1 Şubat 2013
Sayı: KB 2013/05

 Kızıl Bayrak'tan
Sınıfın devrimci baharına yürüyoruz!
“İmralı görüşmeleri” sürecinin aylık bilançosu
Sendika üye istatistikleri açıklandı, gasp tablosu netleşti
Katliamcı devlet geleneğine devam!
Irkçı-şoven saldırganlığa karşı
mücadeleye!
Avukatlar tehlikede!
Çalışma Bakanı kıdem tazminatı için tarih verdi
28 Ocak eyleminin gösterdikleri ve
devrimci sorumluluk
Karayolu işçileriyle
özelleştirme üzerine
Daiyang-SK Metal grevi üzerine
İşçilerin birliği, halkların kardeşliği için... Sınıfa Karşı Sınıf Kurultayı!
İşçi kurultayları hazırlık
çalışmalarından

Kadın sorunu üzerine konferanslardan.../2Tarihten günümüze kadın ezilmişliği ve kapitalizm - H. Fırat

Devrimci Kadın Kurultayı sözcüsü ile kurultay ve kadın sorunu üzerine konuştuk

Feminizme savrulanlar, devrim iddialarını yitirenlerdir... - S. Soysal

Kadın sorunu, KESK ve feminizm
Devrimci kadınlar
kurultaya hazırlanıyor
Suriye’de yıkıcı savaştan çıkış arayışları
Esenyurt’ta coşkulu
karne eylemi
“Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı” mecliste
Zincirlere dolanmış dev üzerine... - T. Kor
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Cumartesi Anneleri
avukatlarının yanında

 

Cumartesi Anneleri, 409. hafta eylemini başta geçtiğimiz hafta tutuklanan avukatlar olmak üzere, tüm katledilen, kaybedilen ve onlarca yıl hapis yatan avukatlara ithaf ettiler.

Galatasaray Lisesi önünde yapılan eylemde kayıp yakınlarından Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak ve Nihat Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan konuştu. Ali Ocak, emperyalizme hizmet için patriotlar ve askerlerin ülkeye getirildiği bir süreçte İçişleri Bakanlığı’na Muammer Güler’in atanmasının tehlikeli bir hazırlığa işaret ettiğini ifade etti.

Ardından Av. Şevket Epözdemir’in özgeçmişi okunup basın açıklamasına geçildi.

Basın açıklamasını kayıp yakınlarının avukatlarından Av. Gülizar Tuncer okudu.

Tuncer, kayıp yakınları avukatlarından Av. Şevket Epözdemir ve Av. Metin Can’ın kaybedilmesi ve katillerinin korunması sürecini aktararak, avukatlara yönelik baskıların bugün de devam ettiğini belirtti.

Avukatlara kumpas kurulduğunu ifade eden Tuncer şunları söyledi: “Biliyoruz ki avukatlarımızın en büyük suçu gözaltında kaybedilenlerin, infaz edilenlerin, işkence görenlerin insan hakları ihlallerine maruz bırakılanların adalet arayışının mücadelesini vermeleridir.”

Açıklamanın ardından eylem sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

Komploya karşı suç duyurusu

 

Akit ve Star gazetelerinde hedef gösterilen gazeteciler, sözkonusu haberlere tepki göstererek suç duyurusunda bulundular.

ETHA editörü ve ANF muhabiri Arzu Demir, Özgür Radyo Genel Yayın Koordinatörü Nadiye Gürbüz ve Atılım Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Sedat Şenoğlu 29 Ocak günü İstanbul Adliyesi önünde gerçekleştirdikleri basın açıklamasıyla haklarında çıkan haberleri cevapladılar.

Basın açıklaması yapan Arzu Demir, “Bugün yine bir suç duyurusu için buradayız” diyerek benzer haberlerin tekrarlandığına dikkat çekti. “Hükümetin yarı resmi gazetesi gibi yayın yapan Star ve Akit Gazetesi, bizleri MLKP’li ilan ederek hedef tahtasına oturttu” diyen Demir, çıkan haberde Gazetecileri Koruma Komitesi ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün de hedef alındığını ifade etti.

Demir, yapılmak istenenin tutuklu gazeteciler gerçeğinin üzerini kapatma çabası olduğunu belirtirken, buna izin vermeyeceklerini, tutuklu meslektaşlarının sesini duyurmaya devam edeceklerini, içerde ve dışarda yine yazacaklarını söyledi.

Demir, açıklamayı Star ve Akit gazeteleri ile haberde imzaları bulunan Zafer Kütük ve Yener Dönmez hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ifade ederek bitirdi.

Necati Abay’ın eşi ve avukatı A. Gülizar Tuncer’in de katıldığı açıklamaya Kızıl Bayrak da destek verdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

Kıyametiniz olacağız!

 

Bize açlık ve yoksulluk dayatılıyordu. Yarına geleceksiz bir yaşam dayatıyorlardı. Ucuz çalışma, uzun çalışma yanı sıra insanların sosyal hayatlarını bitirerek ilkel çağ koşullarında ücretli birer köle olduğumuzu ve bu koşulların hiç değişmeyecekmiş gibi olduğunu ortaya koyuyorlardı.

Yani kardeşler, bizlere sınıf savaşı dayatılıyordu. Bizler işçiydik. Bizler Yurtiçi Kargo işçileriydik. A’dan Z’ye hayata dair aklınıza gelecek ne varsa taşıyanlar ve yaşamı güzel kılanlardık. Biz taşıdıkça Yurtiçi patronu daha da zenginleşti. Çiftlik, şarap mahzeni, Silivri’deki meşhur evi, 26 yaşındaki genç sekreteriyle evlenmesi mi?

Sayın Arıkanlı sayısız şirketinle hayat artık sana güzel olmayacak! Dayatmalarına boyun eğmeyeceğiz! Ucuz işgücü, uzun çalışma, sürgünlerin ve angarya dayatmaların, bu bize savaş çağrısıdır. Savaş çağrın kabulümüzdür.

Bizler Yurtiçi Kargo işçileri olarak örgütlü mücadele ile sendikal haklarımızı alana kadar kıyametin olmaya devam edeceğiz.

Karşında bilesin ki üç-beş işçi olmayacak. Bu bir sınıf savaşıdır. İşçi sınıfının savaşıdır. Savaşımız kazanana kadar devam edecek…

Yurtiçi kargo işçileri