Hugo Boss’ta kararlı direniş!
Sendikalaştıkları için işten çıkarılan Hugo Boss işçilerinin ESBAŞ önünde sürdürdükleri direniş 120’li günlere yaklaşıyor.
Hugo Boss’ta sendikal çalışma ve direniş
Dünyanın ünlü tekstil tekellerinden olan Hugo Boss fabrikasının işçi düşmanı yüzü geçtiğimiz aylarda yaşanan sendikalaşma çalışmasının ardından gün yüzüne çıkmıştı. Ege Serbest Bölge’de (ESBAŞ) kurulu bulunan ve 3600 kişinin çalıştığı fabrikada işçiler, TEKSİF Sendikası’nda örgütlenme çalışmaları başlatmışlardı. Bu sendikal faaliyetin açığa çıkması üzerine ise Hugo Boss tam bir işçi avı başlatarak kademeli olarak yüzlerce işçiyi işten çıkardı.
İşten çıkarma öylesine pervasız bir hal aldı ki sendikalı işçilerin yanısıra sendikalı olabileceğinden şüphelenilen, sendikalı işçilerle akraba ve arkadaş olan birçok kişi kapı önüne kondu. Çalışan işçilere yönelik de baskı mekanizması devreye sokuldu. İşçiler aralarında sendika hakkında fısıldaşmaktan dahi çekinmeye, işten atılan arkadaşlarını aramaktan dahi korkmaya başladılar. Yine patron işçilere zorla sendikadan rahatsız olduklarına dair kağıt imzalatmaya çalışmış, imza atmayanları işten atmakla tehdit etmişti.
Bu pervasız saldırılara karşı, işten atılan sendikalı işçilerin bir kısmı ise TEKSİF ile birlikte direnişe geçme kararı alarak patrona boyun eğmeyeceklerini dile getirdiler. 20 kadar işçi hergün ESBAŞ önüne gelerek sendikalı çalışma hakları için direniyorlar.
4. ayına yaklaştı
Sendika hakkı için başlattıkları direnişleri 4. ayına yaklaşan işçiler yağmura-çamura, soğuk havaya rağmen direnişlerini kararlılıkla sürdürüyorlar. Direnişi sürdürdükleri alanın -üstü kapalı olmasına rağmen- açıklık olması ve çadır kurulmasının ESBAŞ yönetimince engellenmesi soğuğun ve rüzgarın tüm şiddetiyle hissedilmesine neden oluyor.
Çadırın yanısıra ateş yakmak, çay demlemek-yemek yapmak gibi pek çok şey yasaklanarak işçilerin hareket alanları daraltılıyor. Asılan pankartlar ise para cezası tehditlerinin hedefi oluyor.
Hergün 13.30 ile 14.30 arası Hugo Boss’ta vardiya değişimi yaşanıyor. Sabah mesaisinde çalışan işçilerin çıkış, akşam mesaisinin giriş yaptığı bu saatlerde direnişçi işçiler pankartlarıyla ESBAŞ kapısına geçerek işçileri karşılıyorlar. İlk başta Türkçe, sendikalı olma çağrılı pankartlar taşıyan işçiler bugün firmanın Alman menşeili olması ve uluslararası kamuoyunun gündemine direnişi getirme çabası ile Almanca şiarlı pankartlar taşıyorlar.
Servisler ile geçen işçiler ise ispiyonlanma ve işini kaybetme korkusu ile direnişçi arkadaşlarına selam vermekten dahi çekiniyor. Ancak birkaç kişi gizlice el sallıyor ya da -çok ender de olsa- zafer işareti yapıyor. ESBAŞ görevlilerinin yanısıra Hugo Boss’un maaşlı güvenlik personeli de özellikle servis giriş çıkış saatlerinde büyük bir itina ile işçileri gözlemliyor. Belli ki selam verenleri hızla patronlarına bildirmek için fırsat kolluyorlar.
Aylardır direnişlerini kapı önünde sürdüren işçilerin en büyük sitemi ise dayanışmanın zayıflığı. Ne yazık ki sınırlı ziyaretler dışında Hugo Boss direnişi İzmir işçi ve emekçilerinden beklenen ilgiyi görebilmiş değil. Direnişçiler, serbest bölgede bulunan sendikalı işyerlerindeki işçilerin dahi -ki aralarında Birleşik Metal-İş de bulunuyor- direnişe destek sunmadığını, hatta gelip geçerken bir kornayı ya da el sallamayı dahi çok gördüğünü ifade ediyorlar.
