03 Aralık 2010
Sayı: SİKB 2010/46

 Kızıl Bayrak'tan
WikiLeaks ifşaatını emperyalizme sadakat gösterisine dönüştürdüler.
AKP hükümeti ABD emperyalizmine sadakatini ispatlama telaşında!
WikiLeaks belgeleri: Çürüme,
kokuşma ve küstahlığın kanıtları
MESS dayatmalarına Gebze’den kitlesel yanıt
İşçiler 28 Kasım mitingini
değerlendirdi
“Sonuna kadar direneceğiz!”
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Aralık Ayı
CHP’nin “yeni” imajına işçi tokadıı
Akdeniz Çivi işçileri
CHP’yi işgal etti!
Buca Belediyesi’nde
taşeron işçiler direnişte!
KESK’te genel kurullar süreci ve Sosyalist Kamu Emekçileri’nin temel mücadele ilkeleri
Bürokratik çürümeye karşı KESK’e ve değerlerine sahip çıkalım!
İzmir’de coşkulu “Ekim devrimi ve ulusal sorun” paneli..
Ankara’da “Ekim Devrimi ve
Ulusal Sorun” paneli
TEKEL işçilerinin
mücadelesi sürüyor..
BETESAN’da direniş ateşi büyüyor!
Essen’de ırkçı
etkinlik engellendi.
İsviçre'de ırkçı yasa kabul edildi
Kuzey-Güney Kore çatışması
üzerine… - S.Yalçınkaya
25 Kasım’da kadınlar alanlara çıkt
Haydarpaşa Garı yanarken.. N. Asya.
KESK’li tutuklularla dayanışmaya!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Burjuva siyasetinin denklemlerine sıkışan Kürt sorunu

Seçimlere kadar ilan edilen eylemsizlik kararı Öcalan’ın son açıklamalarıyla 1 Mart’a çekildi. Öcalan görüşmelerin bir aydır yapılmadığına dikkat çekerek hükümetten adım atmasını beklediklerini, 1 Mart’a kadar bir gelişme olmazsa daha sert bir sürecin başlayacağını ifade etti. Daha önce “müzakere aşamasında” dediği devletle görüşmelerin artık “diyalog bile denemez” bir düzeyde olduğunu açıkladı. Öcalan böylece seçim sonrasına bırakılan “açılım” sürecinin hızlandırılmasını istiyor.

Mevcut durum, Kürt sorununun çözümünün burjuva siyasetinin denklemlerine bırakıldığında, sorunun nasıl süründüğünü gösteriyor. Öcalan ve devlet arasında görüşme yapılmasının rahatça tartışılabildiği, burjuva kalemşörlerin bu görüşmeleri cesaretlendiren olumlu yazılar yazdığı, burjuva siyasetçilerin de aynı tonda demeçler verdiği bir yerde, Kürt sorununun çözülebileceği yanılsaması yaratılıyor.

Gelinen aşamada sermaye devleti Kürt sorununu belli sınırlarda bir çözüme ulaştırmak istemektedir. Onu buna zorlayan iç ve dış nedenler vardır. Ancak burjuva cumhuriyetin temellerinin Kürt halkının kemikleri üzerinde yükseldiği de bir gerçekliktir. Bu devlet politikasının birden değişmesi mümkün değildir. Bugün böyle bir politik hat izlenmektedir.

Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz günlerde BDP tarafından CHP ile bir seçim ittifakı gündeme taşınmıştı. Sonradan iki tarafça da reddedilse de, kimi libereral köşe yazarları tarafından gündemde tutulan bu tartışma önemlidir. Kürt siyaseti adına bu gibi girişimler, burjuva siyasal denklemler içerisinde yer açabilmek ve asıl olarak da seçim barajını aşabilmek amacıyla yapılmaktadır. Düzen güçleri de böyle bir ittifakı, BDP üzerinden Kürt orta sınıflarını düzene sağlamca bağlamak için uygun görmektedirler.

Bu açıdan, Başbakan’a yakın isimlerden, Pollmark araştırma şirketinin kurucularından Ertan Aydın’ın söyledikleri önemlidir. Bu şirket, AKP’nin 2007 ve referandum başarısında da pay sahibidir. Ertan Aydın’a göre, “BDP-CHP koalisyonu Türkiye’de toplumsal dönüşüm için bir fırsat olabilir. İki parti de kendi ideolojik safralarını böylece atar. BDP de daha fazla Türkiye’ye entegre bir parti haline gelir. Tayyip Erdoğan BDP’nin entegre olmasından memnun olur. Ancak sadece AKP oyları açısından bakmayın. İktidar için milli birlik projesi önemli. Ne şekilde olursa olsun BDP’nin CHP’yle ittifak yaparak Türkiye’ye entegre olması iktidarı memnun edebilir. Bunlar AK Parti’nin uzun vadeli hedefleri açısından olumlu. Çünkü bölgede sürekli kaynama ve huzursuzluk iktidar aleyhine.”

Burjuvazinin akıl hocaları için meselenin özü ve özeti budur. Kürt halkını bu düzene entegre edebilecek bir ortamın yaratılması istenmektedir.

Bu noktada belirtmek gerekir ki, Kürt halkının silahlı güçlerinin tasfiyesi üzerine süren pazarlıkların arka planında nasıl bir siyasal bakışın yattığı önemlidir. Çünkü çözüm platformunun içeriğini bu bakış belirleyecektir. Silahlar ateş almaya hazırken de, susmuşken de bu bakış hayati önemdedir. Aksi takdirde peşi sıra patlayan silahların da, en barışçıl söylemlerin de, sonuç açısından hiçbir değeri olmayacaktır.

