dahi durum hakkında bilgi almak için arama ihtiyacı duymadılar. Sonradan anladık ki direnişçi işçilere itibar etmek yerine Greif yönetimine ve taşeron patronlara itibar etmeyi tercih etmişlerdir.

DİSK Tekstil yönetiminin açıklaması ve DİSK yönetiminin tutumları bunu ortaya koymaktadır. Bazı somut durumları açıklayarak bu tutumun daha rahat anlaşılmasını sağlayalım.

1- Direnişimize karşı kirli saldırıyı gerçekleştirmeye çalışan çeteci grup ile Şube Başkanı Kazım Doğan saldırı girişiminden kısa bir süre önce Hadımköy’de biraraya gelmiştir. Biz bu durumu sorduğumuzda ise inkar etmiştir. Olay, tanıklar ile kesinlik kazanmıştır. Neden bu çeteci grupla bir araya geldiğini Kazım Doğan açıklamalıdır.

2- Böylesine ciddi bir saldırı ile karşı karşıya kalmamıza rağmen ve bir gün önceden DİSK yönetimini bilgilendirmemize rağmen ilgisiz kalınması bizim için düşündürücüdür. Direnişimize karşı gerçekleştirilen saldırı girişiminden bir gün sonra DİSK Genel Başkanı Kani Beko’yu aradığımızda saldırı günü ile ilgili bilgisi olmadığını ifade etmiştir. Ankara’da olduğunu Pazartesi İstanbul’a geleceğini ve durumu görüşebileceğimizi ifade etmiştir. Bu durum üzerine biz de DİSK adına muhatap gösterilen Arzu Çerkezoğlu’nun kendisiyle kurduğumuz diyalogları ve destek çağrısını yönetim kuruluna iletmediği sonucuna varıyoruz. Eğer böyle değilse açıklamak muhatabının görevidir.

3- Saldırı başladığında Arzu Çerkezoğlu’nu aradık, bilgi verdik. Durumla ilgili bilgisinin olduğunu Greif yöneticileri ile görüştüğünü ve toplantıda olduğunu ifade etti. Süleyman Çelebi’nin fabrikaya doğru yola çıktığını kendilerinin de yola çıkarak fabrikaya geleceğini söylediler. Ama gelmedikleri gibi patron tarafı ile neler görüştüklerini dahi bize izah etme ihtiyacı duymamışlardır. Direnişe karşı saldırının olduğu kritik bir günde yapılan görüşmenin sonuçlarının bize iletilmemesi kafamızda soru işaretleri bırakmaktadır. Bir de bu tutumun, direnişimizin en zor gününde dahi sahiplenilmemesi gibi bir tabloyla birleşmesi DİSK yönetimini zan altında bırakmaktadır.

DİSK yönetimi sitesinden birçok gündeme dair açıklamalar yapmaktadır. “Taşeron Cumhuriyeti’ni” yıkmak gibi ciddi bir iddiayı ortaya atan DİSK’in kendi üyelerine karşı Taşeron Cumhuriyeti’nin temsilcilerinden gelen saldırıyı pratik bir sahiplenmeye konu etmemesi, bir açıklama dahi yapmaması düşündürücüdür.

4- Süleyman Çelebi bizimle görüşmeye geldiğinde bizden önce patron tarafı ile görüştüğünü ifade etti. Görüşmeye geçtiğimizde DİSK Tekstil’in açıklamasında kullandığı “TİS sürecinde işverenle müzakereler sonucunda gelinen nokta sektörün en iyi toplu sözleşmesi durumundadır” gibi ifadeler kullanarak iknaya kalkıştı. Bu esnada patron tarafının direnişimizi kırmak için attığı mesajlardan biri daha geldi. Mesajda Süleyman Çelebi’nin ve Kazım Doğan’ın bizi iknaya geldiği ifade ediliyordu. Duyarlı işçilerin Çelebi’ye yardımcı olmasını istiyorlardı. Mesajı Çelebi’ye gösterdik. Böyle bir şey olmadığını ifade etti.