İşçilere “sendika” zammı
Direniş zorluklara rağmen sürerken Hugo Boss patronu da boş durmuyor ve fabrikada çalışan işçilerin sendikalaşmasını önlemek için türlü yöntemleri devreye sokuyor. Son olarak ise işçilere %9 ile %11 arası zam yapılacağı ve bundan böyle işten çıkarma olmayacağı açıklamaları yapıldığı belirtiliyor. Zammın net olarak %15’i bulduğu yönlü söylemler de mevcut. Her koşulda bu zammın asıl sebebinin dışarıda süren direnişin ve içerideki sendikal çalışmanın yarattığı korku olduğu açık.
Hugo Boss patronu “İzmir’in en iyi zammını ben verdim” naraları atarak aslında işçileri sendikadan uzaklaştırmaya çalışıyor. Oysaki bu zammı yaptıranın sendikal mücadele olduğu ortada.
Ancak tüm bu ayak oyunlarına karşı TEKSİF üyesi işçiler kazanana kadar mücadelelerini sürdürmekte kararlılar. ESBAŞ girişinde tüm olumsuz koşullara karşı direnişlerini sürdüren işçiler, İzmirli sınıf kardeşlerinin desteklerini bekliyorlar.
Kızıl Bayrak / İzmir
Billur Tuz’da oyun bozuluyor!
İzmir Çiğli’de Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu Billur Tuz’da Tek Gıda-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan işçilerin direnişi sürüyor. 20’li günlerine ulaşan direniş ilk günkü kararlılığıyla devam ediyor.
Patrondan herhangi bir görüşme talebi olmamasına rağmen işçiler morallerinin gayet yerinde olduğunu ve hiçbir fire vermeden direnişi sürdürdüklerini söylüyorlar. Direnişten rahatsız olan patron, bu durumdan kurtulmak ve fabrika önündeki direnişi kırmak için Çiğli Organize Sanayi patronlarından yardım istemiş.
Oyun bozuldu
Şu ana kadar hiçbir işçiyi yıldıramayan patron çareyi taktik değiştirmekte bulmuş görünüyor. Görüştüğümüz işçiler patronun içeride çalışan sendika üyesi arkadaşlarına yönelik baskıların olduğunu söylüyorlar. Patronun, “Sendika üyesi işçiler içeride işi ağırdan alıyor ve yeni işe giren taşeron işçilerin üretimi hızlandırmasına engel oluyorlar, onlara işi öğretmiyor, işi zorlaştırıyor ve bu ağır iş yükünden dolayı yeni işe giren işçiler işi bırakıp kaçıyor” diyerek işçilere iş akitlerinin feshedildiğine dair tebligat imzalatmaya çalıştığını; işçilerin ise sendikanın talimatları doğrultusunda tebligatları yırtıp attığını belirtiyorlar.
Direniş köşeye sıkıştırdı
Billur Tuz patronu üretimde önemli sıkıntılar yaşıyor. Yeni işçiler işi bilmediklerinden yeterli miktarda üretim yapamıyorlar. Ayrıca eskiye oranla daha fazla elemana ihtiyaç duyan patron bu şartlarda çalışacak yeterli sayıda eleman bulmakta da zorlanıyor. Daha önce işini beğenmeyip işten çıkardığı işçileri çalışmaları için işe geri çağırıyor. İşçi konusunda en son 16 Ocak gece vardiyasında yaşandı. Normal şartlarda tecrübeli işçilerin çalıştığı dönemde gece vardiyasında paketleme bölümünde 20 işçinin çalışması gerekiyor. Ancak bu bölümde gece vardiyasında sadece 11 işçi çalıştı. Yemekten sonra 5 kişi bu şartlarda çalışmayacaklarını söyleyerek işi bırakıp gittiler ve gece vardiyasında sadece 6 işçi çalışmış oldu.
Slogan birliği
Direniş alanına ziyaretler de sürekliliğini koruyor. İşçiler bu durumdan memnun olduklarını söylüyorlar. İşçiler her öğlen fabrika kapısının önünde toplanıp içeriye sloganlarını gönderiyorlar. Dikkat çekici olanı ise Savranoğlu Deri fabrikası işçilerinin son dönemde sık sık attığı “Adalet yoksa işgal edeceğiz” sloganının Billur Tuz işçileri tarafından da atılması. Ayrıca “Ya kepenkler inecek ya sendika girecek”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Susma sustukça sıra sana gelecek!” sloganları da sıklıkla atılıyor. Saat 06.30-18.30 saatleri arasında fabrika önünde süren direnişte Savranoğlu işçilerinin ve Deri-İş Sendikası’nın dayanışması öne çıkıyor. Billur Tuz işçilerinin yemek ihtiyaçları Savranoğlu Deri fabrikası işçilerinin kazanlarda pişirdikleri yemeklerle karşılanıyor. Fabrika kapısındaki direniş alanında direniş çadırı da kurulmuş bulunuyor. Sendika, “patron ne yaparsa yapsın, biz buradayız, kazanana kadar da burada olacağız” diyerek kararlılığını belirtiyor.
Kızıl Bayrak / Çiğli
|