Bu vesileyle Öcalan tarafından sıklıkla dile getirilen “hakikatleri araştırma” komisyonuna da değinmek gerekiyor. Bu acı hakikatlerde sorumluluğu olan bir düzenden, resmi tarih yazıcılarından böyle bir talepte bulunmak oldukça tehlikelidir. Toplumsal belleği tahrip etmeye yarayacaktır. Hakikatler, bu yaşananların sorumlularının yıkılması süreciyle insanlık hafızasında aydınlanacak, gerçek manada tarihle yüzleşilecektir.

Kürt halkının varlığını inkar eden ve sömürü üzerine kurulu olan bu düzeni restore etmek düzen sahiplerinin işidir. Ezilen bir ulus olarak Kürt halkının kaderini özgürce tayin edebileceği tek seçenek devrimdir. Bunu gerçekleştirecek olansa Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri ile özgürlüğe, eşitliğe ve barışa susamış yoksul Kürt halkıdır. Gerçek çözüme giden tek yolu açacak olan, birleşen bu iki güçten başkası değildir. Bunun dışındaki tüm “yol haritaları” bu düzenin labirentleri içinde kaybolmakla sonuçlanacaktır.

 

 

 

PKK’nin 32. kuruluş
yıldönümü kutlandı...

Diyarbakır’da PKK şöleni

PKK’nin kongresinin yapıldığı Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, binlerce kişinin katıldığı bir festival gerçekleştirildi. Lice Belediyesi tarafından “Lice tarihi ile buluşuyor” sloganı ile düzenlenen Lice Kültür, Sanat ve Turizm Festivali için Kürdistan’ın çeşitli illerinden binlerce kişi, Newroz alanında bir araya geldi. PKK’nin 32. kuruluş yılının selamlandığı festivalde “PKK” pankartları ile Abdullah Öcalan, Kemal Pir ve Mazlum Doğan’ın posterleri göze çarparken, PKK bayrakları taşındı.

“Vejîna gelê Kurd pîroz be (Kürt halkının diriliş günü kutlu olsun)” pankartının da yer aldığı festival alanında havai fişek gösterimi yapıldı.

Ardından Lice’nin eski adını taşıyan Koma Şinişa müzik grubunun sahne alması ile birlikte binlerce kişi halaylar çekti.

Müzik gruplarının ardından konuşan Lice Belediye Başkanı Fikriye Aytin, “Bu saldırılara karşı bu festivalin tarihi direniş ruhu ile cevap vereceğiz” diyerek halkı selamladı.

Fis Köyü’ne yürüyüş

Festivale katılan binlerce kişi festivalin ardından engellemelere rağmen PKK’nin kuruluş kongresinin yapıldığı Fis Köyü’ne gitti. Kongrenin yapıldığı Zoğurlu Ailesi’ne ait evin, askerler tarafından panzerlerle ablukaya alınması dikkat çekti. “Rojbûna te pîroz be PKK” sloganlarıyla yürüyen kitle barikata rağmen ısrarlı bir biçimde eve yürüdü. Bunun üzerine barikat açıldı ve kitle evin çevresinde kutlamalarını yaptı.


Şırnak

Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde 27 Kasım gecesi BDP Cizre İlçe binası önünde düzenlenen şölene yaklaşık 15 bin kişi katıldı.

Saygı duruşuyla başlayan şölende, PKK’nin tarihini anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı. Meşaleli yürüyüşle devam eden şölende havai fişek gösterisi yapıldı. Ardından halaylar çekildi. BDP’lilerin konuşmalar yaptığı şölende “Bizler onurlu bir barış, özgür bir dil, özgür bir yaşam ve özgür bir kültür yaratana kadar bu mücadelemize devam edeceğiz” denildi.


Silopi

Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde gerçekleştirilen kutlamalara Nuh ve Cudi Mahallesi’nde bir araya gelen binlerce kişi katıldı. Eylemde, PKK, demokratik konfederalizm bayrakları, Abdullah Öcalan, Kemal Pir, Mazlum Doğan ve M. Hayri Durmuş’un posterleri açıldı. Kutlamalara katılmak için Nuh Mahallesi’nden yüzlerce genç Cudi Mahallesi’ne yürüdü. İki mahallede binlerce kişinin buluşmasının ardından kitle Uluslararası İpek Yolu’na sloganlarla yürüdü.

Kitlenin önünü kesen polis yürüyüşe biber gazı ve tazyikli su ile saldırdı. Gençler polise havai fişek ve taşlarla karşılık verdi. Ayrıca kutlamanın olduğu Cudi Mahallesi’nde de kitleye gaz bombası atıldı.


Yüksekova

Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde sabah saatlerinden itibaren gerçekleştirilen gösterilerde polis müdahalesi ile başlayan olaylar ancak akşam sona erdi. Çatışmalarda çok yoğun gaz bombası kullanıldı. Çok sayıda ev ve işyerinin camları atılan gaz bombaları nedeniyle kırıldı. Polisin attığı gaz bombasının gözüne isabet etmesi nedeniyle yaralanan 14 yaşındaki E.B.’nin durumunun ciddi olduğu bildirildi.


İstanbul

İstanbul’un 17 ilçesinde yapılan etkinliklere yüzlerce kişi katıldı. Bağcılar’da yapılan yürüyüşün polis tarafından engellenmesinin ardından gençler ara sokaklara dağılarak barikat kurdu. Çatışmalar sırasında minibüs ve bazı marketlere molotofkokteyli atıldı.