29 Ekim 2010
Sayı: SİKB 2010/42

 Kızıl Bayrak'tan
Türban sömürü ve köleliği örten
bir şal olarak kullanılıyor
Seçim odaklı düzen siyasetini
sınıf odaklı mücadeleyle aşalım!
Yolsuzluk operasyonlarının
gösterdikleri
Katil Ogün Samast çocuk mahkemesinde
MESS-Türk Metal satış senaryosunda finale doğru
MESS’in yalan rüzgarı
Mutaş işçileri
ÇEL-MER’in yolunda!
Metal işçisi boyun eğmiyor
Emperyalizmin “son kahramanı” Lech Walesa Türkiye’de.
Tek Gıda-İş’in
“tecrit” kampanyası sürüyor.
Kapitalizm işçi kanıyla besleniyor..
BETESAN direnişiyle
sınıf dayanışması büyüyor..
Fransa’da büyük
mücadele dalgası ve gösterdikleri
Fransa’da tasarı onaylandı
emekçiler pes etmiyor
Kamu emekçilerine baskı ve sürgün
Polisin bir cinayet dosyası
daha aklandı!.
Katillerden hesap sormak için omuz omuza!
YTÜ’de soruşturma terörü!.
6 Kasım çalışmalarından
“YÖK’e ve efendilerine Ankara’da tok bir yanıt vereceğiz!”.
“İki devletli çözüm
hayal ürünü…”
Wikileaks 400 bin belge ile ABD vahşetini sergiledi ”
İnsanca bir yaşam ve
temiz bir çevre için.
Sağlık haktır gasbedilemez!
Yerel işçi bültenlerinde mücadeleyi yükseltme çağrısı
Zindanlar yıkılsın
tutsaklara özgürlük!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yerel işçi bültenlerinde mücadeleyi yükseltme çağrısı...

İşçi sınıfı ve emekçiler çetin kış koşullarına sermayenin yoğun sömürü ve baskısı altında giriyorlar. Sınıf hareketi cephesinden yaşanan gelişmelerin odağında ise metal sektöründe 120 bin işçiyi kapsayan 2010-2012 Metal Grup TİS süreci duruyor. Metal TİS sürecine ilişkin gelişmeler ve çağrılar, yerel işçi bültenleri aracılığıyla başta metal işçileri olmak üzere sınıf kesimlerine ulaştırılıyor. Farklı illerde çıkan yerel işçi bültenlerinin ortak gündemi olan Metal TİS’leri metal fabrikalarından işçilerin yazılarıyla çok yönlü bir biçimde ele alınıyor. Yerel bültenler adeta sınıfın kürsüsü görevini üstleniyor.

Bursa İşçi Bülteni’nin Ekim ayı sayısı, “Taleplerimize sahip çıkalım, TİS masasını sokakta kuralım!” şiarını taşıyan kapak sayfasıyla çıktı. Metal Grup TİS sürecine ilişkin yerelden yansıyan eylem ve etkinliklerin de işlendiği bültende Tofaş’ta çalışan Türk Metal üyesi bir işçinin yazısına da yer veriliyor. Tofaş işçisinin yazısında şu ifadeler göze çarpıyor:

“...Çalışan arkadaşlarımız bir sorunu olduğunda sendikaya gitmeye çekiniyorlar. Çünkü sendika temsilcilerinin karşısına bir memnuniyetsizlikle çıktığımız zaman ya o konuyla ilgilenilmiyor ya da arkadaşlarımız asi ilan edilip, vardiyaları değiştiriliyor, hatta başka bölümlere gönderiliyorlar. Bu yüzden çalışma arkadaşlarım sendika temsilciliğine hangi sorundan olursa olsun gidip sorunlardan bahsedemiyor, herhangi bir konuyla alakalı akıl danışamıyor. Durum bu iken bizim yapmamız gereken ise haklarımıza kendimizin sahip çıkmasıdır. Bu patron sendikasının bizler için bir şey yapmayacağını bilerek haklarımızı savunmak için bir araya gelmeliyiz.”

İzmir yerelinde çıkan Demir-Çelik İşçileri Bülteni, “Referandum oyunu geride kaldı, mücadele sürüyor!” şiarlı kapak sayfasıyla sesleniyor. Metal Grup, TİS sürecinin temel gündem olarak işlendiği bülten sömürü cehennemi Habaş’tan işçilerin yazılarıyla zenginlik kazanıyor. “MESS’in kirli tarihinden” başlıklı yazı ise dikkat çekiyor. Bültende yer alan Habaş yazısında şu pasaj dikkat çekiyor:“...Bizleri referandum oyununa taraf etmeye çalışanlara ve onların düzenine karşı kendi tarafımızı seçmeli, her türlü ekonomik sosyal sorunlarımız için bu düzene karşı mücadele etmeliyiz. TİS süreci bunun için en uygun andır. MESS patronlarıyla iki yılda bir imzalanan toplu sözleşmelerde daha yüksek ücretler ve insanca çalışma koşulları için mücadele etmeliyiz. Kaderimizi MESS patronlarıyla her dönemde uzlaşarak bizleri satan sendikacıların inisiyatifine bırakamayız. TİS görüşmelerini sessiz sedasız geçiştirip bizlere de üç kuruşluk zamları lütuf gibi sunmalarına izin vermemeliyiz...”

