Dünyada grev ve eylemlerden...
Geçtiğimiz hafta dünyanın birçok ülkesinde emekçiler, sosyal yıkım ve kölelik saldırılarına karşı grev ve eylemler gerçekleştirdi.
Yunanistan’da denizcilerden grev
Yunanistan Denizciler Federasyonu (PNO) denizcilerin özlük haklarıyla ilgili Kalkınma Rekabet ve Denizcilik Bakanlığı yetkilileriyle yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine 19-20 Mart günlerinde 48 saatlik greve çıktı.
Grev süresince tüm gemiler limanlarda bağlı kalırken, ana karayla adalar arasındaki gemi bağlantısı da kesildi.
Hükümetin “mali krizle mücadele” adı altında uyguladığı kemer sıkma politikasında denizcilerin sağlık hakları tırpanlanmak isteniyor. Denizcilere ait Sosyal Sağlık Kurumu’nun Ulusal Sağlık Hizmetleri Kurumu ile birleştirilmesine itiraz eden denizciler, daha önce de Pire’deki Denizci Ocağı binasını işgal ederek haklarını sahip çıkacaklarını göstermişti.
Grevin ilk adım olduğu belirten PNO, hükümetin olumlu bir yaklaşım sunmaması halinde eylemlerinin 48’er saatlik grevler şeklinde süreceğini açıkladı.
Çek Cumhuriyeti’nde gösteriler
Çek Cumhuriyeti’nde birçok kentte binlerce kişi sokaklara çıkarak Başbakan Necas ve Cumhurbaşkanı Klaus’un istifasını istedi. Sosyal hakların tırpanlanmasını protesto eden işçi ve emekçiler özellikle de emeklilik ve sağlık sisteminde yapılan kısıtlamaların derhal geri alınmasını talep ettiler. Prag’daki gösterilere çoğunluğunu emeklilerin oluşturduğu 2 bin kişi katıldı. Brno’da ise 4 bin kişi gösteri yaptı. Strava ve Hradec Kralove’de de gösteriler gerçekleşti.
Fransa’da çelik işçilerine saldırı
15 Mart günü ArcelorMittal çelik işletmelerinde çalışan yüzlerce işçi Florange’den Paris’e gelerek fabrikalarındaki iki yüksek fırının kapatılmasını protesto etti. 4 haftadan beri grevde olan çelik işçileri sınıf düşmanı Sarkozy’nin seçimler için kurduğu merkeze yaklaşınca polisin gaz bombalı saldırısına uğradı. Bu saldırıdan sonra açıklama yapan çelik işçileri, Sarkozy’nin Elysée-Palast’a davetine katılmayacaklarını bildirdiler.
Schlecker çalışanlarından gösteriler
Almanya’da bakım ve temizlik malzemeleri satan mağazalar zinciri Schlecker’in geçtiğimiz haftalarda iflasını bildirmesi ve 24 Mart’a kadar 2.000 üzerinde birimini kapatacağını açıklaması çalışanlar tarafından öfkeyle karşılandı.
Schlecker çalışanları, çoğunluğu kadın 12 bin işçinin işini kaybedecek olmasını protesto etmek için Berlin, Schweinfurt, Stuttgart, Rüsselsheim, Nürnberg kentlerinde gösteriler düzenlediler.
Almanya’da kamu grevleri yayılıyor
Almanya’da kamu sektöründe çalışan 2 milyon emekçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri uyarı grevleriyle devam ediyor.
Grevler sonucu öncelikle Hessen, Bavyera ve Baden-Württemberg Eyaletlerinde kamu hizmetlerinde aksamalar yaşandı. Kamu emekçilerinin grevi nedeniyle çöpler toplanmadı, otobüs ve yakın mesafedeki trenler çalışmadı. Ayrıca ana okulları, hastaneler ve belediye idarelerinde de emekçiler iş bıraktı.
Kamu emekçilerinin örgütlü olduğu Ver.di’nin verdiği bilgiye göre, Bavyera eyaletinde grevler sabah 06.00’da başladı. Baden-Württemberg eyaletinde ise grevler lise bitirme sınavlarına girecek öğrenciler düşünülerek saat 08.30’da başlatıldı.
19 Mart günü ise Aşağı Saksonya ve Bremen eyaletlerinde yaklaşık 20 bin kişi iş bırakarak grevlere katıldı.
İşçiler iş bırakma eylemleriyle maaşlarına yüzde 6,5 ya da ayda en az 200 Euro zam istiyorlar. Hükümet ise şimdiye kadar sadece yüzde 3,3 vermeyi teklif etti.
YDÜ’de sağlık hakkı eylemi
Kolektif Öğrenci Mücadelesi, 16 Mart günü Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Kütüphanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirerek öğrencilere sağlık hakkına sahip çıkma çağrısı yaptı.
YDÜ Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’nda öğrenim gören Kural Günay’ın yeterli sağlık hizmeti alamadığı için hayatını kaybettiğine dikkat çekilen açıklamada, Devlet Hastanesi ile üniversite arasındaki sözleşme uyarınca öğrencilerin sağlık hizmeti alabildikleri ancak YDÜ Hastanesi açıldığı anda adı geçen sözleşmenin geçerliliğini yitirdiği ifade edildi. Öğrencilerinin sağlık güvencesi konusunda alternatifsiz kaldığı vurgulandı.
Sağlık hakkının insanlar için en temel hak olduğuna vurgu yapılan açıklamada, sağlık paralarının da aynı sömürü oyununun bir parçası olduğu dile getirildi.
Açıklama şu sözlerle sonlandırıldı:
“Tüm bu sakatlıkların karşısında biz öğrencilere düşen görev sağlık hakkımızı her ne pahasına olsun savunmaktır. Zira bu hayati bir konudur, yaşam hakkının ta kendisidir. Bizlerin sağlığı tüccarların açgözlülüğünü giderecek bir meta değildir. Sağlık haktır”
|