Ardından Greif yönetimi ile yapılan görüşmede patron tarafının daha önce kabul ettiği bazı konularda (taşeronluk vb.) dahi geri adım attığı ve bu haliyle bir sözleşmenin imzalanmasının mümkün olmadığı ifade edildi. Patron tarafının taleplerimizi karşılamayacağı anlaşılınca toplantı sonlandırıldı. Süleyman Çelebi patron tarafı ile yapılan toplantıda kendi adının kullanılarak mesaj atılmasına hiçbir tepki göstermemiştir. Yapılan görüşmeden hiçbir sonuç çıkmamıştır.

6- DİSK Tekstil Sendikası direnişimize karşı girişilen saldırıdan bir gün sonra bir açıklama yayınlamıştır. Bu açıklama direnişimiz karşısındaki ihanetin açık belgesidir. Çeteler kahraman ilan edilmiş direnişimiz hedefe çakılmıştır. Sürecin başından beri DİSK Tekstil yönetiminin direnişimize karşı sergilediği tutumlar derinleştirilmiştir.

7- Açıklamada taşeron patronları ve onlarla birlikte hareket eden güruh, işçi olarak gösterilmiştir. Yaklaşık olarak 120 kişi olan grubun içerisinde Greif’te çalışan işçi sayısı 50’yi geçmez. Geri kalanı ise taşeron patronları ve paralı adamlarıdır. Bu paralı uşak takımının bir kısmı Polimer gibi fabrikalarda çalışan patron uşaklarıdır. DİSK Tekstil yönetimi de bu durumu çok iyi bilmektedir. Buna rağmen, çeteleri çalışmaya gelen işçiler olarak göstermeye çalışmışlardır.

Direnişe katılmayan işçilerin büyük bir kısmı da “her şey bitti iş başı yapacağız” denilerek getirilmişlerdir. Fabrika yakınına geldiklerinde kandırıldıklarını anlayan işçiler ve kandırılarak getirilen bir taşeron patronu “bizi oyuna getirdiniz, biz gidiyoruz” diyerek ayrılmışlardır. Bu durumla ilgili bilgiler elimizde mevcuttur. İhtiyaç duyulduğunda paylaşacağız.

8- Direnişimize karşı DİSK Tekstil yönetimi tarafından yapılan açıklama Greif patronlarının işgalimizi kırmak için attığı mesajların ve işgalimize karşı kurulan facebook adresinde yayınlanan mesajların derlenmiş halidir. Greif yönetiminin direnişimizi kırmak için attığı mesajların büyük bir kısmını Facebook (Greif işgal direniş) adresimizden yayınladık. Oradan bakılarak bu gerçek görülebilinir.
Bu durum DİSK Tekstil yöneticilerinin işçi sendikası temsilcileri gibi değil patron temsilcileri gibi hareket ettiklerinin kanıtıdır. Direnişimizi kırmak için onlara danışmanlık yapmış, işgalimize karşı yürütülen faaliyetlerin parçası olmuşlardır.

9- DİSK Tekstil yönetimi adına yayınlanan açıklamayı sormak için DİSK yöneticileri ve DİSK Tekstil yöneticilerini aradık.

Muzaffer Subaşı, Kazım Doğan, Kani Beko, Celal Ovat’la görüştük. Arzu Çerkezoğlu ve Rıdvan Budak telefonlarımıza yanıt vermediler.

Muzaffer Subaşı’na yayınlanan açıklamanın ne olduğunu sorduk. Bize hiçbir bilgisinin olmadığını ifade etti. Böyle bir açıklamanın yayınlandığını, bizden ve yeni öğrendiğini ifade etti. Açıklamayı okuyarak bize dönmesini istedik. Bize döndüğünde açıklamayı sahiplenen tutum sergiledi. Direnişimiz karşısında gericilik yapmaya başladı. Patron temsilcilerinin sarf ettiği sözlerin aynısını direnişimize karşı kullandı. Yaklaşık yarım saat süren konuşmanın ardından işgalimizi kırmak için gelenlerin kendisine sendika üyesi işçiler olarak aktarıldığını, öyle olmadığını yeni öğrendiğini ifade etti. Benzer yanlış bilgilerin Rıdvan Budak’a da aktarılmış olabileceğini ifade etti. Açıklamanın Rıdvan Budak tarafından yayınlandığını söyledi. Her şeye rağmen açıklamayı sahiplendi. Bu tutumun ihanet olduğunu kendisine söyledik.