Gebze İşçi Bülteni ise Ekim ayı sayısını ÇEL-MER işçilerinin direniş ve işgal deneyimine ayırmış bulunuyor. ÇEL-MER direnişi güncesine yer verilen bültende yer alan ÇEL-MER Direniş-İşgal Komitesi’nin yazısında şu bölüm dikkat çekiyor:

“...ÇEL-MER işçisi, 11 arkadaşının dışarıda kalmasının burukluğunu, ama aynı zamanda haksızlığa uğramış/uğrayan milyonlarca işçi ve emekçinin haklı mücadelesini temsil etmenin onurunu, direnen diğer işçilere moral güç ve olumlu bir örnek olabilmenin gururunu taşımaktadır. Bu açıdan ÇEL-MER işçisi için işgal eylemi bir son değil, aksine yeni bir başlangıç olmuştur. ÇEL-MER işçileri haklarını söke söke almıştır. Sermaye ile hesabımız daha kapanmamıştır. Açıkça ilan ediyoruz: Eksik bıraktıklarımız boynumuzun borcu olsun! Kazanımlarımız işçi sınıfına armağan olsun!”

Kayseri İşçi Bülteni ise yeni sayısında “Sigortasız ve sendikasız çalışmaya hayır! Haklarımız için örgütlü mücadeleye!” çağrısı yapıyor. Farklı sektörlerde çalışan işçilerin kaleme aldığı yazılarla hayli zengin bir içeriğe sahip bültende Kayseri’de sınıf hareketi cephesinde yaşanan gelişmeler ve fabrikalardan yansıyanlar aktarılıyor. Bültenin kapak yazısı şöyle sesleniyor:

“...Kayseri İşçi Bülteni’nin bir buçuk yıldır sürdürdüğü yürüyüş, işçi ve emekçilerin verdiği destekle daha da güçlenerek devam edecek. Kayseri’de ağır çalışma koşulları altında ömür tüketen işçileri, seslerini, duygu ve düşüncelerini, sorunlarını birbirine ulaştıran, yaşanan sorunları ortaya koyan, işçi ve emekçileri hak ve özgürlükleri için birlikte mücadeleye çağıran Kayseri İşçi Bülteni’ne daha fazla destek olmaya çağırıyoruz.”

Öncü-devrimci metal işçilerinin temel araçlarından biri olan Metal İşçileri Bülteni’nin son sayısında metal işçilerine mücadele çağrısı yapılıyor. MİB eylem ve etkinliklerinin yanısıra başlayan TİS görüşme sürecine ilişkin bilgilerin yer aldığı bültende metal işçilerine şu çağrı yapılıyor:

“...Bugüne kadar Türk Metal yöneticileri MESS patronlarının bir dediğini iki etmedi. Bundan sonra da etmeyeceklerinden kuşku duymamak gerekiyor.

Bunun için metal işçileri TİS sürecini kazanmak istiyorsa ‘98’in izinden gitmeli, ancak bu kez yarım bıraktıkları işi tamamlamalıdır. Yani birliklerini kurarak önce Türk Metal’i aşmalı, ardından ise MESS’in üzerine yürümelidir. MESS’in karşısına talepleriyle çıkmalı, bu talepler için mücadeleyi kararlılıkla yükseltmelidir.”

Köleliğe karşı mücadele çağrısı yapan Adana İşçi Bülteni ise Sabancı OSB’deki sömürü ve baskı koşullarını anlatıyor. İşçi yazıları ve röportajların da yer aldığı bültenin kapak yazısında şu bölüm dikkat çekiyor:

“...Adına “Çin Çalışma Rejimi” denilen çalışma koşulları, dünyanın en yoğun en kuralsız emek sömürüsünün yaşandığı, işçilerin tam bir köle gibi çalıştırıldığı, fakat buna rağmen çok düşük ücretin ödendiği koşullardır. Çin Çalışma Rejimi’nin uygulanacağı yerlerde, yasalarda zaten çok az olan işçi haklarının geçerliliği de yoktur. Sadece yasaklar vardır. Yani asalak patronlar ve onların devleti Adana’yı tam bir köle kampına, işçileri de tam bir köle haline getirmek için kolları sıvamış bulunuyorlar.

Bu pervasızlığa karşı işçilerin birleşik, örgütlü bir mücadele yükseltmekten başka çıkış yolları yoktur. Unutmamalıyız ki, gücümüz birliğimizden gelir. Bugün Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında işçiler, emekçiler hakları için direnmekteler. Onların direnmesini sağlayan şey, sınıf kardeşleriyle omuz omuza hareket etmeleridir. Bizler de sınıf kardeşlerimizle kolkola, omuz omuza verip haklarımız için direnirsek başarabiliriz.”

Ankara’da İşçiden İşçiye UPS özel sayısında, UPS direnişini büyütme ve sendikal haklar için örgütlenme çağrısı yapılırken “İşyeri Komitelerini Kur, Sendikalarda Örgütlen” şiarı yükseltiliyor.

Bültende, UPS’nin Ankara’daki aktarma merkezlerinde çalışan işçilerin kaleme aldığı ve çalışma koşullarının anlatıldığı yazılar bulunuyor. UPS’de çalışan işçilerle mücadele süreci üzerine yapılan röportaja da bültende yer veriliyor. Sincan OSB’de çalışan işçilerin yazılarına da yer veren bülten mücadele çağrısı yapıyor.