Esenyurt’ta devrimci
seçim kampanyası!
Bir seçim oyununu daha geride bıraktık. İşçi sınıfında ve emekçilerde biriken öfke, 12 Haziran seçiminde oynanan sahte demokrasi oyunuyla düzenin potasında eritilmeye çalışıldı. Sınıf devrimcileri ise yürüttükleri devrimci seçim çalışmasıyla, işçi sınıfının gözünün önüne çekilmeye çalışılan bu yalan perdesini söküp atmak için tüm olanaklarını seferber etmeye çalıştılar. Kokuşmuş sermaye düzeninin sunduğu geleceksizliğe karşı devrimin ve sosyalizmin tek kurtuluş yolu olduğunu haykırdılar. Etkin bir seçim kampanyası ile işçi sınıfının devrimci programının propagandasını yaptılar. Düzen partilerinin kirlettiği toplumsal atmosferi dağıtmak üzere devrimci bir hava estirmeye çalıştılar.
Esenyurt’ta faaliyet yürüten sınıf devrimcileri olarak biz de, “Düzen partilerine oy verme, hesap sor”, “Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde” şiarlarını işçi ve emekçilere taşıyacak bir faaliyet planladık. “Düzenin seçim oyununu bozma” çağrısını güncel sorun ve saldırılarla birleştirecek bir yaklaşımla hareket ettik. Faaliyetimizi bölgemizdeki işçileri bu gündem üzerinden taraflaştıracak bir yaklaşımla örgütledik. Emekçilerin yan yana geleceği kahve toplantıları, ev toplantıları, piknik vb. gibi yöntemlere başvurduk. Bu yöntemlerin hepsini etkili bir şekilde kullanamasak da, faaliyetimiz bölgede belirgin bir yer tuttu.
Denizlerin sermaye iktidarı tarafından katledilişinin yıldönümünde düzenlediğimiz yürüyüşü seçim gündemli faaliyetimizin açık bir çağrısına çevirdik. Aynı zamanda bölgemizde işçilerin karşı karşıya kaldıkları güncel saldırılarla seçim gündemini birleştirmeyi, buradan doğru güçlü bir düzen teşhiri gerçekleştirmeyi hedefledik.
Seçim faaliyetimiz içerisinde pek çok yerel aracı devreye soktuk. Düzen partilerine oy vermeme çağrısını somut sorun ve taleplerle birleştirerek ete kemiğe büründürmeye çalıştık.
Evleri belediye tarafından rant çetesine peşkeş çekilmeye çalışılan Esenyurt-Ardıçlı Mahallesi emekçilerine yönelik “Yoksulluğa ve sefalete mahkum eden, barınma hakkımızı elimizden alan düzen partilerine oy verme hesap sor!” şiarlı bildirilerimizi kapıları tek tek çalarak ve sohbet ederek ulaştırdık. Şırnak-Uludere’deki operasyonla birlikte Kürt halkına yönelik artan katliam ve devlet terörüne karşı ise “BDSP Kürt halkıyla dayanışmaya çağırıyor” şiarlı bildirilerimizi yaygın dağıtımını yaptık. 11 Haziran eylemine çağrı için “Seçim aldatmacasına kanmayalım, devrimci sınıf mücadelesini yükseltelim-Direnişçi ONTEX/PTT işçileriyle dayanışmayı yükseltmek için Taksim’de buluşuyoruz” şiarlı el alanlarımızı yaygın bir şekilde kullandık.
Haziran aynın başından itibaren ise Sivas katliamı gündemli “Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, 19 Aralık-Faşist katliamların sorumlusu düzen partilerine verilecek oyumuz yok sorulacak hesabımız var” şiarlı bildirilerin kullanımını gerçekleştirdik. Bunların yanı sıra BDSP’nin seçim bildirgesini, yüzlerce afişini yaygın bir şekilde kullandık. Servis dağıtımları ve toplu dağıtımlarla bildirgelerimizin dağıtımı sırasında Kızıl Bayrak gazetesini de bir araç olarak kullandık. Etkinlikler için ozalitler kullanırken, aynı zamanda “Düzen partisine oy verme hesap sor” şiarlı BDSP yazılamaları yaptık. Seçim süreci boyunca sınıfın taleplerini işlerken aynı zamanda fabrika dağıtımları da gerçekleştirdik. Pekçok fabrikaya bildirgelerimizi ve 11 Haziran eylemi çağrılarını ulaştırdık. Bazı fabrikalara özel bildiriler çıkararak dağıtımını yaptık.
Böylelikle yaygın ve yoğun bir çalışmayla bir kez daha devrimin ve sosyalizmin kızıl bayrağını yükselttik. İşçi sınıfı ve emekçileri tek ve gerçek kurtuluşumuz olan devrimci sınıf mücadelesini büyütmeye çağırdık. Seçim faaliyetimizin birikimlerine yaslanarak geleceğe yürüyeceğiz.
Esenyurt BDSP
Türkiye kara listede
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün düzenlediği Uluslararası Çalışma Konferansı’nda Türkiye sendikal hakları ihlal etme, ILO sözleşmelerine uymama, işten atma ve sendikacılara yönelik baskılar konusunda kara listede yer aldı.
Türkiye’den sendikaları temsilen konuşan DİSK Uluslararası İlişkiler Daire Müdürü Kıvanç Eliaçık, Avrupa’da sendikal faaliyetlerden işten atılmaların yüzde 66’sının Türkiye’de gerçekleştiğini söyledi.
“Sendikacı değil, terörist”
Eliaçık, ILO’nun Türk devletine yönelttiği sendikacıların gözaltına alınması ve tutuklanmasına yönelik sorularına verdiği cevabın çarpıcı olduğunu belirtti. Hükümeti temsilen konferansta yer alan Doç. Dr. Zeki Parlak ile Çalışma Genel Müdürü Ali Kemal Sayın “onlar sendikal faaliyetten değil, terörist faaliyetten tutuklandı” yanıtını verdi.
“Sendikaya üye olan her 5 metal işçisinden 3’ü işten atılıyor”
Eliaçık Türkiye’nin neden kara listede olduğunu şöyle açıkladı:
Türkiye imza altına aldığı ILO’nun sendikal hakları düzenleyen 87 ve 98 numaralı sözleşmelerine uymuyor.
Sekiz yıldır tartışılan Sendikalar Yasası hâlâ Meclis’ten geçirilmedi.
Avrupa’nın tümündeki sendikal nedenlerle işten atmaların yüzde 66’sı Türkiye’de yaşanıyor.
Türkiye’de sendikaya üye olan her 5 metal işçisinden 3’ü işten atılıyor.
Sendikacılar sadece sendikal faaliyette bulundukları için gözaltına alınıp tutuklanabiliyorlar.
Sendikaların eylemlerinde polis aşırı güç kullanıyor.
|