30 Temmuz 2010
Sayı: SİKB 2010/30

 Kızıl Bayrak'tan
Amerikancı düzenin temsilcileri “cunta karşıtlığı” demagojisine sarılıyor.
BDSP: Düzen içi dalaşmayı boykot ediyoruz!
Referandum tezgahında
solculuk iddiası ve sınırları
TÜSİAD’ın referanduma ilişkin
tutumu ve ötesi
Kürt halkına karşı örgütlü
linç taburları devrede.
İşçiler mücadeleyi ortaklaştırıyor
İşçiler iş cinayetlerine karşı yürüdü.
İşçi ve emekçi hareketinden.
Toplu görüşmelere giderken kamu emekçileri hareketinin durumu ve görevler
Sendikalarda sınıf işbirliğinin
yeni adımı: “Tüketimden gelen güç!”
Çel-Mer ve Samka işçileri direniyor!!
UPS Kargo işçileri hakları için
direniyor!
TÜMTİS İstanbul Şube Başkanı Çayan Dursun’la konuştuk
İşgalci zorbalar için bataklıktan
çıkış yolu arıyorlar!
Savaş baronları Kore Yarımadası’nda gerilimi tırmandırıyor!
Şiddete dayalı düzen kadına
yönelik şiddeti engelleyemez!.
Linç ve katliamlara karşı
durmak… - M. Can Yüce
“Beşikçi ve Şimşek değil, inkar ve asimilasyon yargılansın!”…
Sarıgazi Geleneksel Halk Festivali
bu yıl yapılamıyor...
UPS direnişçisinden mektup…
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

UPS direnişçisinden mektup…

“Sınıf bayrağını yükseltmek için
yola çıktık”

UPS Kargo işçileri olarak, 8 ay önce sendikalaşma çalışmalarımızı başlattık. Nisan ayında, UPS yöneticilerinin sendikalaşan bizleri işten atmasıyla direnişimiz başladı ve yaklaşık 4 aydır sürmektedir. UPS Kargo işçileri, anayasal hak olan sendika hakkını kullandıkları için işten atılmış ve direniş ile insanca yaşama, kendi geleceğini eline alma hakkını savunmaya geçmiştir.

Patronlar, TÜSİAD’a MÜSİAD’a ve benzeri patron örgütlerine üye olmaktadırlar. Bunun için hiçbir sınırlama ya da yasak ile karşılaşmazlarken, biz işçiler insanca yaşama, insanca çalışma haklarımızı savunmak için sendikalaştığımızda tazminatsız ve akıl almaz iftiralarla işten atılıyoruz.

Ama yağma yok! Kapı önüne konduk diye, kuzu kuzu evimizin yolunu tutmadık. UPS’nin bütün işyerlerini eylem alanına çevirdik. UPS’ye sendika girene kadar bizi orada görmeye devam edecekler. UPS yöneticileri ve diğer kargo patronları bilmelidirler ki; biz sendikayı UPS Kargo’ya sokacağız! Kargo patronları anlamalılardır ki; yaptıkları hiçbir toplantı, hiçbir baskı, sendikanın kargolara girmesini engelleyemeyecektir. Biz, UPS Kargo işçisi olarak, işçi sınıfının mücadele tarihine yeni bir direniş zaferi yazmak için yola çıktık. UPS Kargo işçisinin kazanımı, sadece UPS işçisinin zaferi olmayacaktır. Tüm işçi sınıfının zafer hanesine yazılacaktır.

TEKEL işçisinin 78 gün süren direnişi ve 2010 1 Mayısı’ında Taksim’e çıkan 300 bin emekçi ile ayağa kalkmaya hazırlanan işçiler yeni zaferlere ihtiyaç duymaktadır. UPS Kargo işçisi, ayağa kalkmaya hazırlanan işçi sınıfının sınıf bayrağını yükseltmek için yola çıkmıştır. Bu bayrağı yükseltmek, işçi ve emekçilerden yana olan herkesin görevidir.

Bunun için; dayanışma eylemleri, direnişler, grevler örgütleme zamanıdır!

Bunun için; mücadeleci işçi örgütü olan sendikalar gereklidir!

Bunun için; dürüst, mücadeleci sendikacıların, sendika yönetimlerine gelmeleri gerekmektedir.

Bunun için; mücadele eden işçi önderlerinin ön saflara geçmeleri gerekmektedir.

Hak verilmez, alınır! Zafer sokakta kazanılır!

Bir gün bu ülkeye sosyalizm gelecek! Başka yolu yok!

Bülent Karaağaç - UPS Kargo Direnişçisi (Kurtköy)


 

 

 

‘96 Ölüm Orucu-SAG şehitleri anıldı

İzmir

‘96 Ölüm Orucu ve Süresiz Açlık Grevi’nde (ÖO-SAG) şehit düşen devrimciler İzmir’de 25 Temmuz günü mezarları başında anıldı. Anma programı çerçevesinde, zindan direnişinde şehit düşen Tahsin Yılmaz ve Müjdat Yanat’ın mezarları ziyaret edildi.

Alınteri, BDSP, ESP ve Partizan Bornova Mezarlığı girişinde kortej oluşturularak “‘96 Süresiz Açlık Grevi ve Ölüm Oruçları Şehitleri ölümsüzdür!” pankartı arkasında Tahsin Yılmaz’ın mezarına yürüdü.

