03 Eylül 2010
Sayı: SİKB 2010/35

 Kızıl Bayrak'tan
İşçi sınıfı ayak bağlarından kurtulmaksızın sınıf mücadelesinde
yol alamaz!
Orduda resmi çizgi devam ederken
rejim krizi derinleşiyor!
Kürt halkının özgürlük ve eşitlik
istemleri boğulamaz!
BDSP’nin referandum seminerleri
devam etti..
Metal İşçileri Birliği MYK Eylül ayı toplantısı sonuçları
BETESAN’da direniş
dayanışmayla büyüyor!.
UPS direnişiyle uluslararası
dayanışma büyüyor
Direnişçi UPS işçileri
eğitim seminerinde buluştu
Toplu görüşme oyunu sona erdi..
İşçi ve emekçi hareketinden.
12 Eylül’ün hesabını
işçi ve emekçiler soracak!
Eyvah; Lenin de
boykota karşıymış!
Devleti aklamanın yeni hamlesi: Ergenekon’dan sonra Cemaat!.
Güney Afrika kapitalizminin konsolidasyonu ve işçi hareketi
Güney Afrika Cumhuriyeti’nde
kitlesel militan grev!
UPS’de sendika düşmanlığı tüm dünyada protesto edildi..
“Yok olup gitsinler!”
Rize’de su boşa değil felakete aktı
Tacizciye terfi,
tacize uğrayana ceza!..
Dünya Barış Günü, TC ve Kürdistan
M. Can Yüce
“Hasta tutsaklar
serbest bırakılmasın”
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Hasta tutsaklar serbest bırakılmasın”

 

Adana

Adana’da 28 Ağustos Cumartesi günü İnönü Parkı’nda yapılan eylemde “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın! Tecride son!” pankartı açıldı.

Yapılan açıklamada hapishanelerdeki tecrit ve işkencenin kesintisiz bir şekilde devam ettiği belirtilerek son olarak Bolu F Tipi’nde hükümlü bulunan Nesimi Özkan ve İdris Çalışkan’ın tedavilerinin yapılmadığı ve iki tutuklunun da ölüme gönderildiği ifade edildi. Bu iki tutsağın yanısıra İsmet Ayaz ve Bekir Şimşek’in de sağlık durumlarına değinilen açıklamada, gerek sağlık raporlarına gerekse de yürütülen mücadeleye rağmen hasta tutsakların tedavilerinin gerektiği gibi yapılmadığı ve serbest bırakılmadıkları söylendi.

Yapılan açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.


İstanbul

28 Ağustos günü Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelen devrimci ve ilerici kurumlar, Türkçe, İngilizce ve Arapça “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” yazılı pankartlar arkasında Galatasaray Lisesi önüne yürüdüler.

Galatasaray Lisesi önünde basın açıklamasını Ayşe İşeri gerçekleştirdi. İşeri, siyasi iktidarın; yaşlılar, çocuklar için ayrıcalığı yüceltirken, cezaevlerinde hasta tutsakları katletmeye devam ettiğini söyledi. Hastalıkları yüzünden cezaevlerinde kalamayan tutsakların ise cezaevi şartlarından daha kötü yerlerde kaldıklarını söyleyen İşeri, kanser hastalarının, ışıksız bodrum katlarındaki mahkum koğuşlarında tutulduklarını, Wernicke - Korsakoff hastalarının ise tıpkı Bekir Şimşek gibi akıl hastanelerinde kaldıklarını ifade etti. İşeri, açıklamanın devamında şunları söyledi:

İşeri, Adli Tıp Kurumu’nun Bekir Şimşek için 2001 yılında “Wernicke-Korsakoff hastasıdır cezaevinde kalamaz, cezasının infazını durdurun” derken, 2003 yılında “Wernicke-Korsakoff hastasıdır, ama tahliye etmeyin” dediğini hatırlatarak, 2005 ve 2009 yılında Bekir Şimşek’i yakından gözlemlediğini ve Wernicke-Korsakoff tespitini değiştirmediğini söyledi. 10 yıl boyunca hastalığında iyileşme göstermeyen, tedavi imkanı olmayan, cezaevinde kalamaz raporu verdiği kişinin infazını ertelemek yerine akıl hastanesinde tutulmasını istemenin bilime, insanlığa ihanet olduğunu ifade eden İşeri, Adli Tıp Kurumu’nun katliamın ortaklarından olduğunu söyledi.