10- DİSK Tekstil Yönetim Kurulu adına yayınlanan açıklamayı görüşmek için Rıdvan Budak’ı aradık. Telefonlarımıza yanıt vermedi. Daha sonra Muzaffer Subaşı’nı arayarak Rıdvan Budak’la ve yönetim kurulu ile görüşme yapmak istediğimizi söyledik. Bize bir cevap vermedi. Rıdvan Budak’ın en azından telefonumuza çıkmasını sağlamasını istedik, bu talebimizi de karşılıksız bıraktı.

11- Açıklamadan haberi olmadığını söyleyen Muzaffer Subaşı’na, o zaman yönetim kurulu imzasının nasıl kullanıldığını söyledik. Bu imza varsa genel merkez yönetim kurulunun tamamının sorumlu olduğunu söyledik. Bizi taban iradesinin önüne geçmekle suçlayanların yönetim kurulunun haberi olmadan yönetim kurulu adına açıklama yapması her şeyi ortaya koyuyor. Taban iradesinden, sendikal demokrasiden bahsedenler kendi içlerinde demokrasinin zerresini hayata geçirmezken tam bir taban iradesi ve demokrasi örneği olan Greif direnişine saldırarak kirli yüzlerini gizlemeye çalışıyorlar.

12- Şube Başkanı Kazım Doğan’ı aradığımızda o da bu açıklamadan hiçbir bilgisinin olmadığını söyledi. Bizim aramamız üzerine öğrendiğini ifade etti. Açıklamayı Rıdvan Budak’ın sendikanın Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve TİS Uzmanı’na hazırlatmış olabileceğini, onlarla iletişime geçmemizi söyledi.

13- Kani Beko ile görüşerek durumu izah ettik. Saldırı girişimi ile ilgili saldırı günü ve bir gün öncesinde Arzu Çerkezoğlu’nu arayarak bilgilendirdiğimizi ve direnişimizi sahiplenmelerini istediğimizi ifade ettik. Kendisine bilgi aktarılmadığını, Pazartesi İstanbul’a geldiğinde bizimle görüşebileceğini söyledi.

DİSK yöneticileri ile yaptığımız görüşmede DİSK Tekstil yönetiminin direnişimiz karşısında patron tarafı ile ortak hareket eden tutumlarına ve açıklamasına tavır almaları gerektiğini ifade ettik. Tavır geliştirmemenin bu tutuma ortak olmak olduğunu söyledik. Halihazırda şimdiye kadarki tablodan bu sonucu çıkartmak mümkündür.

14- DİSK Tekstil Yönetim Kurulu açıklamasında işçiler arasında “gerilim çıktığı”ndan bahsetmektedir. Bir gerilimin olduğu kesindir. Bu gerilim direnişçi Greif işçileri ile patron tarafından organize edilen çeteler arasındadır. Aralarında az sayıda işçinin olması bu durumu değiştirmemektedir.

DİSK Tekstil yönetimi taşeron patronlarının gerici provokasyonundan yana tutum almıştır. Yayınladığımız videolara bakarsanız işçilerin kaç kişi olduğunu görürsünüz. Açıklamayı yapan dahi taşeron patronudur. Çetenin sözcülüğünü yapan sömürücü taşeron patronu utanmadan yasalardan bahsediyor. O asalağın yanında çalışan arkadaşlarımız konfeksiyoncu, çalıştıkları şirket gıda şirketi, işkolu ise liman işkoludur. Sendika da bunun bilgisine sahiptir. Oyun içinde oyun çeviren bu sömürücü alçak sürülerini işçi diyerek sahiplenmek gibi açık bir lekeyi sendikamıza sürmüşlerdir.

15- Bizim irademizin açık bir biçimde yansımadığını söylüyorlar. İşgalimizi oylamak için fabrikaya sandık kurmaktan bahsediyorlar. Açıklamadan çıkan sonuç o ki, zorla fabrikada tutulduğumuzdan bahsediyorlar.