Anma etkinliğine başlamadan önce Tahsin Yılmaz şahsında ‘96 ÖO-SAG şehitleri ve tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu. Ardından Tahsin Yılmaz’ın hayatını anlatan konuşma yapıldı. Yılmaz’ın devrimci kimliğine değinilen konuşmada, içinde bulunduğu direnişlerden de örnekler verildi. Konuşmada, Yılmaz’ın 12 Eylül döneminde tek başına kaldığında dahi mücadeleyi sürdürdüğüne özel olarak vurgu yapıldı.

Konuşmanın ardından kısa bir şiir ve müzik dinletisi gerçekleştirildi.

Anma atılan sloganların ardından sona erdi ve Müjdat Yanat’ın mezarı başındaki program için Buca Kaynakları Mezarlığı’na geçildi.

Kitle Yanat’ın mezarına da sloganlar atarak kortejler halinde yürüdü. Yanat’ın mezarı başındaki programda hayatını anlatan bir konuşma yapıldı.

Konuşmada, Yanat’ın yürüttüğü siyasal faaliyetlere ve emekçi kişiliğine vurgu yapılırken, devrimci mücadeleye olan bağlılığı da ele alındı.

Konuşmanın ardından şiir dinletisine geçildi. Anma “Bize ölüm yok” marşının seslendirilmesinin ardından atılan sloganlarla sona erdi.


Sarıgazi

1996 Süresiz Açlık Grevi ve Ölüm Orucu şehitleri 25 Temmuz Pazar günü, Sarıgazi Mezarlığı’nda gerçekleştirilen törenle anıldı.

Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği’nin (TUYAB) çağrısını yaptığı anma eylemi için Namık Kemal Caddesi’nde buluşan kitle, Sarıgazi Mezarlığı’na sloganlar ve alkışlarla yürüdü. “S.A.G. ve Ö.O. Şehitleri ölümsüzdür” yazılı pankartın taşındığı yürüyüşün ardından devrim şehitlerinden Hayati Can’ın mezarı başında basın açıklaması okundu.

Açıklamanın ardından oğlu ölüm orucunda olduğu için kendisi de dışarıda açlık grevine başlayan anne Güzel Şirin söz aldı. Şirin, “O gün gençlerle birlikte sokaklarda ateş yaktık, beraber direndik. Şimdi de beraberiz. Yine birlikte ateş yakacağız” dedi.

Etkinlikte ‘96 ölüm orucu eylemine katılan Tekin Yıldız bir şiir okudu. Anma, Hayati Can’ın sevdiği marşların hep birlikte söylenmesiyle devam etti.

TUYAB bileşenleri ile birlikte BDSP’nin de yer aldığı anma eylemine yaklaşık 50 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir – Sarıgazi


 

 

 

HES karşıtı eylemler büyüyor

Cide Loç Vadisi Platformu, Kastomonu’nun Cide İlçesi’ndeki Devrekani Çayı üzerinde kurulacak olan HES’i protesto etmek için Loç’ta nöbet tutma eylemi ve basın açıklamaları gerçekleştiriyor.

Platform, 25 Temmuz günü Cide’de bir eylem gerçekleştirerek HES çalışmalarına engel olmak için nöbete başladı.

Eyleme Karadeniz İsyandadır Platformu da destek verdi. Nasrullah Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasını Zafer Keçin okudu.

Keçin şunları söyledi: “Türkiye’nin dört bir yanını saran bu talan projelerini Loçlular olarak reddediyoruz. Karadeniz İsyandadır Platformu’nun düzenlemiş olduğu Yaşam Yolculuğu’na Loç Vadisi Platformu da katılmış ve görmüştür ki köylüler yasal süreçleri beklemeleri konusunda uyarılırken şirketler vadileri hızla talan etmektedir. Bu yüzden Loç vadisinde faaliyet gösteren Orya Enerji vadimizden çıkana kadar suyumuzun başında nöbet tutmaya kararlı olduğumuzu ilan ediyoruz.”

İstanbul’da ise Loç Vadisi Platformu tarafından 28 Temmuz günü “Ümran Boru Loç Vadisi’nden defol” şiarıyla düzenlenen basın açıklaması Taksim Tramvay Durağı’nda yapıldı. Açıklamayı platform sözcüsü Erdinç Ay gerçekleştirdi.

Ay, Loç Vadisi’nde yapılması planlanan HES projesine karşı platformun yürüttüğü meşru ve hukuksal mücadele sürerken, Ümran Boru’nun tamamen hukuksuz bir biçimde iş makineleriyle vadiyi talan etmeye ve ağaçları kesmeye başladığını ifade etti.

Ay, “Ancak iki gün önce iş makinaları insafsızca vadimize gelerek çalışmaya başlamak isteyince bir kez daha Loç’luların direnişiyle karşılaştı. Firma, çareyi kolluk kuvvetlerini desteğe çağırmakta buldu. Jandarma, barikat kurarak köylüleri inşaat alanına yaklaştırmadıysa da, Loç Vadisi halkının kararlı tutumları sonucu firma, çalışmalarına iki gün ara verdiğini açıklamak zorunda kaldı.” diyerek sözlerine devam ederken, firmanın, mahkeme sonuçlanmadan, istenen bilirkişi raporları gelmeden bunca usulsüz ve haksız tutumuna karşı inşaata devam edip etmeyeceğini merak ettiklerini dile getirdi.