11 Mayıs 2012
Sayı: SYKB 2012/19

Kızıl Bayrak'tan
“Sendikal ayrışma”nın önemi ve sınırları
Tanıkları ve belgeleriyle
‘77 1 Mayıs katliamı
Kayseri 1 Mayısı’nın gösterdikleri
Komünistler Denizler’i andı
Denizler mezarı
başında anıldı
İstanbul’da üç fidan anmaları
İşçi cinayetlerinin hesabını sormak için örgütlenmeye!
TOGO Ayakkabı’da köleliğe karşı direniş
“TOGO’ya söke söke gireceğiz!”
ART direnişi kazanımla
sonuçlandı
TİS uygulanmadı, işçiler iş bıraktı
Sağlıkçılar şiddete
karşı eylem
KESK: 1 Mayıs’ın mesajı ortak mücadele!
Bosch’ta taraflar ve tutumlar
MİB Merkezi Yürütme Kurulu Mayıs ayı toplantısı
Avrupa işsizlikte rekor kırıyor
Emekçiler grevde, direnişte!
Kamusal alanın tasfiyesinden ironiler
Bielefeld’de 6 Mayıs anması
“Denizler’in yolunda düzene başkaldırıyoruz!”
İzmir Öğrenci Kurultayı bileşenlerinden kurultaya dair
Bologna Süreci üzerine...
Sincan’da çocuklara
işkence tutanakta!
10 ilde baskın, gözaltı, polis terörü
Ser verip sır vermeyen bir yiğit:
İbrahim Kaypakkaya...
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sağlıkçılar şiddete karşı eylemde!

Antep’te Dr. Ersin Arslan’ın bir hasta yakını tarafından öldürülmesinin ardından hekime yönelik şiddete karşı önlem alacağını iddia eden Sağlık Bakanlığı herhangi bir adım atmadı. Hekime yönelik şiddet olaylarına ise her geçen gün yenileri ekleniyor. Sağlık emekçileri, hekime yönelik şiddete ve sağlıkta yıkım saldırısına sessiz kalmıyor.

İzmir

Hekime şiddete son!

SES İzmir Şube üyeleri 7 Mayıs günü Ege Üniversitesi (EÜ) Acil Servis önünde toplanarak son zamanlarda artan şiddet olaylarını ve E.Ü. Tıp Fakültesi’nde sağlık çalışanına silah çekilmesini protesto ettiler.

Basın açıklamasını okuyan SES İzmir Şube Başkanı Dr. Veli Atanur, hekimler ve sağlık çalışanları olarak kaygılı olduklarını vurguladı. Hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin, giderek ürkütücü boyutlarda artmasının çalışanların ruh ve beden sağlığını tehdit ettiğini söyleyen Atanur Sağlık Bakanlığı’nı göreve çağırdı.

Sağlıkçılar şiddete sessiz kalmadı

7 Mayıs günü Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli bir hekimin darp edilmesi AMATEM girişi önünde 8 Mayıs’ta protesto edildi.

“Sağlık çalışanlarına şiddete sessiz kalmayacağız / SES İzmir Şube” pankartının açıldığı eylemde sağlık emekçileri Dr. Ersin Arslan’ı da andılar.

Hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin, giderek ürkü­tücü boyutlarulaştığının belirtildiği açıklamada Ege Üniversitesi Hastanesi ve Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hekimlere yönelik saldırılar anlatıldı.

Açıklamada, bu tablonun, sorunun münferit, sıradan olmadığını ve ciddi olarak ele alınması gereken bir konu olduğunu gösterdiği vurgulandı.


İstanbul

Doktor değil sistem hatalı

İstanbul Tabip Odası, Kadıköy Numune Hastanesi Acil Servisi önünde yaptığı basın açıklaması ile Dr. Ersin Arslan’ı andı ve sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını protesto etti.

Sağlık bakanı istifa!”, “Dr. Ersin Arslan’ı unutmayacağız!”, “Onurumuza, canımıza ve mesleğimize sahip çıkacağız!”, “Sağlıkta şiddet can alıyor artık yeter!” gibi taleplerin yer aldığı dövizler taşınan eyleme hastalar da destek verdi.

Canının derdinde olan, başka canı kurtaramaz

Dr. Ersin Arslan’ın anısına bir dakikalık saygı duruşu yapılarak başlanan eylemde, açıklamayı İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu yaptı. Yaşanan saldırıların münferit olmadığını, sürekli bir hal aldığını ve bunun nedeninin de yeterli sağlık hizmeti alamayan hastaların tepkilerini hekimlere yöneltmesinden kaynaklandığını ifade etti.
Çerkezoğlu, hasta-doktor, hasta yakını-doktor ilişkisini doğru kurmayan bir sistemde, doktorların can güvenliğinin olamayacağını ve can derdinde olan doktorun, hastanın canını kurtaracak hizmeti sunamayacağına dikkat çekti.