Böyle bir iradenin birilerinin zoru ile ortaya konulduğu nerede görülmüştür. Varsa böyle bir örnek söyleyin de bilelim. Her gün nöbetleşe bir gurup arkadaşımız evine gidiyor. Zorla tutulan adam bir daha döner mi? Biz burada her gün oylama yapıyoruz, hem de iki kere. Birinci seçim, izinli arkadaşlarımızın fabrikaya dönerek direnişten yana tercihini yapmasıdır. İkinci seçim ise düzenli yaptığımız genel toplantıda tutumumuzun ne olacağına dair yaptığımız oylamadır. Açın sayfamızı bu işçi demokrasisinin kayıtlarına fazlası ile rastlayacaksınız. İlla sandık kurmak istiyorsanız size daha önce ifade ettik, hem ÜNSA’ya hem de GREİF’e sandık koyalım. Seçim öncesi herkes kendini ifade etsin, sonra oylama yapılsın. Varsanız hodri meydan. Biz hazırız.

16- Toplu İş Sözleşmesi’nde gelinen noktanın, sektörün en iyi sözleşmesi olduğu vurgulanıyor. Madem öyle ise açıklayın da biz de bilelim neymiş bu en iyi sözleşme. Patron tarafının, sizin direnişimizin karşısında patron gibi davranmanızdan güç alarak direnişin 3. gününde verdiklerini geri alması mı? Dudullu’yu işbirliğiniz ile işbaşı yaptırmanızdan sonra patron tarafının sözleşmede kabul ettiği bazı konularda sözleşmeyi daha da geri çekmesi midir, en iyi sözleşme?

Biz açıklayalım sizin iyi dediğinizi.
a- Konfeksiyonlar taşeron olarak devam edecek.
b- İlk 6.ay %9, ikinci 6. ay %7 , 3, 4, 5, 6 dönem 6. ay zamları %1
c- İkramiyeler ilk 18 ay için 3, ikinci 18 aylık dönem için 4 olarak öneriliyor.
d- Aylık verilen prim yerine maşlara sabit 120 TL iyileştirme eklenecek.

Bu sözleşme kabul edilirse çoğumuzun asgari ücret aldığı düşünüldügünde hiçbir kazanım elde etmediğimiz görülecektir. Örgütlenmeden önce asgari ücret + aylık primle birlikte elimize geçen 920 TL civarında oluyordu. En iyi diye sunulan sözleşme imzalandığında elimize geçen, 120 TL’lik iyileştirmeyle birlikte 975 TL olacak. Sendika aidatı düşüldüğünde 930 TL elimize geçmiş olacak. 30 TL’lik zam artışımı sizin iyi dediğiniz sözleşme? Konfeksiyonda çalışan sendika üyesi arkadaşlarımızı taşeron cellatlara teslim etmeniz mi sizin iyi sözleşme dediğiniz? Eğer buysa varın siz ağalar bu şartlarda çalışın. Bu sözleşmeye iyi demek bizim haklı, onurlu ve meşru direnişimize ihanettir. Bu sözleşmeyi bu haliyle destekleyen herkes de ihanete ortak olmuş demektir.

17- DİSK Tekstil Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada “İşçilerin tercihine ve sendikal örgütlenmesine hiçbir siyasi grup, işveren ve devletinin kurumu ve polisi müdahale etmemeli, karışamamalı, dış müdahalelerle işçinin tercihini etkilemeye çalışmamalıdır” denilmektedir. Tercihlerimize saygı duymayan ve bizim irademizi tanımayan DİSK Tekstil yönetimidir. Direnişe başladığımız ilk gün yapılan açıklamadan gelinen aşamaya kadar yaşananlar bunun açık kanıtıdır. Kendi yazdıklarınıza siz uyun, gelin Greif işçilerinin iradesini tanıyın. Buradaki taban inisiyatifinin karşısında değil yanında durun. Kişisel çıkar ve menfaatlerinizi hayatınızda bir kere dahi olsa bir kenara bırakın. Bir kerede onurlu davranın, inanın ki size çok şey kazandıracaktır. İnsan olduğunuzu, işçi sendikası yöneticisi olduğunuz hatırlayacaksınız.

