28 Nisan Anma ve yas gününde
işçi aileleri sokakta
Tüm dünyada iş cinayetlerine dikkat çekmek için çeşitli programlara konu olan 28 Nisan İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü İstanbul’da da bir eylemle gündemleştirildi.
Adalet Arayan İşçi Aileleri tarafından örgütlenen eylem Taksim Tramvay Durağı’nda “28 Nisan İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü ilan edilsin!” pankartının açılmasıyla başladı. Tramvay Durağı’ndan Galatasaray Lisesi’ne kadar süren yürüyüşte “İş kazası değil, cinayet!”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz!”, “Sorumlular belli adalet istiyoruz!” sloganları atıldı. Eylemde anma ve yas gününün sembolü olan “Mavi unutma beni çiçeği” kokartları takıldı.
Galatasaray Lisesi önünde bugünün özgünlüğünde iş cinayetlerinde ölenler için yapılan Vicdan Nöbeti’yle eylemin birleştirildiği açıklandı. Basın açıklamasını Ostim’de 2011 yılındaki patlamada eşi Mükremin Atmaca’yı kaybeden Azize Atmaca okudu.
Atmaca, 28 Nisan’ın anma ve yas günü ilan edilmesi çağrısını vurgulayarak başladığı açıklamada dünyada ve Türkiye’de iş cinayetleri verilerini sundu. Ancak verilerin tam sayıları aktarmadığını ifade eden Atmaca, her ölümlü kazanın iş kazası sayılmadığını söyledi.
Atmaca, 28 Nisan’ın seçilme nedeninin Kanada’da 1914 yılında ilk defa iş kazalarındaki patron sorumluluğunun hukuken tescil edildiği gün olduğunu belirtti. Dünyanın çeşitli ülkelerinde bu günün kabul edildiğini ifade edip bu ülkelerin bilgilerini paylaştı.
Atmaca taleplerini tekrarlayarak basın açıklamasını bitirdi.
Açıklamanın ardından gazeteci Ahmet Şık iş cinayetlerinde yakınlarını kaybedenlerin ailelerinden görüşlerini alarak Vicdan Nöbeti’ni başlattı. Aileler, yakınlarını kaybetmenin acısını taşıdıklarını fakat yeni iş cinayetleri yaşanmasın diye nöbeti sürdürdüklerini söylediler. Aileler iş cinayetlerine neden olanın patronların kar hırsı olduğunu ifade ettiler.
Nöbetin ardından eylem bitirildi.
Kızıl Bayrak / İstanbul
Tuzla Deri Sanayi’de ÖGB terörü!
Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesi’nde İsmaco direnişçilerine ziyarete giderken, bir fabrika duvarına “1 Mayıs’ta Taksim’e!/BDSP” yazılaması yaptığı gerekçesiyle durdurulan BDSP’liye özel güvenlik tarafından kimlik soruldu.
Sınıf devrimcisi güvenlikçilerin böyle bir yetkisi olmadığını söylemesi üzerine güvenlik tehditler savurdu. Güvenlikçilere gereken cevabın verilmesi üzerine ÖGB’ler sınıf devrimcisini zorla arabaya bindirip çantasını almaya çalıştı. İstediklerini alamayınca ise azgınca saldırıya geçtiler.
BDSP çalışanını yanlarında kelepçe olmadığı için kemerini belinden çıkartıp bağlamaya çalışan Ramazan isimli güvenlik görevlisine de gereken cevap sınıf devrimcisi ve çevrede bulunan işçiler tarafından verildi. Serbest bölge içinde bulunan işçiler tellerin arkasından güvenlik görevlilerini sözlü olarak uyardı. Ayrıca yoldan geçen işçi de güvenlik görevlilerinin yaptığı saldırıyı yüzlerine vurarak BDSP çalışanını azgın köpeklerin elinden aldı.
Bölgede gerçekleşen direnişlere de tahammülsüzlüklerini gösteren DOSB sermayedarları, ÖGB’leri zaman zaman İsmaco ve daha öncede PMR Kauçuk işçilerinin üzerine salarak tehdit etmişlerdi.
Kızıl Bayrak / Tuzla |