Kızıl Bayrak / Adana - İstanbul

 



Basketbol Şampiyonası’nda
fişlenme protestosu...

28 Ağustos günü başlayan 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nda Slovenya-Tunus maçı öncesi şampiyonanın sembolü “Bascat” kostümünü giyerek çalışan muhalif iki işçi karşılaşmadan hemen önce işten atıldı. İşten atma saldırısı işçiler tarafından protesto edilerek polis-şirket işbirliği teşhir edildi.

30 Ağustos günü Abdi İpekçi Spor Salonu önünde biraraya gelen işçiler, burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi. “Maskot değil, işçiyiz, fişleniyoruz!” pankartının açıldığı eylemde basın açıklamasını işten atılan işçilerden biri olan Cenk Yürükoğulları gerçekleştirdi.

Yürükoğulları, organizasyonda çalışacak işçilerin yine güvencesiz ve sigortasız çalıştırıldığını belirterek, Van kedisi kostümünü giyme işi için Aracı şirket olan Boogy’le günlük ücret üzerinden anlaştıklarını söyledi.

Yürükoğulları, ilk iş günleri olan 28 Ağustos günü hazırlanıp sahaya çıkmalarına 3 dakika kala takım elbiseli adamların gelip , kıyafetlerini hemen çıkartmalarını, saha giriş kartlarını teslim etmelerini istediklerini söyledi. Nedenini sorduklarında ise “işiniz şuan itibariyle bitti” dediklerini söyleyen Yürükoğulları, maskot kıyafetini çıkartıp sahadan ayrıldıktan sonra etraflarını çeviren takım elbiseli polislerin çantalarındaki eşyalarını insanların gözü önünde yerlere dökerek aradıklarını ifade etti. Yaptıklarının nedenini sorduklarında bir şey söylemeyen polislerin, daha sonra çantalardan çıkan İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nin kartını göstererek “alın işte sebebi bu” denildiğini belirtti.

Yürükoğulları, işten çıkarılma gerekçesi olarak kendilerine aracı şirket tarafından ‘muhalif kişilikler’ olduklarının söylendiğini ifade etti. “Bizler 10 gün için anlaştığımız Van kedisi maskotu olma işinden gerekçe gösterilmeden, zor kullanılarak atılan sadece iki kişiyiz.” diyen Yürükoğulları, daha milyonlarca insanın her gün gerekçe gösterilmeden işlerinden atıldıklarını söyledi.

Kızıl Bayrak / İstanbul




Tarım işçileri can pazarında

En ilkel koşullarda bazen bir kamyon, bazense bir midibüs kasasında çalışacakları tarlalara götürülen işçiler yaz aylarında artış gösteren kazalar sonucunda yaşamlarını yitiriyorlar. Ağır koşullarda, her türlü sosyal haktan ve işgüvencesinden yoksun çalışan tarım işçilerinin umut yolculuğu Tokat’ta olduğu ölümle sonuçlandı.

Domates tarlalarında çalışmak üzere Amasya’nın Sarılan köyünden Tokat’a giden tarım işçilerini taşıyan midibüsün Tokat-Turhal karayolunun Kalaycık köyü yakınlarında aynı yönde giden kamyon ile çarpışması sonucu devrilen midibüsteki Akgül Elmacı ile Sefer Çakal hayatını kaybetti. Kazada 45 kişi de yaralandı.