Sonuç olarak

Direnişimizi kırmaya yönelik Greif yönetimi ve uşakları her türlü ahlaksızlığı ve oyunu oynuyorlar. DİSK Tekstil Sendikası yöneticileri de bu oyunların bir parçası ve yer yer örgütleyicisi olarak karşımıza çıkıyor. Dudullu’da direnişi kırmak için yaptıkları ortada. Tabanın iradesinden bahsedenler Greif yönetimi ile birlikte işçileri korkutmak ve istedikleri kararı aldırtmak için her türlü adımı atıyorlar.

Greif yönetimi ile Süleyman Çelebi’nin katılımı ile 15 Mart’ta yaptığımız toplantıda bu oyunu teşhir ettik. Greif yönetiminin ve sendika yönetiminin işçilere baskı kurarak aldırttığı kararın meşru olmadığını söyledik. Patron tarafı ve DİSK Tekstil Şube Başkanı’nın olduğu toplantıda her iki taraf da birbirini suçlamıştır. Süleyman Çelebi bu durumun tanığıdır. Her şey tanıkları ile birlikte ortada iken daha neden bahsediyorsunuz?

DİSK Tekstil Yönetim Kurulu imzalı açıklamayı taşeron patronları bize karşı kullanıyor. Direnişimize saldırı için açılan Facebook sayfasına DİSK Tekstil Sendikası’nın taşeron patronlarının yanında olduğuna dair açıklamalar yapıyorlar. Sendika yönetiminin açıklamasını ise kanıt olarak yayınlıyorlar. Sendikamızın taşeron patronlarının koruyucusu gibi davranmasına ve gözükmesine neden olanlar işçi sınıfının mücadelesinde kara bir leke olarak yer alacaklardır. Bu utancı sendikamıza yaşatanlar, bunun hesabını vermelidir.

Sonucu ne olursa olsun, direnişimizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bizim direnişimiz taşeron kölelik altında ezilen işçiler başta olmak üzere bütün işçi sınıfının ve emekçilerin direnişidir. Bu nedenle, direnişimizin kazanması için sınıf kardeşlerimiz bütün güçleri ile seferber olmalıdır.

Bizler artık sendika bürokratlarına direnişimize destek olmaları çağrısı yapmıyoruz. DİSK ve DİSK Tekstil yöneticilerine 35 gündür çağrı yaptık. Direnişimiz karşısında en ufak bir adım dahi atmadılar. Bizi kazanıma götürecek kendi gücümüz ve sınıf kardeşlerimizin desteğidir.

Bunun için başta, fiili-meşru mücadele ile sokaklarda kurulan konfederasyonumuz DİSK’in gerçek sahibi olan işçi kardeşlerimize, direnişimizle aktif dayanışma çağrısı yapıyoruz. Biz bu köleliği ancak birlikte sonlandırabiliriz. DİSK’in değerlerini ayaklar altına alanlara ancak tabandan birliğimizi sağlayarak dur diyebiliriz.

Bugün Greif’e sahip çıkmak sokaklarda kurulan DİSK’in mücadele değerlerine sahip çıkmaktır. Fiili-meşru mücadele değerlerini yaratırken ölümsüzleşen işçi önderlerinin mirasına sahip çıkmaktır.

Bugün Greif’e sahip çıkmak sınıf mücadelesini ve DİSK’i patronların yasalarına hapsederek ehlileştirenlere, değersizleştirenlere karşı Kavel’in, 15-16 Haziran’ın, Alpagut’un mücadele değerlerini yaşatmaktır.

Bugün Greif direnişi DİSK’tir. DİSK ise tabandan iradesini açığa çıkarmış işçilerdir. Bunun için DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü olan işçiler Greif direnişini sahiplenmeli, Greif kazanırsa işçi sınıfı ve DİSK kazanır anlayışı ile hareket etmelidir.

Yaşasın onurlu işgalimiz!

Yaşasın işçi sınıfının DİSK’i, kahrolsun bürokratların DİSK’i!

Ferhat Alsaç: 0 536 977 19 93

Engin Yılgın: 0 542 650 65 25
0539 414 35 45

E-mail: greifiscileri@gmail.com, Facebook: greif isgal grev direnis

Adres: Yeşilbayır Mah., Hadımköy İstanbul Yolu Cad., No: 59 Arnavutköy-İstanbul

DİSK Tekstil üyesi işgalci GREİF işçileri

16 Mart 2014

 
§