Çerkezoğlu, TCK’ya yeni bir madde eklenmesi, ölen hekimlerin yakınlarının gelecek güvencesinin sağlanması, Sağlık Bakanlığı’na bağlı iletişim merkezinin yeniden düzenlenmesini, şiddet risk değerlendirmeleri yapılmasını, devlet yetkililerinin söylem ve üsluplarını gözden geçirmelerini, ve sağlık bakanı başkanlığında sağlık alanındaki örgütlerin toplanarak yaşananlar için değerlendirme yapmasını talep ettiklerini dile getirdi.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Taner Gören, Dr. Ersin Arslan’ı anarak konuşmasına başladı. Gören, yaşanan şiddetin yanlış olan sağlık sisteminden kaynaklandığına işaret ederek, sorunların doktor, hasta ve hasta yakınları olarak birlikte çözülebileceğini vurguladı. Gören, hekimlerin nitelikli bir sağlık hizmeti vermek için ellerinden geleni yaptıklarını fakat sağlık sistemindeki yeni uygulamaların yeterli çalışma ortamı sağlamadığını belirtti.

Kızıl Bayrak / İzmir - İstanbul

 

 

 

Süt “temiz” düzen kirli

Okullarda dağıtılan sütlerden rahatsızlanan çocuklara her gün yenileri eklenirken görüntüyü kurtarma peşindeki sermaye devleti yeni adımlar atıyor.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yaptığı açıklamayla Okul Sütü programı kapsamında süt dağıtımı yapılan bütün illerden süt örneklerinin alındığını, örneklerin ayrıntılı fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizlere tabi tutulduğunu ve bugüne kadar örneklerin hiç birisinde hastalık yapıcı mikroorganizma ya da bakteri toksinine (Stafilokok enterotoksini) rastlanmadığını iddia etti.

Sütlerin kimyasal içeriklerini inceleyenler bu kadar öğrencinin neden zehirlendiğini açıklayamıyor. Sütlerin günler öncesinden okullara gönderilmesi, depolama koşullarının sağlıksızlığı hiçbir açıklamada yer almazken valiler süt içerek süt fiyaskosunu aklamaya çalışıyorlar.

Bozuk süt ödüllü çıktı

Süt dağıtımının ilk günü olan 2 Mayıs’ta Sivas merkez ve ilçelerde 15 okuldan yaklaşık 700 öğrenci hastanelik olmuştu.

Okul Sütü Programı için kurulan Ortak Bilim Kurulu, illerden toplanan örneklerin hiçbirinde hastalık yapıcı mikroorganizma ya da bakteri toksinine rastlanmadığını iddia etmiş ancak Sivas’taki Bakraç adlı firmaya ait sütlerin steril şartlarda hazırlanmadığı açıklamıştı. Dağıtım zincirinden çıkarılan Bakraç Süt, okul sütü programı kapsamında Sivas genelindeki okullara süt dağıtımı yapıyordu. Bakraç Süt’ün sahibi İbrahim Emmioğlu’nun valilikten ödül almış olduğu ortaya çıktı.

Bir daha süt gelse içmeyiz”

Sivas’ın İmranlı ilçesinde 65 öğrencinin zehirlendiği Atatürk İlköğretim Okulu Müdür Vekili Mustafa Yıldız da öğrencilere dağıtılan “Bakraç” marka sütte yoğurt kıvamında katışmalar gözlemlendiğini anlattı:

2 Mayıs günü öğrencilerimize ilk sütleri dağıttık. Saat 10.00’da dördüncü sınıftan bir öğrencimiz bayıldı. Bunun ardından fenalaşanlar arttı. Çocuklar içtikleri sütün tadının garip olduğunu, akıcı olmadığını, yoğurt gibi olduğunu söyledi. Sütleri biz de içtik ve bir hademe arkadaşımız da denedi. O da fenalaşınca serum takıldı. Öğrencilere sağlık raporu vermediler, doktor ilaç yazdı. Bakraç sütlerin hepsi savcılık talimatıyla toplandı. Öğrenciler bir daha süt gelse içmeyiz diyor. Aileler de kızgın. Bu çocuklar doğanın ortasında yaşıyor, burası tarım ve hayvancılığın olduğu bir bölge, aşırı dozdan zehirlenme olmaz.”

Fiyaskoyla sonuçlanan ‘Okul Sütü’ projesi nedeniyle binlerce ilköğretim öğrencisi zehirlenerek hastaneye kaldırılırken ülkenin birçok ilinde süt dağıtımları devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı, veliler istemese de öğrencilere süt verilmeye devam edileceğini açıkladı.